Jump to content

Ukraynalılar ve Padişah arasındaki enteresan mektuplaşma


Sputnik

Recommended Posts

https://tr.wikipedia.org/wiki/Türk_Sultanına_Mektup_Yazan_Zaporojya_Kazakları

Yıl 1676, Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü dönemi. Sultan dördüncü Mehmet iktidarda. Osmanlı hem ekonomik hem de askeri açıdan Fransa ile birlikte iki süper güçten biri.

Tam da bu dönemde, Ukrayna'nın zenginliğini ele geçirmek ve çeşitli eylemlerini durdurmak nedeniyle Osmanlı gözünü Ukrayna'ya dikmiş. Padişah, Ukraynalılara sulh içinde teslim olmaları için aşağıdaki mektubu gönderir.

Alıntı

Sultan'ın Kazaklara mektubu[değiştir | kaynağı değiştir]

Sultan'ın mektubu Kazaklara teslim olmayı emretmektedir:[5]

Ben, Muhammed'in oğlu; Güneş ve Ay'ın kardeşi; Tanrı'nın torunu ve veziri; Makedonya, Babil, Kudüs, Yukarı ve Aşağı Mısır'ın hükümdarı; İmparatorların imparatoru; hükümdarların hükümdarı; hiç yenilmemiş harikulade savaşçı; Hz. İsa'nın kabrinin yılmaz bekçisi; Tanrı tarafından seçilmiş mütevellinin ta kendisi; Müslümanların ümidi ve huzuru; Hıristiyanların kahredicisi ve koruyucusu olan; ben, Sultan -- size emrediyorum Zaporojya Kazakları, kendi rızanızla ve direnmeden bana teslim olun ve saldırılarınızla beni rahatsız etmekten vazgeçin.

—Türk Sultanı IV. Mehmed

Ukrayna Kazaklarının cevabı ise şu şekildedir (Müstehcen ifadeler dolu ama sonuçta tarihte yazılmış bir mektup bu.) 

Alıntı

Seni Türk şeytanı lanet olası iblisin kardeşi ve refakatçısı, Lucifer'in kâtibi. Sen ne biçim zebani beyisin, çıplak götünle bile bir kirpi öldüremezsin. Şeytanın sıçtığını ordun yer. Seni orospu çocuğu, asla Hıristiyan oğullarını tebaana alamazsın; ordundan korkumuz yoktur, ister karada ister denizde seninle cenk ederiz ananı da sikeriz.

Seni Babil'in bulaşıkçısı, Makedonya'nın tekerlekçisi, Kudüs'ün biracısı, İskenderiye'nin keçi sikicisi, Yukarı ve Aşağı Mısır'ın domuz çobanı, Ermenistan'ın dişi domuzu, Podolya'nın canisi, Orta Asya'nın ibnesi, Kamenets'in cellatı ve tüm dünyanın ve cehennemin soytarısı, Tanrımızın nezdinde soytarı, Yılan'ın torunu ve sikimizin ağrısı. Domuzun burnu, kısrağın götü, mezbaha iti, vaftiz edilmemiş kaş, şeytan kıçını buğulasın.

Kazaklar böyle der, seni aşağılık herif. Hıristiyan domuzları bile güdemeyeceksin. Şimdi sadede gelelim, tarihi bilmiyoruz takvimimiz de yok; gökyüzünde mehtap var ve yıl da Efendimizin yılıdır; orada hangi günse o gündür burada da; öp götümüzü emi!

-- Koşovi Ataman İvan Sirko, Zaporojya Hostu ile birlikte.

Mektup anısına Sovyet Posta pulu:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Türk_Sultanına_Mektup_Yazan_Zaporojya_Kazakları#/media/Dosya:Repin_ussr1944_cossacks.jpg

Mektubu konu alan bir film:

 

Link to comment
Share on other sites

Bende Ukrayna'ya mektup yazdım

Ey Ukrayna Avrupa'nın kapı bekçisi olma. Onlar Avrupa'da senin  kızlarını sikerlerken sen de onların kapısını koruma. Onlar seni ucuz bir fahişe olarak görüp birde toprağını sömürmek istiyorlar.

Avrupa sana hiçbir şey vermedi vermeyecek. Seni itlerine oyuncak , eşeklerine semer yapmak istiyorlar. Topraklarını, kaynaklarını Avrupa sömürgecilerine kullandırma. Toprağının mahsülünü kendine al ve dikenini de Avrupa'nın götüne hediye et.

 

Link to comment
Share on other sites

4 saat önce, Sputnik yazdı:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Türk_Sultanına_Mektup_Yazan_Zaporojya_Kazakları

Yıl 1676, Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü dönemi. Sultan dördüncü Mehmet iktidarda. Osmanlı hem ekonomik hem de askeri açıdan Fransa ile birlikte iki süper güçten biri.

Tam da bu dönemde, Ukrayna'nın zenginliğini ele geçirmek ve çeşitli eylemlerini durdurmak nedeniyle Osmanlı gözünü Ukrayna'ya dikmiş. Padişah, Ukraynalılara sulh içinde teslim olmaları için aşağıdaki mektubu gönderir.

Bu mektubun aslı varsa şayet, saçma sapan bir mektup göndermiş IV. Mehmed. Bu tür yazışmalarla hiçkimseyi etkileyemezsiniz. Tam tersine bu üslup ve içerikle olsa olsa rakibinizi daha da öfkelendirirsiniz.

Link to comment
Share on other sites

Padişahın yazdığı mektubu okuyunca 300 spartalı filmindeki Pers hükümdarı Xerxes geldi gözümün önüne. Tahta ya da deri koltuğa oturanin kıçından beynine güç zehirlenmesi akıyor. İnsan az mütevazı olur , biraz kibar olur , rica eder. Ne demiş atalarımız, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. 

Ömrün zaten ortalama 70 yıl, dünya babanın malı değil. Sen içeriyi hallettin de Ukrayna kaldı. Her kuşu öptün, leylek mı kaldı başını oksayamadin.

Cevap olarak yazılan mektup da ayık kafa işi değil. Bunlar vodkayi fazla kaçırmış.

Ama öyle bir devlet düşünün ki çevresinde, uzağında bile kim var kim yok kendisinden nefret etsin. Başında da kendini tanrının seçtiğine inanan bir babadan oğullara olsun. Yazık çok yazık. Herşey çok daha farklı olabilirdi.

 

Link to comment
Share on other sites

18 saat önce, Deadanddark yazdı:

Padişahın yazdığı mektubu okuyunca 300 spartalı filmindeki Pers hükümdarı Xerxes geldi gözümün önüne. Tahta ya da deri koltuğa oturanin kıçından beynine güç zehirlenmesi akıyor. İnsan az mütevazı olur , biraz kibar olur , rica eder. Ne demiş atalarımız, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. 

Ömrün zaten ortalama 70 yıl, dünya babanın malı değil. Sen içeriyi hallettin de Ukrayna kaldı. Her kuşu öptün, leylek mı kaldı başını oksayamadin.

Cevap olarak yazılan mektup da ayık kafa işi değil. Bunlar vodkayi fazla kaçırmış.

Ama öyle bir devlet düşünün ki çevresinde, uzağında bile kim var kim yok kendisinden nefret etsin. Başında da kendini tanrının seçtiğine inanan bir babadan oğullara olsun. Yazık çok yazık. Herşey çok daha farklı olabilirdi.

 

Hatırlarsın mutlaka; mâlum partinin mâlum başkanı ve bakanı Türkiye´ye komşu ülkelerle 0(sıfır) sorun siyaseti gütmeyi hedeflemişlerdi zamanında. Ancak pek fazla sürmeden neredeyse tüm komşuları karşımıza aldık ve hepsiyle papaz olduk. Hatta bazı ülkelerin başkentine kadar dalacaĝımızı ifade ettik.

Şimdilerde ise eskiden kırılan tüm bardakları ve tabakları onarmakla meşgulüz, çünkü seneye seçimler var ve ahaliye şirin gözükmek için birçok noktada 180 derece döneklik yapıldı ve yapılıyor. İsrail, Suriye, Rusya, Irak, İran, Ermenistan... Hepsine gülücükler atma moduna geçtik.

Ha evet; Sadece Yunanistan´a hâlâ esip gürlüyoruz. O kadar da olacak tabii.  Türkiye´ye azılı bir düşman her zaman lazım, çünkü bu memlekette sanılanın üzerinde milliyetçi vatandaş var. Onların da gururları azıcık okşanması lazım. Bunun için Yunanistan tam biçilmiş kaftan.

Hasılı yanlış siyaset yüzünden Türkiye´nin hem ekonomik hem de siyaset açısından çok kaybı oldu.

Link to comment
Share on other sites

On 15.09.2022 at 19:14, kavak yazdı:

Hatırlarsın mutlaka; mâlum partinin mâlum başkanı ve bakanı Türkiye´ye komşu ülkelerle 0(sıfır) sorun siyaseti gütmeyi hedeflemişlerdi zamanında. Ancak pek fazla sürmeden neredeyse tüm komşuları karşımıza aldık ve hepsiyle papaz olduk. Hatta bazı ülkelerin başkentine kadar dalacaĝımızı ifade ettik.

Şimdilerde ise eskiden kırılan tüm bardakları ve tabakları onarmakla meşgulüz, çünkü seneye seçimler var ve ahaliye şirin gözükmek için birçok noktada 180 derece döneklik yapıldı ve yapılıyor....

Kıçı başı ayrı oynuyor ihtiyarın. Bugün ak dediğine yarın kara diyor yıllardır. Dost dediği birden düşman oldu, bugün ise gelsede konuşsak dedi. Sümük gibi yapışacak yeniden.

Yunanistan diyor Putin'e sürttürüyor, Suriye diyor Amerika'ya degdiriyor.

Ne suriyeymis arkadaş, bu ne telaş. Sanane Suriye'nin kuzeyinden.

Bırak ne oluyorsa olsun. Kürt devletini kuruluyor bırak kurulsun sanane.

Sen NATO ülkesisin. Sana düşmanlık yapacaksa en azından düşmanını bilir adam gibi karşılık verirsin. Orada burada fare kovalamak zorunda kalmazsin.

Mayınları dosersin, telleri , duvarını daha sağlam çekersin. Sınırlarını sarayını korudugun gibi korursun.

Suriyelilere prefabrik evler yapana kadar ülkenin köy evleriyle , agillariyla, ahirlariyla falan ilgilenseniz. Kendi köylünüzün yaşam kalitesini biraz yükseltseniz fena mı olur? Çiftçinizle ilgilenin biraz...

Yazacak çok şey var da sinirleri hoplatacagindan akıl sağlığımıza yan etkisi de çok olacak bu yüzden en iyisi fazla düşünmemek. 

 

Link to comment
Share on other sites

14 saat önce, Deadanddark yazdı:

Yazacak çok şey var da sinirleri hoplatacagindan akıl sağlığımıza yan etkisi de çok olacak bu yüzden en iyisi fazla düşünmemek. 

 

Şimdiye kadar yaşananları ve olan bitenleri gördükçe üzülüyor insan. Memleket ikiye bölünmüş vaziyette ve belirli bir kesim zorla dindar nesil yetiştirmeye kararlı gibi gözüküyor. Diĝer yandan çaĝdaşlıĝı yakalamış, sanayileşmeyi gerçekleştirebilmiş, ithalatı asgariye indirebilmiş, insan haklarına saygılı ve demokratik özgürlükçü bir ülke olmak yerine, azılı diktatörlerle işbirliĝi yapmaya yönelmişiz.

Düşünmemek en iyisi ancak düşünmeden de yapamıyoruz, çünkü bu memleket daha iyisine layık aslında. Ancak halk cahil kalmak istiyorsa, yapılan yanlışların hesabını sormuyorsa, özgürlüĝünün kısıtlanmasına sesini çıkarmıyorsa, adaletsizliĝe gözünü yumuyorsa, yapacak fazla bir şey yok.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...