
d@rbe 611
Üyeliği silinmiş kullanıcı-
İçerik sayısı
28 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
2
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by d@rbe 611
-
moderator sen ifeelgood'dan başkası olamazsın, ben ifeelgood'u çok iyi tanıyorum. Her neyse ben kimseye orospu demedim. Eğer orospu dediğimi nerede yazdığımı gösterirseniz o zaman belki olabilir ancak ben de inanan/dindar kadına "erkeğe kul/köle oluyor" diyenlerden özür bekliyorum. Gerekirse böyle dediklerini ispat da edebilirim.
-
Allah'ı bir put olarak görüp yaratıcı olmadığına inanabilirsin. Peki ama diyelim ki gerçek yaratıcı inkar edilemeyecek netlikte varlığını ispa etti ve kendi katından olduğuna şüphe götürmeyecek bir kitab indirdi. Emirlerine itaat eder misin? Etmez misin? Evet ya da hayır?
-
moderator (IFeelGood), ben kimseye orospu demedim (nerde yazmışım?). Sadece her inanan/kadına "erkeğe kul/köle oluyor" diyene karşı bir örnek olarak sundum. Asıl özür dilemesi gerekenler inanan/dindar kadınlara "erkeğe kul/köle oluyor" diyenlerdir, asıl onları özür dilemedikleri takdirde silmen gerekiyor.
-
evrensel-insan, Anlaşıldı; Sen Allah'ı apaçık görsen de ona inanmayacak ya da itaat etmeyecek birine benziyorsun. Sana verebilecek çok uzunca bir cevab var ancak öncelikle senin Allah'a algılasan da ona itaat edip etmeyeceğini bilmem gerekiyor. Bu arada kendinle de çeliştiğinin farkında değilsin. Hem kadın karar verir diyorsun hem de kadının kendi kararıyla kuma olmasına itiraz edip kadının hakkını bizzat kendin gaspediyorsun, hadi bakalım sen önce bir içinde boğulduğun çelişkilerinden bir kurtul sonra gel. Bana da bir daha terbiye vermeye kalkışma, sen bana terbiye verebilecek birisi değilsin. Diğer yazdıklarına da cevablar seni beklemektedir ancak sen bir sorduklarıma cevab ver hele.
-
Ama siz de işi oraya kadar getirtiyorsunuz. Ve benimkisi sadece bir "örnektir." Nasıl verdiğim örnek size adice, ahlaksızca ve aşağılayıcı geliyorsa, inanan/dindar kadınlara da sizlerin "erkeğe kul/köle oluyor" demeniz onlarca ahlaksızca, aşağılayıcı ve adice kabul edilmektedir.
-
Hangi ateist ile tartışsam hep aynı şey, hep aynı şey: "Kadına zorla dayatılıyor." Nereden biliyorsunuz yahu? İçini mi okuyorsunuz? Hadi diyelim ortada bir dayatma var; Dayatılıyor da erkek mi dayatıyor yoksa Allah mı? Erkek kendi keyfinden dayatıyorsa, ona ben de karşıyım. Allah izin vermedikten sonra hiçbir erkeğin bir kadın üzerinde birşey uygulama hakkı yoktur, olamaz. EDİT
-
evrensel-insan, Neyin yanlış, neyin doğru olduğu izafidir; herkese göre değişebilir. Onu ayrıca tartışırız. Ancak önce şunda bir anlaşmaya varmamız gerekiyor; Şimdi sen, "kendi özgür iradesi" ile herhangi bir inancı ve dini uygulamayı kendi aleyhine de olsa kabul eden birisini engeller misin? "Diyelim ki" bir kadın İslam'da ikinci sınıf muamele görüyor ve kadın da Allah'ın emridir, teslim oldum diyor ve kabul ediyor, uyguluyor ve sana da başka insanlara da bir zararı olmuyor. Sen böyle birisine engel olur musun? Hangi hakla?
-
panteidar, Resmi nikah olmalı diyorsunuz da ben nikahsız sevgileri sokaktan toplayan ahlak zabıtalarını göremiyorum ama, neden? Kaptan nikahını da yasaklıyor musunuz? Resmi nikahı yapmayıp sadece imam nikahı yapan bir kişinin sizlere ne gibi bir zararı var? Eğer resmi nikah yaptırmamak size bir zarar veriyorsa zina (nikahsız ilişki) da zarar veriyor olmalı değil mi? Ama ben zinanın yasak olmadığını biliyorum. Bok gibi parayı alınteriyle, helal yollardan kazandıktan sonra faizcinin, tefecinin, hortumcunun vs. dünyada adaletsizliğe sebeb olması, alınteri döken paralının suçu mu? Üstelik o bok gibi parası var dediğiniz adam zekat, sadak, infak yapıyorken ona böyle ithamlarda bulunmak hangi adaletliliğin ürünüdür? Dört kadın almak neden ahlaksızlık, densizlik oluyor? Kimsenin karısına-kızına taciz, tecavüz edilmiyor ve dört hanım da birbirinin kuması olmayı kabul ediyorken başkaları kim oluyor da karışabiliyor?
-
evrensel-insan, Öncelikle evrensel insan hakları, hukuku dediğin şeyler izafidir, her insana göre değişir. Bu yüzden, beni değil seni bağlar; Bana böyle şeylerle gelme. Bilimsel olarak yanlış gördüklerini de delillerle ispat etmek zorundasın. Benim saydıklarımdan hangisini uygulamak (bilimsel açıdan) namümkündür? Kimsenin hakkı ihlal edilmiyor diye eklemişken, sen hangi hak ve özgürlüklerine tecavüzünden bahsediyorsun? Tecavüze uğrayan hak ve özgürlükleri burada bizlere açıklamak ile yükümlüsün. Mesela ben dört eş alınca senin hakkı özgürlüğüne tecavüz etmiş oluyorum. Bir de imam nikahı kıyınca hangi hakkını elinden almış oluyorum, söyle bakalım.
-
Laik sistem herkesin hakkını korur, öyle mi? Peki bir test edelim bakalım; İmam nikahı yapmak serbest mi? Dört kadın almak serbest mi? 18 yaş altı birisiyle nikahlanmak serbest mi? Yeterli mi? Bunlar sadece nikah ile ilgili meseleler, daha neler var neler... Üstelik yukarıdaki şeylerde hiçbir ateistin ya da başka bir din/inanç mensubunun hakkı da ihlal edilmemektedir ancak devlet bunları yasaklamaktadır. Hani korunan haklar, neredeler?
-
Soru çok açık ve basit: Mustafa Kemal kutsal mıdır? Dokunulamaz; Sorgulanamaz ve eleştirilemez midir? Allah, peygamber, kitab, din demeden en ağır hakaretlerle tüm kutsallara sövenler, Mustafa Kemal'e de aynı şekilde sövülmesine ne derler? Diğer soru: Kamusal alan/devlet daireleri kemalizm tapınakları mıdırlar? Mescid/Cami'e örtüsüz girilemiyor. Neden? Çünkü bir kutsiyeti vardır. Peki ama bir erkek kışlaya sakalla ya da bir hanım başörtüsüyle neden giremiyor? Hiçbir zararı da yok. Bu yasaklamadaki pragmatiklik nedir? Yoksa bu bir pragmatiklik değil de bir kutsallık, bir dogmatiklik midir? Bir de şapka takmayanı sallandırmadaki pragmatizmi de çok merak ediyorum.
-
Son paragrafta bir düzeltme yapmak istiyorum; "Tv'de bir diziye denk geldim. Mezar başı olunca bir şekilde dikkatimi çekti. Ancak bir de ne göreyim; Mezar başında bir kadın, başına gelişigüzel örtüyü "dolamış", bu kadarıyla kalsa neyse, bir de alt kısmı gözüme çarptı, o da ne?! Mini etek. Şimdi İslam'a göre böyle bir kılık sokakta bile yasakken, yakışık almazken, mezarda hiç yakışık almaz. Ancak malesef, böyle birşeyi bu ülkede rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Birisi sizi engellemeye kalkarsa da büyük ihtimal haklı da olsanız, sizin dini kurallarınızı ve hassasiyetinizi kimse umursamayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak sizin başınıza patlayabilir (yeni) -> Ancak malesef, bu ülkede böyle birşey rahatlıkla yapılabiliyor. Böyle birisi dine aykırı davrandığı, saygısızlık ettiği için engellemeye kalkılırsa da, kimsenin dini kuralları ve hassasiyetleri umursanmayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak dini korumaya/savunmaya çalışan kişinin başına patlayabiliyor ama gel gelelim siz kamusal alan denilen -o adeta kemalizm tapınakları diyebileceğimiz- devlet dairelerine kemalist ilkelere aykırı bir şekilde giremezsiniz. Hiçbir sebeb de söylemezler. Sorgulamak yasaktır. Devlet ve yasaları birer dogmadır adeta. "İşit ve itaat et" gibi bir beklenti içerisindedirler. İşte hal böyle olunca da insanın aklına ister istemez böyle sorular geliyor; Mustafa Kemal, kemalistlerin kutsalı mıdır? Kamusal alan denilen yerler kemalizm tapınakları mıdır?"
-
Siz yazdıklarımı okudunuz mu? Yoksa sadece başlığa göre mi yorum yaptınız? Dikkat ettiyseniz yazının hiçbir yerinde heykel ve resimden bahsetmedim. Sadece bir örnek amaçlı büstten bahsettim ki onu da put örneği olarak vermedim. Sadece Mustafa Kemal'i kutsallaştırmanın ulaştığı boyutu ifade edebilmek için örnek verdim.
-
Merhaba, Yine bir Mustafa Kemal başlığıyla karşınızdayım. Bazılarınızı rahatsız ediyor olabileceğimi tahmin ediyorum ancak amacımın öyle olmadığını bilmenizi isterim. Kaldı ki rahatsız olmanızı gerektirecek birşey yok. Sonuçta sizlerin hiçbir kutsalı yok, öyle değil mi? Yoksa var mı? Ben de bu sorunun cevabını merak ediyorum. Bu yüzden bu konuyu tartışmaya açıyorum. Hangisinden bahsetsem bilmiyorum ama Allah'a, kitaba, peygambere, dine bel altı-üstü demeden ağıza-klavyeye alınmayacak hakaretlerle söven bir sürü kişiye tanık olmaktayım. Bunların herhangi bir kutsalı olmadığı için herşeye fütursuzca sövmelerini anlayabilirim ancak bunlardan bazılarında şöyle birşey varki en kutsal kabul edilen şeylere en ağır, en çirkin hakaretleri savurabilenler, iş Mustafa Kemal'e gelince eleştirilmesini dahi kabullenemiyorlar. Bu da yetmezmiş gibi MK'i sevmeyen birisi hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor ve daha da radikalleri varki MK büstünü devirdi diye bir hayvana mahkeme kararıyla sürgün cezası verebiliyorlar. Ne kadar gülünç değil mi? Tv'de bir diziye denk geldim. Mezar başı olunca bir şekilde dikkatimi çekti. Ancak bir de ne göreyim; Mezar başında bir kadın, başına gelişigüzel örtüyü "dolamış", bu kadarıyla kalsa neyse, bir de alt kısmı gözüme çarptı, o da ne?! Mini etek. Şimdi İslam'a göre böyle bir kılık sokakta bile yasakken, yakışık almazken, mezarda hiç yakışık almaz. Ancak malesef, böyle birşeyi bu ülkede rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Birisi sizi engellemeye kalkarsa da büyük ihtimal haklı da olsanız, sizin dini kurallarınızı ve hassasiyetinizi kimse umursamayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak sizin başınıza patlayabilir ama gel gelelim siz kamusal alan denilen -o adeta kemalizm tapınakları diyebileceğimiz- devlet dairelerine kemalist ilkelere aykırı bir şekilde giremezsiniz. Hiçbir sebeb de söylemezler. Sorgulamak yasaktır. Devlet ve yasaları birer dogmadır adeta. "İşit ve itaat et" gibi bir beklenti içerisindedirler. İşte hal böyle olunca da insanın aklına ister istemez böyle sorular geliyor; Mustafa Kemal, kemalistlerin kutsalı mıdır? Kamusal alan denilen yerler kemalizm tapınakları mıdır?
-
Merhaba denizbahar, Diğer dinlere inanan ve/ya inanmayan tüm insanların, "Neden yönetim Kur'an'a göre olmalıdır?" şeklinde sorduğu ortak sorunun cevabı açıktır: "Çünkü Kur'an Allah katındandır." Laik sistemin herkesin hakkını koruduğu iddianız ise tam bir fiyasko; çok talihsiz bir açıklama olmuş. Bence o cümlenizi tekrar bir gözden geçirmenizde yarar vardır.
-
Merhaba mantik, O uzmanların ortaya koydukları bilimsel tesbitleri kaynaklarıyla birlikte buraya aktarır mısınız? Psikolojik olarak cinselliğe hazır olmamak fiziksel ilşkiye engel midir? Nasıl engeldir, neden? Fiziksel olarak cinselliğe hazır olup da psikolojik olarak hazır olmamak bir anormallik değil midir? Bunun insanlar arasında yaşanma oranı nedir? Fiziksel olarak hazır olduğu halde psikolojik olarak hazır olmayanların cinselliği uygun bulunmuyor. Peki, fiziksel olarak hazır olmayıp psikolojik olarak cinselliğe hazır olanlara ne denilecek? Cinsel uzuvların birleşmesi olmasa da yüzeysel sevişmeye meyilli ve özgür iradesiyle, kendi rızasıyla birisine ne denilecek? Kanuni açıdan neden bir yaş belirlenmesi gerekiyor? 18 yaşın sınır olduğunu düşünürsek, 12 yaşında hem fiziksel hem de psikolojik olarak cinselliğe hazır bir insanı hangi hakla engelleyebilirsiniz? Kaldı ki hiçbir yönden cinselliğe hazır dahi olmasa özgür iradesiyle, kendi rızasıyla cinsellik yaşamak ve hatta evlenmek istese, bunu neye dayanarak engelleyebilirsiniz? Bu yasakçı bir zihniyet değil midir? Bunun, özgür iradeyle, karşılıklı rızayla cinsel ilişki yaşamaya zina denip yasaklanmasından ne farkı vardır? Ve en önemlisi! 18 yaş evlilik yasak ise, neden okullarda, sokaklarda, parklarda...ki 18 yaş altı ilişkilere yasak yok? Neden onların başlarına ahlak polisleri dikilmiyor? Bu bir ikiyüzlülük değil midir? Eğer herşeye pragmatik olarak yaklaşılıp yasaklanıyorsa neden sigara gibi hem kişinin kendisine, hem de dumanıyla çevreye zararlı, geri dönüşü olmayan "ölümcül" şeylere yasak getirilmiyor da kişilerin özgür iradeleriyle, rızalarıyla yapıp ne kendilerine ne de diğer insanlara zarar vermeyen şeylere yasak getiriliyor? Bir de, teşhircilik konusundaki düşüncelerinizi de merak ediyorum.
-
güncel...
-
Hadislerin uydurma olduğu meselesi ayrı bir meseledir ancak orada kıskançlıktan öte bir emir vardır. Gözleri haramdan sakındırma emri vardır. Bu kuru bir kıskançlık olsaydı peygamber Ali'ye birinci bakıştan sorumlu değilsin ancak ikincisinden sorumlusun gibisinden birşey demezdi. Gözleri görmeyen bir adamdan eşimi kıskanacak değilim ancak eşimin gözlerini de haramdan sakındırmam gerekir. Eğer yanıma görmeyen bir kadın gelirse eşimin de beni o kadına bakmaktan sakındırması hakkı vardır. Bu konuda kadın-erkek eşittir. Bak gördün mü eşitlik de varmış. Dersen ki, neden kadın "çuvala sokulurcasına" örtülürken erkek de aynı derece örtülmüyor? Derim ki, erkek vücudunun kadın vücudu kadar çekici olup olmadığını sana sorarım. Ben yaşa bakmam. Nasıl ki akıl yaşta değil başta ise, cinsel olgunluk da yaşta değil bünyededir. Sen yaşadığın soğuk iklimde dişiler geç olgunlaşıyor diye onlarla daha geç yaşta evlenebilir, cinsel ilişkiye girebilirsin ama biliyorsun dünya sadece senin yaşadığın yerden ibaret değildir. Senin oralarda 18 yaşında cinselliğe hazır olunuyorsa başka yerlerde 8 yaşında cinselliğe hazır olunabiliyor. 10 yaşında ve daha da erken yaşta doğum yapan kadınlar var. Sadece İslam'a düşmanlık olsun diye var olan gerçekleri inkar edip sübyancılık demek art niyetten başka birşey değildir. Bunların en büyük sebeblerinden biri, insanların 18 yaş sınırına şartlandırılmış olmalarıdır. Ben cinselliğe hazır olmayan bir kızla da evlenebilirim, kızımı da evlendirebilirim. Cinselliğe hazır olduğu zaman da yaşına bakmaksızın cinsel ilişkiye girebilirim. Beni köle yapmaya çalışan düzenleri zaten lanetliyorum. Benim istemediğim halde üzerime tahakküm etmeye çalışan, emreden, keyfince yasaklarımı serbest bırakan, serbestlerimi yasaklayan sistemleri, sahte ilahları lanetliyorum. Sen böyle özelliklere sahip sahte ilahları; devletleri, kanunları lanetlemiyor musun? Onların her çıkardığı kanunlara karşı zincirlerini zorlamıyor musun? Yoksa köleliğe dünden razı olup kendi kelepçelerini, prangalarını kendin mi takıyorsun? En azından kelime-i tevhid'in "la ilahe" ifadesini söyleyebiliyor musun? Söyleyebiliyorsan gerçekten de ateistsin demektir.
-
A-teizm ne demektir? Teist olmayan demektir, değil mi? Haliyle teistik kaynaklı olmayan her kanun ateisttir. Ateist olması için illa "yüce dawkins adına" denme şartı yoktur, anlatabiliyor muyum? Trafik, orman gibi kanunların İslam'da olmadığını neye dayanarak söyleyebiliyorsun? Kur'an'a bakarak mı? Kur'an'da ya da hadislerde "yeşil ışıkta geçin, kırmızı ışıkta durun" yazmasını mi bekliyordun? 8-10 yaşında bir dişi, kızlığı aşıp kadınlığa adım atmışsa evlenmesinde hiçbir mahsur yoktur, var mıdır? Nedir? Kur'an köleliği tanımıştır. Ancak keyfi olarak hür insanları köleleştirmemiştir. İslam'da köleleştirmenin tek meşru yolu savaştır. Bu günümüz dünya şartlarında da geçerlidir. Dün kafasını kesip bugün istedikleri gibi giyinsinler demekle gidenler geri gelmiyor. Şu saçma savunmaya da bak. Neymiş? Sarık takan herkes üfürükçülük yapıyormuş. Kim demiş? Bak aynı mantıkla ben ne diyeceğim bakalım tepkin ne olacak? "Önüne gelen orospu gibi, fahişe gibi mini etek giyemez. Mini eteğin giyildiği yer genelevler, kerhanelerdir. Bunları sokakta-çarşıda giyenin niyeti farklı demektir. Cinsellik sömürüsü, seks bezirganlığı, insanların zaaflarından-hastalıklarından-başlarındaki belalardan nemalanmaya çalışmak, onların dertlerine bir dert daha katmak bu tür modern kılıklı bedevi teşhirci sapıklarla doluyordu. Orospuluk, fahişelik, teşhircilik, toplumun başındaki en büyük belalardan biriydi." Ben de bu sebeplerden dekolteyi yasaklayıp tüm kadınları burkaya sokmayı hedefliyorum. Nasıl hoşuna gidiyor mu? Daha ister misin? Kadınların ağızlarına çakıl taşı koymak olsa olsa mezhebcilerin görüşü olabilir, geneli ilgilendirmez. Müslüman kadının erkeklerle konuşması değil, "kırıtarak" konuşması yasaktır.
-
Sen devlet ateizmi diye birşey duymadın anlaşılan. Çıkarılan kanunlar nasıl ateist olmaz? Dini olmayan her kanun ateisttir. Bir kanun ya teisttir ya ateisttir ya da antiteisttir. İslam dini, halihazırda var olan kölelik gerçeğini tanımıştır, teşvik etmemiştir. Köleliği teşvik ettiğine dair delil varsa kaynaklarıyla getir. Ben sana köle özgürleştirmeyi emrettiğine dair deliller getirebilirim. Çoğunluğa bakılmaz. Gerçek din hangisi ise, o dinin kanunları geçerlidir. Modern ve sosyal olması ayrı bir mevzudur ancak eğer Allah katından gelmişse uygulamak zorundasın. %99'unun 2x2=5 dediği bir toplumda 2x2=4 diyen %1'lik kesimin sözü geçerlidir. Kaldı ki islam günümüz modern ve sosyal denilen yasalardan daha faydalıdır. İlkel ve gerici diyenlerin derdi şu ki; İlkel ve gerici denilen faydalı kanunlar onların (gereksiz) özgürlüklerini kısıyor ve (gereksiz) yüksek yaşam standartlarını düşürüyor. Oysa ki sosyal dediğiniz toplum gereksiz özgürlükler ve yüksek yaşam standartlarıyla bir taraftan başkalarının özgürlüklerini kısıtlayıp, yaşam standartlarını düşürmez. İslam'a ilkel ve gerici diyenler her gereksizliği özgürlük diye yutturmaya çalışan liboşlardır. Şapka kanunu çıkmadan evvel dahi şapka karşıtı kitap yazanlar idam edildi. Neden takke, sarık değil şapka? Ona ne? Ona mı soracağım ne giyeceğimi? Devlet memurları neden giymeye zorlandı? Şapka giymeyince ne oldu? Kel mi göründü? Şapka giymeye zorlanan insanlardan isyan etmekten başka ne beklerdin? Şapka önünde rüku edip başlarına şapka geçirilmesini beklemelerini mi beklerdin? Cilbabın ilkel olup olmadığına bakma. Faydalı mı, değil mi? Kaldı ki giyinmek medeniyettir, çıplaklık ise mağara insanları devrinde kalmış bir bedeviyet, bir gericiliktir. Peygamberin eşini kör adama bakmaktan sakındırması kıskançlık olabilir. Seven her erkek eşini kıskanır. Herkes dekolteli bir şekilde kadınını yanında dolaştırabilecek kadar geniş değildir. Ancak ağızda çakıl taşı ile konuşmanın dayanaklarını da kaynaklarıyla aktarır mısın? Ben böyle birşey bilmiyorum. Kadının karşı cinse karşı kırıtarak konuşmasına önlem açısından faydalı olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte daha uygun yöntemler de kullanılabilir.
-
Merhaba panteidar, Öncelikle şuradan başlayalım. Hiçbir insanın hiçbir insanın koyduğu kanuna uyma zorunluluğu yoktur, olamaz. İnsanlar kanun koyma yetkisine sahip değildirler. Eğer ateistlerin bir kanunu olacaksa o ancak doğanın kanunları olabilir. Bunlara ekleme ya da çıkarma yapılamaz. Ben bir ateist olarak senin kaç kişiyle aynı anda seviştiğine, erkeklerle sevişip sevişmemene, karşılıklı rıza dahilinde bir çocukla ya da hayvanla cinsel ilişkide bulunmana karışamam. Aynı şekilde sen de benim hiçbir şeyime karışamazsın. Normalde ateist düzende durum böyle olmalıdır ancak bugün durum böyle değildir. Devlet denen oluşum birçok şeyi yasaklayabilmektedir. Ben ateist bir düzende devletin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Devlet sana hiçbir şekilde emretme, serbest bırakma ya da yasaklama hakkına sahib değildir. Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Devletin üzerinde bir tahakküm aracı olmasını kabulleniyor musun? Devletin seküler bir sahte ilah olduğu konusunda ne dersin? İlahi kanun diye bir kanun var ve insanların birbirlerine kulluk-kölelik etmemeleri, boyun eğip itaat etmemeleri, özgürlükleri için ilahi kanun şarttır. Bilimsel olmadıklarına katılmıyorum ancak uygar olmayabilirler. Çünkü insanlarda çok farklı, yozlaşmış bir uygarlık anlayışı hakim. Deme öyle; Şapka için giden kelleleri ne çabuk unuttuk? Bildiğim kadarıyla kanun halen yürürlüktedir. İlahi kanunda inanmayanların, dindar olmayanların takke giyip sarık sarmanın emredildiği, aksi halde idam cezası verildiğinin nerede yazdığını bana kaynaklarıyla gösterir misin? Cilbab giymenin bilimsel dayanağı; akli ve mantıki oluşudur. Her türlü kötülükten korunmak için en kestirme, en akıllıca ve en rahat yoldur. Sakal bırakmanın ise birçok faydası vardır. Hem erkek dediğin sakallı olur. Herşeye kıt bir eşitlik penceresinden bakılmamalı. Eğer öyle ise sokaktaki köpek de bir can taşıdığı için bizlerle eşit olmalıdır. Onu kulübede değil kral dairesinde yaşatmak gerekir. Köpek maması yerine her öğün mangalda et yedirmeliyiz vs. Eğer eşitlik konusunda ikna olmazsan dediklerine bilahare değinebilirim. Şimdilik bu kadarı yeterlidir diye düşünüyorum.
-
Merhaba, Ya burası deyim yerindyse sinek avlıyor ya da benim konularım hiç rağbet görmüyor. Herneyse, bir konu ile gündem oluşturmak için yine karşınızdayım. Bu seferki konumuz kanunlardır. Ateist bir düzende neden kanunlar vardır? Ateist bir düzende etik denen birşeyin bile olmaması en azından bağlayıcı olmaması gerekirken neden insanları sınırlayan kanunlar vardır. Hadi tamam kanunlar var, onu geçtik. Peki ama neden kanunlar beşeridir; insan uydurmasıdır? Ben neden Kemal'in, İsmet'in, Adnan'ın ya da Tayyib'in uydurduğu kanunları kabul etmeli, neden onlara boyun eğip itaat etmeliyim? Bunlar mutlak doğrular, gerçekler midir? Bunlar eleştirilemez midir? Cevab olumlu ise dogma mıdır? Yine cevab olumlu ise tüm bu beşeri kanunlar aslında birer yeryüzü DİNi midir? Bu yasalar neye göre oluşturuluyor? Bilimsel, akli, mantıki gerçeklere göre mi? Yoksa kişisel zevk ve tiksintilerden oluşan dogma ve tabulardan mı oluşmaktadır? Bilimsel, akli ve mantıki ise bir örnekle sorgulamaya başlıyorum; Şapka takmanın gerekliliğinin bilimsel, akli, mantıki dayanakları nelerdir? Aynı şekilde şapka takmadığı için insanları katletmenin nasıl bir ruh hali olduğuna dair psikoloji ilmine vakıf olanlardan bilimsel bir dayanak istiyorum. Şimdi de neden ilahi kanunun gerekli olduğundan kısaca bahsedelim. Eğer ilahi bir kanun yerine beşeri kanunlar olursa insanlar hem kendi aralarında hem de diğer kanunlara bağlı insan topluluklarıyla sürekli bir anlaşmazlık içinde olurlar. Sürekli ihtilaflar, sürekli itirazlar olur. Her yeni çıkan kanun da bir istikrarsızlık meydana getirir. Bir kanunun mükemmel olması gerekmez. İnsanların temel ihtiyaçlarını giderecek standart bir kanun yeterlidir. Bu yüzden Allah katından inen sabit bir kanun tüm insanlar için en iyisi olacaktır. Böylece hiçbir insan ben onun kanunlarını kabul etmem demeyecek ve kimse kimseye boyun eğmek zorunda kalmayacak.
-
Merhaba, Türban, baş örtüsü için siyasi simge deniyor. Dün üniversitede bir çocuk gördüm; Kolunda Che Guevara dövmesi vardı. Che Guevara'nın kim olduğu birçoğumuzca malumdur. Komünizm-sosyalizm ideolojilerinin sembol isimlerindendir. Şimdi haliyle aklıma şu soru geliyor; Bu bir siyasi simge değil midir? O halde bu çocuk üniversite kurallarını ihlal edip suç işlemiyor mu? Dün yine bir genç gördüm; Onun koluna ise k.atatürk imzası dövülmüş. Bundan daha da tuhaf ve ironik olan şey ise her devlet dairesinde bulunan Mustafa Kemal heykel, büst ve portreleridir. Mustafa Kemal'in de kim olduğu malumumuzdur. Kemalizm / Atatürkçülük ideolojisinin baş aktörüdür. Şu halde aklıma yine bir soru geliyor; O heykeller, büstler ve portreler birer siyasi simge değil mi? Bunların devlet dairelerine girmesi devletin kurallarını ihlal edip suç işlemek değil midir? Hayır, değildir derseniz; Devlet dairelerinde türban, baş örtüsü örtmeye niçin suç dersiniz? Kemalist, Komünist/Sosyalist siyasi liderini simgeleştirebiliyorsa ben neden yapamayayım? Neden Muhammed yazılı bir kıyafet giyemeyeyim? Görüşlerinizi merak ediyorum. Diğer konu gibi boş geçmeyelim.
-
Merhaba, Çok öyle alengirli laflar söylemeyeceğim, direkt konuya dalacağım. (lanet olsun bir türlü konuşma diliyle yazmayı kendime yediremiyorum). Önce teşhirciliği ele alalım. Din açık giyinene teşhirci diyor. Devlet açık giyinmek teşhir de olsa bir yere kadar serbest bırakıyor. Peki bilim ne diyor? Açık giyinmek teşhircilik midir? Evet ise sebebi nedir? Şimdi de sübyancılığı ele alalım. Din sübyancı olmamakla beraber yani, ergin olmayan kızlarla cinsel ilişki kurmamakla beraber erkenden evliliği onaylıyor, yaş farkını da onaylıyor ki aşkın yaşı yoktur ta ki karşılıklı rıza, özgür iradeli seçimler olsun. Devlet neye dayanarak belirliyorsa 18 yaş altındaki evliliklere sübyancılık diyor ancak ironi bu ya, 12 yaşlarındaki gençlerin başına ahlak zabıtası dikmiyor. Karşılıklı rıza, özgür iradelerin seçimi diyerek müdahale etmiyorsa evliliğe neden müdahale eder? Peki bilim ne diyor? Bir kız/erkek ortalama kaç yaşında cinselliğe ve evliliğe hazırdır? Gençler yaşadıkları erken cinsel deneyimlerle ve deneyimlerinin meyvalarıyla dolaylı yoldan bir cevap verseler de acaba yaptıkları yaşlarına uygun mudur?