
faster
Members-
İçerik sayısı
11 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
Sitemizdeki itibarı
0 NeutralProfile Information
-
Gender
Not Telling
Son profil ziyaretçileri
1.414 profil görütülenme
-
Bilader adam katıksız dinsiz sen onu gizli müslüman mı sanıyon? Silkelen de kendine gel...
-
Bak aşağıya reçete babında iki madde yazıcam, benim gerçekliğe saygı duymam zorunluluk değil ama senin onları hatmetmen mecburiyet arkadaşım:) 1) İnandığın değerin mutlak gerçek olduğunu ispat etmenin yolu yok. Heva ve hevesinden konuşuyor ve inanıyorsun. 2) Gerçeğe saygı duyma zorunluluğu diye bir mantık, felsefe, bilim, ilim ve kilim yasası yok. Mabadından yasa uydurma. İnandığın değer mutlak gerçek olsa bile, saygı duymak gibi bir zorunluluğum olmaz. Dinini yeterince bilmemektesin. Kuran'da insanlar temel olarak ikiye ayrılır: inanan ve inanmayanlar. İnanmayanlar saygı duymaz, inananlar duyar. Gerçek olduğuna inanan zaten saygı duyar, hürmet gösterir. Sen inanmadığın şeytana veya Dogan Dini'ne saygı duyar mısın? Duymazsın. Bir tane söylemen yeterli, hadi bakalım görelim dayanağını Senin dayanaklarının çürük olması benim dayanağım olmuş oluyor otomatikman. Babandan öğrendin ve sağlamasını yapıyon. Neyin gerçek olduğuna şahit oldun mesela? Dinim dedi ki "hırsızlık kötü birşeydir" valla öle, gerçek hayatta da aynen böyleymiş, kötüymüş, bunun gibi sağlama mı? Örnek versene bi kaç tane. Beyin özürlü arkadaşım:) Tekrar tekrar ama farklı kelimeler kullanarak yaziim ki çeşni olsun. 1. Gerçek sandığın şeyin gerçek olup olmadığı belli değil. 2. Gerçeğe saygı duyma zorunluluğu diye bir mantık, felsefe, bilim, ilim ve kilim yasası yok. Kıçından yasa uydurma. Gerçeğe saygı duyma yasası, yuhahaha:) Hazır yasalardan bahsetmişken senin şu garabet cümleni analiz edelim: "Saygı duyuyor olsaydık inanıyor olurduk" ifadesi zaten örtük olarak inandığın şeyin gerçek olduğunu ve ona saygı duyulması gerektiğini söylüyor. Yani o cümlende hiç bi bok söylememiş oluyorsun farkında olmadan. Bak üç kağıtçıya hele yutar mıyız biz bunu? (gerçi şuursuzluğundan yaptığını biliyorum sırf seni övmek adına sana üç kağıtçı dedim, malum üç kağıtçılık da biraz zeka gerektiriyor ) Kusura bakma, çekilmez derecede aptalca düşünen birisin. Aptalsın demiyorum kişisel alma:) (hadi sana espiri yapma alanı açalım biraz). Gerçek yanı başımda duruyor mesela taş veya avcı bir düşman gerçeklik örneğimiz olsun. Taşın veya avcı düşmanın varlığını zaten tasdik etmek zorundayım, bu ihtiyari bir durum değil ki? Bu gerçekliği tasdik ediyorum mecburen. Sen gerçekliğin parçası olan bu taş ve avcıya saygı duymam gerektiğini iddia ediyorsun. Gerçeklik ihtiyari değildir, kabul etmek zorundasın. Ama bu gerçekliğe saygı duymak gerekmiyor. Saygı duymak ihtiyari bir durumdur, ister duyarsın ister duymazsın, yani anlıcan mevzu keyfinin kahyasıyla ilişkilidir. Saygı duymak insani bir aktivite, kişisel, duygusal, zottirik bişey. Herşeye saygı duyabilir insanlar, şeytana, Allah'a, insana, köpeğe vs.. Bak yavaş yavaş hizaya geliyorsun. Bana saygı duyma zaten, bana tahammül edeceksin. Sana sadece senin gibi düşünenler saygı duyar, hürmet gösterir. Ben sana sadece insan olduğun için saygı duyarım, inandığın değerler yüzünden değil. Mesela aptal değilsem dürüst bir müslümanı şerefsiz, her boku yiyen ateiste tercih ederim. Tersi de geçerli. Bak acayip kibirlisin, kibirli yazman itici oluyor, yakışmıyor müslümana. Ateiste kibir yakışır. O yüzden biraz silkelemek istedim seni:) Müslümanlıkta kibir küçümsenir, kibir sadece Allah'tadır. KBR = büyüklük, yücelik anlamında kök*mastar. ekber = en büyük = biggest.. kibir de bu kökten. Çelişki nerede kaz kafalı? Bilimin meyvelerinden yerim ama bilime saygı duymam. Sen bir ve ikinci maddeyi algılamaya çalış (bak algıla demiyom ilk etapta, algılamaya çalış) ondan sonra herşey rayına oturacak. En uyuz olduğum şey biliyor veya anlıyormuş gibi yapıp laf geveleyenlerdir. Sen bu türe benziyor gibisin. Eteğindekileri dök de görelim çeperini, kuturunu (kutur arapça çap, kenar demek:P)
-
Saygı duymak ne demektir? Saygı duymak olumlu bir davranışa karşılık geliyor. Hürmet göstermek, hoşgörmek gibi. İnsan hazzetmediği şeye saygı duymaz, çünkü o şeyden olumsuz etkileniyordur. İslam'a veya sizleri olumsuz etkileyen şeylere saygı duymak zorunda değilsiniz. Zorunda olacağınız bir durum varsa o da İslam'a tahammül etmek olabilir. Evet İslam'a veya hoşlanmadığınız şeye tahammül etmek durumundasınız.
-
Neden saygı duymak zorundaymışız senin inandığın şeye? İnandığın şeyin mutlak gerçek olduğunu neye dayandırıyorsun? Ben söylim: Hiç bir boka dayandırmıyorsun, herkes gibi anandan babandan öğrenmişin o kadar. Bu durumda senin dayanağın "babam öyle diyoo"dan öte geçmez. Hem kafan basmıyor hem de pişkinsin. Sorun bold işareti koyduğum yerde zaten, İslam'ın gerçek olup olmadığı. Sana göre gerçek, yani senin hayal dünyana göre İslam gerçek. Çünkü kafan yeterince basmıyor. Hem İslam gerçek olsa bile neden saygı duyulmak zorunda olunsun? Bilimsel gerçeklere bile saygı duymak zorunda değilim. Durum buyken İslam gibi gerçekliği sıfıra yakın bir masala neden saygı duyim? Soruya bak hizaya gel. Bilimin işi gücü yok dini argümanları çürütücem diye uğraşacak. Bilim araştırır, deneyler ve gözlem yapar. Çıkan sonuçlar bir gerçeğe tekabül ediyordur. Mesela sesin yayılmasını ele alalım. Vakumlu ortamda ses yayılmıyorsa ses için hava gereklidir sonucu çıkar. Bu bir saf bir gerçekliktir mesela. Bu sonuç dindeki bir öğe ile çelişiyorsa dinin o öğesi yanlıştır denir.
-
Neden saygı duymak zorundaymışız senin inandığın şeye? İnandığın şeyin mutlak gerçek olduğunu neye dayandırıyorsun? Ben söylim: Hiç bir boka dayandırmıyorsun, herkes gibi anandan babandan öğrenmişin o kadar. Bu durumda senin dayanağın "babam öyle diyoo"dan öte geçmez. Hem kafan basmıyor hem de pişkinsin. Sorun bold işareti koyduğum yerde zaten, İslam'ın gerçek olup olmadığı. Sana göre gerçek, yani senin hayal dünyana göre İslam gerçek. Hem İslam gerçek olsa bile neden saygı duyulmak zorunda olunsun? Böyle saçmalık mı olurmuş? Bir şeye saygı duyma koşulu o şeyin gerçekliğiyle neden alakalı olsun? Bilimsel gerçeklere bile saygı duymak zorunda değilim. Durum buyken İslam gibi gerçekliği sıfıra yakın bir masala neden saygı duyim?
-
En çarpıcı iddia gözledik iddiasıdır. Bu adamın rezil rüsva edilmesi gerekir. Prof. ünvanlı akademik bir dangalağın böyle çapsızca iddialar öne sürmesi gülünçtür. Sen istediğin kadar ayet tabanlı çıkış yap, yorum ve teville üstünü örterler.
-
Bak muhatapların birinci ağzından dandirik olmayan bir link vereyim.. Ahmet Hakan'dan Altan'a ''okkalı'' soru! Türk Medyasının polemik yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde Ahmet Altan'a 28 Şubat sürecindeki bir yazısını hatırlattı ve sordu..? Ahmet Altan’a bir hatırlatma Ahmet Altan, geçen gün yazdığı yazıda “tarafsızlık” masalını yıkmış geçmiş... Şunları yazmış Ahmet Altan: Ahmet Altan ise Hakan'ın suçlama cümlesine itiraz etmeyip şu lagaluga cevabı vermiş. Darbe yemek üzere olduğu en salak (evet en salak) insanın bile anlayacağı eli kolu bağlı zayıf Refahyol hükümetini suçluyor utanmadan. Neymiş? Darbecilerle bir olmuş, onlara taraf olmuş, derin devletin üzerine gitmemiş. Andersen'den Masallar. Yok yaw? Erbakan'ın işi gücü yok aslî düşmanı İsrail ve ABD icazetli darbecilerle bir olacak. Buna Kadir ve Astur İnanır sayın Altan!! Ahmet Altan Hakan'ın doğrudan muhatap alarak sorduğu "cami-kışla arasına girmeyiz" iddiasına cevap verememiş. Erkek gibi itiraf etse, dese ki "ya ben kardeşim Mehmet Altan kadar erkekçe duramadım, ..tüm yemedi korktum", eyvallah diyeceğiz ama yok illa ucube savunma yapacak. Altan'ın darbe karşıtlığından asla şüphem yoktur, ama konjonktüre uyarak darbecilere ses vermemiştir, şimdiki gibi cesur çıkışlar yapamamıştır. Halbuki kardeşi Mehmet'in yarısı kadar olsa yeterliydi. Ahmet Altan bana göre dürüst adamdır, korkmuştur ama korkmuşluğunu böyle ucuz açıklamalarla gizlemeye çalışması utanç vericidir. Superior dönek, yüzsüz Mümtazer Türköne gibi darbeci, derin devletçi biri değildir sonuçta, sadece korkmuştur bir çok kişi gibi..
-
Arkadaş dini yanını geçin. Adam gözledik diyor. Burayı es geçip ıvır zıvır yapıştırıyorsunuz.
-
Ahmet Altanın darbe tutumuyla alakalı Esra Elönünün yazısı...
-
Selam öncelikle. Milliyette haberi görünce şok geçirdim. İlahiyat profu gece ve gündüzün güneşle alakası olmadığını iddia ediyor ve bunu gözlemlerine dayandırıyor. Var mı böyle bişiy? Nedir şimdi bu? Sizler güneş tepedeyken zifiri karanlık güneş yokken gündüz aydınlığı olduğunu gördünüz mü?