Jonny Kim Konu tarihi: 27 Ocak Report Paylaş Konu tarihi: 27 Ocak 1. Dünya savaşı sonrasında Osmanlı imparatorluğunun sonunun geldiğini görmek için sanırım tarih profesörü olmaya gerek yok O dönemlerde Ekim devrimi de Rusya da gerçekleşmiş olgunlaşmaya çalışmaktaydı Bazı insanlar en iyisini değil en çok ihtiyacı olanı tercih eder Atatürk yönetim şekli olarak o dönemin en iyisi cumhuriyet de karar kılmıştı Ancak yine Türk halkının bu sisteme hazır olmadığını görmek için sosyoloji ile uğraşmaya gerek yoktur sanırım Keza mujikler de o dönem komünizme hazır değillerdi Atatürk de stalin gibi acımasız değildi Halkın yüzde 98 si Müslüman fakat laik seküler diye kendisini tanımlayan kesim batılı tarzda İslam şeriatına göre haram denecek şekilde yaşamak istemiş Atatürk devrim ilke ve inkılaplarını da kullanarak dinini yaşamak isteyen insanları da devlet zoruyla kendilerine benzetmek istemiş bu yıllar boyu biriken bir hınç doğurmuştu Gerçek Atatürk düşmanlarının halkı işleyerek dindar kesime yapılan haksızlık ve ayrımcılıkların sebebini Atatürk olarak göstermesi Kendini laik ve seküler olarak tanımlayanların devleti kullanarak yaptıkları ile birleştiği vakit Günümüz saltanatı peyda oldu Bu aslında o zamana kadar ayrımcılık görüp haksızlığa uğrayan dindar kesimin bir tepkisi idi Bir tarafta bu hınç ve tepkiyi yaratırken Atatürk ü kullanan laik seküler kesim Diğer tarafta bu hınç ve tepkiyi Atatürk ve laiklik düşmanlığına çeviren hainler Atatürk ise din ve vicdan özgürlüğünü savunmuştur https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-ve-laiklik/ Atatürk “Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz; kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.” demektedir. Atatürk’e göre din önemlidir ve gereklidir. “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır.” Bugün de laik seküler diye kendisini tanımlayan kesim zamanımda yaptığı muameleyi gördüğü için dert yanmaktadır Halkımız ne dini bırakıp başkalarının da dini hayatına karışmadan batılılar gibi yaşayabilmek Ne de dinini içinde yaşayarak diğerlerinin yaşam tarzını hoş görebilmektir Bunun sebebi bana göre Osmanlı hanedanlığı Anadolu insanını Rus mujiklerinden bile daha kötü bir durumda Atatürke teslim etmesi ve onun de fazla merhametli olmasıdır Atatürk’ün laiklik anlayışı dinsizliği değil, asırlarca toplumun gelişmesinin önünde engel oluşturan dinle ilgisi olmadığı halde din adına fetvalar vererek her türlü yeniliğe direnen din adamları ve ulemanın nüfuzunu kırmayı, devlet işlerinden uzak durmalarını sağlamayı amaçlamıştır. İslam dininin, cahil otoritelerin elinde politika malzemesi olarak kullanılmasını önlemeyi esas almıştır. Çünkü Kur’an ve hadislerde olmayan gerçek dışı hükümlerle her türlü icraata müdahale edilmiş, böylece insanlık ve ülke yararına olabilecek pek çok girişim baltalanmıştır. Laiklikle, ilahi iradeye dayandığı iddia edilen egemenlik, yerini millet iradesine bırakmıştır. Bir üst paragrafta bahsedilen tayfa bugün dindar Halkın hınç ve tepkisini kin ve nefrete çevirerek iktidara gelmiş ve ülkeyi mahvetmektedir Atamızın kemikleri sızlıyor ise en büyük sorumlusu laik seküler kesim ve ihtiraslarıdır Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now