alpinçayırı

Semavi dinlerde önemli bir peygamber olan Nuh'un(Noah) 950 yıl yaşaması yalanıdır. Bir kere hiçbir insan evladı, 950 yıl gibi çok uzun bir süre yaşamaz. Dinlere göre Hz. Nuh, 950 yıl yaşadıysa(!) Ay Takvimi'ne göredir çünkü Ay takvimi, Güneş Takvimi'ne göre çok daha hatalı ve güvenilmez sonuçlar verir. Güneş takvimi ise Ay takvimi'ne göre çok daha güvenilir ve sağlıklı sonuçlar verir. Nuh, Ay takvimi'ne göre 950 yıl yaşadıysa Güneş takvimi'ne göre 95 yıl yaşamıştır. Ay takvimi kullanarak yüzyıllar boyunca gerçekleri iyi gizlemişler ama artık İnternet sayesinde gizlenen bütün gerçekler açığa çıkıyor: Nuh, gerçekte Güneş takvimi'ne göre 95 yıl yaşamıştır. Eskilerin masalları işte...

İslam'ın ve Orta Doğu Sami kültürünün olduğu her yerde olan hastalıklı bir görüştür. Bu saçmalığın gerekçesi de "başarılı olan kişinin kibirlenip böbürlenmemesi"ymiş. Laf söyledi balkabağı, sen Allah mısın da insanın içindeki niyetleri biliyorsun? Ondan sonra İslam ülkeleri niye gelişmiyor? Nereden biliyorsun her başarılı olanın kibirlenip böbürleneceğini? Hem başarılı olup hem mütevazı olanlar da var.

Domuzun yasak olmasının sebebi Antik Mısır'a, Sümerlere kadar gider. Eski Mısır'da domuz, çöl sıcaklarının etkisiyle yenmeyen bir hayvandı. Mısırlılar, hayvanlardan domuzu, pis olarak kabul eder ve tanrılara kurban etmezlerdi. Domuz değen kişiyi Nil Nehri'ne atıp yıkarlardı. Bu yasak önce Yahudiliğe ardından da Müslümanlığa geçti. Hıristiyanlıkta domuzun serbest olmasının sebebi Roma etkisidir. Hıristiyanlık, başlangıçta "İsevilik/Nasranilik" adıyla bir Yahudi mezhebiyken Azîz Pavlus'un Anadolu ve Avrupa'daki Yunan ve Romalı(günümüzdeki Batılı) paganları İseviliğe çekebilmek için sünnet, kosher(helal), şabat(cumartesi) vs. Yahudi ritüellerini kaldırdı. Ardından Hıristiyanlık, çok hızlı bir biçimde yayıldı. İslam öncesi pagan Araplar da domuz eti yemez, sünnet olurlardı. Muhammed bu geleneği aynen devam ettirdi çünkü domuz, göçebe kavimlere ve çölde yaşayanlara uygun bir hayvan değildir; çok su isteyen hantal bir hayvandır. Bu durum da en çok sulak alanlarda yaşayan yerleşik halklara uyar. İlgili linkler: 1) https://www.hurriyet.com.tr/turkler-niye-domuz-yemiyor-12828381 2) https://abdullahabdurrahman.wordpress.com/2019/12/29/dinler-ve-domuz-eti-hikayesi-alintidir/ 3) https://evrimagaci.org/domuz-eti-saglikli-mi-domuz-eti-tuketmenin-faydalari-ve-zararlari-nelerdir-355 Domuzun yasak olmasının asıl sebebi mitolojide yer alan "tanrı katili" sıfatıdır. Sümerlerin sevilen tanrılarından birini öldüren Dumuzi, artık lanetli bir hayvandır. O gün bugündür domuz pis bir hayvandır. dumuzi-domuz-temmuz

Hadis inkarcısı, "bize yalnızca Kur'an yeter diyen" Tatlısu Müslümanları'nın bilmediği ve karşı çıktığı yadsınamaz acı bir gerçektir. Hem laik hem Müslüman olunmaz çünkü İslâmiyet, yalnızca Tanrı ile kul arasındaki masum bir inanç değildir; İslam, insan hayatının her alanına karışır çünkü Kur'an, aynı Tevrat gibi bir anayasa kitabıdır. Bir kere bu dinin şeriatında Darü'l-Harb ve Darü'l-İslam ayrımı var. Bir Müslüman asla laik olamaz; gerçek bir Müslüman, şeriatçı olmak ve kur'an-ı Kerim'in yanında sahih Kütüb-i Sitte hadislerini de kabul etmek zorundadır. İlgili link:

İntihar, çok çaresiz kaldığın anlarda dünyanın adaletsizliğine ve zulmüne karşı bir meydan okumadır. Semavi dinlerde intihar etmek kesin bir dille haramdır ve bunun kökeni taaa Zerdüştlüğe dayanır. Zerdüştlük'te de intihar, tanrı Ahura Mazda'ya karşı son derece nankörce ve ahlaksızca bir tutum olarak görülür ve yasaktır. İslam'da intihar yasak ki mazlum, zalimin elinden kaçmasın ve zalim, mazlumu iyice sömürsün diye.. Dindeki intiharın yasak olmasının mantığı(!), öldürmeyip süründüren sinsi kölelik sistemi. Şu ahlaksız ve vicdansız zihniyete bakar mısınız; sen birisini intihar ettirecek duruma getir, ondan sonra da mecburiyetten intihar eden o kişinin ardından utanmadan "intihar haramdır" de. Lanet olsun İslam'a ve diğer bütün dinlere.

Petra Antik Kenti, Ürdün'de bulunan antik bir kenttir. Petra'nın tarihi M.Ö. 400 yıllarına kadar dayanır ve Petra'yı Nebatiler yapmıştır. Petra Antik Kenti, M.S. 106 yılında Roma İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmiş ve 7. Yüzyıl'da Müslümanların işgaliyle birlikte önemini kaybetmiştir. Petra, İslamiyet'in gerçek kıblesidir zira bu durum, etimolojide şöyledir: petra-bekke-mekke Petra, ilk kez 1812'de İsviçreli gezgin Johann Ludwig Burckhardt tarafından keşfedildi daha sonra Kanadalı arkeolog Dan Gibson, kazıyı iyice derinleştirerek dinler tarihinde önemli bir keşfe imza attı. Petra, Orta Doğu'da önemli turizm yerlerinden birisidir. Gerçek Kabe, Petra'daydı. Emeviler dönemindeki Abdullah bin Zübeyr ayaklanmasından sonra İslam'ın kıblesi; aşağıya doğru, dağın başı ve hiçbir uygarlığın uğramadığı olan bir yer olan Arap Yarımadası'ndaki Mekke'ye taşındı. İlgili linkler: 1) 2)

Öncelikle bu söz bana ait değildir, dönemin başbakanı şimdinin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski adı BDP şimdiki adı HDP olan Kürtçü-bölücü bir partiyi savunduğu ve milliyetçi(!) MHP'yi ''ülkenin huzurunu bozmakla ve fitne çıkarmakla'' suçladığı ihanet dolu konuşmasıdır. Devlet Bahçeli denilen sözde milliyetçi özde menfaatçi, kanıbozuk pislik; bak şimdiki ortağın Tayyip Erdoğan sana zamanında neler demiş öyle? Tayyip burada açıkça bölücü terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olan B(H)DP denilen bölücü terörist bir partiyi savunuyor... Kimmiş PKK'lı ve HDP'nin gizli ortağı olan? AKPKK.. Sizi gidi namussuz hainler sizi. Hep derim; Araptapar dincilerle bölücü Kürtçüler birbirlerine düşman olarak görünseler de aslında birbirleriyle ortaktır. AKP, HDP'nin gizli ortağıdır. Mankurt MHP'ye de yazıklar ve yuh olsun. Geçmişte kendilerine kavgada söylenmeyecek lafları eden dengesiz bir partiyle "Cumhur İttifakı" adı altında işbirliği yaptılar ve iktidarlarında ülkeyi mahvettiler. MHP'nin sözde milliyetçiliği(!), AKP ile çıkarları uyuşuncaya ve kendi davasına ihanet edene kadarmış. Sizi gidi celladına aşık olan menfaatçi elma kurtları sizi... MHP'yi asla savunmuyorum, MHP'lilerin canları cehenneme.. Ama burada Tayyip bir nebze de olsa haklı. MHP, kurulduğu günden bu yana Türkiye için yararlı tek bir şey yapmamıştır: Maraş-Çorum-Sivas olayları. Ülkeye asıl zarar verenler AKP ve MHP gibi İslamofaşist partilerdir. Türkiye'nin huzurunu bozan asıl parti AKP ve onun lideri Tayyip'tir. 20 yıldır yeter artık, bıktık sizden ve sizin gibilerden. Arşiv unutmaz, internet affetmez!.. İlgili linkler: 1) 2) https://onedio.com/haber/erdogan-yillar-once-hdp-icin-bu-gelenler-ulkenin-secilmis-vekilleridir-mhp-ulkenin-huzurunu-bozuyor-demisti-971485 3) https://t24.com.tr/video/erdogan-in-donemin-bdp-partisini-savunarak-mhp-yi-sucladigi-sozler-tekrar-gundem-oldu,53186 4) https://haberturk.com/gundem/haber/821401-chp-ve-mhpyi-sucladi

"aşağılık maymunlar" gibi terbiyesizce, çirkefçe ve ahlaksızca kaba sözlerdir. Bir Tanrı, böyle küfürlü konuşabilir mi? Yakışır mı bir tanrıya? Anlaşılan Muho gene birileriyle kavga etmiş, basmış onlara küfürü ardından bu ettiği hakaretleri ve küfürleri yazmış Kur'an'a... Ağza bak ağza sanki bir mağaza, hatta küflü bir mağara. Yürü lan Rezilullah görelim ense tıraşını... Mekke serserisi terörist Muhammed... İlgili linkler: 1) https://www.dinvemitoloji.com/2019/06/kurandaki-argo-sozler.html?m=1 2) https://www.alevihaber.com/kurandaki-kufurler-42077h.htm 3) https://sorularlaislamiyet.com/kuranda-bircok-argo-ve-kufurlu-ayet-var-bunun-hikmeti-nedir-0

Yunanca kökenli bir sözcük olan İkonofil(εικονόφιλος/eikonófilos), "ikona taraftarlığı" anlamına gelir ve İkonoklazm'ın(ikona karşıtlığı) zıttıdır. Hıristiyanlık, ikonofil bir dindir.

Yunanca kökenli bir sözcük olan ikonoklazma(εικονομαχία/eikonomachía); "ikonalara karşı olma durumu", "tasvir yasağı", "putkırıcılık" anlamlarına gelir. İslamiyet ve Yahudilik, ikonoklast dinlerdir. İkonoklazma'nın zıttı İkonofil'dir.

Cami(مسجد/masjid), İslam dininin ibadet yeri olup etimolojisi Arapça toplanmak anlamına gelen "cem"den gelir. cem-cemaat-cami-cuma Caminin mimarisi, İslam'da tasvir yasağının(ikonoklazm) etkisiyle aynı sinagogda olduğu gibi resim-heykel yasaktır. Camilerin içi loştur ve cami ortamı basıktır. Caminin küçüğüne mescid denilir ve tepesinde hilal şeklinde alem vardır.

Sinagog, etimolojisi Yunanca synagogí'ye(συναγωγή) dayanan Yahudi tapınağıdır. Yunanca sinagogun İbranice'deki orijinal adı havradır. Aynı camilerde olduğu gibi sinagogların(havra) mimarisinde de güya putperestlik(!) olarak algılandığı için resim-heykel gibi üç boyutlu nesneler yasaktır. Sinagoga girerken başı örterek ve abdest alınarak girilir. Bunların yerine 7 kollu İbrani şamdanı Menora, 6 köşeli Davud Yıldızı, On Emir ve Tevrat tomarları bulunur. Sinagogların içinde koşer mutfaklar ve diğer Yahudi eğitim-öğretim hayatını düzenleyen şeyler vardır. İlgili linkler: 1) https://islamansiklopedisi.org.tr/sinagog 2) https://rituelklazm.wordpress.com/2017/08/07/sinagoglar-ve-yahudi-mezhepleri-ve-hahamlar/

Kilise, etimolojisi Yunanca "ekklisia"dan(Εκκλησία) gelen Hıristiyanlık dininin mabedi ve aynı zamanda Hıristiyan cemaatlerine verilen addır. Kiliseler, büyüklüklerine göre katedral(büyük kilise) ve şapel(küçük kilise) olmak üzere; mimarilerine göre Romanesk(Roma tarzı) ve Gotik(Got tarzı) olmak üzere ikiye ayrılır. Kiliseler, estetik olarak içinde resim-heykel barındırdığı için camilerden ve sinagoglardan(havra) çok daha üstündür.

Konçuy, eski Orta Asya Türkçe'sinde prenses demektir hatta bununla ilgili Hüseyin Nihal Atsız'ın Ay Yüzlü Güzel Konçuy adlı bir şiiri vardır.

İngilizcesi "evil eye" olan mavi bir boncuk olup "Türk boncuğu" olarak da bilinir. Nazar boncuğunun İslamiyet'le hiçbir alakası yoktur. Hatta aynı tasavvuf gibi gerçek İslam'da nazar boncuğu şirktir ve asla kabul edilemez. Arabistan, Afganistan, Pakistan gibi şeriatla yönetilen ülkelerde yanınızda nazar boncuğu taşırsanız canınızdan dahi olabilirsiniz. Nazar boncuğu/nazarlık, aynı geyik/koç başı gibi Türklerin Orta Asya'daki Gök Tanrı/Şaman inancından getirdiği bir kültürel gelenektir. Zaten turkuaz(gökmavi) da Türklüğün asıl rengidir. Nazar boncuğu hakkındaki skandal hadisler: ''Şüphe yok ki; efsun yapmak, nazar boncuğu takmak, büyü yapmak (Bu saydıklarımızın etkisinin var olduğuna inanmak) Allah'a şerik koşmaktır.” (İmam Suyuti, Camiu-s Sağir) "Sizi, bütün şeytanlardan, zararlı hayvanlardan, kem gözlerden, Allah (celle celaluhu)'ın tam olan kelimelerine sığındırırım." (Buharî, Abdullah b. Abbas'dan rivayet etmiştir.) ''Allah, nazar boncuğu takanın işini tamamlamasın.'' Hakim, Ahmed bin Hanbel ''Nazarlık takan veya nazarlığa koruyucu bir etki sarf eden Allah'a şerik koşmuştur.'' Hakim, Ahmed bin Hanbel İlgili linkler: 1) https://www.trthaber.com/haber/yasam/diyanet-nazar-boncugu-takmak-caiz-degil-106101.html 2) https://t24.com.tr/amp/haber/diyanet-ten-nazar-boncugu-fetvasi,927441 3) https://ekrembugraekinci.com/question/?ID=19804 4) https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/31/goz-degmesine-karsi-nazar-boncugu-takmak-caiz-midir 5) https://keremonder.com/bana-nazar-boncugu-hediye-edildi-bunlari-atmali-miyim 6) 7)

Giantess, İngilizce'de "dişi dev" anlamına gelir. Bence en sapıkça fantazilerden birinin objesi olan kadın. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kadınların sosyal hayatta daha baskın olmalarının ardından dev kadınların sehirleri ezip geçmeleri temalı filmler akabinde ortaya çıktığı varsayılan bir fantazi. Giantess'in(dişi dev) kökeni Yunan mitolojisine kadar iniyor aslında. Bu fantazinin temelinde dev gibi kadınlar tarafından hırpalanmak var. 50 metre 1700 kilo bir kadın tarafından tartaklanmak, ezilmek vb.

Sahih Kütüb-i Sitte hadislerine yazan skandal ve çağdışı şeyleri bilen ama bu acı gerçekler, ya işlerine gelmediği ya da cahilleri kandırıp dinde tutmak için İslam dinine göre Müslümanların Kur'an'dan sonra en güvenilir ikincil kaynak olarak kabul ettiği, Muhammed'in sözleri olan hadisleri reddeden şarlatan modernist tayfadır. Tatlısu Müslümanları'dır yani... Bunların mantığına(!) göre İslam'ın birincil kaynağı ve Allah'ın sözleri olan Kur'an'ı kabul et ama ikincil kaynak ve Peygamber'in sözleri olan hadisleri kabul etme. Oh, ne güzel(!) bir Dünya. Var mı böyle bir şey? Bu modernistler, böyle yaparak hem kendilerini hem de toplumu kandırıyorlar sahtekâr herifler... Bu modernistlerin en ünlüleri; Mehmet Okuyan, Caner Taslaman, Cemre Demirel gibi üçkağıtçı şarlatanlardır. aslında bu hadis inkarcıları modernistlerin, sahih hadisleri olduğu gibi kabul eden geleneksel İslam'a göre katli vaciptir. Biz nonteistler olmasak bu yalancı modernistler, gelenekselciler tarafından sırtlarında kırbaç iziyle gezeceklerdi. Bu durum, 20 yıldır böyle olmadıysa biz dürüst nonteistler sayesindedir. Twitter'daki Aklın Gözü'nün dediğin gibi:"Müslüman'ı, Müslüman'ın şerrinden laiklik korur." Kur'an'daki ayetleri eğip bükmeyen, sahih hadisleri inkar etmeyen, samimi ve şeriatçı gerçek Müslümanlara; hadis inkarcısı, samimiyetsiz ve modernist tatlısu Müslümanları'na nazaran çok daha saygı duyuyorum çünkü bu şeriatçılar, modernistlere nazaran çok daha dürüsttür. Namert bir dostun olacağına mert bir düşmanın olsun, milyon kat daha iyidir..

Güney Müslümanlığı, İngiliz sosyolog ve tarihçi Arnold Joseph Toynbee'ye göre Arap ve İran(Pers) ekolünden gelen Gerçek İslam'dır. Güney Müslümanlığı'nda Eşarilik, Selefilik gibi radikal dini akımlar vardır. Güney Müslümanlığı'nın en temel özellikleri ibadete, şekilciliğe önem vermesi, aklı ve bilimi dışlamasıdır. Toynbee'ye göre Güney Müslümanlığı, Batı için bir tehlike olmaktan çıkmıştır; Batı için asıl tehlike akıl ve bilimle barışık Türk tipi Kuzey Müslümanlığı'dır. Güney Müslümanlığı, kendi içinde iki dereceye ayrılır: 1. derece Güney Müslümanlığı ve 2. derece Güney Müslümanlığı. 1. derece Güney Müslümanlığı, Arap Müslümanlığı'dır. 2. derece Güney Müslümanlığı, Pers İslam'ıdır çünkü İslam, Kuran'ın Enam 92, Zuhruf 44 gibi ayetlerinde ve sahih hadislerde belirtildiği üzere yalnız Araplara indirilmiş bir dindir; ayrıca, İslam'ın bütün ritüelleri Arapça'dır. İlgili link: https://www.dibace.net/lutfi-bergen/guney-muslumanligi-ve-kuzey-muslumanligi/

Kuzey Müslümanlığı, ünlü İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee'ye ait bir kavramdır ve "Türk Müslümanlığı" anlamına gelmektedir. Türk tipi Kuzey Müslümanlığı, Arap ve İran(Pers) tipi Güney Müslümanlığı'na nazaran ibadet ve toplumsal normlar bakımından daha yumuşak bir ekoldür ve Maturidilik esasına dayanır. Toynbee, Batı için asıl tehlikenin "bilimle barışık Kuzey Müslümanlığı" olduğunu, Kuzey Müslümanlığı içerisinden her zaman Atatürk gibi bir asinin çıkabileceğini ve önlemin derhal alınması gerektiğini söylemiştir. İlgili linkler: 1) https://www.dibace.net/lutfi-bergen/guney-muslumanligi-ve-kuzey-muslumanligi/ 2) https://www.maturidiyeseviotagi.com/buyuk-tehdit-kuzey-muslumanligi/ 3) https://www.odatv.com/analiz/kim-bu-aramco-ummetcileri-116330

Tatlısu Müslümanları, hadis inkarcısı modernistlerdir oysaki hadisler, Kur'an'dan sonraki en güvenilir 2. kaynaktır... Dünya'da Tatlısu Müslümanları'nın yaşadığı yerler, Türk coğrafyasının dahil olduğu Kuzey Müslümanlığı'dır..

Muholif; gelişmiş çağa ayak uyduramayan, kafası çok çalışmayan, tatsız tuzsuz bir hayat yaşayan gerici tiplere verilen addır, şakirt muhalif yani. Bu türün en bilinen kişisi Eren Erdem gibi dindoş, Araptapar sözde muhaliflerdir. Muhammed, sanılanın aksine devrimci değil karşıdevrimcidir; İslam da komünist değil kapitalist bir dindir. Tatlısu Müslümanları'nın zoruna giden acı gerçekler...

Gregoryen takvimi: Güneş yılı esaslı olan Gregoryen takvimin bir yılı, 365 gün 6 saatten oluşur ve başlangıç Hz. İsa’nın doğumudur. Gregoryen takvim, Avrupa'da 1582 yılında, Türkiye'de 1 Ocak 1926'da kullanılmaya başlanmıştır. Gregoryen takvimin ilk şekli olan "Güneş takvimi", Antik Mısırlılara aittir. Adını Papa 13. Gregory'den alan Gregoryen takvim, Miladi takvim olarak da bilinir.

Hicri takvim: Hicri takvim, dümdüz Ay takvimi olup başlangıç yılını Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretinden alır. Hicri takvimde bir yıl 354 gündür. Bu takvimde Ay yılını Güneş yılına uydurmak için ayar yapılmaz. Ay-Güneş takvimi olan Yahudi takviminden farkı sadece Ay takvimi olmasıdır. Yahudi takvimi Güneş yılını Ay yılına sabitler ama özünde bir ay takvimidir.

Yahudi takvimi: Yahudilerin kullandığı bir Ay-Güneş(Lunisolar) takvimidir. Ay yılı, Güneş yılına uydurulur lakin bu takvim de özünde bir Ay takvimidir. Yahudi takvimi, İsrail'de Miladi takvimin yanı sıra dini günlerde kullanılır.

Tallit(טַלִּית‎); Yahudilere özgü olup Yahudilerin kullandığı, dikdörtgen şeklinde mavi ya da siyah çizgili sabah kullanılan bir namaz şalıdır(Prayer Shawl). İsrail bayrağına da ilham olan Tallit; 10-5-6-5 dizilimli, 613 Mitsvot'u hatırlatacak şekilde sıralanır. Bu da İbranice YHWH'i(Yahweh/Yehova) hatırlattığı içindir. İlgili linkler: 1) https://tr.wikipedia.org/wiki/Talit 2) https://sevivon.com/index.php?option=com_content&view=article&id=18:tallit&catid=79&Itemid=123 3) https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/103166/500-yil-muzesinden-seckiler-ay-yildizli--tallit