Jump to content

mustafa2116

Members
  • İçerik sayısı

    49
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    1

mustafa2116 last won the day on 9 Nisan 2014

mustafa2116 had the most liked content!

Sitemizdeki itibarı

2 Neutral

Son profil ziyaretçileri

Son ziyaretçiler bloğu devre dışı bırakıldı ve diğer kullanıcılara gösterilmiyor.

  1. bunca lafı çıkara çıkara en son espirisine yazdığım yazıdanmı çıkardın??..
  2. Bilim Kendi dinini oluşturuyor. ama bu din aklınıza gelen itiraz ettiğiniz din değil. Bilim kendisine inanılmasını istiyor. Bilim değişimi desteklediğini ve değiştiğini gösteriyor. Önümüze maddesel kanıtlar öne sürüyor. Deneyi yapılan bilgiler öne sürüyor. Cevremizdeki varlıkları anlatıyor. Bunu felsefede yapıyor. ama.... 150 den fazla farklı atom elimizde bulunurken bilginin kaynağını işleyen tek mantıkmı Başka kaynak yokmu. Bilgi gerçekten sadece maddedenmi ibaret. Duygular ne önelliği nasıl, Maddeyle nasıl anlatabilriz duygu işlevselliğini. Korku din üretmeye yetermi buna gerçekten inanıyormusunuz. onlarca deney yapılıyor ama beyin nakli neden yok. Düşüncemiz nerden oluşuyorda küçük bir parcadan etkileniyor. Sinir durduğunda tekrar çalışsadahi neden eski işlevine devam etmiyor. Ne eksik arada. Raslantıyla evren başlıyor ama raslantı neden sürekli doğru işliyor. Bilim neden herşeyi sınamak için maddeden öte geçemiyor. İnsan aklına maddeyi mantıklı kılan yapı( bilim ) neden araştıramadığı konuyu inkar ediyor. Oysaki felsefeyi araştıramıyor ama kabul ediyor.Onun tarihini araştırıyor ve ondan kaynak aldığını söylüyor ama neden felsefenin saltlığını araştıramıyor da bunun varlığını kabul ediyor. İnsandan insana değişen yapının sürekli yaratım hatasımı diye soranlar neden hep aynı soruyu soruyor sanki verilecek cevap bekliyorlar gibi bekleyip sorulan soruyu felsefeyle neden püskürtüyor. Sorular sorular aklımdaki sorular.
  3. Kanıtı olmayan bilgiyi burda kanıt olarak gösterme.Ben Allahın varlığına ve birliğine Muhammedin kulu ve elçisi olduğuna inanıyorum ama Maddeyle metafiziği anlamaya çalışan zihniyete kurşun atsan raslantı der. Bu nedenle onların aradığı kanıtlar bu kurallar içinde olmadığından nekadar kurandan örnek veririsen ver onlar ancak metafiziksel kanıtlar olur.
  4. Geleceğe gitmek mümkün Ancak burdaki gelecek kavramı bir arabaya atlayıp gitmek gibi değil. Deneyesel değişim süreci. Zaman deney tüpüne hem giriyor hemde girmiyor. Zaman bir noktada sürekli aynı hızda bu nedenle deney tüpüne giremiyor. Ancak Zaman maddenin değişim süreci ise deneye tabi kalıyor uzaya gidp gelmekle 6-7 dk daha yavaş bir değişim yaşıyoruz. Bu bilimde saat deneyiyle yapıldığında da böyle oluyor. Sorunda burda oluşuyorki Bilim zamanı değişim süreci olarak ele alıyor. ancak değişim sürecinin dışında aynı anda hareket eden nesnelerdeki değişimleri aynı bazda kabul etmiyor. İşte geleceğe gidebilmenin bir yolu bu. Ama bu sizin bir iki saniyelik değişiklik yaratmak için uğraşınıza ek olarak sürekli ilerleyen birde zaman bulunmakta:...
  5. Yazımın bir noktasında şunu yazmıştım. Kuranı bilen kişiler kendi mantıksallıklarıyla kurana bazı öğerler eklemişlerdir.Bu mantıksal olsa dahi kuran direk kurallar içerir ve tanrıya yönelimi anlatır. Kuranda sözü edilen ayetleri birleştirip bir şeriat kurabiliriz ama bu o kitabın bir şeriat içerdiği anlamına gelmez. Çünkü kuran şeriati emretmez. Size katıldığım yerlerin başında arap kültürü yada yaşanılan coğrafya etkisi yer almakta. Ancak Dinin çıktığı zamanla ele alınmış bir kitap uzayda yürüyen insanlardan basedemez. Cenneti anlatırken şelaleleri anlatır cehennemi ateşe benzetir.Allah (tanrı) bunları insanların anlaması için bazı yapılara benzetmiştir. Örneğin( bu yazımda sizin bana soracağınız çok soru çıkabilir) Putperesliğin ibadet tipinin islamiyettede yer almasının nedeni allahın insanlara yaptıkları hareketleri değiştirmedende ibadet şansı vermesini sağlamıştır. Namaz geçmiş tüm dinlerde vardı ve hiç yok olmamıştı sadece şekli değişmekteydi. İnsan zamanla namazın şeklini yere çökmerek aciz olduğunu göstererek bildirmekteydi.Bu şekli Allah hiç değiştirmeden kabullendi ve insana bu şekli benim karşımda bana yap demiş oldu. ....Farklı örneklerde elbet bulunmakta. Ancak kuranda geçen bazı ayetlerin anlaşılması zordur. Çünkü bu ayetler (yada kurallar) çoğunlukla 1 den fazla ayetin birleştirilmesiyle anlaşılabilir. tevbe sureside bu tür surelerdendir. Ozamanki koşullarda acımasızlığını katilliğini gösteren putpereslere karşı imanda saldırı emri verilmiştir. tevbe suresi 8. Nasıl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne ahit, ne de antlaşma gözetirlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar, halbuki kalpleri (buna) karşı çıkıyor. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmışlardır. Erkekleri kadınlardan üstün kılan öğenin arap kültürü olduğunu Din adamları kabul etmektedir.Ancak burda yine bulunan devrin etkisi görülmektedir. Ozamanda erkekler çalışmakta ve bu nedenle çalıştıklarından daha üstün görülmektedir.(soru sorabileceğin bir yer çünkü basit bir anlatımla anlattım bu konu biraz derin.) Kuran yola gelmezlerse dövebilirsin demektedir. Ancak bunun yapılmaması halinde bir ceza bildirmemektedir.İşte şeriat garipliği ise burda dır.Şeriat hak çiğner ancak bunu kitaba uydururken keskin yerleri daha keskin yapar ve kendi mantığını ortaya atar. zina konusuna gelince bu açık seçik bir sure ki insanı hayvandan ayırır. Helal kılınan yada tam anlamıyla anlaşılan kişiyle birlikte olun der. Bir kişi her geçe başka kadınlarla kalırsa bu hem kadınlar açısından sokak ortası havansal istelenmeye neden olabilir hemde erkek açısından yolda yürümek bir yana normal bir konuşamda bile bir et parçasına tamaatin fazlasıyla çok olduğunu gösterir. Bir nevi caydırıcılık için konulmuştur. Burdada haram işlemi sadece zina yapanlara ve yapmaya teşvk edenlere verilmiştir. Açıkca görülüyorki zina yapmak suç olsada cezayı yapıp yapmamak insanların akli iradelerine bırakılmıştır.. Kuran ayetleri Peygamberin ölümünden sonra toplanılmıştır. Bu nedenle her nekadar salt özellikte olsada Ne yazıkki belli oranda insan mantığı bu kitaba işlenmiştir. Bunların tespiti ise şeriat cemaat tarikat tekke .... gibi yapılarcada dahada karmaşıklaşmaktadır. Kuran kimseye direk saldırın öldürün dememiş uyarın ve sırasına göre uygulayın care kalmadığında saldırın demiştir. Ancak cahil insanın çare üretme mantığı nekadarsa bu saldırı miktarıda okadar erken olmakta. Kuranın allahın sözü olduğuna inanıyorum ama bunu okuyan ve yazıya döken insanın mantığını buraya karıştırmasıyla anlamlardaki karışıklıkların artmasının önüne geçilemeyecek. Çünkü insan bunu direk allah okumadıkca kitabın tamamını anlamadıkca parça parça ayetelerden hatta cümlelerden birşeyler çıkaracaktır. Deist değilim Ama kendimi okadarda dindar görmem. Namaz kılmak farz(zorunlu) ancak bunu kılmamak ta elinde. Allahın varlığına inanan bir kişi ona karşı gelmediğinde bile cennete girebilir diye bildirilmiştir. Yani şeriatlardaki gibi bir zorlayıcılık hiç olmamıştır. Bunu uyduran insandır. Ama dediğim gibi Sayın freand Sizlerinde söylediğiniz bazı yerelere katılmaktayım. Ancak Kuranın ilk emri ve kesin emri olan OKU emrini uygulayan biriyim. Bu nedenle hem araştırır hemde dini değiştirmeden sorgularım.
  6. Videoların üstündeki iki maklalende belli oranalrda katılıyorum. Bu farklılığın oluşma nedenini kültür cahillik abartı falan filan gibi etkenler sağlar. Ancak İslamiyet bir tarikatte yada bir cemaatte üretilmemiş üretilemez kurallardır. Bu onu bağımsız yapar. zaten islamiyet ayrılamyı ayrışmayın demiştir. Ama şunu sana anlatabilirimki islamiyet tam bitmemiş gibi görünen yapıya sahip. Yarım kelimeler, Ser dönüşler, karışık anlamlı yapılar insanın kafasını kurcalamaktadır. İşte bu yapısıda aslında İslamiyetin insanın zihni durumuna göre ayak uydurabilme özelliğinin olduğunu gösterir. Bu özelliği nedeniylede tarikatlerin oluşumu kaçınılmaz olmakta. Tarikati kuranlar yada kitabı okuyanlar kuralları okuyup kuralları mantık süzgeçinden geçirip süzülmüş bilgiyi verir.Buda cahil yada bilgisiz halkın belli yönlere yöneltilebilirlilik özelliğini artırır. Tıpkı matematikte 2+2=4 kavramının önermeli halinin 3 çıkması gibi kuralları bilenlerin mantıksal zekalarından kaynaklanan yanılsamalardan oluşur ve bu yanılsamalar büyük ayrışmalara neden olur. şii sünni hambeli hanifi ... Bu, Kitabın o dönemdeki insanların zihinsel durumlarından kaynaklandığı kesindir. Şu an bir insana cennette havada uçan araba var desek inandıramayız ama olabilir çünkü madem orası cennet benim düşündüğüm cennette böyle bir yer.:??? Afkanistan pakistan iran türkiye yada diğerleri aynı dine aynı tanrıya farklı açılardan inanırlar. Ancak hepsinin ortak özelliği tek bir kitaba ve tek bir tanırıya inanmalarıdır. Bu nedenle diğer mezheplerde tarikatlarda islama inanır ve müslüman kabul edilir. Nazma kurandan anlatılmaz-anlatılamaz namaz bir fiil olduğundan bunu ancak bir kişiden öğrenerek devam ettirebiliriz. Kitap bize ellerini kaldır kollarını indir diye anlatmaz çünkü o kuralları anlatır. Bir anayasa gibi mahkemeye git der ama mahkemede kullanılacak belgeleri belirtmez. Cennet vaadi bir kişinin ölmesi için yeterli olmayan bir yapı olduğu gibi cehennemde korkotuculuğunu yeteri kadar kazanamaz. Bir kişi kendini korumak için savaşır ölür, devletini kormak için ölür, hakkını korumak parasını korumak içinde ölebilir. Bir kişi bile bile günah işler, hırsızlık yapar, sapıklık yapar yada yalan söyler. Anlaşılan cennet cehennem kavramları vaat yada korkuda yeterli değilidir. Din bunları kültürün dışında başka bir yapı olarak bildirir ama bunları bildirirken cennetin vaadini anlatırken cehennemide anlatır. Bir kişi savaştan kaçtığında cehenneme atılır diye yazılabilir( yazmıyor) ama o canını koruduğuğu için affedilmiş olur. Ama devlet bu yapıyı yaparsa yıkılabilir bu nedenle cezalandırmak zorundadır.Gizli öğede ortaya çıkmış olmadımı. Devlete hizmet ettirmek için din bir mal gibi kullanılmış olmadımı.Bu şeriat dir hatta kandırılmış insanlar topluluğudur. İnsan savaşa gitse bile canını korumakla yükümlüyse cennet ve cehennemin o anda bir anlamı yoktur. Şeriat bir keskin sirkedir. Bu sirke kendini develete dayadığında güçlenir kan emen sülük gibi develeti yok etmeye başlar. Şeriat devletten güç almadığında ölür ve 3-5 kişilik gruplar halinde sürekli yeni oluşumlar halinde kendini tekrarlarlar durur. Kuranda cevabı var diye cevap verenlerin çoğu kuranın kurallardan ve önceden yaşanmış olayların oluşturduğu etkilerin kurallarından başka bir yapısı olmadığını bilmez. Hadisler kurana açıklık verir ve tıkanılan yerlerde aklını kullan der. Budurumda bir yerde tıkandın ve aklını kullanarak bir şey yaptın yanlış-doğru bu doğru kabul edilir çünkü kuranda ve hadislerde böyle bir kavram yer almadığından akıl yürüttün.Ama bu yütülen akıl develetin yasaalarıyla uyuşmayabilir... Kuranda şu yada bu yer almaz. Kuran evrenin yaratılışını kaba taslak anlatır. İnsanın oluşumunuda yer yön zman bildirmeden yine kendince kesin bir yapıda anlatır. Kuran bir evren kitabı değildir sadece kuralları bildiren davranış kitabıdır. Uzun oldu özür..
  7. 1. videoyu araştırcam o konu hakkında bir bilgi sahibi değilim. Malum evli değilim yada sevgilim yok. 2. video ayrıntıyı abartmaya yönelik bir safsata olmuş. Dinde geçen kurallara göre insan kendisi için iyi olanları yapmalıdır. Din Müziği haram kılmadı. Din çalgı aletlerinide haram kılmadı. O dönem için yasaklandı. Bir kişi ömrü boyunca sürekli çalgıcılık yaparak yaşadıysa ve öldüyse o öbür dünyadan tanrı katında hiçbir ibadet hakkını yapmamaış olur. Ancak kişi hayatını bu yolla kazanıyor ve ibadetini ediyorsa sorun yok. O iş yaptığı için bir nevi ibadette yapmış oluyor. Hatta ibadetini yapmayan bir çalgıcı bile işini doğru yaptığında ibadet yapmış oluyor. Kadında şarkı söyleyebilir. Ancak sizde katılacaksınız ki bazı şarkıcılar bedeniyle şarkı söylemeyi seçiyor bu geniş bir kitle sahibi yapsada şarkının ömrü 3-5 aylık. İslamiyette kadın şarkı söyleyemez diye ne bir ibare var nede bişi. ( mantıksal ilerleme( şeriatcilik)) Abartılan yerlerden biri çalgıcıların içkiciliğede karıştığı yönündedir. Böyle bir şey ne tamamıyla gerçektir nede gerçek dışıdır. Çalgıcıların bir çoğu içki içiyor diye çalgıyı yasaklamak mantıksal bir şekilde düzene koymaktır. Dervişler ud-ney gibi çalgı aletleri çalmışlar ve bunları yaymışlardır. Din Allaha aşka gelmeyi söyler Aşk ahengin uyuşumudur. Bir kişi aşka gelemk için çalgı kullanıyorsa bu bir günah değildir. Aşk ise allaha aşk olmak zorunda da değildir. Derdinden kurtulmak derdi hafifletmekte bir aşktır. 3. videoda kadınların çarşaf giymesi saçmalığı bir töre yada kültürden ileri gelir. Dinde kadına heryerini ört demiştir ancak bunuda kadının hür aklına bırakmıştır.Şimdi Hür akla bırakılmış bu kural yasaklama yapsada uyulmadığında dinsizlik olarak karşılanamaz. Bir kadının göğsü gürülüyor diyede hemen erkekliğinin aklına gelmesi sapkınlıktan başka birşey değildir. Öncelikle onu uyarmaya hakkın var gibi görülebilir ancak buna ne hakkın var nede bunu açıklamaya hakkın var. Gizli olan sende saklı kalsın sır tutmayı bil gibi kavramlara sahip olan din kadının açık seçik gezmesinde garip davranıyor gibi görülüyor. İşin aslında mantıklı düşündüğünüzde açık seçik daha ne gizlisi var diye düşünebilirsiniz ama hak ihlalini neden atlayalım. Hak ihlali tümünü çöpe atıyor. Sörsende söyleyemezsin diyor ama çaık seçik görüldü diye sen kadının hakkını çiğniyor onun göz hapsinde kalmasını sağlıyorsun. 4. videoda ise yanlış önerme var. kız çocuğu ile erkek çocuğu normalde ayrı kalmalı. Bu genel kanı. Ancak atlanılan kısım çocukların neye göre niçin ayrı kaldıklarıdır. o erkek o kadın. Peki ergen olmayan çocuk sex i nasıl bilecek. ergen olduklarını büyükler nasıl bilecek.Anlaşılan o ki sizde görüyorsunuz burdada mantıksal ilerleme (ayrım) yer almakta ve şeriat yine bi ayrımcılıkla karşımıza çıkmakta.Bir madde diğer maddenin kendinden ayrı olduğunu ancak bir başka maddelerin davranışıyla öğrendiğinden bunu daha ilk andan ayırılar. Bunda kültürün etkisi çok büyüktür. Bu Ayrımın dayandırıldığı nokta ise Peygamberin yaptığı yöntemdir. Ancak bu sadece ayrı kalması gerekir demişken keskin sirke araya hemen ayrımcılık koyup olayı abartmıştır.. Yazı uzun Umarım yormamışımdır..
  8. Videoları tek tek izleyeceğim ama savunduğun yada araştırmasını yaptığın şekil bence hatalı. İslamiyette şeriat yoktur. ÇÜnkü islamiyet açıkca bir olun ve ayrışmayın der. şeriat ayrımcık yapar. Cihat-Gaza yada diğerleri islamiyette geçer bunlar hristiyanlık yahudilik yada diğer dinlerlerdede vardır. ancak KURAN tek temel değildir.. Laiklik ile müslümanlık bir birlerini zıtlaşmaz. Çünkü Laikliğin oluşmasını sağlayan devletin devamlılığı için izin veren dindir. Bazı kavramlar bazı noktalarda hatalı olarak çevrilir. Mantıken doğruluğu geçerli olsana İşleyişte açık saçık hata üretiği bellidir. Din Mantıkla ilerlemez Mantıkla değerlendirilir. Devlet Ne şeriatle ilerler nede dinle ilerler Mantıkla ilerler. İnsan Düşünerek doğruyu bulur ancak düşünmek çevreden gelen bilgiler kadardır. Bilginin kaynağı mantık olmadığı gibi düşüncedende üretilir Buda bilgi adlı şeyin 1-2-3 yada daha fazla şekle sahip olduğüunu gösterir. Ben kimsenin dinini irdelemem Ateist olabilirsin Ama DİN KİTABINA öğreti gözüyle baktığında o bir okunacak kitap olur. Bu kez kuralları mantığa uydurmaya çalışırsın. Bu Mantıkla dini ilerletmektir. Ancak din matematiksel kavramları içermez Tıpkı aşk gibi Bir şeklin yada bir nesnenin oluşumdada olabilir. Şeriattaki Hata Burdadır. Kuranı tek temel olarak ele alan şeriat kuralların sert şekillerini kendi mantığıyla anlatır. Cihat açmak kafa kesmek kavraları kitapta yer alıdığından bu yerleri dahada yontar. Mantıksal bir çerçeveye oturturur. Şeriat mantıklı bir şekilde olur ama keskin sirke küpüne zarar. Din mantıkla ilerlemediğinden şeriat mantıkla ilerler. Bu Son demektir. Dinde yer alan kafa kesmek savaş açmak yada diğerleri bu mantıksallığın hatalı ürünleridir. Yazının bir kısmında kafirler kiatabına el uzatıkların kafasını kes diye yazar ancak Burda açık seçik bir çelişki olduğunu görmek gerekir. Dini bütün olarak ele alırsak bu kez önce uyar ikna et sonra korkut ve geri püskürt en sonundaysa ona savaş aç ve öldür yazar. Bu şekilde okunduğunda şeriat mantıklı bir biçimde uygulanır. Ancak savaşta bile uyarmak gerektiğini ikna etmek gerektiğini şeriat kabul etmez işte buda SİRKENİN KESKİN YÜZÜDÜR..
  9. Hem dindar Hemde Laik Bir develet olmaz.Ama ... Laik devlet Dindar bir millet tarafından yönetilebilir. Dindar millet Laik bir develet kurabilir.. Bir develetin ataist olması Düşünülemez. Aksi taktirde devlette varlığını red eder. Buna delil olarak Raslantıcılık işleyişi diyorum. İslam dininde Hiç bir zaman kafirleri yada dinsizleri boşa öldürün yazma.Dini sağdan soldan duyulanlarla okuyup rasgele yazılmış yazıların arasındaki ayetlerle tartıp LAİKLİKLE DİNDARLIĞI birleştirmeyin. LAik develet ile burda tartışılan konunun hiçbir alakası yoktur. Laik devletin kısa tanımı din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılmasıdır. Aslı tam anlamıyla bunu yansıtmaz. Din bir çok yere farklı kurallar koyan geniş bir yapıdır. Develet işleyişi açısından devamlılığını sürdürmek için insan öldürebilen ve hak çiğneyip hak yükseltirebilen bir yapıdır. Din buna müsade etmediği için bu durumda devlet yok olur. Devlet işleyişini sürdürmek zorundadır. Gereğinde bunun için faiz koyabilmeli kişilerin haklarını hiçe sayabilmelidir. Devletin üstündekiler daha yetkili olduklarından emir verbilmektedir ancak din burda devreye buyurmak olarak girer. Bu kezde işleyiş hatası oluşur ve devlet yok olur.Din Cihatı yanlış durumların düzeltilemsi için yaptırırken devlet devamlılığını sağlamak ve toprak kazanmak içinde yapabilir. İşte laiklik Dinle alakası olmayanlara anlatılan yönüyle dinin devletten işlem yönüyle ayrılmasıdır. Başta İslamiyet olmak üzre Hristiyanlık,Musevilik ve Yahudilik ilk esas olarak önce öğren der. Kendisinin bile öğrenilmesine karşı gelmez herşeyi öğrenmemizi ister. Kendimizi korumamızı ister. Kafir olarak tanımlananlar dinin kurallarını değiştiren, dine inanmayan, göz göre göre belli haksızlıklara göz kapatan yada sebep olanlardır. Açıkca görülüyorki bu kendini korumayla kafirlik kavramı arasında bariz çelişki varmış gibi görülür ancak olay okadarda açıktırki bunu sapıtmak isteyenlerde kelimeleri parçalayıp anlatır. Develet kendini korumak için belli kişilerin haklarına elkoyabilir. Bu bir insan için kabul edilmesede dinin kurallarından biride develetinin devamı için haksızlığa boyun eğmeyide etkin kılar. Yani din bir yolla bu haksızlığa hak verir. Ancak bu hak verdiği alan kendini devam ettirmek için uygulanan doğru politika için geçerlidir. Devlet bu hareketiyle kafir olsada Dinsizlik yapmadığı gibi dinlilikte yapmamıştır. Çünkü devlet Din bilmeyen bir işleyişe sahip olduğunda doğru işler. Dindar birilerinin laik bir devleti yönetmesi onları kafir ilan etmez. Çünkü açık seçik bu sadece develetind evamlılığı için şart olan koşullardır. Madem din kavramı devlette olduğunda devlet çökecek O halde neden din(şeriat) kurallı bir devlet düşünmektesiniz. Şeriat Bir insan gibidir hangi elbiseyi giyerse onun tarzına döner. Şeriat işleyişiyle yeni kurallar üretir. Kuralları var olan sisteme uydurur. Önceden gelen bir yapı olsaydı Var olan yapı (din) şeriate ayak uydurmalıydı. Yani bütünün içindeki çok yapılı şeriat aslında insanların 50-150 yıl içinde ürettiği benzetme kurallardan başka birşey değildir.Bu nedenle din yapısına bürünerek varlığını sürdürmektedir. Şeriatli bir devlet din yapısına bürünerek devam etmeye kalksaydı bu kezde en fazla 200 sene ayakta kalırdır. Şeriat grup ilkesinde sürekli değiştiğinden çığrından çıkan bir kurallar ansiklopedisi olacaktı. Din şeriatle uyuşmuyor şeriat develetle gitmiyor din develeti taban bazında etkilesede işleyişi bakımıdan etkilediğinde devleti yok ediyor. Görülüyorki bu Din ve laiklik veya ŞERİAT ve LAİKLİK sadece belli kuralların değil bütün kuralların işleyişiyle ortaya çıkan bir sorudur. Size yada diğer arkadaşlar 15 cevapla 150 cevapla bunu benim ne anlatmaya gücüm yeter nede sizin dinlemeye sabrınız kalır. Sizin bu başlıkta verdiğiniz soru bana: Hem Rep dinleyip Hemde Metalik dinleyebilirmiyim demeye benziyor ikisi aydırıdır. İnsan ikisinide farklı şekillerde dinler...
  10. yazılarına katılıyorum bu endenle kanıt olarak henüz kabul görülmüyor diye belirtim ama. Yinede bu sınırın bir sınır olduğuna inanmıyorum.. Şimdilik kabul diyorum...
  11. Videoya okadar da katılmıyorum espiri bakımından güzel buna katılabilirim. )
  12. Din sorgulanmaz diye bir kavram yoktur. Din sorgulanarak inanılan bişidir. Allahı sorgularsın Sorgulamak red etmek değildir. Allahı sorgulamak onun varlığını aramak yada yokluğunu kanıtlamaktan başka bişi diğilidir. Dine inanırsın ama onu aynı zamanda sorgulayabilirsin. Çünkü Din sana seni öldürecek yada seni bağlayacak ne varsa onları terk et der. Buda onun sorgulanabileceğini ( değişitirilemesede) araştırılabileceğini Zihni uygunluğunun olup olmadığını yasalarının neler olduğunu ve bu yasaların nedenliğini araştırmaya açık olduğunu kanıtlar. Ki zaten gerek musevilik gerek hristiyanlık gereksede müslümanluk yada yahudilik benzer şeyleri anlatır. Ve her biri İnsanın en iyi şekilde yaşaması için aklını kullanmasını ve kendisininde yanlışlışığının olması durumunda inanmamasını söyler. Din insanı dolaylı olarak bağlar.Ama bu bağlamayıda akla ve izaha bırakır. Din sorgulanır. Sorgulanamayan TABULARDIR..
  13. Konu güzel ancak tartışma platformlarında bunu yazmak yerine(anlatmak yerine) farklı bir bakış açısı yakalamak daha iyidir. Ateist tanrı tanımazdır.Haliyle bu forumda 100%100farklı sesin bir arada bulunduğu forum. Bunun yerine daha hararetlii bir tartışma seçmek daha ideal olabilir. Facede bilgiyi paylaştım bilginine.
  14. gerçektende güzel bir komedi ama saf salak yerine konan izleyici bundan ne anmlasın. Öncelikle çenneti anlat ve cehennemi anlat. Madem cennete gitmek ölüm sorun yok zehir içerekte cennete gidilebiliyor. Ama sorun şu ki yaptıklarından sorumlu tutulcaksın ki kimse buna aldırmaz dünya üzerinden çok az kişi yaptıklarının doğru olması için çok dikkatli hareket eder.%00000.01 Burda atais olarak itafta bulunulan kişi dindar olmuş oluyor ötekiler kandırılmış öküzler oluyor. Ölmek iyidir ama bu ölümü iyi kılan cennet değil değişimdir. Ölmek genel insan için iyi bişi değildir. Genel insan bunu yaşam süresinin bitmesi ve yarılık olarak görür.%1.5 ölüm insan için hiç iyi değildir. başak bir yaşamı olmayan insan bu dünyada daha iyi yaşamalıdır.%30.5 Ölümsüzlük olsa insan için daha iyi. hayyattan zevk almak onun için yaşamak yerine bizim için onun yaşamasını sağlamak gerek. böylece sınırsız yaşama ulaşır ve daha çok mutlu oluruz. %10 Ölüm kötüdür ancak yaşamın kuralı ölümdür bu gerçektir. var olan zamanı iyi yaşamk ve geleceğide düşünmek gerekir %56 ölüm iyidir yer değiştirmek ve kalıcı olana inanmaktır. %1.9 ölümün her türlüsü mutluluktur. %00.1 evet şimdi espiri yaptığınız kıasmı görün.. Ben dindarım ama biri benim kızımı öldürdüğünde saf saf gülmüyorum çünkü o kızımın canını aldı. Din açısından allahın verdiği canı o aldı.Bu na gülmek gülerek karışık vermek dinin kurulı değil yada yazı olarak bir yerlerinde de yazmıyor. Anlamca burdan öldü günahını o aldı anlamı gelsede bu kaz olduğundan günah alanda olmadı. kızım günahlarıyla gitti. HANİ CENNET:??? Ölü öldüğünde günahlarını düşünür cenneti düşünmez. Siz piskolojik diyin biz buna maddenin verdiği manyetik yapıdiyoruz. ( ATEİST DEĞİLİM DİNDAN BÖYLE DÜŞÜNEBİLİYOR SİZİN GİBİ ALLAHI SOYUTLAMIYORDA:))
  15. şimdilik pek kanıt oalrak ileri sürülecek durumda değil ama teori diyenbilirim. IŞIK HIZIDAN DAHA HIZLI VARLIK-MADDE. http://www.chip.com.tr/konu/yillarin-dogrusu-yalan-oldu_29394.html linkte tam olarak ne olduğu yazılı okursanız anlarsınız..
×
×
  • Create New...