Jump to content

Uyku Neden Vardır?


haci

Recommended Posts

Geçen ay (Ekim 2013) da aşağıdaki haber yayınlandı...

 

 

HABER

Bir grup Amerikalı araştırmacı, uykunun ana nedenlerinden birini keşfettiklerini söylüyor: Beynimiz uyku sırasında tüm gün düşünmekten dolayı biriken toksinleri temizliyor.
Science dergisinde yer alan makaleye göre beyin hücreleri, uyku sırasında küçülerek nöronların arasındaki çatlakların genişlemesine ve dolayısıyla buradan sıvıların geçerek beyni temizlemesine olanak sağlıyor.

Araştırmacılar ayrıca, beynin bu zehirli proteinlerden arındırılamamasının hastalıklara yol açma ihtimali olduğunu söylüyor.
Araştırmacıların başta cevap aradığı ana soru, tehditlere açık bırakmasına rağmen hayvanların neden uyuduğu yönündeydi.
Uykunun hafızanın onarılmasına ve beynin öğrenme kabiliyetine büyük tesiri olduğu halihazırda bilinmekteydi. Ama Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi'nden uzmanlar, uyumamızın "temizlik" işlevi olduğunu da düşünüyor.
Araştırmacılardan Doktor Maiken Nedergaard "Beynin harcayabileceği enerji miktarı sınırlı olduğundan iki işlevden birini seçmesi gerekiyor: uyanık ve farkında, veya uykuda ve temizlik halinde. Evinizde parti vermeye benziyor. Ya misafirlerinizi eğlendireceksiniz, ya da temizlik yapacaksınız – ikisini aynı anda yapmanıza imkan yok."
Bunun "hayati" önlem taşıdığını söyleyen Dr Nedergaard, beynin uyanık durumda bunu gerçekleştiremediğini söyledi.
BBC'ye yaptığı açıklamada araştırmacı "Beyin, kendi etrafında su pompaladığı sırada çok fazla enerji harcıyor gibi görünüyor. Bu, büyük ihtimalle bilgi işlemeyle aynı anda gerçekleşemez." dedi.
Araştırmayı yorumlayan bağımsız uyku uzmanı Doktor Neil Stanley ise "Bu, uykunun dinlenmek ve temizlik yapmak için taşıdığı önemi ortaya koyan, ilginç bir araştırma. Uykunun psikolojik nedenleri olan hafıza ve öğrenmeyle ilgili iyi verilerimiz zaten var. Ama şimdi gördüğümüz uykunun fiziksel ve kimyasal nedenleri – bunlar da çok önemli." diye konuştu.

Biz bu konuyu Ateistforum bilim forumda Ocak 2013'de tartışmaya açmıştık.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=54142&hl=uyku

 

Aşağıda o başlıktan derlenen iletileri bulacaksınız... Bu tamamiyle bize ait bir kuramdır.

Anlayacağınız biz bu konuda en azından 8 ay ilerdeyiz..

 

UYKU

Bütün hayvanlar uyur. Uyumayan hayvan yoktur.
Hayvanlarla bitkiler arasındaki fark hayvanlarda santral sinir sisteminin olmasıdır.
Bitkilerde sinir sisteminin yerini kimyasal maddeler almıştır.
Bitkilerde organize bir sinir sistemi yoktur.

Uykunun neden var olduğunu açıkalmak için önce hayvanların neden yorulduklarına bir göz atalım.
Hareket halinde olan hayvanlar bir süre sonra yorulurlar ve dinlenmek zorunda kalırlar. Daha fazla devam edemezler.
Nedeni kaslarında laktik asidin birikmesidir. Bu arada kanda da vücut için zararlı toksinler birikir. Sürekli hareket halinde olmaya zorlanan hayvanlar ölürler.

Aynı şekilde.. Uykusuz kalmaya zorlanan hayvanlar belli bir süre sonra ölürler.
İnsan uykusuz yaşayamaz. Uykuyu önleyen hastalıklar ölüme neden olurlar.

Beynin etkinliği kimysal moleküller aracılığı ile gerçekleşir. Nörotransmiterler ve medyatörler beyinde sürekli olarak yapılır ve yıkılırlar ve gündüz birikirler.
Onların birikmesi zararlı ve tehlikelidir. Beyin bir süre için kendisinden beklenen etkinlikleri yapmayı terkedip, içinde biriken zararlı metabolitlerden kendini arındırmaya çalışır. Bunu da ancak uyku sırasında başarır.

Bana göre uykunun nedeni budur.
Kaslar nasıl içlerinde biriken laktik asitten ve kana karışan bazı toksinlerden kurtulmak için dinlenmek zorunda ise, beyin de aynı nedenden ama farklı toksik metabolitlerin ortaya çıkıp birikmesinden kendini arındırmak için uyur.

Yorulmak ve uyumak birbirleri ile yakından ilgili hayvansal niteliklerdir.
Yorulmayan hayvan olmadığı gibi, uyumayan hayvan da yoktur.
 
Gece ve gündüz hayvanların aktif ve inaktif olduğu zamanları simgeler.
Bazı hayvanlarda gece, diğerlerinde gündüz beyin aktivitesi fazladır.
Burada gece ve gündüz uyumak evrimsel olarak kazanılan özelliklerdir.
Önemli olan günün bazı saatlerinde beyin aktivitesinin değişmesidir. Hepsi o kadar..
Uyku sırasında beynin aktivites azalmaz. Tam tersine. Artar..
Bu da benim teorinin temelini oluşturuyor.
Bu artan aktivite sırasında beyinde biriken zararlı metabilik ürünler ve kimyasal maddeler temizlenirler.
Birkaç saat sonra beyin taze ve yeniden kurulmuş olarak etkinliğe başlar. Bu döngüler devam eder gider..

Bütün organlar ara vermeksizin çalışmak zorundadırlar.
Böbrekler idrar üretirken, beyin düşün üretir, karaciğer safra üretir ve toksinleri detoksifiye eder. Hepsi ürünlerini kana boşaltır.
İşlevsellikleri önlenen organlar ölürler. Yaşayamazlar. Bir organın varlığını sürdürmesi için kan dolaşımının aralıksız olması gerekir. Çünkü organ ve doku biriken toksinlerden başka türlü kurtulamaz.


Beyin bunu yapamaz. Çünkü kan-beyin bariyeri vardır.
Kandan her madde beyine geçemez. Beyine yalnız seçilen bazı maddeler geçebilir.
Aynı şekilde beyinden de kana her metabolik artık geçemez. Onlar beyinde parçalanmak edilmek zorundadırlar. Beyin karaciğer ve böbrekler, akciğerler gibi, kendini temizleyemez.

Diğer organlardan bu şekilde ayrılan beyin kendi detoksifikasyonunu kendisi yapmak zorundadır.
Ne kandan birşeyler alabilir, ne de kana birşeyler atabilir.
Bazı etkinliklerine ara verip, içinde biriken toksinleri detoksifiye etmek zorundadır. Ve bunu başka organlardan ve kandan yardım almadan yapmak zorundadır..
Kan-beyin engeli uyumanın nedenlerinden biridir.

Beyinde 183 tür nörotransmiterin olduğu bilinmektedir.
Bu kadar çok nörotransmitter çok miktarda metabolik artığın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Beyin onlardan kurtulmak için uyuyor olabilir.

Beyin uyku sırasında daha da aktiftir. Yani harıl harıl birşeyler yapmaktadır. Nöronlar ve astrositler metabolik olarak son derece aktiftirler.
Düşün üretmediği zamanlar beyin belki de kendini tamir etmekte, son derece aktif metabolik etkinliğinden dolayı açığa çıkan toksik maddeleri detoksifiye etmeye çalışmaktadır.

Beyin içinde biriken toksinlerden kurtulmak için böyle bir yola baş vuruyor.
Bütün organlarda toksinler birikir. Onlar kana atılır ve diğer organlar tarafından metabolize edilirler.
Beyin bu bağlamda bir istisna değildir. Günlük aktivite sırasında toksinler birikir. Zihni meşguliyetin aşırı bir yüke neden olması da mümkündür. İnsanların çoğu o zaman uyuma ihtiyacı duyarlar.  Hem zihni hem de organik yorgunluk uyku ile tamir edilebilir.
Böyle düşünmemin en büyük nedeni kan-beyin bariyeridir. Beyin toksinlerini kana atarak onlardan kurtulamamaktadır. Kendi toksinlerini kendisi detoksifiyey etmek zorundadır. Edemezse ölüyor. Ölmesi için bazı ciddi nedenler olmalıdır. Nöronların toksik ortamda işlevlerini yapmaları imkansızdır. Zaten kandan beyne geçen bazı maddeler, örneği amonyak, komaya neden olur. Bazı toksinler kan-beyin engelini aşabilir. Karaciğer yetmezliklerinde amonyak beyinin ölmesinden sorumludur.
Bu bir teoridir.

Karıncalar ve balıklar da uyurlar. Uyumayan hayvan yoktur. 
 
Sinir sistemi olup da uyumayan bir canlı yoktur.
Sinir sistemi olan her canlı hayvandır.
Her hayvan uyumak zorundadır.

Uyku beyindeki nörotransmiterlerin metabolizması sırasında ortaya çıkan metabolitlerin detoksifiye olması için gerekli bir etkinliktir.
Uyku bir dinlenme değildir. Tam tersine, önemli bir aktivitedir.Bu süreç sırasında beyin bilincini yitirse de, tümüyle işlevseldir.
Uyku sırasında beyin kendini nörotransmiterlerin ara ürünlerinden arındırır. Onların temizlenmesi çok önemlidir.
Temizlenmezlerse beynin normal etkinliklerini olumsuz olarak etkilerler ve ölüme neden olurlar.

Bebeklerde beyin son derece aktiftir. Doğumdan sonra beyin hızla büyür. Yeni nöron ortaya çıkmaz ama miyelin kılıfları hızla gelişir ve sinir hücrelerinin uzantılarını izole eder.
Bunu elektrik kablolarının izolasyonuna benzetebilirsiniz. Sinyaller bir liften diğerlerine geçemez.
Sürekli miyelin sentezi beynin metabolik olarak son derece aktif olmasından sorumludur. Hızla büyüyen beyinde bu sırada çok sayıda toksik radikaller ve metabolik ara ürünler ortaya çıkar.
Onların beyinden atılması mümkün değildir. Çünkü daha önce de belirttiğim gibi, kan-beyin engeli vardır. Bu engel kandan beyne ve beyinden kana kimyasal maddelerin geçişine bir limit koyar.
Her kimyasal madde kanla beyin arasında sertbest hareket edemez. Her ne kadar beyin kendi metabolik etkinliği sırasında ortaya çıkan toksik radikallerin ve metabolik ürünlerın çoğundan onları kana atarak kurtulursa da, geride önemli miktarda kimyasa madde kalır ve onlar ancak beyinde detoksifiye edilebilirler. Bu süreç sırasında bebek uyur.
Bebeğin beyninin büyüme zorunluğu ve büyümenin gerektirdiği metabolik aktivite bebeklerin daha uzun zaman uyumasından sorumludur.

 


 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...