evrensel-insan Konu tarihi: Mayıs 11, 2014 Report Paylaş Konu tarihi: Mayıs 11, 2014 Ben nedir?, bir parca mi/butun mu/ayrim mi/fark mi/ayni mi/farkli mi? aslinda bu sorular daha da cogaltilabilir, yalniz onemli olan bu ana sorularin ne oldugunu algilamak, bunlarin birbiri ile olan iliski/celiskilerinin bilincinde ve farkinda olmak.En basta, en onemli ve farkina ve de bilincine bugune kadar varilmamis olan bir noktayi acikliga kavusturalim.Hangi benden bahsediyoruz?, madde mi/ dusunce mi/ varlik mi/ varolus mu/evren mi/doga mi/ dunya mi/ hayvanlar ve de herhangibir turu mu/bitki mi/en kucuk canli mi/DNA mi/Gen mi/Atom mu/Atom parcacigi mi/ v.s. goruldugu gibi bu soru da uzar gider.Peki bu sorulari, soran ben neyim? BIR INSANOGLU TURU.Peki benim bu sorularimi okuyacak olan kim? BIR INSANOGLU TURUPeki bu sorulari ve cevaplari ve de yukarida yazilan, yazilari yazan kim? BIR INSANOGLU TURU.Demekki farkina varilmayan ve bilince cikmayan, benin ne oldugu degil; BEN'IN NE OLDUGUNU ORTAYA ATAN, ONUN NE OLDUGUNU ACIKLAYAN, ONUNLA ILGILI SORULAR SORAN VE CEVAPLAR VEREN INSANOGLU TURUNUN OLDUGUDUR.Iste herseyden once neyin ne oldugu degil; neyi ne olarak ortaya koyanin kim/ne oldugunun algilanmasi, bilince cikmasi ve farkindaligina erisilmsi gerekir.Eger bir kisi, bunun bilincine ve farkina varirsa; ve neyi ne olarak ortaya koyanin, temelinin bir insanoglu turu oldugunu algilarsa; herseyin ne oldugunu algilamak cok daha berraklasir ve acikliga kavusur.Iste insanoglu; ne butunu, ne farki ortaya koyarken, ne ayirir, ne birlestirirken, ne de neyin ne oldugunu ortaya koyarken, HEP KENDISINI DISARIDA TUTAR ve SANKI BUTUN BUNLARI YAPANLARIN KENDI TURU OLMADIGINA KENDISINI INANDIRIR.Insanoglunun bugunku geldigi nokta, ne seyin ne oldugunu ortaya koyabilmis olmak, ne seyin en kucugunu ortaya koyabilms olmak, ne seyin en buyugunu ortaya koyabilmis olmak, ne neyin zamansal; ilk/son/once/sonra v.s. oldugunu ortaya koyabilmis olmaktir.Sadece ortaya koyduklarinin kendi turu icindeki farkliligindan tartisir, ve kendi turu icinde her bir kendi ideolojik inancsal dogrusuyla, hem kendini sabitler ve bu dogruyu kendine sahiplenir, hem de diger ideolojik inancsal dogrulara karsi cikar, onlari kendi dogrusuna uydurma mucadelesi verir ve tum bunlari da yaparken, bunlari yapanin kendisi ve kendi turu oldugunun farkinda ve bilincinde degildir. Saki kendi turu disinda, kendisinin dialog kurdugu baska turler varmis gibi, onlarin adina ve onlara kendi turunun ozelliklerini vererek ahkam keser. Bir de ustelik, butun bunlari, kesinlik, ispat, sabitlik, kanit v.s. temelli NOKTALAMA VE SONLANDIRMA ILE YAPAR.Kendi ortaya attigi halde, kendi yoktur. Ya madde/dusunce/tanri/evren/dunya/doga/ v.s. vardir, ya da kendi icin kendi adina ortaya attigi; isim, soyad, cinsiyet, toplum, ulke, ahlak, din, milliyet, anane, gelenek, v.s. vardir.Iste tum bu varlari adina, mucadele ederken, KENDISI YOKTUR.Bu tamda Nasrettin Hoca'nin essek hikayesidir. Hoca essegine binipte, essekleri saydiginda, farkli; esseginden inipte essekleri saydiginda farkli sayi ortaya cikar. Iste insanoglu da "bu, budur/degildir" derken bunu diyenin kendisi oldugunun yani, Hoca'nin kendi essegini uzerindeyken saymayi unuttugu gibi, bilmediginin ve farkinda olmadiginin bilincinde degildir.Iste bu temelde benin, butun mu/parcami/ayrim mi/fark mi/birlestirim mi/ v.s. oldugu degil; bu benin sadece insanoglu turunun beni oldugunun farkina ve bilincine varmak onemlidir.Yani, insanoglu HEM KENDI TURU, HEM KENDI BIRI, HEM BASKA ALGILADIGI DIGER HERSEY VE HERBIRSEY, TUM SOYUT VE SOMUTLARIN KENDI KENDILERINI DEGIL; INSANOGLU ALGISI VE TURU TEMSILCILIGIYLE ORTAYA KONDUGUNUN BILINCINDE VE FARKINDA DEGILDIR.Oyuzden ne dusunursek, nasil davranirsak davranalim bunun tek bir temeli vardir, bu ne madde/dusunce/tanri/yaratici/ozne/nesne/soyut/somut/izm/felsefe/bilim/bilgi/ogreti/tabular/degerler/veriler/kanunlar/ v.s. degil; bunlari dile getiren insanogludur.Demekki, herseyden once ve hersey adina insanoglu turu vardir. "Bu budur/degildir-ben ...im/degilim, bu dogru/yanlis" v.s. temelli dusunce ve davranis uretirken; bu uretimin tek canlisinin insanoglu turu oldugunu asla unutmamak gerekir.Yani "bu, budur/degildir" yerine "buna bu/degil diyen insanogludur" cumlesi bize temelin ne olarak alinmasi gerektigini hatirlatir.Iste bu temelde hersey, insanoglu ben'inin bu uc celiskisinin disa, yani kendi turune yansisidir. Bu temelde de, tum mucadele, insandisi ve insanlikdisidir. Cunku mucadeleyi yapan, mucadele icinde kendini gorememekte ve degerlendirememektedir. Izm savasi verirke, bu savasi kendi verdiginin farkinda ve bilincinde degildir. Cunku onun icin, kendi degil; verdigi izm savasi ondedir. Butun bunlarda, insanoglu turu birinin yasam ve iliskisinin hic bir zaman en on planda olmamasini getirir. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
ilgi Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Oyuzden ne dusunursek, nasil davranirsak davranalim bunun tek bir temeli vardir, bu ne madde/dusunce/tanri/yaratici/ozne/nesne/soyut/somut/izm/felsefe/bilim/bilgi/ogreti/tabular/degerler/veriler/kanunlar/ v.s. degil; bunlari dile getiren insanogludur. Evet düşünceyi ve ona temel davranışı üretenin tek kaynağı insanoğlu ama, insanoğlunun düşüncesi de doğadaki olgu ve olaylarla SOMUTLAŞIR. Somutlaşmayan düşünce(soyut düşünce) ve ona bağlı davranışın kaynağı insanoğlu ise, somut düşünce ve davranışın kaynağının ise, hem insanoğlu, ve hem de doğadaki olay ve olgular olarak değerlendirmek gerekli. Yani bir başka deyişle düşünce ve davranışların kaynağı sadece değil, özne+madde/nesne dir. Madde ve nesne olmaksızın insanoğlu olamayacağı gibi, düşünce ve davranış ta üretemez. Somut ve bilimsel düşünce, madde ve nesne olmadan olabilir mi? 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
ilgi Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Demekki, herseyden once ve hersey adina insanoglu turu vardir. "Bu budur/degildir-ben ...im/degilim, bu dogru/yanlis" v.s. temelli dusunce ve davranis uretirken; bu uretimin tek canlisinin insanoglu turu oldugunu asla unutmamak gerekir. Yani bir başka deyişle düşünce ve davranışların kaynağı sadece özne değil, özne+madde/nesne dir. Madde ve nesne olmaksızın insanoğlu olamayacağı gibi, düşünce ve davranış ta üretemez. Somut ve bilimsel düşünce, madde ve nesne olmadan olabilir mi?"Herşeyden önce ve adına insanoğlu" dediğimiz zaman insanoğlunu tanrılaştırırız. Düşünce ve davranış nesne ile vardır. Nesne olmadan düşünce ve davranış olamaz. Yani su dan bahsedecek olursak, sadece oksijen kaynak/temel olamaz. Hidrojenden de bahsetmemiz gerekir. Yani, ben merkezli fikir ve davranış üretiminde, önemli olanın somut ve soyut bilginin ayırımı dır şeklinde düşünüyorum. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
ilgi Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 GERÇEK: Gerçek kavramı insandan bağımsız olarak var olmayı ifade eder. Gerçek, biz görsek de görmesek de, dokunsak da dokunmasak da, düşünsek de düşünmesek de var olan şeylerin var olma biçimidir. Biz görmesek de bilmesek de dünyanın bir yerindeki bir taş vardır ve oradadır. Taşın varlığı bizim zihnimizden ve varlığımızdan bağımsız olarak gerçektir. Yani taşın varlığı insan tarafından oluşturulmamıştır. O taşı görmediğimiz için hakkında hiç bir zihinsel yaşantımız olmayabilir ama taş yine de vardır. Taş, toprak, eşyalar ve çevremizdeki diğer cisimler bizden bağımsız olarak var olan nesnelerdir. Sadece kendi varlıkları değil, zaman içinde katıldıkları olaylar da "gerçek"tir. Suyun akması, havaya atılan cismin düşmesi, elektrik enerjisi gibi olaylar da "gerçek"tir. Bunlar da insan zihninin ürünü değildir. Yukarda gerçek hakkında böyle bir tanım yapılmış. Ve şöyle denilmiş. "Biz görmesek de bilmesek de dünyanın bir yerindeki bir taş vardır ve oradadır." Birisi de kalkar diyebilir ki; "Biz görmesek te görsek te orada bir yerde bir TANRI vardır. Bu gerçektir ve oradadır." Ama taş ve tanrı farklı şeyler. Birisinin gözlemlenme olasılığı hatta fotoğrafının çekilebilme olasılığı var. Ve de tümevarım gerçeği. Tanrı ise öyle değil. Gözlemlenebilme olasılığı yok ve tümevarım gerçeği değil. Şimdi sorular; Dış nesnellik(gerçek) dediğimiz olgu ve olaylar olmadığında biz olabilir miyiz? Zihnimiz olabilir mi? Zihnimiz NE'ye göre fikir üretebilir? Konunun başındaki "ben" gerçekliği aslında bir bütün olarak DOĞA değil midir? Evet, neyin ne olduğunu ortaya koyan insanoğludur ama, NEYE GÖRE göre koyduğu da bir gerçektir. ŞEY olmasa ŞEYE GÖRE(bilgi) de olmaz. ŞEY'e göre olmayan bilgi ise GERÇEK (SOMUT) DEĞİLDİR. Bunlar da insan zihninin ürünü değildir. diyor ama, aslında insan zihninin ürünü fakat ŞEY'e (SOMUT ŞEY, GERÇEK) göre insan zihninin ürünü. Bir bütün yani. Su gibi. Oksijen olmadan su olamayacağı gibi, hidrojen olmadan da olamayacak. Değil mi? 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Evet düşünceyi ve ona temel davranışı üretenin tek kaynağı insanoğlu ama, insanoğlunun düşüncesi de doğadaki olgu ve olaylarla SOMUTLAŞIR. Somutlaşmayan düşünce(soyut düşünce) ve ona bağlı davranışın kaynağı insanoğlu ise, somut düşünce ve davranışın kaynağının ise, hem insanoğlu, ve hem de doğadaki olay ve olgular olarak değerlendirmek gerekli. Yani bir başka deyişle düşünce ve davranışların kaynağı sadece değil, özne+madde/nesne dir. Madde ve nesne olmaksızın insanoğlu olamayacağı gibi, düşünce ve davranış ta üretemez. Somut ve bilimsel düşünce, madde ve nesne olmadan olabilir mi?Somut ve bilimsel dusunce INSANOGLU FENOMENI OLMADAN OLAMAZ. Cunku insanoglu kendi fenomeni dahil, diger her turlu fenomeni algisi, gozlemi ve kavramsal bilgisi ile ve de kendi adina kendi icin ve kendi eliyle ortaya koyar. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 "Herşeyden önce ve adına insanoğlu" dediğimiz zaman insanoğlunu tanrılaştırırız. Düşünce ve davranış nesne ile vardır. Nesne olmadan düşünce ve davranış olamaz. Yani su dan bahsedecek olursak, sadece oksijen kaynak/temel olamaz. Hidrojenden de bahsetmemiz gerekir. Yani, ben merkezli fikir ve davranış üretiminde, önemli olanın somut ve soyut bilginin ayırımı dır şeklinde düşünüyorum. Burada verilmek istenen epistemolojik olgudur. Bu olguya gore ve bu olgunun algisina gore, Kendi fenomeni dahil; her turlu fenomeni ortaya koyan insanogludur. Yarin baska bir fenomenal bir turortasya cikar, insanoglu ile dialog kurarsa o zaman bu olgu gozlem ile yanlislanir. Su an epistemolojik olarak insanoglu turu FENOMENLER ARASINDA KENDI DE DAHIL HER TURLU FENOMENI ORTAYA KOYAN VE DE BUNU KENDI ADINA VE KENDI YETILERIYLE YAPAN TEK TURDUR. Amac bunun farkindaligi ve insanoglunun ZIHINSEL INSANLASMASIDIR, TANRILASMASI DEGIL. Cunku bilimsel bilissel temelde insanoglu zaten kendi aklinin urunu olan tanrinin farkinda ve bilincindedir. Yani tanri insanoglunun aklinin urunudur. Dedigini zaten emperyalist zihniyet yapmaktadir "ben istersem yasarsin, istersen olursun v.s." diye. Iste buradaki ben merkezli yanasim, insanoglunun KENDI TURUNUN BIR BIRI OLDUGUDUR. Bunun egosal ya da insansal olarak farki da benin bireyciligi ya da bireyligi farkidir. Daha once bilinc konusunda bu farki aciklamistim. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 19, 2014 Yukarda gerçek hakkında böyle bir tanım yapılmış. Ve şöyle denilmiş. "Biz görmesek de bilmesek de dünyanın bir yerindeki bir taş vardır ve oradadır." Birisi de kalkar diyebilir ki; "Biz görmesek te görsek te orada bir yerde bir TANRI vardır. Bu gerçektir ve oradadır." Bu ikisini de diyen insanoglu degil mi? Ama taş ve tanrı farklı şeyler. Birisinin gözlemlenme olasılığı hatta fotoğrafının çekilebilme olasılığı var. Ve de tümevarım gerçeği. Tanrı ise öyle değil. Gözlemlenebilme olasılığı yok ve tümevarım gerçeği değil. Iste buradaki fark algi ve gozlem farki. inancsal ile bilimsel farki Akilci ile gozlemci farki. Şimdi sorular; Dış nesnellik(gerçek) dediğimiz olgu ve olaylar olmadığında biz olabilir miyiz? Zihnimiz olabilir mi? Zihnimiz NE'ye göre fikir üretebilir? Insanoglu nedir ve insanoglu turunun biri nedir? Gercegi ortaya koyan kimdir/nedir? Konunun başındaki "ben" gerçekliği aslında bir bütün olarak DOĞA değil midir? Iki turlu ben vardir, sahte ben-ego. Kendi beni-Kendilik. Buradaki kendilik insanoglunun ortaya koydugu sahte egodan arinmis bendir. Ya da kendi disindaki fenomenin gozlem ile algilanan benidir. Burada fenomen ne ile adlandirilmissa, onun kendiligi soz konusudur. Evet, neyin ne olduğunu ortaya koyan insanoğludur ama, NEYE GÖRE göre koyduğu da bir gerçektir. ŞEY olmasa ŞEYE GÖRE(bilgi) de olmaz. ŞEY'e göre olmayan bilgi ise GERÇEK (SOMUT) DEĞİLDİR. Algisina, gozlemine kavramsal bilgisine gore. Iste burada orta konan kavramsal bilginin ne oldugunu daha once cesitleri ve sifatlariyla aciklamistik. Bunlar da insan zihninin ürünü değildir. diyor ama, aslında insan zihninin ürünü fakat ŞEY'e (SOMUT ŞEY, GERÇEK) göre insan zihninin ürünü. Bir bütün yani. Su gibi. Oksijen olmadan su olamayacağı gibi, hidrojen olmadan da olamayacak. Değil mi? Burada insan zihninin urunu olan sey, KAVRAMSAL BILGIDIR. Iste bu kavramsal bilgi seyleri cesitler ve siniflandirir. Iste burada FARKIN FARKINA VARMAK konusu devreye girer. Ayni " Turk olmadan, T.C. olmayacagi gibi; laz, kurd, alevi olmadan da T.C. olmayacak; degil mi?" gibi. Cunku suyun bilesenlerinden biri olmadan su olmaz. Ayni Turkiye toplumunu olustuanlasrdan biri olmadan T.C. olamayacagi gibi. Burada onemli olan BUTUNUN ARKLARININ FARKINA VARMAK VE HER BIR FARKIN, BUTUNU OLUSTURAN DIGERLERINDEN FARKLI BIR PARCA OLDUGUNU ALGILAMAK. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
ilgi Mesaj tarihi: Mayıs 20, 2014 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 20, 2014 Yukardaki açıklamalarınla farklı düşünmüyorum. Benim farklı düşündüğüm aşağıdaki cümlen. Demekki, herseyden once ve hersey adina insanoglu turu vardir. Bu cümlenden hemen şu aklıma geliyor; Her şeyden önce/adına insanoğlu varsa, İnsanoğlu tanrıdır! İnsanoğlu şeyleri/fenomenleri kavramlaştırıyor diye onlardan önce ve adına olduğunu kabullenmemiz mi gerekir? Bu, insanoğlunu tanrılaştırmak anlamında değil midir? Evet ben maddenin insanoğlundan önce olduğunu söylüyorum ama, maddeyi tanrılaştırmıyorum. İnsan, maddenin bir türü olmakla birlikte, farkına varıp onu kavramlaştıran bir türüdür diyorum. Henüz daha materyalistçe düşünüyorum. Qua felsefesini kavrayamadım. İnsan olamasaydı madde olmazdı felsefesi bana mantıklı gelmiyor. Madde insanlar tarafından kavramlaştırılmış olsa bile, kavramlaştırılmamış bir olgu ve olayı yok sayamayız. Diğer canlı türü de olgu ve olayın farkında. Mesela diğer canlılar bir doğa olayının farkına vararak yavularına yuvanıza girin mesajı vermekte. Bunu yaptırmakta. Veya maddenin ilk ve tek olduğunu söylemek maddeyi tanrılaştırmak değildir ki.. Tümevarımsal olarak başka alternatif tez gözükmüyor. - İnsan maddeden önce.- Madde insandan önce. Yukardaki tezlerden hangisi geçerli? 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mayıs 20, 2014 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 20, 2014 Yukardaki açıklamalarınla farklı düşünmüyorum. Benim farklı düşündüğüm aşağıdaki cümlen. Bu cümlenden hemen şu aklıma geliyor; Her şeyden önce/adına insanoğlu varsa, İnsanoğlu tanrıdır! İnsanoğlu şeyleri/fenomenleri kavramlaştırıyor diye onlardan önce ve adına olduğunu kabullenmemiz mi gerekir? Bu, insanoğlunu tanrılaştırmak anlamında değil midir? Su anda zaten "antropoteizm" denilen "tanrilara insanoglu yetisi, ozellikleri verilmesi" temelinde bir inanc var. Evet ben maddenin insanoğlundan önce olduğunu söylüyorum ama, maddeyi tanrılaştırmıyorum. İnsan, maddenin bir türü olmakla birlikte, farkına varıp onu kavramlaştıran bir türüdür diyorum. Henüz daha materyalistçe düşünüyorum. Qua felsefesini kavrayamadım. İnsan olamasaydı madde olmazdı felsefesi bana mantıklı gelmiyor. Henuz insanoglu kendi tursel varliginin bilisselliginde olmadigi icin, antropoteizmin tam tersi olan "insanoglunun tanrilasmasi/tanrilastirilmasi" tehlikesi henuz yok. Gerci emperyalist zihniyet, tanriyi oynuyor ama; bunun bilisselligi henuz yok. Iste evrensel-insan zihniyeti; boyle bir tehlikeye karsi, zaten insanoglunun insanlasmasi/insanlastirilmasini savunuyor. Bu temelde boyle bir tehlike dogdugunda "zihinsel tanrilasmak" ve zihinsel insanlasmak" mucadelesi dogacak. Yani egonun kendini tanrilastirmasi ile, kendiligin kendini insanlastirmasi mucadelesi. Cunku burada egonun cikari tanri yerine gecerek, her seyi kendine mubah ve mesru sayarken, kendiligin insanlasmasi buna tur bilisselligi ile karsi cikacak. Bu durum ilerisi asama. Madde insanlar tarafından kavramlaştırılmış olsa bile, kavramlaştırılmamış bir olgu ve olayı yok sayamayız. Diğer canlı türü de olgu ve olayın farkında. Mesela diğer canlılar bir doğa olayının farkına vararak yavularına yuvanıza girin mesajı vermekte. Bunu yaptırmakta. Veya maddenin ilk ve tek olduğunu söylemek maddeyi tanrılaştırmak değildir ki.. Tümevarımsal olarak başka alternatif tez gözükmüyor. - İnsan maddeden önce. - Madde insandan önce. Yukardaki tezlerden hangisi geçerli? Bu konu ile ilgili benim cok detayli yazdigim bir baslik var. Senin de orada mesajlarin var. Bence kendi mesajlarin da dahil orayi bir daha bu mesajina yonelik okursan, bazi seylerin daha netlesecegini dusunuyorum. Kisaca insanoglu madde kavramini, M.O. 4000 yilinda ortaya atmistir. Yani madde kavram olaraK BU TARIHTEN ONCE YOKTUR. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1019-metafizik-varlik-tartismasinin-sonu/ Burada konu varliksal bakis acisi ile var/yok degil; bilgisel bakis acisi ile; her seyin anlam v e icerik kazanmasinin taniminin tarifinin ve kavramsal bilgisinin, INSANOGLU TURU FENOMENAL VARLIGINDA MUMKUN OLDUGUDUR. Iste bu mumkunlukte, zamansal olarak insanoglu; bir seyin tarihini KENDI TURSEL VARLIGINDA, KENDI TURSEL VARLIGI OLMADIGI DONEME TASIYABILIR. Mesela dunyanin zamansal yasi- 4.5 milyar yildir. Bu tarih insanoglu varligindan onceyi isaret eder. Yalniz bu tarihi insanoglu kendi varliginda ortaya atmistir. Burada onemli olan NE HAKKINDA NE SOYLENIRSE SOYLENSIN, BUNUN SOYLEYENI INSANOGLUNUN OLDUGU VE BU SOYLEMI KENDI TURSEL VARLIGINDA YAPTIGIDIR. Tabiki soylemi zamansal olarak kendi varliksal oncesine gidebilir. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now