Insanoglu nasil bilgi edinir?
Insanoglu, 1) Kendi gozlem ve tecrubelerine dayanarak, 2) Guvenilir kisilerden (genellikle yasca daha buyuk veya toplumda konum olarak daha yuksek kisilerden) aktarilan tecrubelere dayanarak, 3) Bilincli bir bilgi edinme yontemi kullanarak (gunumuzde bilim) bilgi edinir.
Kisinin dunya gorusu, kafa yapisi, dusunce bicimi, aliskanliklari ve kisiligi buyuk olcude yetisilen cevre tarafindan bicimlendirilir ve aile buyuklerinden, icinde yasanilan toplumdan, cevreden, arkadaslardan, ogretmenlerden, yasca buyuk ve konum olarak ustte bulunan kisilerden, otorite sembollerinden, dini karakterlerden, kisacasi guvenilen kisilerden edinilen bilgilere dayanarak olusturulur.
Kisinin kendi gozlem ve tecrubelerinden edinecegi bilgilerin bile yasanilan toplumdan ve daha once yasamis kisilerin bulgularindan etkilenecegi goz onune alinirsa, eger bilincli bir bilgi edinme yontemi kullanilmiyorsa, edinilen bilgilerin hemen hemen her zaman disaridan hazir alinan ve bilincli bir sekilde dogrulanmayan bilgiler olacagi rahatca gorulebilir.
Bu disaridan hazir alinan ve dogrulanmayan bilgilerin (dogmatik bilgiler) kaynaklari kucuklukten beri duyulan ogutler, sohbetler sonucu ortaya cikan bilincsiz ogrenmeler, baskalarinin basindan gecmis oldugu soylenen olaylara dair hikayeler, zaman zaman atasozleri ve efsaneler, diger zamanlarda ise gunluk yasamda erisilen yazili kaynaklardan okuyarak edinilen bilgiler olur.
Ortalama insan genellikle edindigi bilginin guvenilirligini sorgulama ihtiyaci hemen hemen hic duymaz ve sorguladigi zaman da yontem olarak cogu kez deneme yanilmayi veya yine guvenilen kisilerin onayini kullanir. Gunluk hayatta karsilasilan ve dolayisiyla tipik “deneme-yanilma” ile test edilebilecek bilgilerin dogrulanmasi bu sayede mumkun olurken, diger daha teorik ve icinde yasadigimiz dunyayi ve toplumu aslinda daha derinden etkileyen prensiplere ait bilgiler ise cogu kez dogmatik bilgi olarak kalmaya devam eder.
Yazili kaynaklardan edinilen bilgilerde bile, cogu kez okudugumuz kaynaklarin neler olacagi dahi daha onceki birikimimiz ve cevremiz tarafindan belirleneceginden, bilgi edinmedeki sozkonusu zinciri kirma konusunda bunun da fazla bir etkisi olacagi soylenemez.
Oyleyse, eger yasadigimiz dunyayla ilgili guvenilir bilgi edinmek istiyorsak, bilincli ve kontrollu bir bilgi edinme surecine ihtiyacimiz var demektir.
Guvenilir bilgi edinmek neden kritiktir?
Bu nokta gunluk hayatta genellikle gozardi edilen bir gercek ile baglantili, ve o da insanoglunun gucunun ve basarisinin kaynagina dair degerlendirmelerle cok yakindan iliskili.
Insanoglu bu gezegende yasayan en guclu varlik ve bu gucunu cevresini kontrol edebilmesine, degistirebilmesine, doganin sagladigi imkanlari kendi lehine kullanabilmesine (alet yapmak, ates yapmak, tarim yapmak gibi), diger canlilari kolelestirebilmesine (evcil hayvanlar), vs. borclu. Yani teknolojiye.
Teknoloji bilginin yarar saglayacak sekilde kullanilmasi demek. Bugun de hala teknolojide daha ileri ulkeler digerlerinden daha guclu ve daha iyi kosullarda yasiyorlar.
Peki bir toplumun “ileri” ya da “gelismis” olmasi sadece bu mu demek? Yani gelismis ve gelismemis dedigimiz toplumlar arasindaki temel farklar nelerdir?
Bunu anlamak icin gelismislikten ne kasdettigimizi tanimlamak gerekiyor. Bu yazida gelismislikten sunu kastediyoruz: Bir toplumun bireylerinin ihtiyaclarini karsilayabilme basarisi, toplum genelinde saglayabildigi adalet ve ozgurluk duzeyi, yeni fikir ve denemelere toplumun gosterebildigi tolerans duzeyi ve icinde yasadigimiz evreni daha iyi anlamaya ve gelecekte daha iyi yasamaya imkan verecek gelismeleri kaydetme potansiyeli.
Bu tanimdan gorulecegi gibi saydiklarimizin bir kismi teknoloji ile, bir kismi ise insani degerler, ahlak, bilgelik ve erdemle igili. Fakat tamami, dogrudan veya dolayli olarak yasadigimiz dunyayla ve evrenle ilgili sahip oldugumuz bilgiler ile ilgili.
Teknoloji, dunyaya iliskin sahip oldugumuz bilgiyle ilgili. Teknoloji bilginin faydali alanlara uygulanmasi demek olduguna gore, once o bilgiye sahip olmayi, o bilgiyi edinme becerisini gerektiren bir ugras.
Ahlak, bilgelik, erdem, vs, ise hayatta kendimize edindigimiz amacla, bu evrenin ozel bir maksatla kurulup kurulmadigiyla ve varligimizin bizden bu konularda birtakim davranislar ve ozveriler gerektirip gerektirmedigiyle, toplum olarak, tum bireylerin daha iyi yasamasi icin nelerin gerektigiyle, insan ve toplum davranislarini duzenleyen faktorler, prensipler ve ilkelerle, yani yine icinde yasadigimiz evrene ait bilgilerle ilgili.
Kisacasi, toplumun gelismisligi icin, daha iyi yasamak icin, daha guclu olmak icin ve bu dunyanin sirlarini cozmek icin, kisacasi hemen hemen her sey icin “bilgi” gerekiyor. Tabi burada kastedilen bilgi “dogru” bilgi, “guvenilir” bilgi. Evrene ait dogru zannettigimiz fakat bizi yaniltan yanlis bilgiler veya yetersiz bilgi, yukarida sozunu ettigimiz cesitli alanlarda bizi yanilgiya ve yanlis yapmaya, dolayisiyla da basarisizliga itiyor.
Daha dogru ve gecerli olan, ve bu dunyayi daha iyi tasvir eden bilgilere, ve bu tur bilgileri daha guvenilir sekilde edinme imkanina sahip olanlar her acidan digerlerine gore daha avantajli oluyorlar.
Oyleyse, kontrollu ve guvenilir bir bilgi edinme yontemine ihtiyac duydugumuz asikardir. Insanoglunun gelistirmis oldugu ilk ve simdilik tek “kontrollu” bilgi edinme yontemi ise bilimdir. Cunku bilgileri “dogrulama” ve “kanitlama” kaygisiyla edinen tek bilgi edinme yontemi bilim. Ayrica kendi teorilerine saldiran, onlarda aciklar yakalayip curutmeye ve degistirmeye ugrasan tek bilgi edinme yontemi de bilim.
Dini bilgiler, efsaneler, anekdotlar, gelenekler, aliskanliklar, hayatta ilk tanistigimiz ve bize bildigimiz her seyi ogreten yakin cevremizden (aile, ogretmen, arkadas, buyukler, vs.) edindigimiz bilgiler, yani sorgulamadan “guvendigimiz” kisilerden ve kaynaklardan edinilen bilgilerin tumu ise dogrulanmadan edinilmis, “dogmatik” bilgiler. Ve dolayisiyla yanlis olma, gecersiz veya eksik olma olasiliklari yuksek olan bilgiler.
Bu noktada birtakim okuyucularin zihninde cesitli supheler ve itirazlar belirebilir. Neden bilimsel bilgiye o kadar kayitsiz sartsiz guvenebilecegimiz ve neden diger bilgilerden o kadar suphe etmemiz gerektigiyle ilgili olarak. Bunu cozmek icin bilimin yonteminin ne oldugu, bilginin teorik sinirlarini, bilginin guvenilirliginin ne demek oldugunu ve bilginin nasil dogrulanabilecegini tartismamiz gerekiyor.
Recommended Comments
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountSign in
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now