Jump to content

Herseye Anlam/Icerik Veren, Insanoglu Turu ve Onun Biridir


evrensel-insan

Recommended Posts

Kendi turu ve biri dahil, herseye ve her bir seye anlam, icerik, soyutlama, oznellik, ozellik, kavram veren; bu sitedeki her yazarin da dahil oldugu insanoglu turu ve onun bolunmez, butunu olan biridir.

 

Bu su demektir. Yine insanoglu eliyle ortaya atilan hic bir insandisi degerin, ogenin, olgunun,varligin, soyut/somut; nesnel/oznel, ozsel/gorunussel, ozel/genel boyle bir yetisi yoktur.

 

Buna, her turlu ve her bir yaratici, Tanri, her bir ve her tur tanrisal, inancsal, ideolojik, teorik v.s. algilamayla ozdeslestirilen somut veri, deger, tabu; ayrica; madde, evren, evrim, varolus, doga, dunya ve bilimum metafizik ve etik ideolojik inancsal veriler, tabular, degerler ve de bilimum bilim dallari ve bilimsel buluslar, deneyler, ve bildirilen, belirtilenler v.s. dahildir.

 

Kendi dahil herseyi soyutlamasiyla iceriklediren ve anlam/tanim/tarif v.s. katan tek tur insanoglu turu ve onun bolunmez butunu biridir.

 

Insanoglu yok ise; ortada bir anlam, icerik, soyutlama, ozellik, oznellik, nesne,madde, varlik, evren, evrim, dunya, doga ve bilimum dile gelen kavramlar ve isimler yoktur. Olsa bile bunlari ortaya koyacak herhangibir baska turun ortaya koyacagini algilayacak insanoglu turu ve biri yoktur.

 

Insanoglu yoksa, hersey ve herbirsey; anlamsiz, iceriksiz, ozelliksiz, soyutsuz, ve ortaya koyumsuzdur.

 

Bunun aksini dusunen arkadaslardan, bu islevi yapanin insanoglu turu ve onun biri degilde, baska bir guc, olgu, veri, varlik v.s. oldugunu ortaya koymak isteyen varsa, buyursun ve ortaya koydugu bu baska gucun, bu islevi ve ozellikleri nasil barindirdigini o guc adina, eger onunla bir dialogu varsa, dile getirsin.

 

Bu teze karsi bir antitez ortaya koyabilen varsa, yorum, gorus ve fikirlerini beklerim.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

  • Like 24
Link to comment
Share on other sites

Insanoglu Turu ve Birinin Uclu Alternatifsizligi

 

insanoglu turu ve biri, kendi disinda kalan, diger canli/cansiz parcalar ve butun temelinde, uclu yetiye sahip tek turdur ve epistemolojik olarak alternatifi yoktur.

 

Bu alternatifsizligin temelini SOYUTLAMA YETISI teskil eder. Bu soyutlama yetisi de, insanoglunun beyninin !? isaretleri olan "var" algisinin, sorusuna ve cevabina dusunce olarak "gebe kalip" bu gebeligin sonucu, soru ve cevabin kavram olarak dogmasidir.

 

Simdi buradan insanoglunun bu uclu soyutlama yetisine ve onun soyut/somut temeline bakalim.

 

"!?" yu beyni ile algilayan, dusunce olarak gebe kalan ve dogumu kavram olarak yapan, KIMDIR? Bu soruya, insanogluna bir alternatif olarak cevap vermek mumkunmudur?,

 

Hayir, epistemolojik olarak mumkun degildir. Cunku, henuz soyutlama yetisi olan baska bir kim yoktur. Yarin, insanogluna en yakin tur olan maymun turunun boyle bir yeti kazanmasi ve insanogluna alternatif olarak soyutlama ortaya koymasi; bilimin ve bilimselligin calismalari temelinde ve maymun turunun evrimsel olarak gelisesi temelinde, kesin olarak olumsuz bir cevap vermek ve konuyu sonlandirmak mumkun degildir.

 

Bu kim, ayni zamanda, verdigi tum cevaplarla, kendi turu de dahil olmak uzere, ne yi ortaya koymaktadir. Peki insanoglu turunun, bir ne ortaya koyucu olarak alternatifi var midir?, Cevabimiz gene, epistemolojik olarak, "hayir" olacaktir. Sonrasi ise, her turlu gelisimin insanoglu disinda bir NELEME yetisi olacaktir.

 

Peki, insanoglu bir kim olarak ve alternatifsiz kim olma temelinde, yine alternatifsiz ne yi ortaya koyan olarak, bunu nasil basarir?

 

Iste buda, insanoglu soyutlamasinin, soyut temelini veren, kavramlastirma, KAVRAMI, KIM ILE VE NE ILE OZDESLESTIRME temelindedir.

 

Iste insanoglunun, hem nesnel, hem de oznel temelini veren, kavram ile ozdeslestirme yetisi, epistemolojik olarak alternatifszdir.

 

Bu alternatifsizligin algilanamamasinin altinda, insanoglu turu ve biri faktorunun algilanamamasi ve insanoglunun kim olarak ve ne olarak ortaya koyduklarinin, sanki kimin ve nenin kendi adina kendini, insanoglu turu ve biri disi, baska bir guc veya faktor olarak ortaya koydugu izlenimi verir.

 

Iste bu insandisi temelli metafizik (ontolojik/teolojik/etik) izlenim, insanoglunun kendi kendisini "kandirmaktan" baska bir icerik tasimaz.

 

Sonucta "doganin kanunu budur, dogal olan budur" derken, aslinda " ben (insanoglu turu ve biri) doganin boyle bir kanunu oldugunu ortaya koyuyorum, dogal olarak ortaya konan bu durum, benim (insanoglu turu ve biri), ortaya koyumumdur" dediginin henuz, bilincinde ve farkinda degildir.

 

Cunku, ne doga; DOGALLIK OZELLIGINE VE OZNELLIGINE SAHIPTIR, NE DE "BEN DOGAYIM" SEKLINDE KENDI KENDINI ORTAYA KOYABILECEK BIR KONUMDADIR.

 

Burdan, dogalligin, dogaya insanoglu monologuyla verilen ve insanoglu turu ve biri ozelliklerini tasiyan bir oznellik oldugu, doga, nin da; insanoglu var temelli !? isaretinin, cevabi olan bir kavram oldugu ortaya cikar.

 

Buradan da, varinin yansisi algilanan ve algisi, kavram ile ozdeslestirilerek yansitilan "Doga" EKLENTISI yetmiyormus gibi, bir de buna oznel ve insanoglu ozelligi olan DOGALLIK ICERIGI EKLENMISTIR.

 

Buradan da, insanoglunun gorunussel nesne eklentisinin, ilk el eklenti, onun gorulmeyen, ozsel eklentisinin de ikinci el eklenti oldugu ortaya cikar.

 

Bu temelde de, ideolojik inancsal dogrularin hepsi, ilk el degil; ikinci el eklentilerdir. Ilk el eklenti algilanmadan ve farkina varilmadan, ikinci el eklentiyi algilamak ise, mumkun degildir.

 

Iste bu temelde, once ILK EL EKLENTI OLAN NESNE ALGILANMALI KI, IKINCI EL EKLENTI OLAN OZNENIN ALGILANMASI MUMKUN OLSUN.

 

Tabi buda, oznelligin, yaraticiya verilmesi, ya da nesne ile ozdeslestirilmesi, yapilmaz ise, mumkundur.

 

Yoksa, nesnel, ya da oznel tanrilastirma kacinilmazdir. Yani, alternatifsizligi, epistemolojik olarak algilayamama.

 

Tabi bu arada, insanoglu turu ve biri faktorunun, bu temelde, ve dogal zihniyet ve dogal egonun eliyle, teslimiyeti temelinde, TANRILASTIRILMASI DA; yapilacak, en son "hatadir"

 

Sonucta, tanri, tanrisal dusunce degil; tanrisal zihniyetin, bilinc alti yerlesiminin olumlu/olumsuz yonlendirimi KENDI TURU VE BIRINI KENDI ELIYLE TANRILASTIRMA durumundadir. Tabi, dogal zihniyetin ve dogal egonun, bilinc alti yonlendiriminin "son duragi olarak"

 

Sonucta, insanoglu turu ve birinin, dogal zihniyet ve dogal egosunun, bencil, ayrimci, cikarci v.s. temelinde guc ve otorite yoluyla tanrilastirilmasi, ROBOT BIREYLER VE ITAAT EDEN CEMAATLER anlamini tasir. Bu da, insanoglu turu ve birinin, sahip oldugu vucudunu, yonlendirilen dusunce ve davranis ile, kendi istedigi gibi degil; kendinden istendigi gibi, yonlenmesidir.

 

Iste BIREY BILINCININ onemi burda, bir kez daha ortaya cikmaktadir. Cunku alternatifsizlik, epistemolojik olarak, insanoglu turu ve birinin disindadir. Ama, insanoglu turu ve biri kendi bunyesinde, bu her turlu tanrilastirma zihniyetinden, kendinden istendigi gibi degil, kendi istedigi gibi kendini yonlendirerek, kurtulacak ve arinacaktir. Iste bu INSANSAL ZIHNIYET alternatifi, yine insanoglu turunden cikacaktir, daha once epistemolojik olarak bir maymun turunden, cikmaz sa!

 

Belki de, bir maymun turunun soyutlama yetisine sahipligi, tarihsel olarak; tum insanoglu turunu birbirine baglayacaktir ve insanoglu kendi turu ici "cekismeyi, yarisi, ust/alt iliskisini ve biri birini teslim almayi, biri birine hukmetmeyi, yonlendirmeyi v.s." birakacaktir, kim bilir!

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Ne başlığın ne anlama geldiğinden birşey anladım, ne de yazılardan.

Saygıdeğer Evrensel-insan;

Zevk mi alıyorsun okuyanlara işkence çektirmekten? :D

Yahu tek bir cümleni anlayabilmek için 2 dk. sözcükleri tek tek düşünüp uğraşmak gerekiyor.

Bize de yazık kardeşim ya!

Okumak istiyoruz, tartışmak istiyoruz ama sen kapılarını kapatıyorsun.

Lütfen! Bizi anla artık ve bu işkenceye son ver! :)

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

 

Kisaca, kendi dahil her seye anlam ve icerik veren insanogludur.

 

Sey kendi kendisini ortaya koyamaz.

 

Seyi ortaya koyan insanogludur.

 

Ortaya koyan insanoglundan baska da, seyi ortaya koyabilen henuz bir tur veya parca yoktur.

 

Bu dort cumleden anlanmayan varsa belirt.

 

Belki sorularlacumleler daha anlasilir, dile getirilebilir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

 

Baska nasil izah edilir, bulamiyorum. Birde soyle deneyeyim.

 

Insanoglunun disinda, insanogluna yansiyan ve insanoglunun algiladigi bir gercek (reality) vardir, fakat bunun ne oldugunu, ne anlama geldigini ve nasil bir icerige sahip oldugunu kendi de dahil; ortaya koyan tek tur insanoglu turudur.

 

Yani, hersey insanoglu yapilandirilmisligidir.

 

Odak noktasi insanogludur, hersey insanoglu kokenli (anthropomorphic) ve insanoglu merkezliidir (anhtropocentric).

 

Varlikta, gercekte, dogruda yapilandirilmis bir bilgidir ve bilgide bir turevdir.

 

Bu bakis acisinin adi, yapilandirmaci epistemoloji (constructive epistemology) dir.

 

Burada metafizigin ontolojik ve teolojik ve de teleolojik etik bakis acisi yoktur. Bu bakis acisi epistemolojiktir. Bilgisel, bilimsel, bilissel.

 

Mesela sen "yok odak noktasi maddedir, dusuncedir, tanridir, evrendir, evrimdir, nesnedir, oznedir, dogadir v.s." ya da odak noktasi yoktur" ya da, dindir, milliyettir, ahlaktir v.s." dersen bu denilenlere karsi cikmis olursun ve tartisabiliriz.

 

Umarim daha aciklayici olmustur, ya da sorularin ile yardimci olki, yazilanlarin nerelerinin algilanamadiginin farkina varayim ve ona gore aciklik getireyim.

 

Bu dunyadan, insanoglu turunu, onun her turlu yetisini, soyutlamasini, dilini, felsefesini, bilimini, etigini, mantigini cekip aldiginda, geriye ne kalir?, kalan ne ise, kime/neye gore odur?

 

Insanoglunun olmadigi bir dunyada, mesela dinazorlar devrinde, ne vardi?, kime/neye gore vardi?

 

Insanoglunun olmadigi dinazorlarin devrini, ortaya koyan kimdir/nedir?

 

Bu sorularla, yazilanlar daha anlasilir oluyor mu?

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Kisaca, kendi dahil her seye anlam ve icerik veren insanogludur.

 

Sey kendi kendisini ortaya koyamaz.

 

Seyi ortaya koyan insanogludur.

 

Ortaya koyan insanoglundan baska da, seyi ortaya koyabilen henuz bir tur veya parca yoktur.

 

Ama bu yazdıkların da insanoğlu açısından böyle Evrensel-insan.

Hayvanların hislerini bilemiyoruz.

Diğer hayvanlar ve insanlar hakkında ne hissettiklerini, dilleri olsa neler anlatacaklarını algılayamıyoruz.

Önceleri insan için "düşünen hayvan" denirdi, "akıllı hayvan" denirdi ya da "konuşan, alet kullanan hayvan".

Ama bu nitelikler insanları hayvanlardan ayırdetmek için yeterli değil.

Kimi insanlardan daha akıllı hayvanlar var. Kargaların alet kullandıklarını görüyoruz. Öğretildiğinde konuşan ya da emirleri yerine getiren hayvanlar var.

İnsanın en önemli farkı en gelişmiş hayvan oluşu ve yüzbinlerce yıldır gelişimde arayı hızla açıyor oluşudur.

Ve dünyaya egemen oluşları nedeniyle diğer hayvanların gelişimini de olumlu-olumsuz etkilemekte oldukları kesin.

 

Mesela sen "yok odak noktasi maddedir, dusuncedir, tanridir, evrendir, evrimdir, nesnedir, oznedir, dogadir v.s." ya da odak noktasi yoktur" ya da, dindir, milliyettir, ahlaktir v.s." dersen bu denilenlere karsi cikmis olursun ve tartisabiliriz.

 

İnsanoğlu bugünkü durumuyla egemen olduğu için belirleyici, yapılandırıcı tek varlığın o olduğunu düşünüyoruz.

Ama henüz insanımsıların olduğu dönemde bu niteliğe sahip değildi.

"Odak noktası" dediğin doğaydı, evrimdi.

Aslında genel tarih olarak değerlendirdiğimizde yine doğadır, evrimdir.

Milyonlarca yıllık dönemde insanoğlunu öne çıkartan son 50 bin yıllık dönemdir.

Ondan önce de yaşam vardı, ilişkiler vardı. Konuşma yoktu, isimlendirme yoktu ama hisler vardı, etkiler-tepkiler vardı.

İnsanlar, doğanın kendilerine sundukları ortam ve şartlara göre biçimlendiler. Çevre şartlarına göre nitelik kazandılar.

Mal-mülk edinmeleri, kavgaları-savaşları, cinayetleri, hırsızlıkları-arsızlıkları kendileri yaratmadılar.

Hayvani özelliklerini sürdürdüler, geliştirdiler, modernleştirdiler.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

 

Bir seyi bilip bilememek baskadir, bu bilip bilemedigini odak noktasi yapmak baskadir.

 

Zaten sorunda epistemolojiktir. Cunku insanoglu epistemolojik olarak surekli suregelen bir surecle, bilmekte ve bildirmektedir. Ama; her zaman da bir bildirmedigi, cevap veremedigi olacaktir ve olmak durumundadir.

 

Burada onemli olan, aklin sordugu sorulara bilim cevap veremiyor diye, aklin kendini inandiracagi bir ideolojik dogruya mi yonelmektir, yoksa "bilim bugun bu kadar biliyor bu bana yeterli" deyip, bilimsel mi kalmaktir.

 

Iste zaten senin yukaridaki mesajin, insanoglunu aklin cevabina zorlar ve inanca yonelir, sadece inanca yonelmekle kalmaz, insanoglu disi baska bir guc yaratir, sadece insanoglu disi baska bir guc yaratmakla kalmaz, insanoglu varligini goz ardi eder, sade goz ardi etmekle kalmaz, insanoglu varligini bu inancsal, ideolojik dogrular yolunda savastirir, hasrcar, bu degerlere mahkum eder, caresiz kilar ve ustelik dogallik kisversi ile de bu sanki dogalmis gibi gosterir.

 

Ama, butun bunlari ortaya atanin insanoglunun kendisi oldugunun bilincine ve farkina varilsa; iste zaten ancak o zaman, once kendinin ne oldugunu ortaya koymaya calisir.

 

Buda kendi ortaya attiklari ugruna kendini yok etmesini ve kendi ustu bir guc aramasini onler.

 

Iste bu bilinc ve farkindalik, insan bilinc ve farkindaligidir. Cunku insanoglu bilinc ve farkindaligi insan degil; insandisi ve insanlikdisidir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Iste zaten senin yukaridaki mesajin, insanoglunu aklin cevabina zorlar ve inanca yonelir, sadece inanca yonelmekle kalmaz, insanoglu disi baska bir guc yaratir, sadece insanoglu disi baska bir guc yaratmakla kalmaz, insanoglu varligini goz ardi eder, sade goz ardi etmekle kalmaz, insanoglu varligini bu inancsal, ideolojik dogrular yolunda savastirir, hasrcar, bu degerlere mahkum eder, caresiz kilar ve ustelik dogallik kisversi ile de bu sanki dogalmis gibi gosterir.

 

Saygıdeğer Evrensel-insan;

 

Benim yazdıklarım bilimin ortaya koyduğu epistemolojik gerçeklerdir. Bu gerçeklerin inanca yol açtığını düşünüyorsan yanılıyorsun.

Tersine bu gerçekler bilinmediği için inançlar doğmuştur. Evrim teorisi mi sebep oldu insanların doğaüstü güçlere inanmasına? Dinlerin oluşmasına?

Sense insana yücelik addediyorsun.

İşte asıl bu düşünce teolojiye gayet uygun düşer.

Buradan "Tanrı Adem'e herşeyi öğretmiştir ve Adem'de bu bildiklerini çocuklarına, torunlarına, kavmine aktarmıştır." inancı hayat bulur. İnsanın kökeni hayvan olarak görülmez, hayvanların hatta herşeyin insanlar için yaratıldığı düşünülür.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

Konunun matematiksel aciklanmasi bence daha algilanir olacak.

 

Butune tum bilinen ve bilinmiyenleriyle birlikte 1 diyelim ve epistemolojik olarak ta gunumuze kadar bildirilenlerin toplamina da A diyelim. Geriye kalan da bugun insanoglunun henuz bilimsel olarak cevap veremedikleri B olsun. Formulumuz; 1=A+B olur.

 

Buradan cikan sonuclar;

 

A insanoglunun kendi dahil simdiye kadar bildirdikleridir.

 

B insanoglunun kendi dahil simdiye kadar bildirmedikleridir

 

A surekli suregen surectemelinde B' dan A ya katar.

 

1, A ve B ne oldugu, ne kadar oldugu bilinmeyenlerdir.

 

Birinci sorun, B'ye bilimsel olarak degil; inancsal olarak dalarak, 1'i inancsal ortaya koymaktir. Tanri,m madde v.s. diyerek.

 

Ikinci sorun bugune kadar bildirilen A'nin toplami bilimsel degildir ve icinde inancsal degerler vardir.

 

Buralardan cikan sonuclar.

 

A'dan inancsal, ideolojik, dogrusal, kesin, sahipli, sabit, teslimiyet veren, caresiz birakan, epistemoloji ustu, doga ustu, dunya otesi, mistik, efsanevi, mitolojik v.s. degerlerin cikarilmasi ve A nin sadece biliumselliginin saglanmasidir.

 

A bilimsel olarak kaldiginda da, bunun ile yetinmeli ve A'ya inancsal, ideolojik degerleri katmamalidir.

 

1'in hic bir zaman hic bir sekilde bilimsel olarak tamamen ortaya koyulamayacagi bilinmeli ve her zaman, her sartta bir bilinmeyen B nin olacagi algilanmalidir.

 

1'i ortaya koydugunu zanneden aklin, teslim olacagini, sabityleyecegini, sahiplenecegini ve bilimsel olamayacagini algilamak gerekir.

 

Aklin her turlu 1 sel sinirini asmak icin, birincisi A ile yetinilmeli, A yi B den surekli suregelen bir surecle beslemeli ve A nin icinden inancsal, ideolojik tum degerleri cikarmali ve 1'i tamasmlamak adina ve aklin tatmini adina, aklin inandigi bir ideolojik dogruya yonelmemelidir. Son olarak ta A ile ilgili, bugune kadar ne bildirilmis ise, bilimsel de olsa, yanlislanabilecegini algilamali, yanlislanana kadar bir olgu oldugunu ve evrensel onay kazandigini, dolayisiyle, aklin kabulu ve reddine bu olgularin yanlislanana kadar bagli olmadigini algilamak gerekir.

 

Yani amac, 1 degil; B degil, A olmali ve A nin, test edilebilirlik ve yanlislanabilirlik temelinde bilimselligi saglanmali ve bunun da bir bilgi oldugu, turev oldugu ve insanoglunun somut/soyut olarak bir soyutlamasi oldugu algilanmalidir.

 

Aksi, sadece kisir dongusel bir tartismadan ote degildir. Tartismanin da temeli, aklin inandigi ideolojik dogrulardan, hangisinin hangisini ikna edecegi, teslim alacagi ve guc ve otorite temelinde ustun gelecegi konusudur.

 

Yoksa ha dogaya, maddeye, evrene, v.s. kanun vermissin, ha Allah'a kurani yazdirmissin, fark etmez. Her ikisi de aklin ideolojik inancsal ortaya attigi dogrusudur ve insan ustu bir guce (Muhammed-Allah ile insanoglu arasindaki dialogu aciklama acisindan -ve doga ile insanoglu arasinda, ki dialogu aciklama acisindan) bir araciya ihtiyac duyarsin.

 

Halbuki, kurani Allaha yazdiran da insanogludur, dogaya kurallar yukleyende.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Buralardan cikan sonuclar.

 

A'dan inancsal, ideolojik, dogrusal, kesin, sahipli, sabit, teslimiyet veren, caresiz birakan, epistemoloji ustu, doga ustu, dunya otesi, mistik, efsanevi, mitolojik v.s. degerlerin cikarilmasi ve A nin sadece biliumselliginin saglanmasidir.

 

A bilimsel olarak kaldiginda da, bunun ile yetinmeli ve A'ya inancsal, ideolojik degerleri katmamalidir.

 

1'in hic bir zaman hic bir sekilde bilimsel olarak tamamen ortaya koyulamayacagi bilinmeli ve her zaman, her sartta bir bilinmeyen B nin olacagi algilanmalidir.

 

1'i ortaya koydugunu zanneden aklin, teslim olacagini, sabityleyecegini, sahiplenecegini ve bilimsel olamayacagini algilamak gerekir.

 

Aklin her turlu 1 sel sinirini asmak icin, birincisi A ile yetinilmeli, A yi B den surekli suregelen bir surecle beslemeli ve A nin icinden inancsal, ideolojik tum degerleri cikarmali ve 1'i tamasmlamak adina ve aklin tatmini adina, aklin inandigi bir ideolojik dogruya yonelmemelidir. Son olarak ta A ile ilgili, bugune kadar ne bildirilmis ise, bilimsel de olsa, yanlislanabilecegini algilamali, yanlislanana kadar bir olgu oldugunu ve evrensel onay kazandigini, dolayisiyle, aklin kabulu ve reddine bu olgularin yanlislanana kadar bagli olmadigini algilamak gerekir.

 

1 olarak simgelediklerin hep vardı.

İnsanlar oluşturmadı, insanlar yaratmadı.

İnsanlık 1'in A kadar kısmını bilimsel olarak açıklayabildi. B kadar kısmı ise henüz açıklanamadı.

Ama İnsanların büyük çoğunluğu A kısmının bilimsel açıklamalarına değil, kendi inançları doğrultusundaki açıklamalara inanıyorlar.

Dolayısıyla A'nın doğrularının insanların küçük bir bölümü tarafından kabulü pek önem arzetmiyor.

 

Örneğin hayvanlar yağmuru biliyorlar ama nasıl yağdığını bilmiyorlar.

İnsanların büyük bir kısmı ise yağmuru Allah'ın yağdırdığı şeklinde yanlış biliyorlar.

Bilmemek, yanlış bilmekten iyidir.

Ama yanlış inançta olan insanlara doğruları öğretebilme, onları eğitip aydınlatabilme olanağı var.

Hayvanlar ise bu olanaktan mahrum.

Sonsuza kadar mahrum oldukları iddia edilemez tabi.

1-2 milyon yıl sonra hayvanların önemli bir kısmı da dünyayı, evreni anlayabilecek derecede evrimleşebilir.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

Sense insana yücelik addediyorsun.-pante-

 

 

Bunu da nereden cikardin?, ben kendimin bir insanoglu turu oldugumun bilincinde ve farkindayim ve ancak kendi turum adina konusabilirim.

Ben diger her algiladigim ve anlam ve icerik verdigim hersey gibi,butunun bir parcasiyim.

 

Oyuzden baska parcalarla bir dialogum yoktur ve sadece monologum vardir. Algilarim, doga, evren, evrim, madde v.s. derim ve bu algiladigimin gozlemini yapar ve onun hakkinda bilgiler ortaya koyarim.

 

Yani doga dogaldir demem, cunku bu doganin bir aciklamasi degildir, dogaya verdigim anlam ve icerige dogallik adini veririm.

 

Ama, senin insanoglu turunun biri disinda baska bir ozelligin varsa, insanoglu disi algiladiklarinla dialog kurabiliyorsan da, bilmek isterim.

 

Mesela, bana "doganin kanunlari vardir" cumlesi temelinde, doga ile nasil bir dialog kurarak bu kanunlarin oldugunu dogadan ogrendin?, aciklayabilirsin.

 

Cunku benim insanoglu turu biri olarak boyle bir dialog yetim yok. Senin varsa, duymak isterim.

 

 

Sen neye yucelik addediyorsun, evrene mi, neden? Ayrica yucelik bir teleolojik terimdir. Ben sadece odak noktasini kendim de dahil oldugum insanoglu turu olarak aliyorum.

Bu gercek te bilimsel bir olgudur . Cunku diger hangi odak alinirsa alinsin, bu odak insanoglunun ortaya koydugu bir odaktir.

 

Ben insanoglunun ortaya koydugu odaklardan birini degil; odaklari ortaya koyan insanoglunun kendisini odak aliyorum. Cunku ben bir insanoglu turu biriyim.

 

Sen istersen, baska bir odak noktasi olan ve herseyi ortaya koyan bir odak noktasini, INSANSIZ ortaya koy, ben de goreyim. Yalniz unutma ki,ortaya koyacak olan sen de bir insanoglu turu birisin, ayni benim gibi.

 

Dolayisiyla, eger bu ortaya koyumu insandisi bir guc adina yapacaksan, onun ile nasil bir dialog kurdugunu da anlatman lazim.

 

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

olarak simgelediklerin hep vardı.-pante-

 

Kime/neye gore vardi?

 

Var, insanoglu beynine yansiyanin !? larinin ISARETIDIR. Sadece insanogluna ait bir monologdur. Cunku uzerine var denilenin buna cevap yetisi yoktur, tabi insanoglu turunun biri degilse.

 

Beyne yansir ve bu yansinin isareti var olur. Sonra bu isaret soruya ve cevaba donusturulur. Bu da beynin fonksiyonu dusuncenin kavram yaratimi ve yansiyan ve uzerine soru sorulan ve cevap aranan ile bu kavramin monolog olarak ozdeslesmesidir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Yani doga dogaldir demem, cunku bu doganin bir aciklamasi degildir, dogaya verdigim anlam ve icerige dogallik adini veririm.

 

Ama, senin insanoglu turunun biri disinda baska bir ozelligin varsa, insanoglu disi algiladiklarinla dialog kurabiliyorsan da, bilmek isterim.

 

Mesela, bana "doganin kanunlari vardir" cumlesi temelinde, doga ile nasil bir dialog kurarak bu kanunlarin oldugunu dogadan ogrendin?, aciklayabilirsin.

 

Cunku benim insanoglu turu biri olarak boyle bir dialog yetim yok. Senin varsa, duymak isterim.

 

Sen meseleye sadece insan algısıyla baktığından ve "insan olmasaydı, bu bildiklerimiz olmazdı ya da anlamı olmazdı" şeklinde düşünmektesin. Ama doğru değil.

Biz insan olarak eriştiğimiz akıl, yetenek, bilgi ile bunlara sahibiz.

Eğer bu niteliklere erişememiş olsaydık bile, bunlar yine olacaktı.

Örneğin uzayda muhtemelen başka yaşamlar da var ve bunların formunu bilmiyoruz.

Biz maymunlarla aynı kökenden geldik, belki onlar başka bir türün kökeninden geldiler.

Belki insana benzemiyorlardır. Örneğin konuşma yetileri gelişmemiş olabilir. Ama yazarak iletişim içinde olabilirler.

Ve yaşadıkları ortamın, doğanın, evrenin farkında-bilincinde olabilirler.

 

Kime/neye gore vardi?

 

Var, insanoglu beynine yansiyanin !? larinin ISARETIDIR. Sadece insanogluna ait bir monologdur. Cunku uzerine var denilenin buna cevap yetisi yoktur, tabi insanoglu turunun biri degilse.

 

Beyne yansir ve bu yansinin isareti var olur. Sonra bu isaret soruya ve cevaba donusturulur. Bu da beynin fonksiyonu dusuncenin kavram yaratimi ve yansiyan ve uzerine soru sorulan ve cevap aranan ile bu kavramin monolog olarak ozdeslesmesidir.

 

 

Kime-neye göre varolması önemli değil.

Vardı ve hangi varlık diğerlerinden çok daha ileri bir gelişme gösterebilirse o bunların farkında olacaktı.

Gelişen insan oldu ve insan bunların farkına-bilincine vardı.

İnsanoğlu bilimsel düzeyde bunların bilincinde olsa da, hayvanları tamamen bu farkındalıktan yadsıyamayız.

Örneğin bir kuşu ele alalım. Doğanın, ormanın, suyun, yağmurun, karın, taşın, toprağın, besinin farkındadır.

Konuşamadığı ve fiziksel yetileri elvermediği için bilincinde olup olmadığını ise bilemeyiz.

Hayvanların da beynine !? işaretleri yansır. Örneğin bir karga kıramadığı cevizi araçların geçtiği caddeye atıp kırılmasını bekliyor ve sonra da kırılan cevizi afiyetle yiyorsa; o karga !? işaretlerini algılıyordur:

 

http://www.youtube.com/watch?v=vLKWuPdupjI

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

Sen meseleye sadece insan algısıyla baktığından ve "insan olmasaydı, bu bildiklerimiz olmazdı ya da anlamı olmazdı" şeklinde düşünmektesin. Ama doğru değil.

 

Senin baska bir algi cesidin mi var, ya da insanoglu baska algi cesitlerine mi sahip?

 

Kime/neye gore olacakti.

 

Farkindaysan, hep belkili ve ileriye donuk yaziyorsun. Istersen bugune bir donelim. Bugunun dunyasini degerlendirelim.

 

Benim senin belkilerine bir itirazim yok. Birincisi bugunu konusuyoruz. Ikincisi, insanoglu algisi sadece insanogluna aittir, karganin algisi da kargayaaittir, arada dialog yoktur. Ustelik insanoglu tarafli bir monolog vardir. Cunku karga, ne senin ona karga dediginden haberdardir, ne de, insanoglu bir karganin umurundadir.

 

Ayni sekilde doga, evren, dunya da, insanoglu onlari adlandirir, tek tarafli onlara anlam ve icerik verir ve bunlarin hicbirinin bu tek tarafli monologdan haberleri yoktur ustelik umurlarinda degildir.

 

Iste bunlar algilanmadigi icin, insanoglu karganin, evrenin, dunyanin, doganin, maddenin agzindan ve onun adina konusur. Onlara verdigi kendi algisini, sanki onlarin algisiymis/algisi varmis gibi sunar.

 

Sorun da tam da buradadir. Cunku bu sorun, insanustu/insandisi gucleri yaratir, kullugu, koleligi, teslimiyeti, caresizligi yaratir ve bunun da kilifi hazirdir, dogallik.

 

Ondan sonra, insanoglu kendini ortaya koyup, algilamak yerine; kendi disi ortaya attiklari ile tartisir, birbirini yer, birbiri uzerinde guc otorite kurar, birbirini teslim alir/olur.

 

Ondan sonra tanrici olur, tanriya kendini teslim eder/alir

 

Maddeci olur, insanoglunu bir madde gibi algilar, alir, satar, kullanir, harcar.

 

Bunlarda yetmiyormus gibi, herseyi fiziksel olarak cozmeye calisir. Halbuki fizigi yonlendiren, hareket ettirenin dusunce ve davranis oldugunu algilamaz.

 

Konu insanoglunun bir parca olarak, hem butunu hem de kendi parcasi dahil; algiladigi her parcayi ortaya koymaya soyunmasi degildir.

 

Konu bunlari yaparken kendi faktorunu algilayamamasi ve sanki ortaya koyduklarinin kendilerini ortaya koymus gibi algilamasi, onlara kendi soyutlama yetisini tek tarafli monte etmesidir.

 

Boylece kendi disi ve ustu bir guc/ler yaratarak savasa tutusmasidir.

 

Evet, insanoglu vardi ve varsaydi. Zaten bir seyin algilanmasi, onun insanoglu adina ve eliyle var oldugunun kanitidir.

 

Kimse de insanoglu bu algiladiklarini ortaya koymasin demiyor ki!

 

Ama o ortaya koyduklarini,insanoglu su istismar ederek, kendi turu bunyesi ici savaslara, teslimiyetlere v.s. variyor.

 

 

Yoksa, insanoglu bilimi ve bilimselligi olarak surekli suregelen bir surec icinde, fenomeni gozlemliyor, gozlemini soyutlamasi ile teoriye, formule, teze v.s. tasiyor ve ortaya cikan olguyu da ya bir bulgu, ya da bir kurgu olarak belirtiyor, bildiriyor.

Butun sorun, bunun disinda kalan, aklin egoistce tatmin olmasi icin yarattigi ve kendince dogruladigi ideolojik inancsallari.

 

Sorun da zaten bu ideolojik inancsallar. Cunku bunlar, tam da insanoglu turunun dirligini, birligini, butunlugunu beraberligini bozuyor ve tur bunyesinde ustelik tamamen yaratim temelli degerler, tabular olarak savasimi ayrimi getiriyor.

 

Iste o yuzden, odak noktasinin insanoglu oldugu algilanirsa, ancak o zaman bu insandisi ve insanustu insanoglu eliyle ortaya konmus gucler de algilanir ve insanoglu kendi huzurunu bozan bu canavarlari kendinin yarattiginin farkina ve bilincine varir.

 

Aksi, insanoglunun sorunu kendi disinda aramasi ve birbirini suclamasi, ya da kendi ozelligiyle anlam ve icerik vererek donattigi insandisi ve insanustu gucleri suclamasi olur. Ya da bunu dogallik olarak algilayip, teslim olmasi ve caresiz kalmasi olur.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

  • 1 sene sonra...

Merhaba evrensel-insan,

 

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=46400&st=0

 

Senin ateistforumda cevap verme hakkın olmadığından tartışmaya o forumdaki mesajları baz alarak buradan devam etmek istedim.

 

Bilmem fark ettin mi ama yapılan karşıt yorumlar senin mevcudiyeti reddettiğin üzerine(ilk başta ben de öyle anlamıştım). Başlıkları yeniden gözden geçirdim de bence yanlış anlaşılmışsın. Herneyse...

 

Bu bahsettiğin şeyler yeni değil, Ayn Rand da kavram teşkili meselesinde senin bahsettiklerin ile paralel şeylerden bahsediyor fakat onda evrenselliği yakalamış bir ahlak felsefesi de var. Seninkinde ise bir ahlak felsefesi olmadığını görüyorum. Orada bir namus örneği vermiştim ve buna karşı bireylerin şahsi yorumları olabileceğinden bahsetmişsin, yani sende kavramlar arasında hangisinin bilinçten atılmaya değer, hangisinin atılmaması gerektiği konusunda bir evrensel(genel-geçer) etik mevcut değil. Mesajlarda insanın hangi kavramları koruyup hangi kavramları korumayacağına karşı standardın kişisel bir rahatsızlığın varlığıyla tespit edileceğinden bahsetmişsin(http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=46400&st=20#entry747261). Bu da evrensel olarak atfettiğin felsefende evrensel bir ahlak yasasının/felsefesinin olmadığı anlamına gelir. Sonuçta kişi benimsediği kavramların insan tarafından sonradan ortaya koyulmuş olduğunun ister bilincinde olsun ister olmasın bildiği gibi davranacaktır ve bu da senin felsefenin pratikte işe yaramaz olduğunu gösterir.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Merhaba evrensel-insan,

 

http://www.ateistfor...opic=46400&st=0

 

Senin ateistforumda cevap verme hakkın olmadığından tartışmaya o forumdaki mesajları baz alarak buradan devam etmek istedim.

 

Bilmem fark ettin mi ama yapılan karşıt yorumlar senin mevcudiyeti reddettiğin üzerine(ilk başta ben de öyle anlamıştım). Başlıkları yeniden gözden geçirdim de bence yanlış anlaşılmışsın. Herneyse...

 

 

 

Ben mevcuditeti red etmiyorum. Bilimsel ve bilissel olarak mevcudiyetin degil; onun gozleminin ortaya konabilecegini, bunu epistemolojik olarak ancak ve henuz insanoglunun yaptigini ve bunu da kendine ait ve kendi eliyle kendi kavramsal bilgisi ile yaptigini soyluyorum.

 

Bu bahsettiğin şeyler yeni değil, Ayn Rand da kavram teşkili meselesinde senin bahsettiklerin ile paralel şeylerden bahsediyor fakat onda evrenselliği yakalamış bir ahlak felsefesi de var. Seninkinde ise bir ahlak felsefesi olmadığını görüyorum. Orada bir namus örneği vermiştim ve buna karşı bireylerin şahsi yorumları olabileceğinden bahsetmişsin, yani sende kavramlar arasında hangisinin bilinçten atılmaya değer, hangisinin atılmaması gerektiği konusunda bir evrensel(genel-geçer) etik mevcut değil. Mesajlarda insanın hangi kavramları koruyup hangi kavramları korumayacağına karşı standardın kişisel bir rahatsızlığın varlığıyla tespit edileceğinden bahsetmişsin(http://www.ateistfor...=20#entry747261). Bu da evrensel olarak atfettiğin felsefende evrensel bir ahlak yasasının/felsefesinin olmadığı anlamına gelir. Sonuçta kişi benimsediği kavramların insan tarafından sonradan ortaya koyulmuş olduğunun ister bilincinde olsun ister olmasın bildiği gibi davranacaktır ve bu da senin felsefenin pratikte işe yaramaz olduğunu gösterir.

 

 

Hangi bahsettigim seyler. Ayn Rand beni one cikarmistir. Yani tamamen bireycidir. Ben ise birey bilincinin tur bilinci ile birlestirilmesinden bahsediyorum. Burada tabiki bu birlestirmeyi yapacak olan insanoglu turu biridir. Bugun butun kitlesellesmis ideolojiler inanclar etik v.s. tarihte her zaman bir insanoglu turu biri ile dile gelmis ve genelde onun adini tasimaktadir. Benim etik olarak bir bireye sunacagim degerlerim de bellidir. Bunlarsaygi, vicdan hak ve ozgurlukler evrensel hukuk ve insan haklari. Sonucta etik bilimsel bir olguyu ortaya koyamaz. Cunku dogrular iyiler guzeller dogada mevcut degildiur ve birer insanoglu urunudurler. O yuzden de bu konudaki neyin ne oldugu belirtimi bir yapilandirilmisliktir ve goreceli ve degiskendir.

Buradaki evrensellik bireyin evrenselligi insansallikta bireyin insansalligidir. Oyuzden sen evrensel-insan zihniyetinin neyi dile getirdigini verildigi gibi algilayamamissin. Cunku bu zihniyet insanoglunun her turlu yasam ve iliski ve de duzen/sistem ve kurumlasma sorunlarini dile getirir. Benim dile getirdigim evrensel-insan zihniyetinin pratigi bireyseldir. Yani bireyin insanligi ve evrenselligi.

 

Bilinmcten atilmaya deger kavramlar, ortadadir. Hangi kavram insanoglunu boluyor, ayiriyor, savastiriyor ve de guc/otorite ve iktidara bas vurduruyorsa. Ayrica evcrensel-insan zihniyeti bir felsefe degil; bir method, yol ve yontem, mantik ve sorgulama zihniyetidir. Yapilandirmaci epistemoloji, serbest dusunurluk, qua felsefesi devrimci sorgulama, numenal devrim kisaca asamalaridir.

 

 

Bece neyin ne oldugunun hakkinda karar vermeden once yazilanlari okumani oneririm.

Link to comment
Share on other sites

Haklısın ei, benim senin felsefenle ilgili okumalarım genelde felsefi sistem ön kabulü üzerine olduğu için metod olarak tekrar okumalıyım. Ayn Rand'ın bireyci yönünü değil epistemolojik yönünden bahsetmiştim. Geç yazıyorum kusura bakma.

 

"Felsefi sistem on kabulu" derken, hangi felsefi sistem ve hangi on kabul?

 

 

 

Ayrica evrensel-insan zihniyeti; dile gelen her turlu konu ve kavramdaki insanoglunun insanlasamama sorununu ortaya koymaktadir. Yani dile geleni dile getiren zihniyettir ve genelde kendisi dile gelmez.

Bunu soyle aciklayayim. Mesela sen bir konu ve kavram hakkinda yazdigin ve dile getirdigin,sadece goruntudur. Senin o goruntuyu dile getirmek icin beyninde nasil bir zihniyet ile dile getirdigin, goruntu olarak dile gelmez.

 

Cunku insanoglu dili tek duze, noktasal ve yuzeyseldir.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...