Jump to content

Bilge

Members
  • İçerik sayısı

    17
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Everything posted by Bilge

  1. Bu konuya @pigeon daha iyi cevap verebilir çünkü ben gerçek müslümanlıgın yaşanmadığını anlatmaya çalışırken o tam tersini iddia etmişti
  2. Tavrıyı övmek diye bir şey yoktur. O zaten her şeyi istediği şekilde değiştirebilen yaratabilen ortadan kaldırabilendir. Biz insan oldugumuz ve onun yanında aciz kaldıgımız için söylediğimiz cümleleri onu övmek olarak algılıyoruz. Dualarda söylenenler övgü değildir, gerçeklerdir. Tanrının övülmeye ihtiyacı yoktur. Ancak bizim onu övmeye ihtiyacımız olabilir onun büyüklüğünü idrak etmek, kendi acizliğimizi sıradanlığımızı ve kibrimizi kabul edebilmek adına. Benim neyi isteyeceğimi ya da neyi yapacağımı bilmesi, benim hayatımı onun yazdığı anlamına gelmiyor. Sürekli alkol alan bir kişinin karacigerinde problem olacağını söylediğimde ben bunu söylediğim için o siroz olmuyor, ben onun hareketlerinden çıkarım yapıyorum. Ben bu küçücük aklımla insanlarla ilgili şu şöyle olacak, kesin böyle yapacak dediğimde bile doğru çıkıyorsa(siz de yaşamışsınız hayatınızda “ben demiştim” demişsinizdir diğer insanlara) beni yaratan insanın benim neler yapacağımı bilmesi anormal midir? önce tedbir sonra tevekkül der kitapta. İstediğim şeyi her hangi bir aksiyon almadan bana verilmesini beklemek doğru değildir. Önce istediğim şeyle ilgili aksiyon alırım daha sonra hayırlı ise olması için dua eder tevekkül ederim. Üretmek hatta daimi bir şekilde üretmekten bahsediliyor. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. İnşirâh, 7 sürekli olarak kendimizi geliştirmemiz gerektiğini düşünmemiz akletmemiz gerektiğini öğütler.
  3. 1-Kuranı okurken aslında yaşanılanlarla paralel olarak indiğini görebilirsiniz. Olaylar yaşanır ve öncesinde ya da sonrasında ayetler iner. Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya kalkışmıştı da, Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah'a karşı gelmekten sakının. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler. Mâide, 11 mesela yukarda yaşanmış bir olay anlatılır aslında ashaba, bir toplulukla karşılaşmışlar ve problem çıkacakken bir şekilde çözülmüş ve bu anlatılıyor. evet doğrudur kanıtlanabilen deney ile gözlemlenebilen değildir ki iman zaten bunu gerektirir. Gözle görebildiğimiz bir şey olsaydı o zaman o inanmak değil bilmek olurdu. (Benim için her şey onun varlığına kanıt lakin bu konu dışı sadece eklemek istedim o kadar) 2- Namaz kılmak neden kötü olsun ki? En azından yararı yoktur diyebilirsiniz belki. Okunan sureler de inanan kimseler için yalakalıktan ziyada olanı idrak edebilmektir benim düşünceme göre. Örnegin çok güzel konuşan birisi olsanız ve “ben size çok güzel konuştugunuzu, iki gözünüz bir dudagınız oldugunu, etrafındaki şeyleri görebildiğinizi ve nefes alabildinizi” söylesem bunlar gerçektir değil mi? Yalakalık mıdır? Lakin yalakalık gibi anlaşılmasına vesile olan çok kişi oldu yaşamımızda anlıyorum bu nedenle sizi. 3- kötülük yapana iyilik yapılmaz dersiniz fakat inanmayanlara karşı savaşın cümlesini kabullenmek istememişsiniz burası biraz karışmış. O dönemde inanan kimseler inanmayan kimselerden zulm gördükleri halde iyilik edin güzel sözler söyleyin fakat savaşta da sonuna kadar savaşın der. Hemen örnek verebilirim girdiğimiz entryleri okuyabilirsiniz elimden geldiğince anlayışlı merhametli kibar can yakmayan birisi olmak istiyorum elimden geldiğince , fakat yukarıda entrylerde objektif bakabilirseniz aslında yargılandığımı, bir bakıma düşüncelerimden dolayı zulm edildiğini görebilirsiniz “hakaret” de dahil olmak üzere. Bir tek son girdiğim entryde nefsime yenik düşüp bir kaç cümle kurdum kibirlisiniz dedim bunu söylemek yerine forumdan gidebilirdim
  4. Yabancı dil pratik ile öğrenilebilen bir şey aslında her gün pratik yaparak öğrenebilirsiniz. Neden öğrenemiyorum dediniz yani sebebi nedir öğrenememenizin? bağımlılıklar da kişinin iradesine bağlı, bir çok kişi bu bağımlılıktan kurtulabiliyor yani kurtulmak isteyen ve kendisine hakim olabilen bunu yapabilir aslında bilmediğimiz her hangi bir şeyi her gün pratik yaparak öğrenebiliriz kısıtlandığımız bir durum yok aslında, şu anda yapabildiğiniz şeyleri de sonuçta öğrenerek gerçekleştirdiniz örneğin araba kullanmak gibi. biraz daha açıklayıcı olabilir misiniz neden bunları yapamadığımızı düşündüğünüz ile ilgili? Yoksa sorumluluk mu almak istemiyoruz?
  5. Kusura bakmayın lütfen karıştırmışım entryleri, hatamı kabul etmekten aciz birisi değilimdir bu nedenle “okumamışsınız” dediğim için özür diliyorum ve değiştiriyorum yazdığımı “kibrinizi, ön yargılarınızı bir kenara koyarak tarafsız bir şekilde ve doğru kaynaklardan okuduğunuzu düşünmüyorum ” örnegin aşagıdaki ayette yazanların nesi kötü? Hani, biz İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. Bakara, 83 Bana kötü olduğunu düşündüğünüz, insanlara kötülüğün emredildiği ayet örnekleri verebilir misiniz? Ya da yukarda “daha neler neler var bir okusan” dediğiniz ayetleri yazabilir misiniz merak ediyorum.
  6. Şu an hayatınızda dilediğinizi yapabiliyorsunuz değil mi? Öyleyse tanrı ya da ALLAH ya da doğa yoktur diyebilir miyiz?
  7. Evet doğrudur, Kuranda müteşabih ayetler vardır. Anlamı açık olmayan ve her yöne çekilebilecek ve ya anlaşılamayacak ayetlerdir bunlar. Evet “görmez misin, akletmez misin, düşünmez misin” der ki doğrudur da çünkü insanlar düşünmüyorlar. İnanılmaz yargılarınız var. Sizinle düşünce paylaşımından ziyade kavga ediyormuş gibi hissettiriyor yazdıklarınız. Bilmek öğrenmek için sormuyorsunuz sorularınızı, ki öğrenmek istemediğiniz zaten kuranı hiç okumadım demenizden anlaşılıyordu. Bu nedenle cevap vermemeyi tercih ediyorum genelde entrylerinize.
  8. Peki bu linkteki bilgiyi ekleyenlerin doğruyu söylediklerine, anlattıklarının güvenilir olduğu sonucuna nasıl vardınız ?
  9. Bir tane tanrı var ve bir de tanrı İsa mı var, Holy bible da yazana göre? Bilmediğimden soruyorum inşallah boş konuşmuyorumdur
  10. Ahit sandıkları ortaya çıktığında orjinal hallerini bende görmeyi istiyorum inanın çünkü ben de incile inanıyorum, Hz İsa benim de peygamberim. bir de sizinle ilgili anlayamadığım bir durum var dikkatimi çeken. Düşüncelerimizi paylaştıgımız bir forum burası değil mi? Ve herkes bir şeyler yazıyor. Neden hep cevaplarınızda “boş konuşmak” deyimini kullanıyorsunuz onu anlayamadım. Size kötü konuşmak istemem lakin kişi kendinden bilirmiş işi derler ya , muhtemelen bilinçaltınızda boş konuştuğunuzu düşünüyorsunuz. Bence boş konuşmuyorsunuz gayet fikirlerinizi dile getiriyorsunuz doğrusu yanlışı tartışılır tabiki zaten bunun için yazıyoruz buraya. Ben kimseyi ikna etmek için yazmıyorum kendi fikirlerimi paylaşıyorum sadece.
  11. Değişik bir yaklaşım oldu bu. Ben bir müslüman olarak imanın gerekliliklerinin çoğunluk tarafından yerine getirilmediği tezini ortaya atıyorum ve siz inanmadığınız halde yerine getirilmediğini ispatlamamı istiyorsunuz. Çok basit aslında, @Ömer güzel bir örnekleme yapmış zaten yukarda. İmanın ve paranın kimde olduğu bilinmezmiş o ayrı tabiki fakat şu an genel olarak baktıgımızda kadın cinayetleri, tecavüzler ve daha bir sürüsü yaşanıyorken ülkede müslümanlıgın nasıl gerçekten yaşandığını söyleyebiliriz? Bir başka örnek ise çok bariz olarak İran.
  12. İncili eleştirirken hangi incilden bahsediyorsunuz? Sayısız defa değiştirilmiş bir kitap bu, hangilerinin asıl incilde yazdığını bilemiyoruz. Ki aslında tevrat incil ve kuran birbirini ardına indirilmiş ve devam niteliğindedir yani aslında hepsinin anlatmaya çalıştıgı aynıdır, varılan son nokta gerçek islamdır. Teslisi çıkaran Hz İsa değildir, tıpkı müslümanlıkta olduğu gibi Hristiyanlarda da dini yozlaştırmak ve saptırmak adına yapılmış hareketlerden birisidir. Kuran da yazar; "Allah, çocuk edindi" dediler. O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ındır. Hepsi O'na boyun eğmiştir. Bakara, 116
  13. Estağfirullah kusurluk bir durum yok fakat neden boş laf dediğinizi anlayamadım açıkcası. Tanrı var veya yok demek iddiadır. Düşüncesel düzeyde olan konuların özellikle imandan bahsederken kanıt beklenmez. Kanıt olan yerde iman olmaz. tanrının varlıgı konusunda nesnel kesinsizliği iman için gereklidir. Örneğin matematik nesnel kesindir. Tanrı nesnel anlamda kavranabilseydi kişi inanmak zorunda olurdu fakat bu imana aykırıdır. Ben böyle bir yargıda bulunmadım.
  14. Müslümanlığın, imanın, dindarlığın sahte olarak yaşandığı gerçeğini bilmemiz gerek. maalesef ki dünyada gerçekten imanla yaşayan müslümanlar azınlıkta diyebilirim. Kendisine müslüman diyerek yaptıklarını legalleştirebileceklerini düşünen kesim tarafından çok yara almıştır din. Hatta en üzücü olan durumlardan biri bu benim nazarımda. Kalp kıranın namazı kabul olmazmış. Buna rağmen her kötülüğü yaparak camiye gidip namaz kılan müslümanım diyen çok. Fakat insanlar imanı müslümanlığı çok yanlış biliyor ve çok yanlış öğretiliyor. Tarafsız olarak okuyup, ön yargılar olmadan üzerine düşünüp, bir süre imanı yaşamadan sadece müslümanım diyenleri baz alarak yorumlar yapılıyor. Allah’ını bilen kişi merhametlidir, kendisine de başkasına da zarar vermekten korkar, vicdan azabı duyar.
  15. Yaratan o olduğu için nasıl yaşanması gerektiğini bilende odur. Aslına bakarsanız imanı özünde yaşayan biri cennet ve ya cehennem kaygısı ile değil sadece onun rızasını almak için yaşar. Cennete gitmek ya da cehennemden kaçmak için yaşanılan iman koşulludur. Kuranda toplam 70000 nin üzerinde kelime vardır. Yaklaşık 140 civarında da cennet ve cehennem kelimesi vardır. insan nankör bir varlıktır. Kötü bir durum yaşadığımızda dua etmeye başlamamız, kötü durum geçince ben zaten artık iyi şeyleri hakettim diyerek kibirlenmemiz bundandır. Bu nedenle nefsimize uymamak veya kontrol altına alabilmek için onun gazabına ihtiyacımız var evet. Lakin başımıza gelen kötü şeylerin hepsi sadece onun gazabından kaynaklanmıyor. Verdiğimiz yanlış kararların sonuçlarını yaşarız çoğu zaman fakat sorumluluk almak zor geldiği için suçu ona atarız. çok sinirli olan ve kibrini kontrol etmeyi bilmeyen bir kişinin trafikte kavga edip bıçaklanması onun gazabı mıdır yoksa kişinin kendi suçu mudur? Bu hayatta en çok zararı kişi kendisine verir, bunu da bilmeden yaşar. Çünkü bilirse düzeltmek için bir şeyler yapmak zorundadır. İlk olarak kendisini değiştirmek zorunda kalır ki bu çok zor bir adımdır. Bunu yapmaktansa Allahı şikayet ederek bunu başıma o açtı ben de yaşamak zorundayım demek daha kolaydır. Yaşamında kayıplar yaşamış birisiyim, kaybettiğim insanların da hayatları olduğunu, herkesin kendisine bakmakla yükümlü olduğunu ve benim hiç bir şeyi etkileme gücüm olmadığını kabul ettim. Özellikle hiç bir şeyin sonsuz olmadığını idrak ettim. Bu nedenle yaşanılan durumları “neden benim başıma geliyor” demek yerine olanı nasıl iyileştirebilirim diye bakıyorum. Buraya kolay gelmedim çok acılar çektim, isyanlar ettim ve hatta öldüm öldüm dirildim diyebilirim. Fakat biliyorum ne yaptımsa kendim kendime yaptım.
  16. Hayattaki anlamsız boşluk, nerden gelip nereye gittiğimizin belirsizliği ve bu iki uç arasında geçen zamanın manasızlığı… Gerçekleri bilmiyor olmaktan kaynaklanan açık yara ile hayata devam ederken tedavinin hangi yolla ve nasıl yapılacağını bilememek… Yara ve manasızlığın sebebini bulmak adına uğraşlar sonucunda asıl problemin kainatın anlamsızlığı olduğu sonucuna vardıktan sonra derinleşen okumalar ve anlam arayışı… Hayatımızın en büyük problemi düzgün bir tanrı tasavvuru olmayışıdır. Tanrı kavramını mantıksal düzlem ve akli zemine oturtabilmemiz gerekmektedir. Bizi, kendi egosu sebebiyle yaratmamış olan, adil, merhametli bir Allah inancı olmalıdır. Bu inanç olmadığı takdirde doğum ve ölüm arasındaki süreyi anlamlandırabilmemiz imkansızdır. Bir çok depresyonun sebebi anlam eksikliğidir. Anlam olmadığı takdirde acılarla dolu olan hayatı yaşamak intihara meyilli kişiliklere sebep olmaktadır. Bu sonucun gerçek örneğini Viktor Emil Frankl’ın naziler döneminindeki kampı anlattığı kitabında görebiliriz. Anlamı yakalayabilmek adına sorgulamalar başlar hayatımızda, felsefe ile bir çok bakış açısı keşfederiz. Üzerinde durulan en çarpıcı konulardan birisi ahlaktır. Ateizm ve deizmde ahlak oluşturabilmek için insanın hayvandan daha üstün olduğu idrakının anlaşılması gerekir. İnsanın daha değerli olmasını sağlayan etmenler; bilinç ve iradedir. Kişiler arasında ahlakın sınırları bireysel olarak çizilemez. Normatif olarak inşa edilmesi neyin değerli neyin değersiz olduğunun sınırları çizilerek, insandan daha üstün bir varlıktan gelmesi gerekmektedir. Belirli kavramları anlamlandırdıktan sonra bu kez hayatta başka zorluklar ile karşılaşırız. Ateist ve ya deist olma kavramlarından çıkabilmek için aşılması gereken duvarlar vardır. Tüm hayat boyunca yanıldığımızı ve hata yaptığımızı kabul etmemizi engelleyen kibirle savaşırız. Hayatımızı temelden sarsacak olan bu gerçeği kabullenmek tüm çevremizin kaybolması ve itibarımızın sarsılması anlamına gelir. Bir başka etken ise hevadır. Yaşamımızdaki alışkanlıkların kökten değiştirilmesi gerekmektedir.
  17. Neden tanrı da özgür irade de var diyemeyiz? İnsanlara akledebilsinler, iyi ile kötüyü ayırt edebilsinler diye akıl vermiş. “Siz hiç düşünmez misiniz” der hatta.
×
×
  • Create New...