Jump to content

Gercegi Tartismak


evrensel-insan

Recommended Posts

 

Insanoglu kendini bildi bileli gercek kavramini; gercegin ne oldugu, neyin/nasil ve neden gercek oldugu, gercekte var olanin ne ve neden o oldugu, gercek varligin ne ve neden o oldugunu tartismakta ve tartisa gelmektedir.

Butun bu tartismalarin kavramsal temeli felsefidir. Felsefi olarak tartisilan bu kavramin, her bir one surumunun de ortaya attigi bir gerceklik kavrami vardir.

Gerceklik kavrami da buradaki gercek kavramindan hareketle kullanilan, gercek olarak varolan seylerin tumunu ifade eden bir kavramdir.

Ontoloji ve epistemoloji alaninda, bazen bu alanlari birbiriyle iliskilendiren bazen ayristiran anlam katmanlariyla kullanilan bir kavramdir gerçek.

Burdan yola cikarak gercegin gerceklik olarak ortaya konusu, ancak o ortaya konana bagli olarak bir anlam ve icerik kazanir.

Gerceklik, gunluk kullanimdaki anlamiyla, "var olan her şey" demektir. Bilimde, dinde ve felsefede farklı anlamları vardır.

Gercek(Truth) genelde, bilimde olgu, ontolojide de gerceklik ile baglantilidir.

Ontolojideki gercegin gerceklik algisi, Töz, değişen yüklemlere desteklik eden değişmez gerçeklik; kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan anlamındaki felsefi kavram. Öznede değil, kendinde var olan. Bağımsızca kendi içinde var olan.

İngiliz düşünürü John Locke, Latince altta bulunan şey anlamına gelen töz (substantia) deyiminden ne anlaşılması gerektiğini şöyle açıklamaktadır: "Niteliklerin yalnız başkalarına var olmakta devam etmelerini kavrayamıyoruz. Zorunlu olarak bunlara destek olan başka bir şeyin var olması gerektiğini düşünüyoruz. Destek olan şeyin birçok nesnelerde bulunduğunu varsıyıyoruz, işte bu ortak desteğe töz adını veriyoruz."

Fransız düşünürü Rene Descartes da şöyle demektedir: "Tözü düşündüğüm zaman var olmak için kendinden başka hiçbir şeyin varlığına muhtaç olmayan bir şeyi düşünüyorum. Açık söylemek gerekirse böyle olmayan yalnız Tanrıdır."
Hollandalı düşünür

Baruch Spinoza da şöyle diyor: "Töz sözcüğünden, kendiliğinden ve kendisi için var olanı anlıyorum. Bu kavramın meydana gelmesi için başka bir kavrama ihtiyaç yoktur."

Bilim doğada değişmeyen bir nesne ya da gerçeklik bulunmadığını savunmaktadır.

Bunun yanında bazı modern teoriler, varlıkların maddesel olarak değişiklik göstermeyen ortak maddeler olan kuarklardan meydana geldiğini öne sürmektedir.

Diyalektik felsefede töz, özdek demektir.

Diyalektik Materyalizm uzun bir felsefi geleneği, karşıt eğilimleri ve çatışmalarıyla birlikte mas ettiği ve onu aştığı iddiasındadır. Bir yandan Hegel'den diyalektiği, öte yandan Feuerbach'tan materyalizmi almıştır.

Marx diyalektik materyalizmi soyle aciklamistir.;

"Benim diyalektik yöntemim, Hegelci yöntemden yalnızca farklı değil, onun tam karşıtıdır da. Hegel için insan beyninin yaşam-süreci, yani düşünme süreci —Hegel bunu "Fikir" ("Idea") adı altında bağımsız bir özneye dönüştürür— gerçek dünyanın yaratıcısı ve mimarı olup, gerçek dünya, yalnızca "Fikir"in dışsal ve görüngüsel (Phenomenal) biçimidir. Benim için ise tersine, fikir, maddi dünyanın insan aklında yansımasından ve düşünce biçimlerine dönüşmesinden başka bir şey değildir." (Das Kapital,Almanca İkinci Baskıya Önsöz)

Dinde ise gercekligin kavrami hakikat ve bu temeldeki anlam ve iceriktedir.

Ontolojik ve dindeki kendi felsefi alanlarindaki tartismalarini burada birakarak, Epistemolojideki gercegin anlam ve icerigine gecelim.

Epistemoloji ya bili felsefesinde gercegin ne oldugu (truth) inanc (belief) ve dogrulama (justification) birlikteliginde vucut bular.

Iste bu uclu temelinde, gercegin ne oldugunu inancin dogrulamasi belirler.

Benim bireysel olarak savundugum, gerceklik ise; ontolojik degil; yapilandirilmis gercekliktir.

Bu temelde, insanoglu iradesinden bagimsiz bir gercek vardir, yalniz bu gercegin ne oldugunun her turlu anlami, icerigi, tanimi, tarifi ve degerlendirilmesi insanoglu yapilandirilmisligidir.

Ontolojik olarak ta toz temelli gercek insanoglu gercekligidir. Bunun tozsel olarak her hangi bir tek toze indirgenmesi (nesnel, oznel ve kavramsal) mumkun degildir.

Cunku bu indirgeme insanoglu tozunu insanoglu olmaktan bozar. Bu uc ontolojik toz, ancak insanoglu tozunu olusturur.

Bilim alaninda ise, konu gerceklik (realite) degil, olgu (fact) tir.

Bilim de degismez yani toz ozlu bir gerceklik yoktur. Olgu da tartismasiz gecerli kilinir ve gozlem ile yanlislanabilir.

Gercegi her yonu ile tartisirken;

Ancak kendi bunyesi (ontolojik/epistemolojik/bilimsel/dinsel) temelinde bir tartismada sonuc alinabilir.

Eger gercek, farkli bunyelerde tartisiliyorsa, bu tartismadan bir sonuca varilamaz.

Sonucta her gercegi kendi bunyesindeki one surumu ile ancak ortaya koyabilmek mumkundur.

Buradaki gercek ve onun temelindeki gercekligi tartismasinda, en onemli konu; degismez bir gercegin olup olmadigi ve bunun bilimsel ortaya koyumu.

Ya da bilimsel olarak gercekligin(realite) degil , olgunun(fact) ortaya koyumu ve bunun bilimsel gecerliligi ve tartisma disiligi ve de gozlem olarak yanlislanabilmesi yenilenmesi ve degisimi.

Dolayisi ile ilk tartisilacak nokta, gercekligin bir toz olup olmadigi, degismez bir gercekligin olup olmadigi ve bunun bilimsel dogrulanmasi.

Evet, gercek; toz olarak degismez bir ontolojik gerceklik mi tasir (oznelya da nesnel) yoksa gerceklik bilimsel bir olgu olarak yanlislanabilir ve degisebilir mi?

Gerceklik ontolojik midir, yoksa yapilandirilmis midir? 
Link to comment
Share on other sites

"  Epistemoloji ya bilim felsefesinde gercegin ne oldugu (truth)

inanc (belief) ve dogrulama (justification) birlikteliginde vucut bulur.  "  EI

 

Bu tanım sadece ontolojik ve teolojik gerçeğin ne olduğuna ilişkin bir tanımdır.

Yani konstruktüvist (yapılandırmacı) gerçeği içermiyor.

Oysaki epistemolji ontolojik, teolojik ve konstruktüvist vb büyün biligi katagorilerini içerdiğine göre

yukarıdaki  tırnak içersindeki ifade eksik olmuyor mu?

Link to comment
Share on other sites

"  Epistemoloji ya bilim felsefesinde gercegin ne oldugu (truth)

inanc (belief) ve dogrulama (justification) birlikteliginde vucut bulur.  "  EI

 

Bu tanım sadece ontolojik ve teolojik gerçeğin ne olduğuna ilişkin bir tanımdır.

Yani konstruktüvist (yapılandırmacı) gerçeği içermiyor.

Oysaki epistemolji ontolojik, teolojik ve konstruktüvist vb büyün biligi katagorilerini içerdiğine göre

yukarıdaki  tırnak içersindeki ifade eksik olmuyor mu?

Alintiyi yanlis yapmissin. :) Alinti burda;

 

Epistemoloji ya bili felsefesinde (bilim degil) gercegin ne oldugu (truth) inanc (belief) ve dogrulama (justification) birlikteliginde vucut bular.

 

Buradaki bili knowledge anlamindadir. Turkce de bilgi cesitli anlamlara gelir ve enfermasyonu da icerir. Epistemolojideki ise "bili" yani," bilginin bilinmesi" anlamindadir. 

 

Cumle burda;

 

Gercek(Truth) genelde, bilimde olguontolojide de gerceklik ile baglantilidir.

 

Kisaca- Epistemoloji, yani felsefenin bilgi ile ilgili dalinda; bilginin anlami "gercegin ne oldugunun (truth) inanc ile dogrulanmasidir,

 

Ontoloji de gerceklik ise, varlik temelinde toz temelindedir.

 

Bilimde ise, gerceklik ya da truth-gercegin ne oldugu yerine, olgu yani tartismasiz gecerli bilgidir.

 

Yapilandirmaci epistemoloji, hem bilginin hem de bilimin felsefesidir.

 

Bilgi olarak "gercegin ne oldugunun yapilandirilmislik oldugunu soyler.

 

Gerceklik bu temelde "insanoglunun iradesinden bagimsiz bir gerceklik vardir, yalniz bu gercekligin anlami, icerigi tanimi tarifi v.s. insanoglu yapilandirilmisligidir" der ve gercekligin ontolojik degil, yapilandirilmis oldugunu savunur.  

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...