alpinçayırı

Avrasya, Dünya'nın iki önemli ve büyük kıtası olan Avrupa ve Asya'nın birleşimi olup Dünya'daki asıl ve en büyük kıtadır. Adı üstünde Avrasya'nın doğu tarafı Asya, batı tarafı Avrupa'dır. Avrupa, aslında Asya kıtasının Batı'daki uzantısıdır ve Yunanca Güneş'in battığı Batı yönü demektir. Avrupa, siyasi bir kıtadır ve bir yarımadadır. Avrupa-Asya ayrımı taaa İlk Çağlardan Yunan-Pers ayrılığına kadar gider. Asya da Avrasya'nın Doğu'daki asıl uzantı kıtasıdır çünkü Güneş, Doğu'dan gelir. Coğrafyada bir kara parçasının kıta sayılması için dört tarafının denizlerle çevrili bir ada ve jeolojik olarak ayrı özellikler taşıyan bir kara parçası olması gerekir yani politik kıta olmaz. Avrasya=Avrupa+Asya, Avrupalı=Batılı, Asyalı=Doğulu, Avrasyalı=hem Batılı hem Doğulu

Doğru bir söylem. Gerçekte Avrupa ve Asya adında kıtalar yoktur, sadece Avrasya vardır. Ayrıca siyasi kıta diye de bir şey olmaz, kıta coğrafi bir terimdir. Bir bölgenin kıta sayılması için ada misali dört tarafının denizlerle çevrili olması gerekir. Avrupa ise üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır, daha doğrusu Asya'nın batısındaki uzantıdır. Çok istiyorsan Avrupa bölgesi dersin ama Avrupa kıtası dedin mi mantıksız olur. Kaldı ki ister kıta de ister bölge de Avrupa kavramı da tamamen ırkçı, ayrımcı ve dini temellere dayanır. Kökeni de taaa Antik Yunan-Pers savaşlarına kadar gider. Helenler/Yunan Batı'yı, Persler/İran Doğu'yu simgeler halbuki ikisi de aynı ırktandır/Ari ırk. Örneğin, sırf Türkiye sınırlarında yer aldığı için Bozcaada ve Gökçeada Asya kıtasında sayılır, ama Anadolu'nun dibinde olan Yunanistan'a ait Ege adaları ayrımcı zihniyete göre Avrupa'dadır. Hatta bazen zorlaya zorlaya Kıbrıs'ı bile Avrupa'da göstermeye çalışırlar.

Türkiye'nin içinden geçen Amerikancı, sağcı, dinci politikacılar nam-ı diğer sermayenin yıldızları..

İkinci Göktürk Devleti zamanında Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk anısına dikilmiş Orhun Abideleri'nde geçen, Türk milletine yönelik muhteşem ötesi bir öğüttür. Öd Tengri aysar kişi oglı kop ölgeli törümiş, "Zaman tanrısı öyle buyurunca insanoğlu hep ölümlü yaratılmış" anlamına gelir. İlgili linkler: 1) https://uqusturk.wordpress.com/2012/02/12/2874/ 2)

Recep Tayyip Erdoğan adlı zattır. Bu zat; 2014'ten beri cumhurbaşkanlığı koltuğunu haksız yere işgal etmektedir ve normalde cumhurbaşkanlığı geçersizdir, yok hükmündedir. İslamcı Abdullah Gül'ün bile bir üniversite diploması vardı, bu Tayyip'in o da yok. Herifin her şeyi alavere, dalavere, üçkağıt. Hayatının her evresi karanlık. Hatta bana kalırsa Tayyip Erdoğan, liseyi bile doğru dürüst bitiremeyen beceriksiz bir lise terktir. İlgili link: https://www.hkp.org.tr/hkp-cumhurbaskani-tayyip-erdoganin-sahte-diplomasini-anayasa-mahkemesine-tasidi/

Ağzına odun sokup kurcalamakla, gerçekten diş fırçalamayı kıyaslamaktır. Ben, diş fırçasından ve macunundan yanayım.

Turkuaz AKP, sarı muhalefet Meral Akşener'e yakışan gerçek sıfatıdır: Meral AK-Şener Artık eskisi gibi Meral Mommy, Meral Akşener yok. Onu amirallerimize zevzek demeden önce düşünecektin AK-Şener Meral...

Bu suç, normalde önceki cumhurbaşkanları zamanında AKP iktidarı kadar bu kadar çok keyfi işlenmemişti. -Darbeci Kenan Evren zamanında bile 340 tane cumhurbaşkanına hakaret davası açılmıştı. Düşünün AKP'den önceki siyasetçilerin hoşgörüsünü. Recep Tayyip Erdoğan, siyasetçilerin en beteridir.- Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olduğundan beri haksız yere yaklaşık 40 bin tane cumhurbaşkanına hakaret davası açıldı. İlgili linkler: 1) https://yenicaggazetesi.com.tr/cumhurbaskanina-hakaret-davalari-rekor-kirdi-651924h.htm 2) https://gazeteduvar.com.tr/cumhurbaskanina-hakaret-alti-yilda-128-bin-872-sorusturma-9-bin-556-mahkumiyet-haber-1507370 3) https://evrensel.net/haber/334547/13-yasindaki-cocuga-cumhurbaskanina-hakaret-cezasi-verildi 4) https://medyasiyaset.com/44-bin-675-cumhurbaskanina-hakaret-davasi-acildi/?amp=1

Erkek olmama rağmen kadınlara köle muamelesi yapılması, homofobiklik, bazı skandal ayetleri-hadisler, birtakım politikacılar, din adamları, çomar AKP seçmeni gibi etmenler yüzünden iyice ateist oldum. Bir de üstüne YouTube'daki ateist kanallar ve sosyal medya da eklenince artık dört dörtlük bir dinsizim.

Öncelikle; Atatürk, asla bir Müslüman değildi, bal gibi de dinsiz birisiydi. Bir insanın dinsiz olması onun kötü birisi olduğu anlamına gelmez. 20 yıllık AKP örneğinde görüldüğü gibi dinci olanlardan da kötü kişiler çıktığı gibi dinsiz olanlardan da iyi kişiler çıkabilir. İnsanı insan yapan şey onun dini ve mezhebi değil, karakteridir. Atatürk'ü hiç utanmadan Müslüman olarak lanse edenler; Sinan Meydan, Cengiz Özakıncı gibi şarlatan Tatlısu Müslümanları'dır. Bir kere Atatürk'ün başta İslam dini olmak üzere bütün dinleri çok sert bir şekilde eleştirdiği ve bazı el yazmalarının kendisinden sonra gelenler tarafından yüzsüzce sansürlendiği Medeni Bilgiler diye bir kitabı vardır; açın, okuyun. Tozpembe hayallerle yaşayanlara acı gerçekler ağır gelir. Ahmet Balyemez üstadım, Atatürk'ü Müslüman olarak gösteren Sinan Meydan gibi sahte Atatürkçü şaklabanlara şu videolarda ağzının payını iyi vermişti: 1) 2) 3)

Hadis inkarcısı ve ayetleri eğip büken modernist şarlatanların laik bir sistemde yaşayıp da hiç utanmadan İslam'ı güzellemesi ve Caner Taslaman gibi bazılarının bundan para kazanması durumudur. Arabın Allah'ı, Kur'an'ın Maide Suresi 44'üncü ayetine göre açıkça "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendisidir." diyor yani sen bir Müslümansan, şartlar ne olursa olsun İslam şeriatını uygulamak zorundasın; bundan kaçışın yok!.. Zaten bu tatlısular, farz olan beş vakit namazlarını kılmazlar ve İslam'ın vahşi ve katı yanlarını törpüleyip kendi kafalarından ponçik, tozpembe bir İslam yaratırlar. Nöyle yaparak hem kendilerini hem de başka avanakları kandırırlar. Dar-ül Harb ve Dar-ül İslam ayrımını, tağutu bilmeden gerçek bir Müslüman olamazsın. Eyyy tatlısu Müslümanları, Afganistan gibi dinin din gibi yaşandığı coğrafyada iki dakika duramazsınız. Eğer yıllardır sırtınızda kırbaç izleriyle gezmiyorsanız bu laikliğin ve bizim gibi dinsizlerin yıllardır şeriatçılarla mücadele etmemiz sayesindedir. Bindiğiniz dalı kesmeyin, biz olmasak çoktan mahvolmuştunuz.. Aklın Gözü'nün bu konuda "Müslüman'ı Müslüman'ın şerrinden laiklik korur." diye çok güzel bir lafı vardır. Gerçekten de laiklik, dinler ve mezhepler arası düşmanlıkları ve haksızlıkları engelleyen yegane güçtür. Atatürk'ün değerini bilin. Atatürk, Müslüman değil bir dinsizdi. Giden özgürlük bir daha asla geri gelmiyor maalesef. Ör: İran. O zaman; yaşasın laiklik, kahrolsun şeriat!..

@Maddeci Tarihi kayıt tutmada çok titiz olan Antik Mısır kayıtlarında Musa'nın, Antik Roma kayıtlarında İsa'nın adı geçmez yani tarihte gerçekten böylesi kişiler yaşamamıştır; bunlar, eskilerin masallarıdır. Her ne kadar, 1. Yüzyıl'ın Roma vatandaşı ünlü Yahudi tarihçisi Flavius Josephus'un(Yosef ben Matityahu) eserlerinde İsa Mesih'in(Yeşua bar Yosef) Latince adı İesus Christus olarak geçse de gerçek tarihte Nasıralı İsa(Jesus of Nazareth) diye birisi yoktur. Yine aynı şekilde Musa'nın(Moşe/Moses) olayı da Akkadlı Sargon'un(Sargon of Akkad) masalıdır. Sözde kutsal kitaplarda adları geçen İsrailoğulları peygamberleri yaşamamıştır. Hatta bazı tarihi kaynaklar, Arap Muhammed'in de yaşamadığını söyler. Orta Doğu dinleri; tarihin en eski, büyük, kanlı yalanlarıdır ve yasaklanmalıdır.

1931'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılmış; içinde yurttaşlık bilgisi, siyaset, dinler tarihi vb. önemli ve temel konuların bulunduğu muhteşem bir kitap. Bu kitapla alakalı Atatürk'ün el yazmaları, Afet İnan tarafından kaleme alınıp basılmıştır. Maalesef ki Medeni Bilgiler kitabı, sonraki Türk Tarih Kurumu başkanları tarafından -özellikle 1969 ve 1988 yıllarında- sansürlenmiştir.,

Mısır'a desteğini profil fotosuna rabia işareti koyarak, ÖSO'ya desteğini yaşasın ABD diyerek, İslam dünyasına sevgisini Batılı gibi yaşayıp "kahrolsun Batı" diyerek gösteren tipik Türk Müslüman'ı. Esad'a karşı savaşanların şehit olacağını, şehit olanların cennete gideceğini söyler de Suriye'ye gitmeye götü yemez. Dünya hayatını ahiret hayatına yeğlediğini kabullenemez. Bir de üstüne üstlük "gerçek İslam bu değil" vs. saçma söylevlerle zırvalar...

Çünkü İslam, şiddet ve terör dinidir. Kur'an ayetlerinde ve sahih(onaylanmış) Kütüb-ü Sitte hadislerinde cihad ile ilgili tonlarca yazı vardır. İslam, masum bir inanç değildir; tam tersine güçsüzken mağduru, güçlüyken mağruru oynayan takiyyeci, ahlaksız, faşist bir dindir. Tarih boyunca da böyle olmuştur.

Ümmü Kırfe, Al/El-Kura Vadisi'ndeki putperest Ben-i Fazara Arap kabilesinin kadın lideriydi. Kendisinin önemi, Arabistan'da Muhammed Dönemi'nin bir çok anaerkil Arap kabilesinden en zenginlerinden biri olmasıdır. Ümmü Kırfe, o dönem Arabistan'ındaki en zengin ve itibarlı(nüfuzlu) kadınlardan biri olarak ataerkil bir din olan İslamiyet'i sert ve kesin bir dille reddetmiştir. Putperest Ümmü Kırfe ve cenahı, aslında Muho'nun tektanrıcı Müslümanlarıyla çok temas etmemiş olmalarına rağmen tek bir savaş yaşanmıştır ve bu ticari baskında Müslümanlar sadece dövülerek gönderilmiş, herhangi bir ölüm yaşanmamıştır. Büyük ihtimalle Muhammed; erkek haliyle bir kadından dayak yiyince karizmasını fena çizdirip çok öfkelendi. Bu olay üzerine Muho, avanelerine Ümmü Kırfe'nin katlini emretmiştir. Bu tarihi olayda kimin hoşgörülü kimin katil olduğunu gayet de iyi görüyoruz. Katil ve psikopat Muhammed, hoşgörülü ve barışçıl Ümmü Kırfe... Ümmü Kırfe'nin kabilesine Müslümanlar tarafından yapılan saldırıda Ümmü Kırfe yakalanıp iki deveye bacakları bağlanarak ve ikiye bölünerek vahşice katledilmiştir, ardından kafası kesilerek Medine'nin(Yesrib) sokaklarında mızrak ucunda sergilenmiştir. Ümmü Kırfe cinayeti, İslam'ın erken döneminin en vahşi eylemlerinden biri olmakla beraber bir kadına yapılması dolayısıyla erkek egemen Arap kültürüne dönüşümün ikonik bir simgesi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Eyyy İslamcılar; hani sözde Cahiliye(!) Dönemi'nde kadın hakları çok kötü(!) idi? Palavranın daniskası. Asıl cahiliye ve kadın düşmanlığı, 1400 yıl önce İslam'ın gelişiyle başladı. Bu olay, bu cinayet ile de sınırlı kalmamıştır. Ümmü Kırfe'nin küçük kızı da Hz. Muhammed tarafından amcasına cariye(seks kölesi) olarak hediye edilmiştir. Ümmü Zaml isimli bu kız da Müslümanların tecavüzünden ve istismarından kaçıp isyan etmiş ama kısa sürede yakalanarak Müslümanlar tarafından katledilmiştir. İşte hoşgörü(!), barış(!) ve ahlak(!) timsali Muhammed'in gerçek pislik yüzü. Herif bildiğin çirkef bir mafya lideriymiş, asıl masum olan Ümmü Kırfe ve kabilesi imiş. İlgili link:

Muhammed'in böyle sahih bir hadisi de varmış. "Bir yerde yangın vuku bulduğunu gördüğünüz zaman 'Allahü Ekber.' diyerek tekrar tekrar tekbir alınız. Zira tekbir, yangını söndürür." (El-Camiu’s-Sağir, 1/45, No.: 641, 642)(Ramuz El-Hadis). Sünni Müslüman ülkelerden birisi olan Pakistan'da bu hadisi uygulamışlar. E, doğal olarak yangının sönmesi bir yana; yangın, daha da büyümüş: https://tele1.com.tr/yangini-ezan-okuyarak-sondurmeye-calistilar-636224 Dinine imanına başladıklarım; mademki tekbir yangını söndürüyorsa(!) o zaman itfaiyenin ne işi var itfaiye kurumunu kaldırın gitsin. Hala daha bu teknoloji çağında Arab'ın deli saçması şu ilkel dinine inanalar var. Tekbir değil tedbir hayat kurtarır eyyy müslüMALlar. Hani nerede tevekkül? Şurada nasıl da kıvırmışlar Muho'nun tekbir hadisini: https://sorularlaislamiyet.com/tekbir-getirmek-yangini-sondururse-itfaiyeye-ne-gerek-var

Gırtlak müziği(throat singing); eski Türkçe'de hömey olarak geçen, gırtlaktaki ses tellerinin belirli bir ritimle kullanılarak yapılan özel bir müzik türüdür. Gırtlak müziğinin kökeni Orta Asya'ya kadar dayanır ve Anadolu'da zortlatma olarak geçer. İlgili link:

Ayahuasca, türdeşi gat otu gibi çölde yetişen kafa yapan sentetik bitkilerdendir. Bu zehirli otu kullanan kişinin üstündeki belirtiler şunlardır: 1) Ayahuaska kullanan kişi, esrarlı dumanın etkisiyle her şeyden önce bedenine zarar verir. 2) Ayahuaska kullanan kişi, esrarın etkisiyle halüsinasyon görür, hayali şeyler uydurarak ve anlattığı yalanlara inanarak aynı zamanda mitomaniden muzdariptir. 3) Aşırı dozda esrar kullanımı sonucunda vücut algılarının kapatılması ve bunun sonucunda kan dökmeye eğilimli saldırgan bir kişilik Hürriyet Gazetesi'nin 2008 tarihli bir haberine göre İsrail'de bir üniversitede psikoloji profesörü olan Benny Şanon, Hz. Musa'nın Yehovah'tan aldığını iddia ettiği On Emir'in aslında Ayahuasc(k)a bitkisinin etkisinde gördüğü bir halüsinasyon(u: Musa'nın bu halüsinasyonuna Tanrı olduğunu iddia etiği beyaz ışık da dahildir.) olduğu iddiasında bulunmuştur. Bu iddia, son derece güçlü ve sağlam kanıtlara dayanmaktadır. İlgili link: https://hurriyet.com.tr/dunya/tevrat-hakkinda-sok-iddia-8373391

Gat otu, Arap Yarımadası'nda özellikle Yemen'de yetişen kafa yapan sentetik bitkilerdendir. G(K)at otu, Araplar arasında eski çağlardan beri bilinen bir esrar türüydü. Gat otu, Levant-Filistin bölgesindeki Ayahuasc(k)a bitkisiyle türdeştir. Hatta bununla alakalı Kur'an'ın uyuşturucuyu yasaklamaması konusuna gelirsek, lan yoksa?

Esrar, kokain, eroin, kat otu ve ayahuasca adlı doğada yetişen bitkilerdir. Hatta bu durum, içkiyi yasaklayıp da uyuşturucuyu yasaklamayan din konusuyla da bağlantılıdır ve Hürriyet Gazetesi'nin 2008 tarihli bir haberi, ''Dine göre Tanrı'dan On Emri alan Musa Peygamber'in aslında Ayahuasc(k)a adlı kafa yapıcı bir çöl bitkisinin etkisinde olduğunu'' manşetini atmıştı. İlgili linkler: 1) https://hurriyet.com.tr/dunya/tevrat-hakkinda-sok-iddia-8373391 2) https://sorularlaislamiyet.com/kuran-neden-sigara-ve-uyusturucuyu-yasaklamadi-0?amp 3)

1960'ların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nin dış istihbaratı CIA tarafından Yeşil Kuşak Projesi kapsamında seküler bir hareket olan Türkçülüğün içini boşaltmak için uydurulmuş gayrımilli ideolojidir. Türk-İslam sentezinin öncüleri Ahmet Arvasi, Muhsin Yazıcıoğlu, İbrahim Kafesoğlu, Necip Fazıl Kısakürek ve Osman Yüksel Serdengeçti vb. gibi dinci dümbüklerdir. Türk-İslam sentezi, Kürt-İslam sentezi, Laz-İslam sentezi olmaz; sentezciliğin sonu gerçek İslam'dır ve Araplaşmadır. İslam, Türklüğü yok eder tıpkı İslam'ı benimseyen diğer milletlere yaptığı gibi. Hepsi kendini Arap olarak görüyor. Gerçek Türk-İslam Sentezi, Alevilik'tir; Amerikan projesi sahte Türk-İslam Sentezi, Sünniliğin bir alt kolu olan Eşarilik'tir. 8 Şubat 1969 Adana Kongresi'nde sentezcilerin lideri Alparslan Türkeş, Türkçülerin lideri Hüseyin Nihal Atsız'ı hile ile yenerek Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin adını Milliyetçi Hareket Partisi yaptı ve aslında her şey, o tarihte başladı. 12 Eylül 1980 Darbesi de bu işin tuzu biberi oldu. Yusuf Akçura'nın deyimiyle Türk İslam sentezi Türkçülüğe ihanettir...

Nardugan Bayramı, eski Türklerde yeniyılın gelişini ve kış yıldönümünü kutlamak amacıyla yapılan ağaç süsleme bayramdır. Nardugan, 21 Aralık'ta kutlanır ve Nardugan'ın anlamı "Güneş Doğan"dır yani Nardugan, Güneş'tir ve yeni günün doğumudur, yeni yıla girmedir. Muazzez İlmiye Çığ'a göre Noel'in kökeni Nardugan Bayramı'na dayanır ve Nardugan, Avrupa Hun Devleti'nin Kavimler Göçü sırasında Hıristiyanlığa geçmiştir. İslamcılara inat, tüm Türk Dünyası'nın Nardugan Bayramı kutlu olsun!.. İlgili linkler: 1) https://yenicaggazetesi.com.tr/turklerde-nardugan-bayrami-nedir-turkler-neden-agac-suslerlerdi-746227h.htm 2) https://yenicaggazetesi.com.tr/turklerde-nardugan-bayrami-nedir-turkler-neden-agac-suslerlerdi-hayat-agaci-neden-yaparlardi-noel-baba-orta-asyada-ayaz-ata-ve-kar-kizdi-sonuna-kadar-okumazsaniz-gecmisi-asla-bilemezsiniz-494415h.htm 3) https://cumhuriyet.com.tr/yasam/nardugan-nedir-ne-zaman-yapilir-nardugan-bayraminin-gelenekleri-2153688 4) https://cumhuriyet.com.tr/haber/nardugan-yule-ve-noel-1178814 5) https://altayli.net/nardugan.html 6) 7)

Akaid, İslam'da ilimin bir alt kolu olup "dinin temel hüküm ve ilkelerini özlü bir şekilde anlatan kurallar" anlamına gelir. Akaid, etimolojik olarak a-k-d kökünden gelen akide ve akit(sözleşme) sözcükleriyle bağlantılıdır. Kısacası akaid; "iman" ,"inanç" demektir ve kaidenin çoğuludur.

Bir şeye inanarak bağlanma. Akîde kelimesi Arapça "a-k-d" kökünden gelip, "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" ve aynı zamanda "bağlılık" ve "sözleşme" anlamlarına da gelir.