Jump to content


duran

Recommended Posts

MEDYA
ÜZERE Düüncelerim


Üç
y önce Medya üzerine elmeye balad, bu elmeye
balamamda hangi nedenler tam olarak etkili oldu bilemiyorum ama.
Ulusal çapta yay yapan kanallara bakan, haberleri takip eden biri
idim, ulusal çapta yay yapan gazetelerin köe yazarokuyan
biriydim. Buralarda tutarsllar görmeye balad, sonralarbr />haberlerin bir ço gerçekten beni bilgilendirmiyordu. Medya
üzerine elmem böyle baladsay. 

yle
bir parantez açay burada. Tam da bügünlerde olan olan olaylar,
insanmedya üzerine düünmeye itebilir, ve ileriki zamanlarda
medya ile ilgili nas düzenlemeler yapmalgibi bir soru sorma
gere duyabilir veya medya salbir yapa nas
kavuabilir gibi sorular insanlar kafasa bu günlerde
gelebilir. Bunu neden böyle diyorum, Çünkü insalar
hayatlarda terslikler, içlerinde çatmalar, belirsizliklerin
artmas tutarsllarfark ettiklerinde kendi hayatlarbr />sorgulama gere duyabiliyorlar, bu durumlar sonucunda oluan
kaygar, insanlar hayatlaryeniden gözden geçirmek için
olumlu olabiliyor. Bu durumu düünerekten insanlar bir çonun
medya üzerine düünmeye gidebileçeklerini düünüyorum
insanlar.

Ben
de imdi burada düünmek isteyenlere, bu konu üzerinde düünmü
biri olarak düüncelerimi aktarmaya çalaçam.
Düüncelerimi aktararak konu hakkda farkdal yaratmaya
çalaçam. (nu belirteyim, bu yazlarokuyanlar
benim düüncelerimin izlerini takip edeceklerdir. Herkez kendi
içinde benim izledim yolu izlemesi gerek, yoksa sadece benim
düüncelerimi okumu olaçaks – her kez kendi düünce
sürecini yaamal. Ben bu düünmeyi u örne çok
benzetiyorum. Dan halde bulunan bir pazyapar gibi
oluturdum, bazen baz bir yerindeki bir parçayald çok
baka yere koydum, bazen pazdaki bir parçaynereye koyaçambr />düündüm, bazen paz nas bir ekil olabileçeni
düündüm, aada yazaçaklar nas paz oldunu
ortaya koyaçak, bakal paznas bulaçaks.

Ben
öyle bir yol izleyerek balad düünmeye, haberlerdeki
tutarsllargördükten sonra Medya üzerine çeitli
kitaplar okudum, Medyayfarklaçardan incelemi aratma
yazarokudum. Medyaya bak, gazeteleri inceleyiimde
demeler balad Kiilerin haber kaynaklara bakbr />gözlemledim, haber kaynaklarderlendirmesini, haberlerin
toplum üzerindeki etkisini gözlemledim. 

mdi
günümüz medyasve günümüz insan ilikilerini ve toplumun
genel yapdüünerek aadaki hikayeyi yazd
-aadaki yaz hikayenin konusu say-. Hikaye yazarak
balaman daha iyi olaçandüündüm.

Hikayenin
konusu öyle; 
Gazetenin,
televizyonun, internetin, radyonun ve benzeri iletiim araçlar
olmaddüünün ve 500 kiiden oluan bir topluluk
oldunu düünün ve bu topluluk dir topluluklarla neredeyse
hiç iletiime girmedini düünün, bu toplulukta insanlar
ihtiyaçlarkaramak için tarlada çalmakta, normal
ibadet edeçekleri yerleri var, toplanma, eenme yerleri var
diyelim, bu kiilerin bir birinden haberdarlar. Bu toplulukta sözlü
olarak bir biri hakkda bilgi edinmekteler. Herey sadan
giderken birgün bu köye daran bir kii geliyor, bu kii
çok güzel genç bekar bir k, nerden geldi belli del -bir
belirsizlik var- ve bu k bu toplulun kaldyerde kalmak
istiyor – neden kalmak istiyor belirsiz- bu k nerede kalaçak
-bu olay çözülmesi gerek- sonra bu k bu toplulukta bir
yer edinmesi için sosyal roller içine girmesi gerek. Bu k
geçmii hakkda belirsizlik oldu için -insanlar belirsizlik
durumlardan holanmadlariçin hemen bir tan vermeye
gidebiliyorlar- ve kendisini hiç tanadlardan bu k
hakkda kulaktan kula haberler yaymaya balor. Köyün
dir bekar klara bu kkkanor. Bu k bu toplumun
davranlara giyimiyle ve davranlarla hiç uyum
saamor -onun yetiti toplulun giyimine ve davranlara
uyum saamt ahlakçar var bu toplumda da. Ite bu k
bir olay ve bu olay karda bu topluluk nas tav alaçak,
nas bu k hakkda bilgi sahibi olacak, bu toplum yon olarak
çalan bir toplum, k hakkda bilgi sahibi olmak için ayrbr />bir zaman ayamayaçak kadar megüller ileriyle, köylüler
kendi yerlerine bu ii yapaçak dört kii seçiyorlar -seçtikleri
kiilerden biri köyün bekar klardan, biri ahlakçardan,
biri köyün genç delikanl biride köyün fakir ve dir
topluluklarmerak etti için gezmi biri-. Bu kiiler çeitli
kaynaklardan bilgi topluyorlar, kla iletiime giriyorlar, k
geldi yeri aratorlar, k geçmiine ulamaya
çalorlar, hepside hemen hemen aynbilgilere
ulaorlar.
mdi
bu toplumda yaayan kiilerin tutumlardan bahsedeyim. Be
sa ayabiliriz buradaki kiilerin tutumlar 
Bazbr />kiiler aynailede yaayan kiilerin duygulardan,
isteklerinden bile habersiz ekilde yaay gitmektedirler, hemen
hemen hereye karduyarsdlar.
Baka
bir tutum ise ailesindekilerin dugulardan, isteklerinden,
sorunlardan bir nebze haberdard, ama duyamazltan,
görmemezlikten gelirler - görmek duymak onlarbazkonularda
rahats edeçektir, o yüzden duymazlar görmezler-. 
Bazbr />kiilerin tutumlarise ailesinde, çevresinde olan olaylara karbr />tepki vermekte hep tereddütlüdürler, bunlar kaygve korkularbr />vard. 
Bir
tak kiilerin tutumlarise hereyin farkda olup, her
gerektinde de tepkisini ortaya koyabilen, sarl
dilsizli, görmemezli seçmemilerdir, olaylara karbr />tutumlarnettir, korkularve kaygarçok azd, bu kiiler
toplumu için çalmayseçmilerdir, seçerken ise bireyleri
detirmek istemektedirler. 
Bazbr />kiilerin tutumlarise -çok çok azlta bir grubun-
ailesinde, çevresinde, toplumunda yaanan olaylar farkda,
hereye raen dou bilginin peinde, mücadele etme
yöntemlerini biliyorlar, bir önceki sayd kiilerle buraya
kadar benzer, ama bu gruptaki kiiler hiç bireyin demeyeçeni
bildi halde, mücadelesini vermekteler, bunlar insanlardan birey
peklememekte, hayal kllargibi eyler yaamamakta,
insanliyi tanakta.
Olay
hakkda aratmalartamamlayan ve hemen hemen aynsonuclara
ulaan dört kii, elde etti bilgileri köyün meydan gibi bir
yerinde açlamaya balorlar. Bekar k edindi bilgileri
kendi süzgeçinden geçirerek anlator, köye yeni gelen kbr />kendine rakip gördü için kköyden gitmesi gerekti
eklinde konuuyor. Ahlakçarda k bulunduklartoplumda
ahlak bozulaça düüncesi ile k köyden gitmesini
istiyorlar. Genç delikanlise k köyde kalmasiçin bir
konuma yapor, genç erkek kla pazarl yapm, cinsel
yönden bir beklentisi var genç erken. Fakir delikanlve merak
için dir yerleri gezen kii ise k ona maddi yönden ve
onun merakgidereçek ekilde gezmesi için olanaklar yaratmaybr />vaad etti için, edindi bilgileri yorumlarken k köyde
kalmasyönünde olur. mdi burada halk nas karar verecek, iki
kii gitsin dedi, iki kii kals dedi, halktan bazkiiler bu
olayumursamayaçakt, bir ço ise daha önce duygusal bir babr />ile baolduklarkiinin görüünü benimseyeçektir, veya
daha önce deneyimlerinden etkilenerek karar vereçektir, bazbr />ise kalmasda veya gitmesinde grup içinde kendi konumuna bir fayda
saayaçaksa kalmasgerekiyor, faydasyok ise gitsin yönünde
karar vereçektir. Küçük bir grup ise kendi toplum içindeki
çar kendi duygusal bandüünmeden, der görme,
yaln kalma gibi eyleri düünmeden inanddou der
için, olaysorgulayaçak, arataçak ve kendi vardbr />kararda ikna olduktan sonra topluma anlatmaya çalaçakt, bu
küçük gruptaki kiilerden bir grup bireyleri detirmeye
odaklanaçakt ve demedini gördünde mücadeleden
vazgeçecektir, bu grubun içindeki dir küçük grup ise
detirmeye çalmadan inanddoularsöylemeye devam
edeçektir.

Bu
hikayenin konusu bu, burada olanlargünümüz için
düünelim.

Medyan
benim kafamdaki tanöyle;
Insanlar
bir birinden haberdar olma, insanlar beklentilerini ve isteklerini
iktidarlara veya bir birine iletme araç Ortak sorunlar hakkda
mücadele etme yollargösterme araç Toplumu istenilen
derleri öetme araç bireyleri toplumsallatma, etme
araçolarak medya kullanmaktad. 

Medyan
günümüzdeki yapdan, bulundu durumdan bahsedeyim.
Türk
toplumunda Medya çok kullanmaktad, bir çok olaydan haberdar
oldumuz yer televizyonlard, gazetelerdir, internettir.
Televizyonun bada çok zaman geçiririz. Yüzde 40 da
internet kullanmaya balamt, az bir kiide gazete
okumaktad. 
Türkiye
de medya büyük sermaye sahiplerinin dir, (Bursa da ki büyük
gazeteler ve haber kanallariki üç Bursali adam
elindedir). Devlet televizyonlarise hükümetin
televizyonudur.
Ulusal
çapta ve yerel çapta yay yapan özel medya kurlular bir
ço, özellikle yerel çapta olanlar, belli bir süreline bir
idolojinin sesini duyurmak için kurulurlar. Televizyonlarda ve
gazetelerde çalanlar, yazarlar, müdürler, tamamla sermayeyi
koyan kiiye bamlolarak çalmaktad. (Yazarlar ne kadar
tarafsd. Mesela, yaxarlar sermaye sahibinin yanda
çaltdiçilerin içi haklaröenmeleri
için, devamlbu konu hakkda yazyazabilirmi veya sermaye
sahibinin yapm oldu doland ile ilgili yazar
yazabilir mi, örnekteki gibi bir durum yok mu sizce, diyelim iki
tak futbol maçyapor ve bu iki takyöneten hakemin
parasise futbolcular ödüyor, bu hakem ne kadar bams
karar verebilir sizce). ve yerel gazetelerde çalan kiilerin
ço habercilik, gazetecilik alanda etim görmemi
kiilerdir. Bu durumlardüünmek gerek. Medyaya daha özgür
çalabileçe ortamlar yaratmak için çalmak gerek.
(Muhasebe-Mali müevirlerik meslende de kay dbr />engellenmeden mesleki bamsltan söz edilmesi ve meslen
kalitesinin artmasdan söz edilmesi zor oldu gibi). Facebook,
Twitter gibi sosyal alar ise bilgi palada anl mesajlar
verilebiliyor ama buradaki kullanar burada paylaanlarbr />doulamaszor olmakta ve belli yönlendirmelere çok aç
haldedir. -Buralarkullanan kiilerin buradaki palalarçok
dikkatli bir ekilde sorgulama, karatma yap okumalarbr />gerek-. 


Haberlerin
verili ekillerine bakt da unu görüyorum, ka ka
bir çok olaya yer verilmekte, bu olaylar çözümünde kiiler
nas yer almalgibi bir bilinçlendirme uyandmamakta -Bu
duruma aslda habersizlik deniyor-. 
Kiilerin
özel hayatlaryratekilde yansmakta (Kiiler
kendi iç dünyalarda dalgalbir haldedir, bu dalgalanmalarbr />sorgulamakta, düünmekte, hatalardüzeltmeleri için zaman
tanaktalar kendilerine, ama bu yaanan hatalar hemen göz önüne
sürülürse, kiilerin yaptlarhatalardüzeltmeleri daha
zor olur, bu onlara yardcolmaz). 
ddet
olaylarçok verilmekte, mesela trafik kazalarhergün
verilmekte, trafik kazasda u kadar kii öldü, araban
yuvarlandyer gösteriliyor, yaralgösteriliyor, ama u
verilmiyor, bu trafik kazalarneden olmakta, trafik kazalar
önlenmesi için Türkiye çabda nas çalmalar yapmakta
oldu, varsa bu önleme çalmalarda nas yer almasbr />gerekti, yoksa önlemek için fikir yürütenlerin fikirlerine yer
vermiyorlar. 
Mesela
Türkiyenin bir bölgesinde ciddi bir deprem olsun, deprem ile ilgili
haberler yapmakta, deprem uzmanlara çeitli iletiim
araçlarda söz hakkverilmekte ama depremin yaralarbr />sardda, deprem ile ilgili haber yapmamakta, halk
deprem konusundaki bilinçi diri tutulmak için haberler
yapmamakta. Deprem önleme çalmalarhangi aamada oldu
ile ilgili haberler yapmamakta -Haberlerin yapmasbu
çalmalar üzerinde, halk denetimi yapm
olmaktad-.
Gazeteler
ayrc yaratan olaylar halk günlük ilgisini çekeçek
olaylar sansansyon yarataçak olaylar daha çok satabilmeleri
için bu tarz haberleri birinci sayfadan verebilmekte. 
Bir
televizyon kanalda oynayan bir dizi var, bu dizide oynayan ba
karakterin özel hayatda sansasyonel bir gelime oluyor. Dizinin
yaylandkanal haberlerinde bu olay kanala ve diziye zarar
gelmeyeçek ekilde verilmekte, dir kanallara baktda ise
her kanal bu dizinin yaylandkanal ile ilikilerine göre
bu haberi vermekte. Bu çok kolaylla biriki karatma
sonucu anlaabilen bir gözlem. 
Geçenlerde
sabah saatlerinde haberleri izliyorum, haberde gezi parda
yaananlarveriyor, ama bu gezi parkda bu olaylar neden
yaanm, niçin yaanmakta, burada ne istenmekte, bunlarhiç
söylemiyor, yaanan olaylargerilim, korku nitelinde bir kaç
kare veriyor. 

Ortakul
ve lise ylargençler günde 4 saatlerini televizyon bada
geçirmekte veya internet bada. Emekli olmu bir çok kii de
hayatlartelevizyon bada geçirmekte. 
Dernekler,
vaklar, Meslek odalarda ve buna benzer dir sosyal ortamlarda
pek birlikte olunmamakta. Bizde genelde Yalar camilerde birlikte
olmakta, gençler avm lerde gürültülü ortamlarda, sosyal aarda
birlikte olarak bir biriyle haberlemekte, ev kadlarevlerde
bir birbiriyle bulumakta. 

Medyaybr />takip eden halk genel tutumundan bahsedeyim, ve nas takip
edilmesi gerektini yazmaya çalay.
Türk
toplumunda genelde, baban veya büyüklerin yaptbr />hareketlerin pek sorgulanmasa izin verilmemekte, bulunduklarbr />çevrenin dda çtlarda gençleri kötü eylerin
bekledi eklinde bir algyaratmakta, ailelerin çocuklara
kartutumlarbask ilgisiz, ailgili olmakta ama
pek az aile demokratik bir aile olabilmekte. 
Okuma
yazma oranlarTürkiye genelinde pek iyi del – kadlarda
okuma yazma orandaha düük- gizli okuma yazma bilmeyenlerde var
-okuma yazma öenmi ama çok kullanmaddan neredeyse
unutma aamasa gelmi- okumak insana yük getirir -ben tarafs,
bams olmayan, kafasözgür olmayan, bilimsel bilgi al
yöntemlerini bilmeyen birinin okumasbence kiiye zarar
vermekte). Yazmak kendini ifade etme biçimidir, -yazmak için
yazanlar oldunu biliyorum, altar yaparak yazan, kendi
düüncesi olmadhalde, kendini farklgöstermek için
yazan kiiler var, bu kiiler yazarak kendi gerçeklerinden biraz
daha uzaklalar-. Okuma ve yazmaydou düzgün yapan bir
nesil hayal ediyorum (Daha fazla açlama için, Bilgi üzerine
yaza bakabilir)-, ki bu nesil medyan denetimini yaps. Ama
ilk i ailede balamal sonra okullarda ve sonra i yaamda
devam ettirilmeli, böyle olmadsürece medya bizi istedi
yöne yönlendirir.
Benim
çevremden bazörnekler vereyim, okuma yazma bilmeyen bir yak,
haberleri dinler iken, haberlerde olan olay bütününü
anlamor, daha önce tecrüpe etti hayat görüü ile ilgili
veya bildi mekanlar ile ilgili bir kelime geçerse o kmbr />anlor. Okuma yazma bilen yaklarda ise unu görüyorum:
Medyan verdi bir habere hiç kuku ile yaklamor, hemen
dou gibi algor, birincil ikincil kaynak aratmasa
girmiyor, haberi farklkaynaklardan izleyip karatmaya
gitmiyor, haberdeki bilgi ve yorum klarayt edemiyor,
tartma programlara pek ilgili olmuyor. Hayat görülerine
yatk olduklargazeteleri ve televizyonlarseyretmekte -Hangisi
objektif haber verir, objektif haber verecek kanal arayiçinde
deller pek-. Daha çok kendi yaanmllarile, hayalleri
ile baantkurduklardizileri seyrediyorlar, toplumsal olaylara
karpek ilgili deller -bana dokunmayan yan bin yaas
görüüne yatklar- Bu okuma yazma bilen kiilerin içinde
Üniversite bitirmi kiilerde var.
nu
gözlemliyorum, bir grupta be altkii sohpet ediyor, bu sohpet
edenlerden biri mahallede olan bir olayanlator, mahallede olan
olayanlatan kii, bu grupca güçlü görülen bir kii ise bu
kiinin dedini hiç sorgulamorlar, mahalledeki olayanlatan
kiinin bu olaynerden öendi, nas öendi, kendi yorumuna
nerede balad niye bize bunu anlator, olayanlatan kii ile
olay arasda nas bir baantolup olmadgibi sorular,
pek bu anlatana sorulmuyor, anlatan kii ve onu dinleyenler arasda
konu hakkda bir uyumazl oldunda anlatan kiiye duygusal
yakl gösterenler daha çok bu kiinin taraftutmakta.
Olay doulundan çok olay bize nas bir yararolur
veya bize nas bir zararolur üzerinde düünüyorlar genelde.
Ben sorular sormaya baladda ise rahats oluyorlar. Bu
sorgulamalarburalarda baardda -buralardan balanmal
Medya daha farklolaçakt. Sorgulayacak kiilerin çonlukta
olmas medyan kontrolünü saayacakt.

Medya
konusunda yapanlara ve yapaçaklara denmek istiyorum.
Medya
kesinlikle sermaye sahipleri ile ilikisini kesmeli. Medya
hükümetlerin denetimi alta girmemeli. Tüm Medya organlarca
kabul görmü, Medyaydenetleme ve ceza yapta sahip bir
üst kurum kurulmal Kesinlikle ve kesinlikle kiiler medya ybr />okumasbilecek.
mdi
bunlaraçmam gerek, medya hükümetlerin kontrolünde olmadda,
özel sektöre bakaçakt, özel sektörü kontrol etmeye
kalktda da yine yeni inançlara ve tarafa göre
yaylara izin vereçek, kendi inança ve tarafa ters olanlara
izin vermeyecektir. Kamuda adam kaymay torpilcili,
politikacar kamuyu çar araçolarak kullanmasbr />engellemek için, kamu mallar iyerleri özelletirilmekte ki
iyi bir yönetim saanabilsin diye. Özel sektöre aktarmakta
kamunun ileri. Özel sektörü denetlem ve gerekli düzenlemeleri
yapmak için, devlet ie kartda da, adam kaymalar
olmakta, özel sektör sahipleri bu düzenlemeleri yapan kurumlar
baa gelmek için çalmakta, buralara adamlarbr />yerletirmek için çalmakta oldunu okumaktay, sohpetlerde
duymaktay. 

Medya
üzerine öyle bir yapanmadan bahsedeçem, bu yapanma
dir i alanlariçinde uygulanabilir.
Hayalimizde
bir gazete kural imdi bu gazeteyi bir organizasyon olarak
düünelim, bu organizasyonun bir arada olmassaayan
elemanlar olmalbu organizasyonu bir araya getiren elemanlar
unlard; yazarlar, editörler, sermaye sahipleri, kameramanlar,
spikerler, sunucular, personel ileri, temizlikciler, güvenlikciler,
yay datar... d. Bu organizasyonun hiç bir parçasbr />dirinden önemli olmamal fakat bazorganlardaha fazla yük
yüklenicisi olur, bazarküçük baantelemanlargibi
olabilir. Bu organizasyonun devamliler halde tutmak için ve iyi
hizmet vermek için nas bir yapanma içine girmesi gerektini
düünelim derim. Bunu en ince ayrta kadar açal derim,
benim bilgim bunu en ince ayrta inecek kadar yeterli
deldir -Ben medya ydardan takip eden, medyan bire bir
içinde delim, medyan içinde olan kiilerin kitaplarbr />okumu biriyim. Ben una inanan biriyim, iin içinde olanlar en
iyi çözümleri üretebilirler, en iyi ekilde sorunlartespit
edebilirler ve en iyi çözümleri üretebilirler diye
düünüyorum-.
Mesela
sermaye sahipleri bu iletmenin yüzde 30 hissesine sahip olsun.
Yazarlar yüzde 35 hisseye sahip olsun. Editörler yüzde 5. Yay
datar yüzde 5. Kameramanlar, sunucular, spikerler yüzde 5
hisseye. Güvenlikciler, temizlikciler, personel ileri yüzde 5.
Yüzde 15 de halka açs. 

Duran
Aydou

durankisiselyazilar.blogspot.com/


 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Türkiye'de ki medyanin büyük kesimi bir sirke, calisanlari da palyocalara benzer...

 

...isleri gücleri parsa toplamaktir.

 

Dinsiz siyasetci yatip kalkip islam yalakaligi yapip bedevinin put isimlerini agzindan düsürmüyorsa ona da hic cekinmeden  " süzme yavsak düsünceli" demekte bir sakinca yoktur...

 

Medyanin büyük kesimi de iste ayni üledir.

 

Bende böyle düsüniyem.

Link to comment
Share on other sites

MEDYA ÜZERİNE Düşüncelerim
 
 
Üç yıl önce Medya üzerine eğilmeye başladım, bu eğilmeye başlamamda hangi nedenler tam olarak etkili oldu bilemiyorum ama. Ulusal çapta yayın yapan kanallara bakan, haberleri takip eden biri idim, ulusal çapta yayın yapan gazetelerin köşe yazıları okuyan biriydim. Buralarda tutarsızlıklar görmeye başladım, sonraları haberlerin bir çoğu gerçekten beni bilgilendirmiyordu. Medya üzerine eğilmem böyle başladı sayılır.
 
Şöyle bir parantez açayım burada. Tam da bügünlerde olan olan olaylar, insanı medya üzerine düşünmeye itebilir, ve ileriki zamanlarda medya ile ilgili nasıl düzenlemeler yapılmalı gibi bir soru sorma gereği duyabilir veya medya sağlıklı bir yapıya nasıl kavuşabilir gibi sorular insanların kafasına bu günlerde gelebilir. Bunu neden böyle diyorum, Çünkü insaların hayatlarında terslikler, içlerinde çatışmalar, belirsizliklerin artması, tutarsızlıkları fark ettiklerinde kendi hayatlarını sorgulama gereği duyabiliyorlar, bu durumların sonucunda oluşan kaygılar, insanlar hayatlarını yeniden gözden geçirmek için olumlu olabiliyor. Bu durumu düşünerekten insanların bir çoğunun medya üzerine düşünmeye gidebileçeklerini düşünüyorum insanların.
 
Ben de şimdi burada düşünmek isteyenlere, bu konu üzerinde düşünmüş biri olarak düşüncelerimi aktarmaya çalışaçağım. Düşüncelerimi aktararak konu hakkında farkındalık yaratmaya çalışaçağım. (Şunu belirteyim, bu yazıdıklarımı okuyanlar benim düşüncelerimin izlerini takip edeceklerdir. Herkez kendi içinde benim izlediğim yolu izlemesi gerek, yoksa sadece benim düşüncelerimi okumuş olaçaksınız – her kez kendi düşünce sürecini yaşamalı-. Ben bu düşünmeyi şu örneğe çok benzetiyorum. Dağınık halde bulunan bir pazılı yapar gibi oluşturdum, bazen bazılın bir yerindeki bir parçayı aldım çok başka yere koydum, bazen pazıldaki bir parçayı nereye koyaçağımı düşündüm, bazen pazılın nasıl bir şekil olabileçeğini düşündüm, aşağıda yazaçaklarım nasıl pazıl olduğunu ortaya koyaçak, bakalım pazılı nasıl bulaçaksınız.
 
Ben şöyle bir yol izleyerek başladım düşünmeye, haberlerdeki tutarsızlıkları gördükten sonra Medya üzerine çeşitli kitaplar okudum, Medyayı farklı açılardan incelemiş araştırma yazıları okudum. Medyaya bakışım, gazeteleri inceleyişimde değişmeler başladı. Kişilerin haber kaynaklarına bakışını gözlemledim, haber kaynaklarını değerlendirmesini, haberlerin toplum üzerindeki etkisini gözlemledim.
 
Şimdi günümüz medyasını ve günümüz insan ilişkilerini ve toplumun genel yapısını düşünerek aşağıdaki hikayeyi yazdım -aşağıdaki yazı, hikayenin konusu sayılır-. Hikaye yazarak başlamanın daha iyi olaçağını düşündüm.
 
Hikayenin konusu şöyle;
Gazetenin, televizyonun, internetin, radyonun ve benzeri iletişim araçlarının olmadığını düşünün ve 500 kişiden oluşan bir topluluk olduğunu düşünün ve bu topluluk diğer topluluklarla neredeyse hiç iletişime girmediğini düşünün, bu toplulukta insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için tarlada çalışmakta, normal ibadet edeçekleri yerleri var, toplanma, eğlenme yerleri var diyelim, bu kişilerin bir birinden haberdarlar. Bu toplulukta sözlü olarak bir biri hakkında bilgi edinmekteler. Herşey sıradan giderken birgün bu köye dışarıdan bir kişi geliyor, bu kişi çok güzel genç bekar bir kız, nerden geldiği belli değil -bir belirsizlik var- ve bu kız bu topluluğun kaldığı yerde kalmak istiyor – neden kalmak istiyor belirsiz- bu kız nerede kalaçak -bu olayın çözülmesi gerek- sonra bu kızın bu toplulukta bir yer edinmesi için sosyal roller içine girmesi gerek. Bu kızın geçmişi hakkında belirsizlik olduğu için -insanlar belirsizlik durumlarından hoşlanmadıkları için hemen bir tanım vermeye gidebiliyorlar- ve kendisini hiç tanımadıklarından bu kız hakkında kulaktan kulağa haberler yayılmaya başlıyor. Köyün diğer bekar kızlarıda bu kızı kıskanıyor. Bu kız bu toplumun davranışlarına giyimiyle ve davranışlarıyla hiç uyum sağlamıyor -onun yetiştiği topluluğun giyimine ve davranışlarına uyum sağlamıştı- ahlakçılar var bu toplumda da. Işte bu kız bir olay ve bu olay karşısında bu topluluk nasıl tavır alaçak, nasıl bu kız hakkında bilgi sahibi olacak, bu toplum yoğun olarak çalışan bir toplum, kız hakkında bilgi sahibi olmak için ayrı bir zaman ayıramayaçak kadar meşgüller işleriyle, köylüler kendi yerlerine bu işi yapaçak dört kişi seçiyorlar -seçtikleri kişilerden biri köyün bekar kızlarından, biri ahlakçılardan, biri köyün genç delikanlısı, biride köyün fakir ve diğer toplulukları merak ettiği için gezmiş biri-. Bu kişiler çeşitli kaynaklardan bilgi topluyorlar, kızla iletişime giriyorlar, kızın geldiği yeri araştırıyorlar, kızın geçmişine ulaşmaya çalışıyorlar, hepside hemen hemen aynı bilgilere ulaşıyorlar.
Şimdi bu toplumda yaşayan kişilerin tutumlarından bahsedeyim. Beş sınıfa ayırabiliriz buradaki kişilerin tutumlarını.
Bazı kişiler aynı ailede yaşayan kişilerin duygularından, isteklerinden bile habersiz şekilde yaşayıp gitmektedirler, hemen hemen herşeye karşı duyarsızdırlar.
Başka bir tutum ise ailesindekilerin dugularından, isteklerinden, sorunlarından bir nebze haberdardır, ama duyamazlıktan, görmemezlikten gelirler - görmek duymak onları bazı konularda rahatsız edeçektir, o yüzden duymazlar görmezler-.
Bazı kişilerin tutumları ise ailesinde, çevresinde olan olaylara karşı tepki vermekte hep tereddütlüdürler, bunların kaygı ve korkuları vardır.
Bir takım kişilerin tutumları ise herşeyin farkında olup, her gerektiğinde de tepkisini ortaya koyabilen, sağırlığı, dilsizliği, görmemezliği seçmemişlerdir, olaylara karşı tutumları nettir, korkuları ve kaygıları çok azdır, bu kişiler toplumu için çalışmayı seçmişlerdir, seçerken ise birşeyleri değiştirmek istemektedirler.
Bazı kişilerin tutumları ise -çok çok azınlıkta bir grubun- ailesinde, çevresinde, toplumunda yaşanan olayların farkında, herşeye rağmen doğru bilginin peşinde, mücadele etme yöntemlerini biliyorlar, bir önceki saydığım kişilerle buraya kadar benzer, ama bu gruptaki kişiler hiç birşeyin değişmeyeçeğini bildiği halde, mücadelesini vermekteler, bunlar insanlardan birşey peklememekte, hayal kırıklıkları gibi şeyler yaşamamakta, insanlığı iyi tanımakta.
Olay hakkında araştırmaları tamamlayan ve hemen hemen aynı sonuclara ulaşan dört kişi, elde ettiği bilgileri köyün meydan gibi bir yerinde açıklamaya başlıyorlar. Bekar kız edindiği bilgileri kendi süzgeçinden geçirerek anlatıyor, köye yeni gelen kızı kendine rakip gördüğü için kızı köyden gitmesi gerektiği şeklinde konuşuyor. Ahlakçılarda kızın bulundukları toplumda ahlakın bozulaçağı düşüncesi ile kızın köyden gitmesini istiyorlar. Genç delikanlı ise kızın köyde kalması için bir konuşma yapıyor, genç erkek kızla pazarlık yapmış, cinsel yönden bir beklentisi var genç erkeğin. Fakir delikanlı ve merak için diğer yerleri gezen kişi ise kızın ona maddi yönden ve onun merakını gidereçek şekilde gezmesi için olanaklar yaratmayı vaad ettiği için, edindiği bilgileri yorumlarken kızın köyde kalması yönünde olur. Şimdi burada halk nasıl karar verecek, iki kişi gitsin dedi, iki kişi kalsın dedi, halktan bazı kişiler bu olayı umursamayaçaktır, bir çoğu ise daha önce duygusal bir bağ ile bağlı oldukları kişinin görüşünü benimseyeçektir, veya daha önce deneyimlerinden etkilenerek karar vereçektir, bazısı ise kalmasında veya gitmesinde grup içinde kendi konumuna bir fayda sağlayaçaksa kalması gerekiyor, faydası yok ise gitsin yönünde karar vereçektir. Küçük bir grup ise kendi toplum içindeki çıkarını, kendi duygusal bağını düşünmeden, değer görme, yalnız kalma gibi şeyleri düşünmeden inandığı doğru değer için, olayı sorgulayaçak, araştıraçak ve kendi vardığı kararda ikna olduktan sonra topluma anlatmaya çalışaçaktır, bu küçük gruptaki kişilerden bir grup birşeyleri değiştirmeye odaklanaçaktır ve değişmediğini gördüğünde mücadeleden vazgeçecektir, bu grubun içindeki diğer küçük grup ise değiştirmeye çalışmadan inandığı doğruları söylemeye devam edeçektir.
 
Bu hikayenin konusu bu, burada olanları günümüz için düşünelim.
 
Medyanın benim kafamdaki tanımı şöyle;
Insanların bir birinden haberdar olma, insanların beklentilerini ve isteklerini iktidarlara veya bir birine iletme araçı. Ortak sorunlar hakkında mücadele etme yollarını gösterme araçı, Toplumu istenilen değerleri öğretme araçı, bireyleri toplumsallaştırma, eğitme araçı olarak medya kullanılmaktadır.
 
Medyanın günümüzdeki yapısından, bulunduğu durumdan bahsedeyim.
Türk toplumunda Medya çok kullanılmaktadır, bir çok olaydan haberdar olduğumuz yer televizyonlardır, gazetelerdir, internettir. Televizyonun başında çok zaman geçiririz. Yüzde 40 ımızda internet kullanmaya başlamıştır, az bir kişide gazete okumaktadır.
Türkiye de medya büyük sermaye sahiplerinin dir, (Bursa da ki büyük gazeteler ve haber kanalları iki üç Bursalı iş adamının elindedir). Devlet televizyonları ise hükümetin televizyonudur.
Ulusal çapta ve yerel çapta yayın yapan özel medya kurluşlarının bir çoğu, özellikle yerel çapta olanlar, belli bir süreliğine bir idolojinin sesini duyurmak için kurulurlar. Televizyonlarda ve gazetelerde çalışanlar, yazarlar, müdürler, tamamıyla sermayeyi koyan kişiye bağımlı olarak çalışmaktadır. (Yazarlar ne kadar tarafsızdır. Mesela, yaxarlar sermaye sahibinin yanında çalıştırdığı işçilerin işçi haklarını öğrenmeleri için, devamlı bu konu hakkında yazı yazabilirmi veya sermaye sahibinin yapmış olduğu dolandırıcılık ile ilgili yazılar yazabilir mi, Şu örnekteki gibi bir durum yok mu sizce, diyelim iki takım futbol maçı yapıyor ve bu iki takımı yöneten hakemin parasını ise futbolcular ödüyor, bu hakem ne kadar bağımsız karar verebilir sizce). ve yerel gazetelerde çalışan kişilerin çoğu habercilik, gazetecilik alanında eğitim görmemiş kişilerdir. Bu durumları düşünmek gerek. Medyaya daha özgür çalışabileçeği ortamlar yaratmak için çalışmak gerek. (Muhasebe-Mali müşevirlerik mesleğinde de kayıt dışı engellenmeden mesleki bağımsızlıktan söz edilmesi ve mesleğin kalitesinin artmasından söz edilmesi zor olduğu gibi). Facebook, Twitter gibi sosyal ağalar ise bilgi palaşımında anlık mesajlar verilebiliyor ama buradaki kullanıcıların burada paylaşılanları doğrulaması zor olmakta ve belli yönlendirmelere çok açık haldedir. -Buraları kullanan kişilerin buradaki palaşımları çok dikkatli bir şekilde sorgulama, karşılaştırma yapıp okumaları gerek-.
 
 
Haberlerin veriliş şekillerine baktığım da şunu görüyorum, kısa kısa bir çok olaya yer verilmekte, bu olayların çözümünde kişiler nasıl yer almalı gibi bir bilinçlendirme uyandırılmamakta -Bu duruma aslında habersizlik deniyor-.
Kişilerin özel hayatları yıpratıcı şekilde yansıtılmakta (Kişiler kendi iç dünyalarında dalgalı bir haldedir, bu dalgalanmaları sorgulamakta, düşünmekte, hatalarını düzeltmeleri için zaman tanımaktalar kendilerine, ama bu yaşanan hatalar hemen göz önüne sürülürse, kişilerin yaptıkları hataları düzeltmeleri daha zor olur, bu onlara yardımcı olmaz).
Şiddet olayları çok verilmekte, mesela trafik kazaları hergün verilmekte, trafik kazasında şu kadar kişi öldü, arabanın yuvarlandığı yer gösteriliyor, yaralı gösteriliyor, ama şu verilmiyor, bu trafik kazaları neden olmakta, trafik kazalarının önlenmesi için Türkiye çabında nasıl çalışmalar yapılmakta olduğu, varsa bu önleme çalışmalarında nasıl yer alınması gerektiği, yoksa önlemek için fikir yürütenlerin fikirlerine yer vermiyorlar.
Mesela Türkiyenin bir bölgesinde ciddi bir deprem olsun, deprem ile ilgili haberler yapılmakta, deprem uzmanlarına çeşitli iletişim araçlarında söz hakkı verilmekte ama depremin yaraları sarıldığında, deprem ile ilgili haber yapılmamakta, halkın deprem konusundaki bilinçi diri tutulmak için haberler yapılmamakta. Deprem önleme çalışmaları hangi aşamada olduğu ile ilgili haberler yapılmamakta -Haberlerin yapılması bu çalışmalar üzerinde, halk denetimi yapılmış olmaktadır-.
Gazeteler ayrılımcılık yaratan olayları, halkın günlük ilgisini çekeçek olayları, sansansyon yarataçak olayları, daha çok satabilmeleri için bu tarz haberleri birinci sayfadan verebilmekte.
Bir televizyon kanalında oynayan bir dizi var, bu dizide oynayan baş karakterin özel hayatında sansasyonel bir gelişme oluyor. Dizinin yayınlandığı kanalın haberlerinde bu olay kanala ve diziye zarar gelmeyeçek şekilde verilmekte, diğer kanallara baktığımda ise her kanal bu dizinin yayınlandığı kanal ile ilişkilerine göre bu haberi vermekte. Bu çok kolaylıkla biriki karşılaştırma sonucu anlaşılabilen bir gözlem.
Geçenlerde sabah saatlerinde haberleri izliyorum, haberde gezi parında yaşananları veriyor, ama bu gezi parkında bu olaylar neden yaşanmış, niçin yaşanmakta, burada ne istenmekte, bunları hiç söylemiyor, yaşanan olayları gerilim, korku niteliğinde bir kaç kare veriyor.
 
Ortağokul ve lise yıllarını gençler günde 4 saatlerini televizyon başında geçirmekte veya internet başında. Emekli olmuş bir çok kişi de hayatlarını televizyon başında geçirmekte.
Dernekler, vakıflar, Meslek odalarında ve buna benzer diğer sosyal ortamlarda pek birlikte olunmamakta. Bizde genelde Yaşlılar camilerde birlikte olmakta, gençler avm lerde gürültülü ortamlarda, sosyal ağlarda birlikte olarak bir biriyle haberleşmekte, ev kadınları evlerde bir birbiriyle buluşmakta.
 
Medyayı takip eden halkın genel tutumundan bahsedeyim, ve nasıl takip edilmesi gerektiğini yazmaya çalışayım.
Türk toplumunda genelde, babanın veya büyüklerin yaptığı hareketlerin pek sorgulanmasına izin verilmemekte, bulundukları çevrenin dışında çıktıklarında gençleri kötü şeylerin beklediği şeklinde bir algı yaratılmakta, ailelerin çocuklarına karşı tutumları baskıcı, ilgisiz, aşırı ilgili olmakta ama pek az aile demokratik bir aile olabilmekte.
Okuma yazma oranları Türkiye genelinde pek iyi değil – kadınlarda okuma yazma oranı daha düşük- gizli okuma yazma bilmeyenlerde var -okuma yazma öğrenmiş ama çok kullanmadığından neredeyse unutma aşamasına gelmiş- okumak insana yük getirir -ben tarafsız, bağımsız olmayan, kafası özgür olmayan, bilimsel bilgi alış yöntemlerini bilmeyen birinin okuması bence kişiye zarar vermekte). Yazmak kendini ifade etme biçimidir, -yazmak için yazanların olduğunu biliyorum, alıntılar yaparak yazan, kendi düşüncesi olmadığı halde, kendini farklı göstermek için yazan kişiler var, bu kişiler yazarak kendi gerçeklerinden biraz daha uzaklaşırlar-. Okuma ve yazmayı doğru düzgün yapan bir nesil hayal ediyorum (Daha fazla açıklama için, Bilgi üzerine yazıma bakılabilir)-, ki bu nesil medyanın denetimini yapsın. Ama ilk iş ailede başlamalı, sonra okullarda ve sonra iş yaşamında devam ettirilmeli, böyle olmadığı sürece medya bizi istediği yöne yönlendirir.
Benim çevremden bazı örnekler vereyim, okuma yazma bilmeyen bir yakınım, haberleri dinler iken, haberlerde olan olayın bütününü anlamıyor, daha önce tecrüpe ettiği hayat görüşü ile ilgili veya bildiği mekanlar ile ilgili bir kelime geçerse o kısmı anlıyor. Okuma yazma bilen yakınlarımda ise şunu görüyorum: Medyanın verdiği bir habere hiç kuşku ile yaklaşmıyor, hemen doğru gibi algılıyor, birincil ikincil kaynak araştırmasına girmiyor, haberi farklı kaynaklardan izleyip karşılaştırmaya gitmiyor, haberdeki bilgi ve yorum kısımlarını ayırt edemiyor, tartışma programlarına pek ilgili olmuyor. Hayat görüşlerine yatkın oldukları gazeteleri ve televizyonları seyretmekte -Hangisi objektif haber verir, objektif haber verecek kanal arayışı içinde değiller pek-. Daha çok kendi yaşanmışlıkları ile, hayalleri ile bağlantı kurdukları dizileri seyrediyorlar, toplumsal olaylara karşı pek ilgili değiller -bana dokunmayan yılan bin yaşasın görüşüne yatkınlar- Bu okuma yazma bilen kişilerin içinde Üniversite bitirmiş kişilerde var.
Şunu gözlemliyorum, bir grupta beş altı kişi sohpet ediyor, bu sohpet edenlerden biri mahallede olan bir olayı anlatıyor, mahallede olan olayı anlatan kişi, bu grupca güçlü görülen bir kişi ise bu kişinin dediğini hiç sorgulamıyorlar, mahalledeki olayı anlatan kişinin bu olayı nerden öğrendi, nasıl öğrendi, kendi yorumuna nerede başladı, niye bize bunu anlatıyor, olayı anlatan kişi ile olay arasında nasıl bir bağlantı olup olmadığı gibi sorular, pek bu anlatana sorulmuyor, anlatan kişi ve onu dinleyenler arasında konu hakkında bir uyuşmazlık olduğunda anlatan kişiye duygusal yakınlık gösterenler daha çok bu kişinin tarafını tutmakta. Olayın doğruluğundan çok olayın bize nasıl bir yararı olur veya bize nasıl bir zararı olur üzerinde düşünüyorlar genelde. Ben sorular sormaya başladığımda ise rahatsız oluyorlar. Bu sorgulamaları buralarda başardığımızda -buralardan başlanmalı- Medya daha farklı olaçaktır. Sorgulayacak kişilerin çoğunlukta olması, medyanın kontrolünü sağlayacaktır.
 
Medya konusunda yapılanlara ve yapılaçaklara değinmek istiyorum.
Medya kesinlikle sermaye sahipleri ile ilişkisini kesmeli. Medya hükümetlerin denetimi altına girmemeli. Tüm Medya organlarınca kabul görmüş, Medyayı denetleme ve ceza yaptırımına sahip bir üst kurum kurulmalı. Kesinlikle ve kesinlikle kişiler medya yı okumasını bilecek.
Şimdi bunları açmam gerek, medya hükümetlerin kontrolünde olmadığında, özel sektöre bırakılaçaktır, özel sektörü kontrol etmeye kalktığında da yine yeni inançlarına ve tarafına göre yayınlara izin vereçek, kendi inançına ve tarafına ters olanlara izin vermeyecektir. Kamuda adam kayırmayı, torpilciliği, politikacıların kamuyu çıkar araçı olarak kullanılmasını engellemek için, kamu malları, işyerleri özelleştirilmekte ki iyi bir yönetim sağlanabilsin diye. Özel sektöre aktarılmakta kamunun işleri. Özel sektörü denetlem ve gerekli düzenlemeleri yapmak için, devlet işe karıştığında da, adam kayırmalar olmakta, özel sektör sahipleri bu düzenlemeleri yapan kurumların başına gelmek için çalışmakta, buralara adamlarını yerleştirmek için çalışmakta olduğunu okumaktayım, sohpetlerde duymaktayım.
 
Medya üzerine şöyle bir yapılanmadan bahsedeçeğim, bu yapılanma diğer iş alanları içinde uygulanabilir.
Hayalimizde bir gazete kuralım şimdi bu gazeteyi bir organizasyon olarak düşünelim, bu organizasyonun bir arada olmasını sağlayan elemanlar olmalı bu organizasyonu bir araya getiren elemanlar şunlardır; yazarlar, editörler, sermaye sahipleri, kameramanlar, spikerler, sunucular, personel işleri, temizlikciler, güvenlikciler, yayın dağıtıcılar... dır. Bu organizasyonun hiç bir parçası diğerinden önemli olmamalı, fakat bazı organları daha fazla yük yüklenicisi olur, bazıları küçük bağlantı elemanları gibi olabilir. Bu organizasyonun devamlı işler halde tutmak için ve iyi hizmet vermek için nasıl bir yapılanma içine girmesi gerektiğini düşünelim derim. Bunu en ince ayrıntısına kadar açalım derim, benim bilgim bunu en ince ayrıntısına inecek kadar yeterli değildir -Ben medya yı dışardan takip eden, medyanın bire bir içinde değilim, medyanın içinde olan kişilerin kitaplarını okumuş biriyim. Ben şuna inanan biriyim, işin içinde olanlar en iyi çözümleri üretebilirler, en iyi şekilde sorunları tespit edebilirler ve en iyi çözümleri üretebilirler diye düşünüyorum-.
Mesela sermaye sahipleri bu işletmenin yüzde 30 hissesine sahip olsun. Yazarlar yüzde 35 hisseye sahip olsun. Editörler yüzde 5. Yayın dağıtıcılar yüzde 5. Kameramanlar, sunucular, spikerler yüzde 5 hisseye. Güvenlikciler, temizlikciler, personel işleri yüzde 5. Yüzde 15 de halka açılsın.
 
 
NOT:
Ben bir devleti oluşturan unsurları ve bu unsurların ayrıntılarını incelemeye kalkıştım 2005 yıllarında. Üç ana başlık altında toparladım bu incelememi; Güvenlik, Yurtaşlık, Sosyal diye. Güvenliği şöyle açtım, Adalet, eştlik, İnsan hakları, Basın Yayın, Eğitim Öğretim, İktisati ve Anayasal güvenlik, Savunma. Sosyali ise şöyle açtım, -Aile, -Meslek, -Din, inançlar-, Devlet teşkilatı, Örgütlenme, yerel yönetim, denetim, -Ekonomik planlama, Sosyal güvenlik, yaşam kalitesi, refah algısı. -Yoksunluk, yoksulluk, yolsuzluk, yozlaşma. Yurtaşlığı ise şöyle açtım, -Ulus, Vatandaşlık, Millet, milliyetçilik, -Laiklik, egemenlik, -Kültür-. Bir Devlet üzerine düşünmek isteyecek kişilerin, düşünmesi gereken kavramlar. Ben bu açtığım konuların her biri hakkında elimde güzel kaynak kitaplar var, çeşitli makaleler var, ve bu konuların hepsi hakkında bir derleme yapmışımdır, bu derlemeyi yaparken bilimsel araştırma yönetmleri ile ilgili kitapları okuyarak, hangi yöntemler izleniri öğrenerek takip etmeye çalıştım sayılır. Tabi bu incelemelerim devam etmekte, anlamaya çalışmaktayım.
Ve bu konular hakkında kendi yazılarımı yazmaya başladım yaklaşık iki yıldan beri. Basın üzerine yazacağım bu yazıya da bu noktadan bakılmalı.
 

 

Tabi bu yukarıda yaptığım sınıflandırma ve ayrıntıları bir kerede oluşmadı, hep bir konunun ayrıntısına inmeye çalıştım, hep sorular sordum, hep bağlantılar kurmaya çalıştım, hiç bir kavramı üstün körü geçmeye çalışmadım. Mesela Kültür nedir dedim, gittim kültür ile ilgili bir çok kitap aldım, Kültür kavramına bakarken Antrapoloji bilimi ile tanıştım, Antrapoloji biliminin genelini anlamaya çalıştım nedir ne deyildiri, sonra Antrapoloji biliminin kültür üzerine yazılarını okudum, sonra Sosyal psikoloji ile tanıştım sosyal psikoloji kitapları aldım okudum, sosyal psikolojinin kültüre bakışını okudum...
Link to comment
Share on other sites

cigi "...isleri gücleri parsa toplamaktir. " demişsiniz.

 

Doğru ama bundan da ülkemin çoğunluğu rahatsız olmuyor herhalde. veya rahatı kaçmasın diye görmemezliğe, duymamazlığa geliyor. 

 

Medya en çok parsayı toplamak için çalışıyor onun içinde toplumu iyi analiz çoğunluğun isteklerine göre yayınlar ve programlar yaparlar. Mesela ben Facebook sayfamda kendi resmimi paylaştığımda, bende ekli olanların üçte biri beğeniyor, ama altı yedi sayfa derinlemesine bir yazı veya analiz paylaştığımda onda biri anca beğeniyor veya okuyor. işte medya da en çok kişiye ulaşmanın çabasında olduğundan çoğunluğa göre yayınlar yapıyor.

 

Bir çok kişi gerçeğin peşinde değildir -Bir çok kişide mantıklı, tarafsız bilgi alma ve sorgulama yöntemlerini de bilmez-, çoğunluk bir çok konuda kafa yormaktan kaçınır -kişisel problemleri ile çok meşguldürler- daha çok duygusal olarak kendilerine yakın gelen şeylerle ilgilenirler. 

 

birçok kişi olayları sorgulamak yerine kendilerine kalıp halinde sunulmuş bilgilere değer verirler. Mesela bir mezhebe üye isen, bu mezhebe inanıyorsan senin hayatın hangi aşamasında, nasıl davranman gerektiğini, nasıl karlar alman gerektiğini söyler ve bu inanca bağlı olduğundan dolayıda değer görüyorsan, diğer hiç bir olayla ilgilenmessin ki -Ülkemde yüzde kaç insanımız bir mezhebe bağlı acaba.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...