everest Mesaj tarihi: Haziran 26, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 26, 2011 İlk önce özgürlüğün tanımı ile başlayayım ; En genel haliyle, özgürlük, bağlı ve bağımlı olmama, dış etkilerden(etkenlerden) bağımsız olma, engellenmemiş ve zorlanmamış olma halini dile getirmektedir. Buna paralel baska bir gündelik tanımı, insanın kendi kararlarını kendi istemine ve düşüncelerine göre belirleyebilmesi, ve kendi seçimlerini kendi iradesi ile yapabilmesi olarak belirir. Burada özgürlük bir irade özgürlüğüdür. Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük'de özgürlük sözcüğünü şöyle tanımlamaktadır:"1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet."[ http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk Bu tanıma göre kısacası özgürlük bireyin dış etkenlerden bağımsız kalarak karar verebilme yetisi olarak açıklanıyor . Ancak durumun felsefi yanıyla özgürlük kavramını ele alırsak " nereye çekersen oraya gider " lafının hakkını fazlasıyla vermiş oluruz . Ve yaptığımız bütün açıklamalar göreceli bir tanımla ibaret kalır . Olaya materyalist bir açıdan bakarsak şu bilim dallarına göre ( biyoloji , sosyoloji , antropoloji , psikoloji , vb. ) yukarıdaki özgürlük tanımı kesinlikle insanları ilgilendiren bilim dallarıyla uzlaşmayan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor . Her an yapabileceğimiz her bir davranışta , atalarımızdan gelen her bir genin , İzlediğimiz yada okuduğumuz taraflı yada tarafsız her bir haberin , her dizinin , ortamına girdiğimiz her muhabbetin , sosyal çevremizin kafa yapıları , insanların bazı davranışlarımıza yönelik her bir bakışı bile yukarıda ki tanımla çelişmeye yeter . Yani dış baskılardan bağımsız olmamız imkansızdır . Hadi dış baskılardan bağımsız olduk diyelim . Bu sefere iç baskılardan ( ailemizden edindiğimiz genler , fiziksel özelliklerimiz vs ) bağımsız olamayız ki buda imkansızdır . O halde özgürlük kavramı ele alınırken genel kabul gören durumlara göre ele alınıyor demektir . Bu da şu demektir ki Özgürlüğü biri yada birilerinin belirleyip Belli baskılarla daha öncede placebo nun belirttiği gibi zorunlu seçim şansı adı altında tercih hakkımız bulunuyor . O halde Bir başkasının özgürlüğü hakkında nasıl savunma yapabiliriz ? Ya da kendi özgürlüğümüz ? Ben kendi özgürlüğümü kendim belirlerim diye bir şey söylemeniz anti materyalist bir yaklaşım olur . Aynı zamanda başkasının özgürlüğünün ne olduğunu bilmeniz ve onu savunmasız da anti materyalist bir yaklaşımdır . Zira siz Kendi özgürlüğünüzü ve başka birinin özgürlüğünü savunurken özgür değilsiniz . Sadece belli baskılar altında zorunlu seçim şanslarınızla bunu yapmış olursunuz . Örnek olarak afrikanın fakir ülkelerinin fakir mahallelerinde doğup büyümüş bir yetişkinin özgürlüğü tanıma aşaması ile avrupanın zengin ülkelerinde eğlenceli bir hayat sürmüş birinin özgürlüğü tanımlama aşaması da farklı olacaktır . Fakir bir afrikalıya özgürlük nedir diye sorsanız size vereceği cevap şu olacaktır büyük ihtimalle ; İstediğim kadar yemek yemek ... Varlıklı bir avrupalıya sorsanız vereceği cevap ta büyük ihtimalle şu olur , İstediğim kadar içki içip seks partilerine katılmak , son model arabamla gezip tozmak , bolca kumar oynamak , tatil yapmak ... diye uzar gider belkide . Neyse fazla uzatmıyayım ana fikre geçeyim . Özgürlük aslında yoktur . Onu siz yaratırsınız . Tıpkı tanrıyı yaratanlar ve yarattıkları tanrının hükümlerine boyun eğenler gibi . Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now