Jump to content

Korkuluk

Members
  • İçerik sayısı

    8
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Everything posted by Korkuluk

  1. Roma imp. dönemin de Hristiyanlığın felsefi temellerini açıklamak için İsevi din adamları imparatorlara Apologyalar(Savunmalar)hazırlarlarmış. Bu apologyaların ulaştığı en meşhur imparator,kendisini çok yakından tanıdığımız Marcus Airelius.Yeni yeni yayılan Hristiyan cemaatine pek aman vermemiş. Aurelius özellikle imparatorluğu ikiye çıkarıyorlar diye bunlara çok kızgınmış.(Tanrının imparatorluğu) Ayrıca otorite öznesi yeryüzü yerine gökyüzü imparatoruna kayıyor. Nietzche ile ilgili okuduğum bir kitapta; Filozof ahiret inancı sahibi olanları ahlaki ikici olmakla suçluyor Sen ''...kendilerini doğanın üstünde görme hatasına dayanıyor...'' diye bir cümle aktarınca aklıma bunlar geldi.
  2. Radikal olmamaya çalışıyorum.Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.Birşeyler anlamaya çalışıyorum.Katı,değişmez yanlarım var ama değişmeyen tek şey de değişimdir,bunu da biliyorum. Yani vakti gelince gelen şey tamamlar seni,neyse o artık. Bir bilinmeze doğru dönüyoruz,gidiyoruz dünya küresinin üzerin de.Üstelik anlaşılmaz bir şey yok arkadaş da diyebilirsiniz,ya çözdünüz ya da yanılıyorsunuz. Ben kendimden şüphe ediyorum,her şey bulanık ve puslu görünüyor.Yani delilik hali değil,sizler gibi bir düşün(fikir) kıyısına varamadım.Böyle durumlar da en büyük düşman yine insanın kendisi oluyor.Ama bir çok insan da da 'çarçabuk bir fikre,ideolojiye paydaş olma istenci' olduğunu gördüm,görüyorum. Herkes 'büyük bir resmin parçası' olmayı hakikat arayışından daha özge görüyor.Ve bu kimlik,aidiyet,vs kibir üzerinden de ahkam kesebiliyor. İnsan zemheri bir karanlığın içerisin de ki üzeri suyla kaplı bir kaya parçasının bir kenarın da olduğunu unutur,unutan ya da yüzleşmek istemeyen bir canlıdır.Zifri cahillik...Yani bu skor(çok gol yemişlik) bizi tanrıya mı götürmeli yoksa tanrısızlığa mı? Belki de siz haklısınız dır.Bir rab,koruyucu kurtarıcı bir tanrı vs. yoktur.Bu Platon'un mağara alegorisine benziyor... Ölmekten,sona ermekten,böceklere yem olmaktan korkuyoruz.Yaşlılığın feci akıbetinden biraz da...Neyse direksiyonu tanrıya doğru kıvırmak niyetin de değilim.(yani zıddına da.Mesajımın ana teması bu değil) Mesajımın ana teması bilinmezlik,eminlik duygusunun naifliği.Ya da yazdığım gibi aidiyet adına bir inanca,fikre,ideolojiye çarçabuk entegre olma fikrinin bende yarattığı oksimoronluk hissi.(Fakat insan doğasına asi değilim,insan tabiatı gereği böyledir işte) İnsan kültürel bir altyapı oluşturmadan ve kademe kademe onu inşa edip yükselmeden(Ben pizza kulesi modundayım)bulutların içerisiyle ve üzeriyle yüzleşemez.Aşağıdaki feci uçurumu(basitliği ve kuraklığı) da. Sözün özü yazdıklarımdan çok uzağım,buradan bir megalomanlık çıkmasın.Hatta biraz depresyon çıkabilir...
  3. Yazdıklarımdan,çizdiklerimden fanatik ve yobazca bir şeyleri kör inançla savunduğumu düşünen var. Üstelik ben hiçbir şeyi iddia etmiyorum. Üstelik tarih verdim,2020 yılıydı diyerek 'bu iş bir çocuk oyuncağı' demekten kaçındım. Yaşadığım deneyim-ler kısa bir dönemi kapsıyor.Ben bu süreci tekrarlayacak hiç bir girişimde bulun(a)madım. Tanrıyı antropomorfik bir canlı olarak düşünmedim,metafor kullandım. Perdeyi aralamak ifadesi bile metafor barındırıyor,kısa bir dalgalanma yaşadım... Yani Tanrı ile kucaklaşmak,konuşmak deyince... Antropomorfik bir tanrıyla iletişime geçtiğimi düşünmek,inanmak gerçekten çok sağlıksız değil mi? Ben ne dedim ne oldu... Öyleyse ne konuşacağız,gerisini siz belirleyin...
  4. Öncelikle hoşbulduk. Paylaştığım mesajlara vermiş olduğunuz cevaplar için teşekkür ederim. Heyecanlandırdı,bakalım ne gevezelik edeceğim:) Tanrıya ulaşmanın ön şartları var mı yok mu bilmiyorum ama her birimiz denemeye değeri değerlendirdik mi bu daha önemli... Ben 2020 yılın da bir rüya defteri çalışması yaptım ve zemine hiç oturmayacak paranormal olaylar yaşadım. Bu süreçte çok dengeli beslendim.Aylarca 'çok az yemek' yedim. Buradan da yola çıkarak bilim dışı bir girizgah yapmayacağım,kısa kesiyorum. Yani bazı çalışmalarla zincirlendiğimiz epistemolojik çimentonun dışına çıktım... Devamı gelemedi,belki gelecekte olur. Tanrıyla ya da ilahi bir matrixle oluşturduğum 'uygun şartlarda' etkileşimim böyle oldu,bu kadarcık ama deneyim ve vizyon kazandırdı. Yani hiç kimseyle hiç bir şey konuşmadım,karşıma biri çıkmadı yanlış anlaşılmadan bunu eklemek isterim. Bazı perdeler kalktı o vakit diyelim. İlahi sistemi bloke mi ediyoruz yoksa yaratıcı var ve bizim ona gelmemizi mi istiyor.(Takipçilerinin tabiriyle ölmeden önce ölmek) Ya da matrixin dışına,başka bir iç katmanına yolculuk ediyoruz.Bir şekilde perdeyi aralıyoruz. Şimdi açıklamalarımla açıklayıcı olduğumu düşündüğüm için artık bir oksimoron etkisinden söz edemeyiz. Gerçekten bir Tanrı var mı ben onu bulamadım...Ama karşıma çıkıp -Decciik diyecek değildi ya? Bu da ayrı bir paradoks... Sevgiler
  5. Evet ben de ezberden konuşuyorum,onu demek istiyorum. Ben var da diyemiyorum yok da.Hatta epistemolojik açıdan tanrıya ulaşmak imkansız. Kendini belirletmiyor. Yine de gönüller de bir yer de durması paradox. Bu tür minvalleri düşünecek olursak varlığı da yokluğu da subjektif,evet biliyorum kolaylıkla yok demek daha kolay. Sevgiler
  6. Potansiyel olarak hayvandan yukarıdayız ama aktüaliteyi düşününce yığınlar olarak hayvanlardan daha vahşiyiz. Bir tartı düşünelim ve bir kefesine insan yığınları,diğer kefesine de hayvan kavramını yerleştirelim. Bir ayı,arslan bile yığınlardan masum çıkacaktır. Şimdi de sokratesi bir kefeye,diğer kefeye ise bir ayı,arslan yerleştirelim,sonuç değişir mi ne düşünüyorsunuz?
  7. Hepimiz ezberden konuşuyoruz.İlk hareket ettirici olabilir,bu durum insan için hüsran olacaktır.Evlatlarını sevmeyen bir ebebeyn... -Yaptım oldu yansın cehennem(avuçlarını havaya kaldırır) şölen zamanı(Hobaa)!!! Tam tersi de olabilir...Hepimiz ezberden konuşuyoruz ama Allah ile hiç konuşmuyoruz(onunla iletişime geçmek için bazı ön şartlar var) Şu gerçek ki yeryüzün de yağmura tutulmuş karıncalar gibiyiz.Minik antenlerimiz hiç bir işe yaramıyor... İşte bu epistemolojik bir sorun arkadaşlar...Ruhumuzun antenleri zayıf ve dekoderlerimiz kapalı... Düşmüş melekler gibiyiz...
×
×
  • Create New...