Jump to content

Bu nasıl bir saçmalıktır?


faster

Recommended Posts

Selam öncelikle. Milliyette haberi görünce şok geçirdim. İlahiyat profu gece ve gündüzün güneşle alakası olmadığını iddia ediyor ve bunu gözlemlerine dayandırıyor. Var mı böyle bişiy?

 

Kutuplarda binlerce Müslüman’ın bulunduğunu ifade eden Bayındır, "Norveç’in Tromso kentinde yaptığımız çalışmalar, bize kutuplarda güneş batmasa da gece, güneş doğmasa da gündüzün olduğunu gösterdi. Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman da bunu destekleyen ayetler görüyoruz" dedi.

 

Enbiya Suresi’nin "Geceyi, gündüzü ve ayı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedir" mealindeki 33’üncü ayetini hatırlatan Bayındır, gece ve gündüzün güneşe bağlı bir varlık olmadığını, ikisinin de güneşten ayrı bir varlık olarak hareket ettiğini söyledi.

 

Prof. Dr. Bayındır, şunları kaydetti: "Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor.

 

Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır. Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir. Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır. Resim ve belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Güneş’ten yansıyan ışınları gündüze çeviriyor." "Kutuplarda namaz vaktinin girmemesi gibi bir şey söz konusu değildir.

 

 

http://gundem.milliyet.com.tr/kutuplarda-namaz-saatleri-sorununa-yanit-bulundu/gundem/gundemdetay/16.06.2011/1403243/default.htm

 

Nedir şimdi bu? Sizler güneş tepedeyken zifiri karanlık güneş yokken gündüz aydınlığı olduğunu gördünüz mü?

Link to comment
Share on other sites

Bu iddiasına Kur'an'dan pek destek bulamaz ama Tevrat'ta dediği gibidir:

 

1- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

2. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrının Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

3. Tanrı, «Işık olsun» diye buyurdu ve ışık oldu.

4. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

5. Işığa «Gündüz», karanlığa «Gece» adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

6. Tanrı, «Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın» diye buyurdu.

7. Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

8. Kubbeye «Gök» adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

9. Tanrı, «Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün» diye buyurdu ve öyle oldu.

10. Kuru alana «Kara», toplanan sulara «Deniz» adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

11. Tanrı, «Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin» diye buyurdu ve öyle oldu.

12. Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

13. Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

14. Tanrı şöyle buyurdu: «Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin.» Ve öyle oldu.

16. Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

17. Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger faster;

 

Nedir şimdi bu? Sizler güneş tepedeyken zifiri karanlık güneş yokken gündüz aydınlığı olduğunu gördünüz mü?

 

Burayı es geçip ıvır zıvır yapıştırıyorsunuz. -faster-

 

Hayir, gormedim. Yalniz tutulma oldugu zaman, ortalik zifiri olmasa da, tutulma surecinde biraz loslasiyor.

 

Ayrica kutuplaradogru gidildikce, gun kavrami gece gunduz farki zamansal olarak degisime ugrar.

 

Neden dini bilgi edinmek, "suc mu?"

 

Ben genelde, dini bilgi dilini algilamakta gucluk cekiyorum, onun icin sordum.

 

Zaten bilimsel olarak neyin ne oldugu, bu konuda yeteri kadar ortaya konmus, ve konmaya devam ediyor, oyle degil mi?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Simdi bu Tevrat' a gore, tum evren, gokyuzu v.s. dunya'dan sonra ve sadece dunya icin mi, olusuyor?

 

Yani zamansal onculuk evren ve dunya disinda mi, yoksa dunya dami?, ki buna gunes de dahil.

 

Tevrat'a göre gök ve yer vardır. Yer'in ise gökte bir cisim olduğuna dair hiçbir ifade yoktur. Altta yer, üstte gök ve arada güneş, ay ve yıldızlar. Kur'an'da da böyledir.

 

Zamansal öncelik ise yer'dir. Güneş, ay ve yıldızlar daha sonra yaratılmıştır.

 

 

Arkadaş dini yanını geçin. Adam gözledik diyor. Burayı es geçip ıvır zıvır yapıştırıyorsunuz.

 

"Gözledik" zırvasının konuşulacak bir yanı mı var ki onun hakkında konuşacağız..

Tabi ki bu iddiasının temeline, nereden kaynaklandığına bakacağız.

Ivır zıvır dediğin o ayetlerdir bu zırvalamaların nedeni.

Bunu ortaya koymadığımızda bilmeyenler meseleyi anlayamayacaktır.

Link to comment
Share on other sites

belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz.

 

Yani diyor ki:

- Biz arkadaşlarla National Geographic Belgeseli izlerken böyle düşündük.

 

Bu tür saçmalıkların burada asılmaması lazım.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

Benim algimca burasi hala karisik, soyleki;

 

Eger yerden kasit evren ise, o zaman gokyuzu nedir?

 

 

Eger yerden kasit dunya ise, ve zamansal oncelikte yer ise, o zaman zamansal en once dunya olmuyor mu?

 

"Yer ve gok" ikilemindeki, yerin dunya disindan baska bir sey olma olanagi varmi, tevrata ya da ibrahimi dinlere gore.

 

Ozaman diger yerler, yani ay gunes gezegenler v.s. nasil izah ediliyor?

 

Ya da daimi yer olan evren ile onun uzerindeki parca yerler (dunya,gunes v.s.) farki nasil ortaya konuyor bu aciklamayla?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

Benim algimca burasi hala karisik, soyleki;

 

Eger yerden kasit evren ise, o zaman gokyuzu nedir?

 

 

Eger yerden kasit dunya ise, ve zamansal oncelikte yer ise, o zaman zamansal en once dunya olmuyor mu?

 

"Yer ve gok" ikilemindeki, yerin dunya disindan baska bir sey olma olanagi varmi, tevrata ya da ibrahimi dinlere gore.

 

Ozaman diger yerler, yani ay gunes gezegenler v.s. nasil izah ediliyor?

 

Ya da daimi yer olan evren ile onun uzerindeki parca yerler (dunya,gunes v.s.) farki nasil ortaya konuyor bu aciklamayla?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

 

Yer ile kastedilen evren değil Evrensel-insan.

Evren bilinci yok.

Gök'le kastedilenin evren olduğu öne sürülse de gök, yerin üzerinde bir kubbe olarak algılanıyor.

Bu kubbede ay, güneş ve yıldızlar var. Ve bunlar dünya gibi bir yer olarak da algılanmıyor.

Yer ya da arz denilerek dünya kastediliyor, dünya dışında bir anlamı yok.

Bu konuların detaylı bir açıklaması da yok.

 

Bu zırvayı öne süren ilahiyatçıyı hatırlarsınız belki, tv'de Celal Şengör'le birlikte evrim tartışmasına çıkmıştı.

Link to comment
Share on other sites

"Gözledik" zırvasının konuşulacak bir yanı mı var ki onun hakkında konuşacağız..

 

En çarpıcı iddia gözledik iddiasıdır. Bu adamın rezil rüsva edilmesi gerekir. Prof. ünvanlı akademik bir dangalağın böyle çapsızca iddialar öne sürmesi gülünçtür. Sen istediğin kadar ayet tabanlı çıkış yap, yorum ve teville üstünü örterler.

Link to comment
Share on other sites

En çarpıcı iddia gözledik iddiasıdır. Bu adamın rezil rüsva edilmesi gerekir. Prof. ünvanlı akademik bir dangalağın böyle çapsızca iddialar öne sürmesi gülünçtür. Sen istediğin kadar ayet tabanlı çıkış yap, yorum ve teville üstünü örterler.

Rezil rüsva edilmesi gerekir kısmına güldüm. Çünkü bir kaç sene sonra ya YÖK Başkanı olur yada Tübitak'ın filan başına geçer.

Link to comment
Share on other sites

GÜNEŞ OLMADAN AKŞAM VE SABAH OLUR MU?

 

TEVRAT – 1.Bölüm: Yaratılış (1/1-19)

'Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. Ve öyle oldu. Tanrı gök kubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu. Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu. Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu. Tanrı şöyle buyurdu: "Gök kubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu. Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gök kubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.'

-----------------------------------------------------------------------------

 

KONU - ‘Akşam olmuş, sabah olmuş ve ilk gün oluşmuş; akşam olmuş, sabah olmuş ve ikinci gün oluşmuş; akşam olmuş, sabah olmuş ve üçüncü gün oluş’muş.

Cevap verin: Ortada güneş yok; doğmuyor, batmıyor! Güneş olmayınca gündüz ve gece, akşam ve sabah nasıl oluyor?

 

KONU - İkinci gün ‘Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştir’miş.

Cevap verin: Ortada güneş, güneş ışığı, güneş ısısı ve fotosentez olgusu yokken bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları nasıl yetişiyor?

 

KONU - Güneşin ve ayın görevi ‘Gök kubbede gündüzü geceden ayırmak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olmak ve belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstermek’miş.

Cevap verin: Önceki üç gün gündüzü geceden ne ayırıyordu? Yeryüzünü aydınlatan ışık neydi? Günleri gösteren belirti neydi?

 

KONU - Üçüncü gün ’Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarat’mış, ‘Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gök kubbeye yerleştir’miş.

Cevap verin: Güneş ve Ay’dan söz ediliyor… Önce Dünya, sonra Güneş, Ay ve yıldızlar yaratılmış olabilir mi? Astronomi Dünya’nın Güneş’ten koptuğunu söylerken acaba hangisi doğru söylüyor?

Link to comment
Share on other sites

GÜNEŞ OLMADAN AKŞAM VE SABAH OLUR MU?

 

TEVRAT – 1.Bölüm: Yaratılış (1/1-19)

'Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. Ve öyle oldu. Tanrı gök kubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu. Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu. Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu. Tanrı şöyle buyurdu: "Gök kubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu. Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gök kubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.'

-----------------------------------------------------------------------------

 

KONU - ‘Akşam olmuş, sabah olmuş ve ilk gün oluşmuş; akşam olmuş, sabah olmuş ve ikinci gün oluşmuş; akşam olmuş, sabah olmuş ve üçüncü gün oluş’muş.

Cevap verin: Ortada güneş yok; doğmuyor, batmıyor! Güneş olmayınca gündüz ve gece, akşam ve sabah nasıl oluyor?

 

KONU - İkinci gün ‘Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştir’miş.

Cevap verin: Ortada güneş, güneş ışığı, güneş ısısı ve fotosentez olgusu yokken bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları nasıl yetişiyor?

 

KONU - Güneşin ve ayın görevi ‘Gök kubbede gündüzü geceden ayırmak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olmak ve belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstermek’miş.

Cevap verin: Önceki üç gün gündüzü geceden ne ayırıyordu? Yeryüzünü aydınlatan ışık neydi? Günleri gösteren belirti neydi?

 

KONU - Üçüncü gün ’Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarat’mış, ‘Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gök kubbeye yerleştir’miş.

Cevap verin: Güneş ve Ay’dan söz ediliyor… Önce Dünya, sonra Güneş, Ay ve yıldızlar yaratılmış olabilir mi? Astronomi Dünya’nın Güneş’ten koptuğunu söylerken acaba hangisi doğru söylüyor?

 

Ben de sana bir soru sorayım.

 

Kurtlar bilindiği üzere konuşamazlar.

Tek kelime edemezler.

 

Peki kırmızı başlıklı kız masalındaki nineyi yiyip yerine geçen kurt, nasıl oluyor da konuşuyor?

Daha da önemlisi hangi dili konuşuyor? :)

 

Selam ve dua ile...

 

 

 

Bu yazdıklarından sonra sana biyolojik bir canlı olarak saygı duyuyorum ancak kafanın içinde barındırdığın işlem potansiyelinin insan klasmanında değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Senin klasmanın bence binek hayvanlarıyla aynı klasmanda olmalı.

Link to comment
Share on other sites

Ben de sana bir soru sorayım.

 

Kurtlar bilindiği üzere konuşamazlar.

Tek kelime edemezler.

 

Peki kırmızı başlıklı kız masalındaki nineyi yiyip yerine geçen kurt, nasıl oluyor da konuşuyor?

Daha da önemlisi hangi dili konuşuyor? :)

 

Selam ve dua ile...

 

 

 

Bu yazdıklarından sonra sana biyolojik bir canlı olarak saygı duyuyorum ancak kafanın içinde barındırdığın işlem potansiyelinin insan klasmanında değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Senin klasmanın bence binek hayvanlarıyla aynı klasmanda olmalı.

Eğer sen ateist olsaydın, görüşlere görüşle karşı çıkma terbiyesini almış olurdun.

 

Sen ateistlerin yüz karasısın.

 

Eskilerden: "Üslubu beyan - Aynıyla insan." (İfade tarzı insanın karakterini yansıtır.)

Link to comment
Share on other sites

  • 11 sene sonra...

cam fanus kubbeli guran dünyasında, tufettehu ebvabu semai kezzebu estekberu, araf 40 ayetine göre gök kapıları açılmaz, yalanlayana ve büyüklenene. oysa gerçekte küre dünya hızına ve dolaşmasına göre gökte kapılar oluşmaz ama guran araf 40, gökte kapılar var ve allahın tahtı su üstünde diyor, yani ay'a gidilemez çünkü ay şeffaf, ayak ile basılabilir katı zemini yok ve fanus gök kubbe kapıları ndan dışarı çıkılamaz, çıkılırsa allahın tahtı bölgesi sidret el-münteha 'ya varılır, muhammed miraçta gitmiş ya hani, başkası gidemez gök kapıları ardına.

ebvabu semai : gök kapıları yağmur yağdığında açılır. yağmur, bereket ve tazeliğin simgesi, gök den gelen suyun her damlasını 2 melek taşır. yağmur, gök ile yer arasındaki irtibatın şifresi dir. sabit bir vakti yoktur, o yüzden dua, yakarış ve ellerin göğe açılması ile neticelenecek yöneliş ile yağmur arasında münasebet var. güneşin balçıkta batması, aslında toprağın gevşek olup güneşin toprağa girip dünyanın öteki tarafına geçmesi ve sabah tekrar doğu dan doğması dır ve bu yordam, düz dünyada olabilir yalnızca. düz dünyada güneş doğu dan doğar hep, sabit dünya üstünden güneş dolanır uc dan uca, gevşek-balçık toprak dan geçen güneş, düz dünya ile örtüşüyor ayetlerde.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...