Jump to content

katalan

Members
  • İçerik sayısı

    54
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    6

Everything posted by katalan

  1. birilerini terörist ilan etmek ve öldürmek insanlık ve nefret suçu ise, pkk'liyi öldürmek insanlık ve nefret suçu değil mi? pkk'li neden sizin otoritenizi kabul etmediği için terörist ilan ediliyor ve öldürülüyor? bize göre, pkk de, tsk de İslam dışı oldukları için birer terör örgütüdürler ve işgalcidirler. ya terörizmden ve işgalden vazgeçerler ya da sonuçlarına katlanırlar.
  2. savaş esirleri pişman olur ve silah bırakmayı kabul ederlerse canları bağışlanabilir ancak pişman olmaz ve silah bırakmazlarsa, böylelerini yaşatıp kendi elinizle beslemek enayiliktir, en iyisi öldürüp hem canınızı, hem malınızı korumaktır. peygamberimizin yaptığı dün de doğruydu, bugün de doğrudur ve yarın da doğru olacaktır. bizlere de, tüm insanlara da örnek bir şahsiyettir. onun yaptıkları dün de uygulandı, bugün de uygulanır, uygulanıyor ve yarın da uygulanacaktır. bunlar İslam dünyasında suç değildir, modern dünyanın suç bellemesi sadece modern dünyayı bağlar, İslam dünyasını bağlamaz. İslam dışı hiçbir otorite yasal değildir, yasa dışıdır. İslam dışı otoritelerin yasama, yargılama, emir, yasak ve suç belirleme hakları yoktur. İslam dışı otoriteler yeryüzünü işgal ederek suç işlemektedirler, savunucuları ise teröristtir. yeryüzü işgalden arındırılmalı, teröristler yok edilmeli ve yeryüzünün tamamında İslam otoritesi hakim kılınmalıdır.
  3. bir de bardağa öbür tarafından göz atalım bakalım Fasil : GAZVELER BÖLÜMÜ Konu : Gazveler - Beni Nadir Ravi : İbnu Ömer Hadis : Nadir ve kureyza yahudileri Resulullah Aleyhissalatu vesselam ile savaştılar. O da Beni`n-Nadir`i sürdü. kureyza`yı yerinde bıraktı. kureyza`ya ihsanda dahi bulundu. Sonradan onlar da Resulullahla savaştılar. Aleyhissalatu vesselam da erkeklerini öldürdü, kadınlarını, mallarını, çocuklarını müslümanlar arasında taksim etti. HadisNo : 4241
  4. "yeryüzünde ağır basmadıkça" esir almak yakışmaz ancak yeryüzünde ağır basıldığında yakışabilir. "bu seferlik affettim" dendiğini varsayalım "ancak bundan sonra böyle yapmayın, aldığınız esirleri öldürün" denmiş mi? allah dileseydi "ganimeti yiyin ve aldığınız esirleri öldürün. bundan sonra da hep böyle yapın" ya da "ganimeti yiyin, bu seferlik aldığınız esirleri öldürmeyin ancak bundan sonra aldığınız esirleri öldürün" diyebilirdi ancak dememiş, "ganimeti yiyin, esirlerde iyi hal görürsem bağışlarım" demiş. muhammed 4'ün hiçbir şeyini açıklamadın. ilk cümlene ilk cümlemle yanıt verdim, okursan gerçeği görebilirsin. sen kalkıp burada büyük insanlara çapulcu ve yaptıklarına da çapulculuk diye hakaret edeceksin ancak benim hiçbir hakaret içermeyen benzetmemi çirkin bulacaksın, olacak iş değil. karar, her yer ve zamanda her şeyi okuyan, Hakîm olan Allah'ındır.
  5. enfal 67'de "esir almak yakışmaz, derhal aldığınız esirleri öldürün" diye bir talimat var mı, yok mu? yok . enfal 70'de ne deniyor? esirlerin bağışlanabileceğinden bahsediliyor. muhammed 4 ne diyor? esirleri ya fidye karşılığı ya da karşılıksız salın diyor. başka ne diyor? savaş bitene kadar böyle yapın diyor. muharebeye girmiş-girmemiş gibi bir ayrım yapmıyor. ne diyor? küfredenlerle karşılaştığınızda diyor. gerek savaş alanında gerekse de yolda-sokakta yeter ki karşılaşın. savaş bölgesinden adam kaçırırken, hem adamın boynunu vuracaksın hem de esir alacaksın, öyle mi? nasıl olacak o iş? önce savaşacak, öldürebildiğini öldürecek, sonra da geri kalanları esir alacaksın. şimdi gelelim çelişki iddiasına, enfal 67'de yeryüzünde ağır basmadıkça esir almak yakışmaz deniyor. o halde zayıf olduğunda esir almayacaksın. enfal 67'de esir almanın doğru bulunmama sebebi, dünya malı peşine düşülmesidir. hal böyle olunca, zayıfken maddi çıkar elde etmek için esir almanın doğru olmadığı ancak belki stratejik (esir takası vs.) amaçlarla esir alınabileceği söylenebilir. muhammed 4'de ise onları sindirince esir alın deniyor. bu da yeryüzünde ağır basıldığı durumlarda uygulanabilecek bir ayettir. son olarak, ayette "aldığınız esirleri öldürün" gibi esirleri öldürmeyi açıkça emreden bir ifade olsaydı kabul ederdim ancak ayette böyle bir ifade yok. bu yüzden, sırf sen mert diyesin diye olmayan bir şeyi kabul edemem. şunu kabul edebilirim zayıf durumda olunduğunda düşman esir alınmaz, doğrudan öldürülür. hatta esir aldıktan sonra da düşmanı öldürmeyi kabul edebilirim -ki böyle yapmanın daha akıl karı olduğunu belirtmiştim. ancak ayette böyle bir ifade yok, devamındaki ayetlerde de yok bilakis esirlerin bağışlanabileceğinden bahsediliyor. bence sen bu ayetlerin üzerine bir bardak soğuk su iç. bu ayetlerden sana ekmek çıkmaz. esirlerin öldürülmesini emreden bir ayet bulmayı çok istiyorsan, biraz daha kur'an araştırması yapabilirsin.
  6. öldürmek gibi bir emrin olduğunu nerden çıkarıyorsun? ayette esirleri öldürmeyi emreden açık bir ifade yok, sen öyle yorumluyorsun. ben esir aldıktan sonra öldürmeyi emrettiğini kabul etmedim sadece öldürmeyi emretse bile eleştirilemeyeceğini belirttim. ki enfal 67'nin devamındaki ayetlerden esirlerin öldürülmediği anlaşılıyor. muhammed 4, nasıl savaş dışında alınan esirleri konu ediniyormuş? ayette 'savaş sona erinceye kadar' dendiğini daha önce de belirtmiştim, değil mi ama? yeryüzünde güçlü iken düşman esir alınabilir de, salınabilir de. esir alsan da, salsan da pek zorluk olmaz. çünkü esirleri zapt etmesi, ihtiyaçlarını karşılaması mümkündür. salıverdikten sonra da düşmana karşı koyması pek zor olmaz. hem düşmanı öldürmek yerine ondan faydalanmak daha karlıdır ancak yeryüzünde zayıf iken düşmanı esir almak da, salmak da doğru olmaz. düşmanı esir almak da, salmak da yük olur. çünkü esirleri zapt etmesi, ihtiyaçlarını karşılaması zordur. salıverdikten sonra da esirin düşman orduyu güçlendirmesi vardır. yılanın başını ezmek yerine koynunda yılan beslemek akıl karı değildir.
  7. yeryüzünde ağır basmadıkça esir almak yakışmaz diyor. bunda anlaşılmayacak ne var? enfal 67'nin devamındaki ayetlerde esirlerin öldürülmediği ortada -ki öldürülseler bile buradan sana ekmek çıkmaz esir dediğin misafir değil düşman, savaş halindesiniz. sen onun işini bitirmezsen, o senin işini bitirebilir. hele ki yeryüzünde zayıf iken düşmanı öldürmek yerine salıvermek, bir nevi intihar demektir. o halde o senin işini bitirmeden -ya savaş alanında ya da esir aldıktan sonra- sen onun işini bitiresin ki kendini sağlama alasın. muhammed 4 ayetinde esirlerin ne yapılması gerektiği belirtilmiş.
  8. enfal 67, yeryüzünde ağır basmadıkça esir almak olmaz diyor. enfal 70, peygambere esirlere bir şeyler söylemesi emrediliyor. buradan, esir alınan kişilerin öldürülmediği anlaşılıyor. muhammed 4, "savaş sona erinceye kadar" deniyor.
  9. enfal 67'de savaş esirlerinin öldürülmesini emreden bir ifade göremiyorum. enfal 70'i okursan savaş esirlerinin öldürülmediğini görürsün. muhammed 4'i okursan da savaş esirlerinin ne yapıldığını görürsün.
  10. cariye edilirken kafir olup sonradan müslim olmuş ya da müslimlerin kendi aralarındaki bir savaşta cariye edilmiş olabilir.
  11. olmuş olmuş, hem de bal gibi olmuş 138 nolu iletideki ayette kibirden, gafletten ve de küfürden bahsediliyor. bunun gibi birçok ayet daha asabilirim buraya. allah bu özelliklere sahip kişileri ayetlerinden uzaklaştıracağını bildirmiş. enam 25 ayeti de insanları ayetlerinden uzaklaştırma yöntemlerine bir örnektir. devamındaki üç ayeti de incelersen, bu kişilerin neden engellendiklerini daha iyi anlamış olursun. eğer itirazların varsa geçmeyelim, devam edelim. ben hiç yorulmuyorum vallahi, iman gücüm kuvvetim yerinde çok şükür, siz kendi derdinize yanın
  12. cevap da gayet açık. allah, kibirlenenleri ayetlerinden uzaklaştıracağını söylemiş. adil olmayan bir müdahale yok. kibrin karşılığı olan bir müdahale var.
  13. beklemeye gerek yok. sorunun cevabı 138 nolu iletide. neden "olmamış" diye düşünüyorsun?
  14. "Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların âyetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir."
  15. kırılacak, üzülecek bir şey yok. ayet, peygamber zamanındakileri ve peygamberden sonrakileri kapsıyor.
  16. önceden yahudi, hristiyan ve sabii olup da sonradan allah'a ve ahiret gününe iman eden ve salih amellerde bulunanlara ecir vardır, korku yoktur.
  17. aynı çemberde dönmemizi değil ilerlememizi istiyorum. bu yüzden de daha derinlere dalmamız gerektiğini düşünüyorum. 100 kere sözünden döndüğünü iddia etmişsin ancak iddianı destekleyecek herhangi bir kanıt sunmamışsın.
  18. aynı allah "dilediğimi hidayete erdiririm" de diyor. neden bardağın boş tarafından bakmakta ısrar ediyorsun? neden güvenmiyorsun?
  19. yanlış anlamışsın. 123 nolu iletideki yazılanlara bir cevabın var mı? allah'a güvenmiyor musun? "allah beni iman ettirmeyecek, hep saptıracak" diye mi düşünüyorsun?
  20. ne anladığını paylaşır mısın?
  21. bardağın boş tarafından bakarsan "bardağın boş tarafındakiler konumuz" dersin tabi, bir de dolu tarafından bak bakalım ben de senin iddianın aksine onlarca ayet asabilirim. ilgili ayete gelince, iman ettin diye iman edenlerden teşekkür bekleme çünkü müminler için değil allah için iman etmişsindir eğer gerçekten iman ettiysen. aynı zamanda, müminlere de teşekkür borçlu değilsin çünkü seni iman ettirenler onlar değil allah'tır. bu yüzden allah'a teşekkür etmen gerekir. belki bugün iman etmiyor olabilirsin ancak "allah beni iman ettirmeyecek, hep saptıracak" diye düşünmek karamsarlıktır. pozitif olmak, bardağın dolu tarafından bakmak gerekir, allah'a teslim olup güvenmek gerekir. -ki islam teslim olmak, iman da güvenmek demektir.
  22. peki, neden şöyle düşünmüyorsun; "Gerçek olan insanların iradeleri dışında Allah tarafından hidayete erdirilmeleri. Allah cc nin hakem olarak Karışmaması lazım ama yapamamış, rahmetine hakim olamamış." bardağın dolu tarafındakilerin "böyle merhametlilik olur mu" dedikleri olmuyor mu hiç? ayrıca, enam 111 ayetini yanlış anlıyorsun.
  23. savulun! efsane geri dönüyor geçmeyelim, devam edelim. gerçek olan nedir? ne söyledi peki?
  24. bardağa bir de dolu tarafından bakalım
  25. dediğim gibi, bu bir zevk meselesidir ve her kadın da bir değildir. zevkler ve renkler tartışılmaz yine daha önce de dediğim gibi, ayette hem peygamberin, hem de eşlerinin çıkarı gözetiliyor. bahsi geçen ayet, peygamber ve eşleri ile ilgilidir. diğer insanlar ile ilgili hükümler farklıdır. peygamberin eşleri böylesinden hoşlanıyor, diğer kadınlar da öbür türlüsünden hoşlanıyor olabilirler. kimi kadınlar kel ve kıllı erkekleri kıro diye niteleyip beğenmezken, kimileri de böylelerini karizmatik diye niteleyip bunlar için ayılıp bayılabiliyorlar mesela. dedik ya işte, zevk meselesi onlar (peygamber eşleri) bu durumdan razı iseler, ortada bir sorun yok demektir. soruların varsa alabilirim, yoksa geçebiliriz.
×
×
  • Create New...