Kaz

Üyeliğimin silinmesini rica ediyorum.

Olmasaydı nasıl bir gerçeklik hüküm sürerdi bilmiyorum ancak keşke insanlar cami yerine kütüphane, laboratuvar gibi bilim icra edilecek imkanlar tesis etseydi ve ibadet yerine bilim icra etseydi ama ne yazık ki böyle değil. Hem çok ürüyorlar hem de insanların beyinlerini yıkıyorlar ne yaptıklarını da bilmiyorlar ve çoğunlukla gerici olma özelliği gösteriyorlar.

Kafa yormak boş iş denildiği takdirde onlara ortamı bırakalım istedikleri gibi kafalarına göre insanları manipüle etsinler (onlar da cahil ne yaptıklarını bilmiyorlar) hiç araştırmaya gerek yok ben bunu anlıyorum. Bu işlerle ilgilenen insanlar da boş insanlar o zaman. Ben söz konusu kitap hakkında olumlu görüşlere sahip biri değilim ki gerçeği görmekle problemim olsun. Bir şey yazmasam da olurmuş. Kimse kimseyle uyuşmak zorunda değil. Diyaloğa da gerek yok ben kavga etme uslubunu benimsiyorum diyen birine benim ekstra diyecek bir sözüm bulunmuyor. Diyalog kurarken öncelenmesi gereken diyaloğu derhal sonlarndırmak için zıtlık çıkarmak ve tahrik üslubu metod olarak benimsenebilir. Ben bununla ilgilenmiyorum. Karşıdaki kişinin direk kutsalını aşağılayacak cümleler fanatizmi azıtır böyle bir önceleme olgun yaşlaşım olmuyor yoksa sen kuran şöyle iğrençtir böyle iğrençtir diyebilirsin.

Dinler dünyada karşılığı olan olgulardır dolayısıyla dinler üzerine kafa yormak kimileri için ihtiyaçtır. Doğrudan itibarsızlaştırma yoluyla zaman kaybı demek doğru olmayabilir. Kimi insanlar da hiç dinle ilgilenme ihtiyacı duymazlar. Doğrudan itibarsızlaştırmak yerine insanlar kendileri bir sonuca ulaşırsa bu çok daha sağlıklıdır. Mesela bir insan din hakkında daha çok entelektüel bilgiye sahip olmak için kendini geliştirip dil öğrenebilir ve erişeceği ve okuyabileceği kaynak miktarını artırabilir dolayısıyla kendini geliştirebilir. Kimilerinin de dine olan inançları gözlerini kör etmiştir onlar objektif olamazlar. Dini fanatizm çizgisindeki insanlar da allahtan muhammedden gayrısı yalan üzerine kafa yormak bile zaman kaybı diyebilir kaldı ki kendi dinleri üzerine bile kafa yormaktan çekinen çizgide müslümanlar da var. Olgun bir yaklaşım sunmak gerekir.

Hatta şu linki koysam da iyi olur bağlantılı linklerdeki içerikler ilişkilidir ilgililerce okunabilir. https://www.answering-islam.org/authors/katz/haman.html

Haman figürü Yahudi kaynaklarında pers kralının bir veziri olarak geçmektedir Esther figürü Yahudileri Haman'ın elinden kurtarmıştır Yahudiler bunun için Purim bayramını kutlamaktadır peki neden Yahudi kutsal kitabında veya kaynaklarında mısırdaki bir Haman hakkında bir bilgi veya belgeye rastlanmamaktadır mısırdan çıkış Yahudiler için önemli bir hadise olarak kabul edilmektedir(üstelik buna rağmen). Başka kaynaklara da bakılabilir bu konuyu değerlendiren pek de bir şey iddia etmek istemiyorum sadece objektif bakış açısına katkı sağlamak adına bazı soru işaretleri oluşturmak için yazıyorum. https://www.answering-islam.org/authors/katz/haman/app_quran.html

Altsoy toplumu ilgilendirir ve etkiler ancak bunun üzerinden birey kendisi için yanlış önceliklendirme yapmamalıdır. Çocuk yapmak en çok bireyi etkiler. Dini motivasyonlar, erkekliğini kanıtlama, annelik duygusunu karşılama ve toplum tarafından doğrulanma vb. sebepler ile anlık, aşırı duygusal ihtiyaç bazlı olgunlaşmamış zihinsel kuruntularla başka bir insan ile partner olmak aklı selim olmayabilir. İhtiyaçlar önemlidir ancak enine değil boyuna büyünmelidir. İhtiyaçlar manipülatiftir. Uzun vadeli bireyin stabilitesi öncelenmelidir. Uzun vadede tutarlı bir ilişkiye sahip olunabilen bir partner ile olgunlaşmış bir ilişki sonucu aile kurulabilir ancak bu da yeterli değildir ekonomik refah da tesis edilmelidir. Bütün bu zahmetler dikkate alınmazsa uzun vadede bireylere ve çocuğa negatif etki edebilir.

Dindarlık insanın bir dine bağlılığını ifade eden bir terim olarak tanımlanırsa dindar ateist şeklinde bir tabir geçersiz olur ancak bir insan ne kadar çok ateistse o kadar az dindardır şeklinde düşünülürse böyle bir orantı kurulabilir. İnançlı veya inançsız insanlar inandıkları ve bildikleri şeyleri anlatırlar bu şeylerin ne kadar palavra olduğu karşı tarafın anlamlandırmasına bağlıdır.

Babanın yaptığı eylemin hiç bir işe yaramadığını düşünmek için uzun bir zamanı olacaktır. Yıllardır böyle şeyler oluyor türbanlı veya türbansız birinin başına gelmiş önemli değil yerel bölge halkı böyle yaşıyor.

Bu toplumda kadınlara pozitif ayrımcılık da var şiddette var yani ya kıskanılacak konumdalar yada kötü bir yaşam sürüyorlar. İki durum da ayrı ayrı değerlendirilebilir ancak gereksiz. Organizma kendisi için en iyisini ister bu yolda doğru veya yanlış seçimler yapar ve o hayatı yaşar geri kalan kültürel değişkenler birey tarafından bir anda değiştirilemez şeylerdir ancak toplumsal olarak zamanla değişime uğrayabilir.

Ölüm korkusunu tasvir ederken tanrı algın ölüm korkunu bina ediyorsa düşünceleriniz bir batıla saplanmış olabilir. Ahiret bazlı bir ölüm korkusu yoksa ölüm korkusu nasıl tasvir edilebilir bilmiyorum. İnsan yaşamı nasıl uzatılabilir bunun üzerine kafa yormak daha entelektüel kabul edilebilir böyle bir çaba belki insanlığa küçük bir katkıda bulunabilir. Bence uzay, evren ve dünya dışı canlılık gibi farklı konular üzerine araştırma yapmak bile sadece bir ölüm anını düşünmekten daha ilginç ve heyecan verici.

Yerine göre ya o deveyi gütmek yada o diyarı terk etmek gerekiyor hangisi uygunsa onu yapmak gerek insanın kendi sağlık ve huzurundan önemli bir şey yok.

İnsanın hiç tanımak istemeyeceği insanlar olabilir ancak bir genellemeye varmak hayata karamsar bakmaya sebep olur. İnsanlar doğrudan birbirlerine zarar veremeyecek kadar korkak veya merhametli dolaylı olarak her türlü kötülüğü yapacak kadar ise cahil veya canidirler. Bütün sorun buradan kaynaklı biri bir başkasına iş yerinde mobbing yapabilir ancak aniden bıçağı alıp mobbing yaptığı kişinin boynuna fevri olarak sokamaz. Bazı dolaylı zararları doğrudan zarar vermekle eşdeğer tutup insanlar adımını ona göre atarsa bu dünya daha aklı başında bir yer olur yoksa sana yapılmamasını istediğin şeyi başkasına da yapmama kuralı kimsenin inisiyatifi veya merhametine güvenilemez bence ancak aklı başındalığına veya bilinçliliğine güvenilebilir böylece insanlık ölse de bir problem teşkil etmez.

Çünkü bu işin öyle yapılmasını istiyor yukarıdakiler öyle programlamışlar hatta din öğretim modelleri üzerinden misyonerlik yapmadıklarını da iddia ediyorlar akademik olarak. Toplum ve bu işin uygulayıcıları ne var ki misyonerlik yapmaya müsait.

Dinle bu kadar meşgul edilmiş insan kaynağının ne ile istihdam edileceği de ciddi bir sorun hiç etiketleyici söylemlerle kaşımaya gerek yok ters teper daha önce ters tepti de pragmatik yaklaşılması gerekiyor. Bu insanların kendi inançlarından bir istihdam yaratması da söz konusu diyanete ihtiyaçları da yok çünkü bunu satın alacak insan kaynağı var toplumun gerçekliği bu. Diyanet bir şey üretmiyor ama insanları kışkırtmak da bir işe yaramıyor bunun için sadece zübük filmini izlemek yeterli.