Jump to content

Mursi ve Erdogan Bop Projesi/ABD'nin Yanilgisi


evrensel-insan

Recommended Posts

Bilindigi gibi devam etmekte olan Turkiye'deki gezi parki halk direnisi ve Misir'daki Musi karsiti eylemler, buyuk kitlelerin protestolari ile devam ediyor.

ABD'nin kendi ekonomik/politik/diplomatik cikari adina planladigi BOP projesi ve her iki ulke icinde secmis oldugu esbaskanlar; gorunen o ki, demokratik olarak sandiktan ciktiklari halde devlet vce hukumet olarak tum toplumu temsil edemedikleri gibi, ustelik kendi diktatorluklerini dayatma adina hukumet ve devletin her turlu olanaklarini kullanatak hem direnisleri bastirmak adina, hem de toplumu ayirmak bolmek, kendinden olmayani ayirarak asagilamak, kucuk gormek ve bu ayrimciligi her yonuyle desteklemek adina sanki sozlesmisler gibi ortak karar aldilar.

Dolayisi ile buradan bir sonuc dogdu. Bu sonuc bu diktatorlerin sadecekendi ideolojik inancsal kesimi desteklediklerini ve toplumun tum sosyo deger farklarini kapsayamadigini gosterdi.

Isin ilginci her iki diktatorde, hem kendi taraflarindan hem de dunyadan hic bir destek alamadilar. Sadece bir cikar ve ayni ideoloji temelinde, Mursi'nin diktator ve yandaslari tarafindan desteklenmesi soz konusu.

Peki burada ABD'nin yanilgisi neydi?

ABD diktatorleri basa getirirken, onlarin toplumlarinin bunyesinden cikmis, toplumlarini cok iyi taniyan ve onlari her acidan algilayabilen ve memnun edebilen kisiler olarak gordu.

Iste ABD'nin yanilgisi tam da burda idi. Cunku her iki diktatorde, birakalimtoplumu kucaklamayi, aksine kendilerinden olmayanlari her turlu bertaraf etmek ve ulkeyi devleti ve hukumeti adina sadece kendi taraflarindan olanlardan yapilandirmakti. Yani bir parti diktatorlugu kurmakti.

ABD acisindan burada belki yine bir sorun yoktu. Yalniz yasam bizlere her iki ulkede de toplumun boyle bir diktatorluge razi olmadigini gosterdi.

Boylece her iki diktator toplumunu temsil etmek yerine, toplumu karsilarina almayi tercih etti ve devam ediyorlar.

Iste ABD bunu hesaplayamamisti. Yani hem bu diktatorlerin aslinda toplumlarini tanimadigini hem de her iki ulkede de bu diktatorluge karsi halk direnis ve ayaklanmalari olacagini hesaplamamisti.

Iste bu hesapta olmayan yanilgi, su an ABD'yi ne yapmasi gerektigi acisindan ve cikarini kaybetmewden dusunduruyor.

ABD'nin her turlu tecrubesi, hic bir zaman halkini karsisina alan bir diktatoru desteklemez. Onun cikarinda halk ile diktator arasinda bir uyum gerekir.

Bu uyumu bozan daher iki ulke diktatorunun zihniyeti oldu. Yani halki direnise iten onlarin her turlu tutumuydu.

Buradan ABD ve bati gordu ki, Turkiye hic bir zaman bir O.Dogu ulkesi ve toplumu olmaya razi ve meyilli degil. Ayrica ortaligi itidala cekmek yerine, diktator "yangina korukle variyor" ve kiskirticiligina, yalanlarina ve elindeki devlet ve hukumeti de halka karsi baski araci olarak kullanmasya devam ediyor.

Misir ise bir O.Dogu ulkesi. Dolayisi ile dikta bir rejimden ziyade, halki karsisina almamak onlari ilgilendiriyor. Yani pek ala ilimli bir dikta tum toplumu bir arada idare edebilir.

Yalniz surasi anlasildi ki, her iki diktatorde; bu politikalari ile yolun sonuna geldi ve ufukta da politikalarini degistirmeleri gorunmuyor.

Her iki ulke ve toplumunun buradan nereye varacagini yasayarak hep beraber gorecegiz.

Yalniz surasi bir gercekki, ulkemizde toplum sosyal bilinc olarak hicv bir ideolojik politik etik teklestirme ile toplumun yonlendirilmesine artik razi degil.

Yani bir iktidarin parti basi, ayni parti cikar ideolojisi ve politikasi ile tum toplumu temsil eden bir basbakan ve devlet gorevlisi olamaz. Parti devleti artik Turkiye geleceginde bir tarih olmustur.

Basbakan da cumhurbaskani da parti politikasi ideolojisi degil; tum toplumun her turlu sosyal bilinc farkini kucaklayacak bir duzeyde olmak durumundadir.

Yani sozde degil, ozde basbakan/cumhurbaskani/vali/emniyet muduru v.s. olmak.

Iste buradan da bir sey olmak ile olunan seyin bilincinde olmak farki ortaya cikiyor.

Yani iktidarin basi ad olarak basbakan olsa bile, zihniyet olarak basbakan olamiyor. Sadece iktidarinin parti polituika ve ideolojisini basbakanliga v.s. tasiyor.

Cumhurbaskani halki temsil eder ve politikasi/ideolojisi ancak kisisel olarak olur, ama cumhurbaskani olarak olamaz. Cunku cumhurbaskani tum cumhurun her turlu farkini kucaklayabilen kisi demektir.

Ayni sey hukumetin basi icinde sehrin basi vali icinde, polisin basi emniyet icinde, ordu icinde ve her turlu devlet ve hukumet kurumlari icinde gecerlidir.

Bir bakan meclisin bakanidir, partisinin bakani degil.

Iste T.C. tarihinde bu fark bugune kadar uygulanamamistir. Gezi parki halk direnisi de tam da bu uygulanmayani talep etmektedir.

Parti basinin, halk devlet hukumet ve kurum ve kurulus basi olabilecek bilince sahip olmasi.

Yoksa bugune kadar olan kacinilmaz olarak devam eder. Yani paarti devleti ve hukumeti. Ne yazikki gezi bilinci bunu istemeyen tek nesil olarak ancak bugun ortaya cikti.

 

Bugun herhangibir bakis acisi olarak alternatif olabilmek; sadece kendi tarafin ile basta katliamlara bakip onlardan politik ve ideolojik cikar saglamak ve OLENIN USTUNDEN DUYGU SOMURUSU YAPMAK DEGILDIR.

Bugun alternatif olabilmek demek, sosyo-etik farklarin farkinda olarak kendi ulken dahil, dunyanin her bir cografya ve toplumunda toplumunu ve farkli halklarini ezen katleden her turlu otokrasiye diktatorluge iktidara INSANLIK VE ONUN EN BASTA YASAM HAK VE OZGURLUGU ADINA sahip cikmak demektir.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...