Jump to content

Singularity

Üyeliği silinmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    103
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    4

Singularity last won the day on 26 Haziran

Singularity had the most liked content!

Sitemizdeki itibarı

16 Good

Son profil ziyaretçileri

Son ziyaretçiler bloğu devre dışı bırakıldı ve diğer kullanıcılara gösterilmiyor.

  1. Bologna üniversitesi'nden Franco Vazzo simülasyon teorisini bilimsel açıdan ele aldı: Ortasından sonrasını ağzın açık izlersin. Sonuçta bilim insanı simülasyon için gerekli enerji miktarı evrendeki enerji miktarından fazla olduğu için simülasyon olsaydı bunun çalışmayacağını söylüyor. Ben buna birkaç noktadan itiraz ediyorum. Birincisi, evrenin bu kadar büyük olduğundan emin miyiz. Evren olarak değil de sadece dünya olarak simülasyonun gerçekliğini sorgulayacak şekilde yeniden hesap yapılmalıdır. Dairenin çapı Güney kutbu-kuzey kutbu mesafesi +10.000 km, Yükseklik 120 km, derinlik 20 km olarak alınmalı. İkincisi, çift yarık deneyini göz önüne alarak gözlemlenmeyen maddenin dalga gibi davrandığını göz önüne alarak madde yerine dalga enerjisini kullanarak sonucu güncellemek gerekir. Çünkü gözlemlenen madde istisnadır, oysa genel durum gözlemlenmeyen madde olduğu için, dünya çoğunlukla madde değil, dalgadır. Ve üçüncüsü de, zorunlu şartlardan dolayı kabul ettiğimiz ışık hızı bir maddenin enerjisini hesaplarken gerçek bir ölçü birimi midir. Bence bunların üçü de tartışma konusudur.
  2. Merabayn. Şimdi beni herkes burada Allahsız kitapsız dinsiz imansız olarak bilir. Bu böyle, bu dünya için geçerlidir. Ama başka evrenler için ya da başka hayatlarda benim açımdan Allah belki de vardır. Bunu niye diyorum? Beni öyle hepten zındığın teki olarak düşünmeyin diye. Şimdi. Bu evrende doğan her birey, baştan Allah inancıyla doğuyor. En azından ünlü düşünür Vladimir Putin'in iddiası böyle. Yanlış değil, saçma da değil, belki evrensel manada aslında böyle olduğu içindir. Ama bizler bu dünya şartları içinde bu dünya gerçeklerine göre hareket etmemiz gerekir. Bu hayat sınavsa, bu sınav ya bir aptallık testidir, bunca safsata, yalan, adaletsizlik, saçmalık varken nasıl hala Allah'a inandığını sorgulayan bir aptallık testi. Veya bir sadakat testidir, tüm bunca safsata, yalan, adaletsizlik, saçmalığa rağmen bakalım hala Allaha inancını koruyor musun diye. İkisi de olabilir. Eğer bu hayat testse, bu ikisinden birisinin olması ihtimalini yaklaşık eşit olarak alırsak o zaman Allah'ın var olma ihtimali yüzde 50 olur. Peki biz sadık mıyız yoksa hain mi, aptal mıyız yoksa zeki mi. Bunu nasıl anlayacağız. Öncelikle birden fazla dünyalar ve evrenler olduğunu baştan kabul etmemiz lazım. Sadece tek başına bu dünyanın var olması akla fenne ve hayatın olağan akışına uygun bir şey değil. Bizim dışımızda da bunun gibi sayısız dünyalar, evrenler vesaire olması lazım. Ama biz, bu dünyadayız ve bu dünya içindeki şartlara göre kararlar alırız. Buna göre bu dünyada bir Allah'ın olmaması akla daha yatkındır ve bu bir aptallık testi işlevi görür. Aynı zamanda enayilik. 100 lira versene Allah rızası için çay içecem. Hehehe. Sen de verirsin o senden sonraki kişiden gene aynı parayı ister, enayisin. Ama enayi olmak yanlış mı, bu da tartışılabilir. Dünyanın aynı zamanda simülasyon olduğunu da varsayalım, çünkü bütün emareler bunu gösteriyor, o halde şunu kesin olarak anlarız ki simülasyonu idare eden her kimse, Allah'a inanmamızı istemiyor. Bakın bu istek ve sonucu Allah'ın gerçekte var olup olmamasından bağımsızdır. - Allah var ama simülasyoncu ona inanmamızı istemiyor. - Allah yok ve simülasyoncu ona inanmamızı istemiyor. Her iki ihtimal de mümkündür ve yaklaşık aynıdır. İkisinde de geçerli olan şey, simülasyoncunun Allah'a inanmamızı istemiyor oluşu ve bizler de buna göre davranmaktayız. Bu durumda simülasyoncunun istediği şeyi yapmaktayız. Bu sonuca nasıl vardık? Çünkü simülasyoncu baştan beri en zayıf argümanlarla (kurandaki bariz hatalar) Allah'a çağırırken aslında bunun onu inkara neden olacağını biliyor muydu? Peki simülasyoncunun asıl amacı, böyle düşünmemizi sağlayıp aslında Allah'a inanmamamızı sağlamak olabilir mi? Bu da mümkün. Bunu sonsuza dek sürdürebiliriz. - Simülasyoncu aslında Allah'a inanmamızı istiyormuş gibi yaparak, ama bir çok hatalarla bunu yaparak, bunu keşfedeceğimizi biliyordu ve böylece Allah'a inanmamamızı sağladı, ama bunu düşüneceğimizi de bildiği için ona inat Allah'a yeniden inanmamızı sağlayacaktı. Ama biz bunu da keşfederek yeniden inanmamaya karar veririz ama o zaten bunu istiyordu, ve biz onun bunu tahmin ederek aslında istediği şey olduğunu bunu fark ederek... Peki bu nereye kadar uzayacak? Burada doğruyu bilme ihtimali yüzde 50 gibi görünse de simülasyoncunun bizi yönlendirdiğini göz önüne alırsak hata yapma ihtimalimiz daha fazla. En basit olarak ihtimali yüzde 50'd garantilemek için zar atsak, yani yazı gelirse Allah var, tura gelirse Allah yok gibi, sonucu simülasyoncu önceden belirleyeceği için sonuç alamayız. Önceden biliyordu deyip tersini de yapsan, tersini yapacağını tahmin ettiği için yine tuzağa düşeriz. Burdan da çözüm yok. Şimdi aşağıda çözüm önerimi anlatıyorum. Şimdi biz ideal bir evren düşünelim. Allah gerçekten var olsun ya da olmasın, simülasyoncu buna inanmamızı istesin. Böyle bir evrende adalet vardır, herkes doğrucudur, kimse kimseye tecavüz etmez, birisi dua edince, makul mantıklı duaysa anında görüntü, birisi kötülük yapınca göklerden gelen ışık huzmesi onu yakıyor filan... Bir de kitap olsun aynen bu olayların olacağını haber veren ve bana Allah olarak inanın diyen. Böyle bir dünyada, aslında olayları yönlendiren simülasyoncu olmasına rağmen herkes Allah'a inanırdı. Çünkü yalan yok ortada. Yalan söyleyeni zaten anında ışık huzmesi alıp yakıyor, o zaman kitap da gerçektir. O evrendeki herkes buna inanırdı. Demek ki, yani iki evren türü için yaptığımız analiz sonucu, simülasyoncunun Allah'a inanmamızı istememesi durumu var. İşte ben bunu yeni keşfettim. Bu yüzden de bu evren ve bu simülasyon dışında, bir Allah'ın var olabileceğini kabul etmekteyim. Vardır demiyorum, yoktur da demiyorum. Sadece, bunun hakkında bize hiç bir bilgi verilmemiştir, biz simülasyoncunun bize verdiği bilgiden öteye geçemiyoruz. O da, yukarıda açıklandığı gibi, inanmamızı istemiyor. O böyle isteyince, insan ister istemez aslında vardır gibi bir hisse kapılıyor. Ama böyle bir hisse kapılmamız için de bunu yapmış olabileceği için bu bize bir ipucu olamıyor. Sonuç yine yüzde 50. Genel anlamda simülasyoncunun Allah'a inanmamızı istemediği tahmininde bulunursak (çünkü isteseydi hepimiz inanırdık), ve aynı zamanda Vladimir Putin'in her bebek Allah inancıyla doğar tezini de birleştirerek sanki bu evrenin dışında, yani aslında üst evrende, simülasyoncunun yaşadığı evrende bir Allah var olabilir gibi. Vardır demiyorum, olabilme ihtimalini reddetmiyorum sadece. Bu evrende Allah yok, bunu biliyoruz, bu teorik. Üst yada paralel evrenlerde Allah var mıdır yokmudur bilemeyiz. Bu beni ilgilendirmez. Simülasyoncu, Allah "Aslında vardı kandırdım seni hihihi" ya da "aslında yoktu kekledim seni hehehe" diyemesin diye peşinen söylüyorum, o konuda elimizde hiç bir veri olmadığı için sonuç tanımsızdır. Bu yüzden hala hiç işim olmaz Allah filan yani. Ayrıca bu durum tekillik konusundaki düşüncelerimi değiştirmedi. Hala birimiz hepimiz, hepiniz benim için.
  3. Düz dünyaya inanmak ateist olmak gibidir. Yeterince araştırırsan düz dünyaya inanırsın, bir kez düze inanırsan geri dönemezsin. Demek ki sen yeterince araştırmadın. Düz dünyayla ilgili görüş ve soru paylaşırken alay eder durumuna düşmemeni öneririm. Çünkü açılışta bunu tanımadım. Şimdi soruna gelelim. Düz dünyacılar zeki ve araştırmacı insanlardır. Hepimiz önce dünyanın küre olduğuna inandırııldık, yani geoid. Ama o bilginin üstüne yeni bilgilerle düz dünyaya geçiş yaptık. Bu açıdan düz dünyacılar kureyi de düzü de ortalama bir küreciden daha iyi bilir. Bu bakımdan hayali yada havada kalan cümleler kurmazlar. Soruna bu çerçeveden bakarsak, dünyanın sonunda ne olduğunu hiç kimse net olarak bilemez çünkü hiç birimiz gitmedik. Fakat general Bird bir sefer güney kutbunun güneyinde Amerika büyüklüğünde bir kıta olduğunu söylemiş. Buna göre dünya buz duvarının yani Antarktika'nın ardında başka kıtalarla devam ediyor olabilir. Orasını bilemeyiz. Ama aşağıya düşeriz diyeni duymadım. Gök kubbenin ucunda bitiyor olabilir, bu bir ihtimaldir. Ama bu durum simulasyonla uyumludur. Oyun dünyası bu kadar demek ki. Öteye geçersen error 404 not found yazısı görürsün boş dünyada. Bu da ihtimaldir. Dediğim gibi bunlar zihin jimnastiğidir. Dünyanın sonunda ne olduğunu bilemeyiz. İsteyen istediği gibi düşünebilir, da , şu kesin, nasa aya gitmedi.
  4. Son zamanlarda dünyanın top şeklinde olduğu düşüncesi diğer görüşlerin önüne geçti. Dünyanın şekliyle ilgili olarak sosyal medyada manipülasyon yapanlar, bunun için her ortamı kullanıyorlar. İslam forumlarında Allah Dünya yuvarlaktır demiştir diyorlar, ateist forumlarda Allah Dünya düzdür demiştir diyerek insanları yönlendirmeye çalışıyorlar. Müslümanların kaldırılması kolaydır, yorumsuz. Ancak bir ateisti kolay kolay kandıramazsın. Gerçeği gördüğü anda, hiç bir manipülasyon onu etkilemez. Şimdi ben bunu yazacağım, hem bunu yapmayı düşünenler bir dahaki sefere iki kez düşünsün, ve yaptıkları işin sonucunu iyi anlasınlar diye. Ama ben bir insanın silahı tutup kendi kafasına ateş etmesine engel olamam, çünkü ben Allah değilim, en azından, bana böyle bir bilgi ulaşmadı. O halde herkes çıkarına uygun davransın. Peki çıkarınız neresi? Dünyanın şekli aslında önemli değil. Önemli olan, uzaya ve gezegenlere gitmemiş olmak, uyduların sahte olması ve burada oluşan kirli paranın terörizmi finanse etmesi. Sen hem bir taraftan Filistin'de masum insanlar ölüyor derken bir taraftan küre dunya destekliyorsun o zaman senin gözyaşların timsah gözyaşlarıdır. Nasa aya gitmedi. Nixon o tarihte ayla telefon görüşmesi yapmadı. Aya, marsa yada uzayın herhangi bir yerine gitme iddiaları komple yalan. Peki bunu neden yapıyorlar, hepsi mi işin içinde? Basitçe, evet. "Onlardan olmayan" hiç kimse belediye başkanı olamaz. Kazara olursa öldürürler. Hepsi aynı yalana ortaktır. Yalanı yeterince desteklemedikleri anda konumlarını ve koltuklarını kaybederler. Peki bu yalan ne işlerine yarıyor, sistem nasıl işliyor ve bu yalan nasıl terörizmi ve her türden küresel soykırımları destekliyor? Nasa'nın yıllık bütçesi yaklaşık 20 milyar dolar. Nasa'nın küresel anlamda hareketlendirdiği sermaye bunun yaklaşık 5 misli. Yani 100 milyar dolar. Fakat biz düz olarak 20 milyar doları referans alalım. Bu para firmalara aktarılıyor. Uzay ve Uzay araştırmaları sahte ve yalan olduğu için, bu para yani 20 milyar dolar olduğu gibi kara paradır. Bu para abd devletinin kara parasıdır, teröristlerin yada kaçakçıların değil. Devletler terör örgütlerini destekleyemezler..çünkü bunu yaptıkları zaman kayıtlarda ortaya çıkar. Bu hem kendi içinde muhalifler tarafından hem de o devletin rakipleri tarafından kullanılır. Ancak devlet bir şekilde kara para üretmeyi başarırsa bu kara parayla terörü finanse edebilir. Nasadan 1 milyar dolar alan firma, CIA tarafından kendisine verilen hesaba bu paranın yüzde 99'unu aktarmak zorundadır. İşte bu para, hani hep soruluyor ya bu teröristler bu imkanları nereden buluyor diye, Usama Bin Ladin'e, Bagdadiye, Culaniye, hatta Öcalana hatta Fethullah Gülene giden paradır. O nedenle deaş parasının üstünde küre dunya projeksiyonu vardır. İşte o yüzden Fethullah Gülen, dunya portakal gibi yuvarlaktır demiştir. Çünkü onlar varlıklarını bu küresel yalanlara borçludur. Sadece bu mu? Değil. Birdenbire ortaya çıkan zenginler bu paranın yan etkisidir (yıllık 100 milyar dolar). Sonra o kişiler insanları sahte aşılarla öldürmeye çalışır, tepesinden chemtrails ile zehir atar, darbeleri destekler, el altından teröristleri katilleri finanse ederler. Sen dunya keredir dedikçe, veya Nasa'nın herhangi bir yalanını sanki gerçek gibi anlatınca, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir masumun bir terörist veya bir katil tarafından katledilmesini finanse ediyorsun. Dünyanın küre olmadığı yayılırsa, tüm bu yalanlar, darbeler, cinayetler, terörizm daha kaynağında kurur. Bu nedenle diyoruz ki dünya düzdür. Şimdi ben bunu yazdım. Fikri hür insanlar bunun mantıklı bir yazı olduğunu hemen anlar. Ancak fikrini satmış olanlar, terorizmden nemalananlar, başkalarının kanı üzerinden beslenen asalaklar, buna hemen acil eleştiri getirerek bunu değersizleştirmek, sulandırmak ve mümkünse alaya almak için her şeyi yaparlar. Şimdiye kadar her ortamda böyle oldu. Çünkü her yerdeler. 20 milyar dolarla senelik 20 bin dolardan 1 milyon tane terörist kiralayabilirsin. 50 bin tanesinin Suriyede neler yaptığını gördük. Sayıları çok fazla, virüs gibi her yerdeler. Bakalım burada böyle kimler varmış görelim.
  5. Singularity

    Armagedon

    Emrenin genel anlamda yanlış olması, Bill Gates hakkında da yanlış olduğu anlamına gelmez. Fetö lideri de dünya portakall gibi yuvarlaktır diyor. Şimdi ona inat düz dünyacı olur musunuz? Yok. İşte, geçin bunları. Konuyu farklı yerlere çekmeyin, Emre yapsa bile siz trolü beslemeyin.
  6. Ölümsüzlük var zaten, de, bizden saklanıyor. Zaten gerçekte ölüm de yok. Dönüşüm var. Neyse. Şeytan ölmez, ölecek bir bedeni yok. Kral yaa resmen. Zaten Allah da şeytanı öldüreceği iddiasında değil, cehenneme atacağım diyor, diri diri. Şeytan da bundan bayaa gıdıklanır kesin. O da ateş öteki de ateş. Hoşuna gider hatta sevişir onunla. Biraz da şöyle sırtıma doğru yaksana, oohh iyi geldi. 🤣 İnsan gibi düşün. İnsan toprak ya güya, güya diyorum, sebebini anladınız Zaten. İnsanı toprağa atmak gibi. Çok yüksekten atmıyorsa sıkıntı olmaz. 😁 Aslında neydi? İnsanın yüzde 90'ı suydu. Allah İnsanı sudan yarattı, toprak istisnadır, azıcık koymuş bağlayıcı olarak. Duvar orersin tuğladan hani, arasına da çimento koyarsın tutsun diye. Şimdi duvarı neden yaptın? Tuğladan tabiki. Bağlayıcı olan cimentonun adı bile geçmez. Hah işte insan sa sudan yaratıldı, toprak bağlayıcı olarak kullanıldı, ayakta durabilsin diye. Arap Tanrısı bunun farkındamı? Ne gezer. Topraktan yarattım yav he he.
  7. Yok ki. Ayrıca @Emre_1974tr ölmüş olabilir. 😁
  8. Vel kamera kaddernahu menazile hatta ade kel urcunil kadim. (Yasin, 40) Ne diyor Allah? Sen anlayasın diye Arapça gönderdim. Ok. Well (ingilizce) kamera (evrensel) kader (Türkçe) nah (Türkçe) o, men (İng man) az ile (Türkçe) hatta (bodoslama Türkçe araya karışmış)... Gerisine ilmim yetmedi. Hatta kelimesinden sonra koptum hatta. Allah Arap (Arap yahudisi) olabilir ama simulasyoncu Türk ve ayrıca İngilizce biliyor. 😎
  9. Kaçma @kavak sen de saklanma @Emre_1974tr biriniz cevap verin. Allah katında hüküm değişir mi? Değişmez sadece ayetlerle ilgili bir istisna var. (Olmaması gerekir ama neyse). İdam cezasını kim verdi? Düzeltiyorum, sonsuza dek cehennemde kalacaksın diye hüküm veren kim? Allah değil mi? Onun dışında hiç kimse hüküm veremez, zibilyon tane ayetle sabit. O zaman, cehennemde sonsuza dek kalanların içinden "Allahın diledikleri" nasıl çıkabiliyor? Bu durum hükmün değişmesi değil midir? Hani Allah katında hüküm değişmezdi? @Emre_1974tr orada mısın? Ölmüş olabilir! (Cüneyt Arkın'ın dediği şekilde) 😁
  10. Bak Ara. Çok uzun olduğu için, bir şey bakacaksan bunun içinde araman lazım.
  11. Nisa 169 ve Beyyine 6 → "Ebedi kalacaklar" diyor. Kesin, mutlak ifade. Mü'min 11 → "İki kez öldürüldük" diyor. Yok oluşu ima ediyor. Hud 107 → "Allah'ın dilediği hariç" istisnası getiriyor. Ebediliği delik deşik ediyor. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu? Ya hepsi ebedi kalacak (Nisa 169), ya da bazıları yok olacak (Mü'min 11). Allah'ın kendi kitabında karar verememesi, tanrısal değil, insani bir zaaftır. Duhan 56 → "Cennetlikler sadece ilk ölümü tadacak." Mü'min 11 → "Cehennemlikler iki kez ölecek." SORUN: Ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıysa, cehennemdeki "ikinci ölüm" nedir? İnsan bir kere ölür. İkinci ölüm fiziksel olamaz, çünkü beden yok. Bu, Kur'an'ın ölüm kavramını bile tanımlayamadığını gösterir. Cehennemdekiler "ölüyse", azap nasıl işleyecek? Ölü bir varlık acı çekemez. Ya cehennemde diriler var (çelişki), ya da azap anlamsız. Kur'an'da cehennem: "Yakıcı ateş" (Hicr 43), ama aynı zamanda "dondurucu soğuk" (Hakka 32). "Gölge ve serinlik yok" (Vakıa 43), ama "zifiri karanlık" (Nazi'at 29). Bilimsel Çürütme: Ateş, ışık (enerji) yayar. Karanlık ateş olmaz. -270°C'de (soğuk cehennem) moleküler hareket durur. Azap fiziken imkansız. Allah, termodinamiğin yasalarını mı unuttu "Allah dilediğini çıkarır" (En'am 128) → Demek ki cehennemlilerin kaderi Allah'ın "o anki" keyfine bağlı. Hatırlayalım, Allah'ın takdiri ilahi yetkisi daha ziyade müslümanların değil de yahudilerin ve kafirlerin lehine gelişiyordu. Aynı şeyin cennet ve cehennemde de olmayacağını nereden biliyoruz? Hatta müslümanları değil de, kafirleri ve yahudileri çıkaracağı hemen hemen kesin, çünkü bu ayetle yolunu yapmış. "Ebedi azap" iddiası → Ama bir "dilek" ile bu ebedilik bozulabiliyor. O zaman pek ebedi değilmiş! <<<<< K A D İ R İ M U T L A K >>>>> bir tanrı, "keşke" ile iş yapmaz. Yasayı koyar, bunu der ve bitti! Ne dediysem o! Sonuç neyse o! Sonuç laçka bir şekilde değişmez! Değiştirmesi gereken sonucu öngörerek baştan yasayı adam gibi koyar! Bu, ya bir iç çelişki, ya da tanrının gücünün sınırlı olduğunun itirafıdır. SONUÇ: KUR'AN'IN CEHENNEMİ, TANRIYI DEĞİL, MUHAMMED'İN CEHALETİNİ YANSITIYOR Ölüm tanımı çelişkili → Ruh mu ölür, beden mi? İkisi mi? Hani ruh ebedi olandı, Allah'a aitti. Birincisinde insan, ikincisinde Allah mı ölüyor? Cehennemin ebediliği yalan → "Allah dilediğini çıkarır" diyerek kendi iddiasını çürütüyor. Aynı zamanda "herkes işlediğinin karşılığını görür"le çelişir. Herkes işlediğinin karşılığını mı görür yoksa Allah'ın keyfine göre bir akıbete mi uğrar? Fizik yasalarına aykırı → Ateş + karanlık + dondurucu soğuk = Saçmalık. Tanrı tutarsız → Bir ayette "ebedi" diyor, diğerinde "çıkarırım" diyor. KUR'AN'IN CEVAP VEREMEYECEĞİ SORU: "Ey Allah, cehennem ebedi mi değil mi? Kararını veremiyor musun, yoksa vahiy sırasında aklına gelmedi mi?" Kur'an'ın cehennemi, bedevi korku hikayesidir. Bilimsel, felsefi ve mantıksal olarak ÇÖKMÜŞTÜR. Tanrı olsaydı, bu kadar basit hatalar yapmazdı. Gerçek olan tek cehennem, sorgulamayan beyninizdeki karanlıktır
  12. Singularity

    Armagedon

    Koltuğun üstündeki minder o.
  13. Eskilerin bu durumla ilgili bir tabiri var. Akp ve mhpnin gözünde Kürtler: Al yat aşağı , Vur at aşağı. 🤣🤣🤣 Anlamayanlar için dem parti, mahalle yanarken saçlarını tarıyor. 😁😁😁
  14. Singularity

    Armagedon

    Takdiri ilahi. Bunu daha önce inceledik. Allah takdir yetkisini (güya) lanetlediği yahudilerden yana kullanıyor. Sen atmadın o attı. İsrail atıyor, Allahın yardımıyla bütün Hizbullah liderleri ölüyor. Mesela orada Allah takdir yetkisini Hizbullahtan yada hamastan yana kullanabilir, İsrail ıskalayabilir, swink olabilir. Ama Allah öyle uygun gördüğü için bütün atışlar tam isabet, smack! Sen atmadın o attı. Hizbullah yada hamas saldırdığında bu sefer aynı Allah takdir yetkisini defanstan yana kullanıyor. O atmadı sen attın ıskaladın. Niye dikkatli atmadın. Açıkça görülmektedir ki Allah yahudidir. Yani gerçek Tanrı yahovadır. Yahudiler diğer insanların uyanıp Yahudi olmaması için, yani yahovanın, yani gerçek ilahın yardımına ortak olmasınlar diye fake dinler olan Hristiyanlık ve İslamı piyasaya sürdüler. Böylece var olmayan God ve Allah tan yardım beklerken ölüp gidiyorlar. Öte yandan doğru tanrıya inanan Yahudi atıyor, dua ediyor, yahova anında kabul ediyor ve direk hit! Müslüman atıyor ve dua ediyor. Aradığınız Allaha şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. (Daha sonra da denedi yine ulaşamadı) Yahudi wins! Özetle God ve Allah yahovanın fakesidir, spamıdır. Dikkate almayınız. 😎
  15. İktidar Kürtleri insan yerine koyuyor mu bence tartışılır. Muhtemelen onların oyundan ne olacak ki, onların oyu sayılmaz mantığıyla hareket ediyorlar. Ilerde aynı bakış açısına CHP de maruz kalabilir. AKPde bir kesim Türkiye'yi darül harb görüyor. Buna göre Türkiyedeki halkların kendinden olmayan herkes, Türk Kürt laik dinci fark etmez, canı malı ırzı vs helaldir. Bu görüş DEAŞ gibi bir şeydir.
×
×
  • Create New...