duran Konu tarihi: Ekim 18, 2013 Report Paylaş Konu tarihi: Ekim 18, 2013 Güvenlik üzerine – Ne zaman güvenli bir ülke oluruz- Güvenliğe farklı boyutlardanbakmaya çalıştım, güvenlik önemli bir insani ihtiyaç, toplumve ulusun devamı için çok önemli bir gereksinme. Güvenlik ilealakalı olduğunu düşündüğüm bazı konulara değinmeyeçalıştım; kişilik yapısı, eğitim, iktisad, insan hakları veeşitlik, adalet, hukuk, kamu yönetimi, sosyal yapı ile ilgiligörüşlerimi yazdım. Savunma ve askeri alana dağir pek bilgim yok-askeri ve savunma alanına dağir açıklama getirmek iyi olurdu-. Her insanın bir anlamlandırmasistemi vardır bu anlamlandırma sistemi içinde, İnsanı, hayatıve dünyayı kendi anlamlandırma sistemleri içindeanlamlandırıyorlar, doğum, ölüm, gibi kelimelere anlamyüklüyorlar. Mesela bir anlamlandırma sistemi, insan kendinigeliştiribelir diyorken bir diyeri insan ançak belli kalıplariçinde gelişebilir diyor, her kültürün'de dünyayı ve çevresinianlamlandırma sistemi vardır. Bazı zihniyetlerin hayata verdiklerianlamlar, dünyayı algılayış şekilleri kargaşa ortamıyaratıyor, mesela dogmatik zihniyetler, komplocu zihniyet, feodalzihniyetler gibi. Dogmatik zihniyet tüm eleştirilere kulaklarınıtıkar, sadece kendi yandaşlarını dinler, planları programlarıkendi düşüncesindeki kişilerle paylaşımda bulunur gerçekmuhattapları ile konuşmaz, kendi gibi düşünmeyenleri hemenkötüler, yok etmek ister. Komplocu zihniyet ise her yerde komploarar, başarısız olduğu yerde bir komploya kurban gittiğinisöyler, bu kişiler korkak ve paranoyaktırlar, kriz anlarında bukomplocu zihniyet daha da alevleniyor. Feodal zihniyette erkek egemenbir yapı, kadının ikinci sınıf olduğu bir yapı vardır,eğitime, bilgiye, yeteneğe önem verilmez, yaş daha önemlidir, bukişi bunamış olsa dahi, bu kişinin söyledikleri kişi üzerindeve toplumda bu kişinin sözü geçerlidir. Ailede, okulda,gruplarda, ülkelerde bu zihniyetlerin yaygın olması o ortamakargaşa, şiddet, ayrımcılık, nefret getirmekte ve güvenli birortam oluşamamaktadır. Korku ve kaygılarını en azaindirmiş bireyler ve toplumlar sağlıklı bir ruh yapısı içindeolabiliyorlar, ruh sağlığı yerinde bir insan, kişiliğinisağlıklı bir şekilde oluşturabiliyor. Bağnazlıktan temizlemiş, anlamsızönyargıların, kalıpyargıların içine girmemiş kişiler vetoplumlar özgür düşünebiliyor, özgür düşünen bireysorgulaya biliyor, eleştirebiliyor, söz söyleye biliyor, ailedeki,toplumdaki, okuldaki eğitim bu yönde ilerlemeli. Okuldaki eğitimmalumat yüklü, ezberci olmaktan uzaklaşmalı, sorgulayan,eleştirel düşünme yeteneği geliştirilmeli, sorumluluk bilinciartırılmalı. Adalet, eşitlik, dürüstlük, sevgi gibi değerlerien üst değerler olarak benimsemiş kişilerin yaygın olduğutoplumlar daha az güvenlik endişesi yaşıyor. Çeşitli ülkeleri, haritalarıincelediğimde, inceleyenlerin yazılarını okudumda bir Ulusunoluşumunu belirleyen ve bir arada tutan etkenlerin ne ırkı, nedili, ne dini/mezhepi, ne çoğrafi özellikleri, hatta ne aynıtoprak parçasıdır. Bir de başka ulusun karşıtlığınadayandırılarak ulus oluşturulmamalı. Ulusun oluşumu akla,mantıklı düşünceye, adalete, eşitle dayandırılmalı, böylebir oluşumda insani ihtiyaçların karşılanması daha kolayoluyor, böyle oluşturulan ulusların birlik ve beraberlik sağlamasıve güven içinde yaşamlarını sürdürmeleri daha olası gibi. İnsanın uzun süre belirsizlik içindekalmaya katlanamadığı için çoğunlukla insan karşısındakikişiyi, olayları hemen tanımlama durumuna girmekte, belkide böyletanımlayarak kendini güvende hissetmesini sağlıyor, ama böylehemen sorgulanmadan alınan bilginin kalıpyargıya dönüşmeolasılığı vardır, kalıpyargıların hoşgörüyü engellediği,ırksal ayrışmalara neden olduğunu, ötekileştirme söylemininartırdığını düşünüyorum, güvensiz ortamlarda kalıpyargılarartmakta. Gerginlik anlarından sonra birliği sağlamak içinoluşturulan önyargılar, kalıpyargılar ve ırk temelli üzerineoluşturulan birlik anlayışları uzun sürede ayrışmalara nedenolmaktadır. Kesinlikle Tarih tarafsız bir şekilde yorumlanmalı,yanlış yorumlanmamalı. Bir toplumun bir soruna karşı ortayakoydukları çözüm yolları zamanla o toplumun kültürünüoluşturur, bu soruna koyulan çözüm yolları zamanla işlevsizhale gelebilir, toplum sağlıklı olmadığında geliştirilen birçözüm yolu olabilir. Bir ulus bir ulusun topraklarındakanunsuzlukla iş yapmak için bulunmamalı, bu benim ulusumdan birkişi veya kurum olsa bile bu kişiyi ve kurumu engellemeye çalışmakgerek, hele bir kurum maddi yardımdır falan filanla kendimezhebini, inançını yaymak için bir ulusa sözde yardımdabulunarak orada egemenlik kurmak için bulunmamalı, bir ulusu azgelişmiş olarak tanımlamamalıdır. Bir ülke bir toplumuevrensellik iddiası ile o toplumu eritmeye kalkmamalı, böyledavranışlar savaşların nedenleri olmaktadır. Devletin varlığının anlaşılması, kurumların tanınması her yurtaşıngörevi olmalı, kurumların işleyişi bir biriyle bağlantısıbilinmeli, yurttaş kendi haklarını bilmeli ve haklarında yaşanansıkıntıları nasıl aşabilirin yollarını araştırmalı,yaşadığı ülkenin kurumsal işleyişini bilmeli ve haklarınatecavüz edildiğinde nereye gideçeğini bilmeli. Çevresini tanıyankişiler kendilerini daha çok güvende hissetmekte. Kurumlarınsorunlarının farkında olarak kurumlara eleştirilerimiziyöneltmeliyiz, sorunun değil çözümün bir yerine adapte olarakkurumu iyileştirmeliyiz. Gördüğüm kadarıyla ailedenbaşlayarak, kurumlara kadar yaşanan korkular, baskılar sonucundakişi sıkılkan, çekingen kendi hakkını arayamaz bir hal içinegirebiliyor, birde şöyle bir durum gördüm sorunlarımızı neşekilde aşaçağımızı bilememek ve sonuçta aşamamak kişileriolaylara karşı duyarsız hale getiriyor. Şöyle bir durumda var, çoğunluk birsorunu olduğunda hangi devlet kurumuna baş vuracağınıbilmemekte, şikayetçi olduğu birçok konuda, veya şöyle niyeyapılmıyor ki diye söylendiği bir çok konuda aslında kamudaveya özerk kurumlarda azınlık bir grup olsa bile o alandaçalışmalar oluyor bence. Alınan güzel kararlar, kurumlar içinde yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle, bireysel çıkarlariçin kurumun çalışmaları yok sayılmakta, kurumların etkin birşekilde işleyişini engellemkte. Alınan sonuçlar uygulamaktageçikmekte, işlerlik kazanamamakta, kurumlara olan güvensarsılmakta. Toplumun, devletin hareketli yapısı düşünülerek gerekli hukukidüzenlemeler zamanında yapılmalıdır. Güvenliğin olmadığıyerde ise hukuksal düzenlemeler zamanında yapılamıyor. Devlethangi hal içinde bulunuyorsa hukuki değerlendirmeleri ona göreyapmalıyız, olağanüstü hal ise olağanüstü hal kanunlarınabakarak ona göre hukuk dışı bir uygulamanın olup olmadığınabakmalıyız, normal zamanda normal kanunlara bakmalıyız. Kamudüzeni, kamu sağlı, kamu ahlakını bozucu durumlar göz önünealınarak hakların kullanılmasında demokratik toplum düzeni gözönüne alınarak sınırlandırmalar olabilir, bu sınırlandırmalartoplumun düzeni için gereklidir, Temel hak ve hürriyetlerle ilgiligenel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeniningereklerine aykırı olmaz ve öngörüldükleri amaç dışındakullanılamaz. Eşitlik ilkesini değerlendirilirken, aynı hukuksaldurumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlıtutulur. Güvenliğin olmadığı yerde adaletin sağlanması çokzordur, insan onuruna yaraşır bir hayat sürmek, insanihtiyaçlarının karşılanması çok zorlaşmaktadır. Sosyal ve ekonomik haklarınkarşılanmadığı yerlerde kişinin siyasal haklarını tamanlamıyla etkin olarak kullanması çok zorlaşmaktadır, Siyasal,sosyal ve ekonomik hakların tüm yurttaşlar tarafından eşitşekilde kullanıldığında her alanda en ideal eşitliğekavuşulaçaktır herhalde. Yurtaşların unutmaması gereken birmeselede, birçok hak için geçerli olan bir durum da bir hakkınkullanılması ile birlikte bir ödev de bereberinde gelmekte. Her konuda iyi bir veri akışının sağlanmadı ve kamu yönetimindedenetim mekanizmasını kurmadan, kamu organları tarafından yapılanişlerin boşa çıkma, çıkar gruplarına haksız çıkarsağlamasına neden olabilir, bu boşa çıkan işlerin ve haksızçıkarında, kamuyu zarara uğratmakta ve haksız çıkarlardahalkın devlete karşı güvenini sarsmakta, kamu içindeki haksızçıkarlar ise halkın devletine karşı duyarsızlaşmasına yolaçmakta. Denetimin eksik yapılandığı alanda iyi bir planlamayapılamamakta, denetim eksik olduğunda devletin tanımış olduğuteşvikleri, muafiyet ve istisnaları gerçek amacı dışındakullanma durumu ortaya çıkabilir, kayıt dışıçalışmak/çalıştırmak, karapara işi yapan ve aklayan'lardenetim eksikliğinden yararlanmaktadırlar. İyi bir yurttaş olarak yaptığımızmaddi yardımlarımızın yerine ulaşıp ulaşmadığınındenetimini yapmalıyız, yaptığımız yardımlarla karşı tarafıetkilemeye çalışmadan yapmalıyızdır. Bilgi edinme hakkımızıkullanmalıyız. Haberin kaynağını araştırmadan hemen ortalığı ayaklandırmamakgerekli, haberi kaynağından doğrulatmalı, bilgi sahibiolmadığımız konu hakkında bilimsel kurumlardan bilgi almalı,Türkiye Bilimler Akademisi, üniversite dergilerinden, meslek'teuzmanlaşmış meslek odaları gibi kurumlardan bilgi almaya özengöstermeliyiz. Her meslekte meslek edinme aşamaları, meslekte yükselme, atamaişlemleri özerk bir şekilde kurumsallaşarak yapılmalı, mesleğinbugünkü ve geleçekte değerini şuan mesleklerini içra edenlerbelirliyor, meslek etiğini benimsemiş ve savunan meslek adaylarıartırılmalı. Meseleklerde uzmanlaşmaya gidilerek, meslekmensupları toplumsal çıkarları bireysel çıkarlara tercihedmelidir. Personel sistemi iyi işletilmeli, görev, yetki vesorumluluklar iyi dağıtılmalı. Hak etmediği vasıfları almayakalkışan bir kişi, kendine kaldırması ağır olan bir sorumlulukalmış olur, yetki sınırlarını bilemez, şiddet uygulayabilir,sorumluluk almaktan kaçınır, diye düşünüyorum. Hemşehriciliğikamu hizmetlerinde kendine öncelik sağlamak için yapanlarbencildir, bencillik sürekliliği getirmez, sürekliğin olmadığınıgören kişi kendini güvende hissedemez, güvenliği hep yanlışyerlerde arar. Kendim için istediğimi senin için de kendimeistediğim gibi istiyorum, yani bu ikisini kapsayan bizim içinistiyorum anlayışı olduğunda düzen daha iyi sağlanabiliyor. Hakimlerimizin bağımsız, tarafsız olması, herkesin yararınadır. Savcılık ve polis'e delil toplamaişi için yardımcı olmalıyız, delil toplama aşamaları iyiişlemez ise soruşturma aşaması iyi işlememekte, böyle olduğundadevlete güven eksikliği doğuyor. Adalet duygusu sarsılmakta. Güvenliğin olmadığı yerde ayrışmalar, kopuklukların baş göstermesibeklenmelidir. Güvenlik anlayışı her ailede farklıdır, erkeğinveya kadın'ın eşitini, fiziki, psikolojik, ekonomik, sosyal şiddetuyguladığında, sindirmek için kısıtlamaların yapıldığı birtoplumda, çocukların okula gönderilmediği, kız-erkekayrımcılığın yapıldı, kadın erkek ilişkilerinin koparıldığı,engellendiği, kısıtlandığı, gelinin dışlandığı ortamgüvenli olmaz, kısaca eşit ilişkilerin dışındaki ilişkilergüvensizlik yaratmakta böyle sorunların yaşandığı ilişkilerdeörgütlenememe, birlikte hareket edememe sorunu doğuyor. Suçun yaşandığı ortamda maddi hasar meydana gelmekte, suç esnasındabirde suçun ortadan kalkmasından sonra insanlarda suç korkusuyaşanmakta bu yaşanan suç korkusu maddi hasardan çok daha fazlabireye ve topluma zarar vermekte, güven bunalımı yaşanmakta,bireyi kendi içine dönük yaşamasına neden olabilmekte, insanlararası bağları zayıflatabilmekte, böyle durumda suç daha kolayyayılabileçek zemin bulmaktadır. İktisadi düzenin oluşması, gelişmenin, kalkınmanın gerçekleşebilmesiiçin güvenlik en temel şarttır. Ekonomik kriszlerin sıklıklameydana gelmesi iktisadi olarak belirsizlikleri artırmakta, emekgüçünü olumsuz etkilemekte. Gelir ve servet dağılımındaoluşan bozukluklar sonucunda yoksulluk, yolsuzluklar artmakta, bugibi durumlarda ulus kelimesine yüklenen anlamlar yenidentartışılmaya başlanmaktadır. İç ve dış borç yükününfazla olması, iktisadi alanda yaşanan olumsuzluklar ulusalgüvenliği tehdit etmektedir. Mezhepler Kuran'ı Kerim ile bağdaştırılamaz, her mezhep benim dediğimdoğru diyor, Kuran'ı Kerim bir tane olduğuna göre bir doğruvardır. Mezhepler en büyük ayrılıkları getirmekte, çatışmalardoğurmakta, güvenliği uzun yıllar bozmaktadır. Devletin her dineeşit şekilde yaklaştığı, siyasetin din üzerinde baskı araçıolarak kullanılmadığı ortamlarda insanlar yaratılışını,yaratanını daha iyi tanımakta.Laiklikten rahatsız olanlar,laikliğin baskı ve çıkar odaklarından uzak bir ortamda bireylereyaratılışını en iyi tanıma ortamı sağladığınınfarkındalarmı açaba. "Ne Mutlu Türküm" diyemeyen, bu sözün ırk ile alakasıolmadığını biliyormu açaba, Atatürk milliyetciliğindenhaberdarlarmı açaba. Bu anlayışlar yıllarca şiddet ortamıyarattı. Duran Aydoğmuş 5 Link to comment Share on other sites More sharing options...
ilgi Mesaj tarihi: Ekim 18, 2013 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 18, 2013 Siyasal, sosyal ve ekonomik hakların tüm yurttaşlar tarafından eşit şekilde kullanıldığında, her alanda en ideal eşitliğe kavuşulaçaktır Duran Aydoğmuş Yazının özeti bu cümlede. 3 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now