Jump to content

İçimizde var olan şiddetin evrimsel kökeni


kavak

Recommended Posts

Geriye doğru baktığımızda, şiddetin, insanın soy ağacındaki derin köklerini görmemiz mümkün. Şiddet içeren ölüm vakaları birçok memelilerde cereyan eder, bilhassa primatlarda. İnsanlar da buna dahildir ancak kültür ve sosyal gelişim onu biraz uysallaştırmıştır.

En azından cinayet, evrimsel geçmişimizin bize olan bir mirasıdır. İspanyol bilim adamlarının bilimsel dergi Nature´deki raporunda, insanlar arasındaki ölüm vakalarının oranı, diğer memelilerle soy ağacındaki yerimize göre kıyaslandığında, beklenilen seviyede. Elbette kültür ve insan toplumlarının sosyalleşmesi, içimizde var olan şiddet eğilimini etkiledi ve bizi eskiye nazaran günümüzde bir nebze olsa da uysallaştırdı.

Kendi türünün içindeki ölümcül tartışmalar sadece insanlara özgü değil, bilakis diğer memelilerde de var. Primatlardaki grup içindeki saldırganlık ender sayılmaz, bazı türlerde çocuk öldürmeleri bile var.

Yırtıcı havyanların kendilerine yabancı olan gruplardakilerini öldürdükleri gibi, zararsız gözüken farelerin veya atların bile ara sıra kendi soydaşlarını öldürdükleri gözlemlenmektedir.

Kaynak:
https://www.nature.com/articles/nature19758

Link to comment
Share on other sites

İnsanların sistemi olması gerektiği gibi değil.

Güçsüzler hayatta kalamayacaklarını anladıklarında

Yapay bir inanç hikayesi ile ele geçirdi her yeri.

Çünkü kalabalıklar, iletişim kuruyorlar.

Ancak bu onları kurtarmadı.

Silahlar gelişti ve gelişiyor, biyolojik silahlar da artıyor.

Virüsler yaratıyorlar ve yaratacaklar.

Öyle veya böyle insan nüfusunun %90'ı yok olacak.

Kalan %10 da nükleer, biyolojik ve endüstriyel kirliliği 100-200 yıl süren bir süreçte temizleyip yeni bir dünya yaratacak.

Bunlar olurken kan gözyaşı dehşet olacak ama sonrasında çok güzel ve planlı bir dünya oluşacak.

Ben bakınca bunları görüyorum.

Sanki batması kesin bir gemi var, ve içinde ahmaklar dolu ve deliklere parmaklarını sokuyorlar.

Kurtulacaklarını sanıyorlar. Ama bir halt olmuyor.

Doğru bir taraf arıyorsanız, bu savaşı, çatışmayı körükleyecek tarafta yer alın.

O zaman arşiv içinde çöp süprüntüler olarak değil de, tek çözüm yolunu yüzyıllar önceden farketmiş ve buna çabalamışlar olarak hatırlanırsınız.

Bir anlamı olmaz ama bir okulda bir anma gününde saygılarını sunan çocuklar, bir hatıra parkı veya bir yüzer adaya sizlerin tarafına ithafen bir ad, bir sembol verilir.

Şu anda yaşadığınız hayat esaret dolu.

İnançlıların her yeri ele geçirdiği bir medeniyet anlayışının esareti.

Yok edilmeli.

Şiddete neden olan aptallıktır.

Bilgi şiddete neden olmaz. Çözüme neden olur.

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...
On 24.12.2021 at 18:22, Ateist-Bakış yazdı:

İnsanların sistemi olması gerektiği gibi değil.

Güçsüzler hayatta kalamayacaklarını anladıklarında

Yapay bir inanç hikayesi ile ele geçirdi her yeri.

Çünkü kalabalıklar, iletişim kuruyorlar.

Ancak bu onları kurtarmadı.

Silahlar gelişti ve gelişiyor, biyolojik silahlar da artıyor.

Virüsler yaratıyorlar ve yaratacaklar.

Öyle veya böyle insan nüfusunun %90'ı yok olacak.

Kalan %10 da nükleer, biyolojik ve endüstriyel kirliliği 100-200 yıl süren bir süreçte temizleyip yeni bir dünya yaratacak.

Bunlar olurken kan gözyaşı dehşet olacak ama sonrasında çok güzel ve planlı bir dünya oluşacak.

Ben bakınca bunları görüyorum.

Sanki batması kesin bir gemi var, ve içinde ahmaklar dolu ve deliklere parmaklarını sokuyorlar.

Kurtulacaklarını sanıyorlar. Ama bir halt olmuyor.

Doğru bir taraf arıyorsanız, bu savaşı, çatışmayı körükleyecek tarafta yer alın.

O zaman arşiv içinde çöp süprüntüler olarak değil de, tek çözüm yolunu yüzyıllar önceden farketmiş ve buna çabalamışlar olarak hatırlanırsınız.

Bir anlamı olmaz ama bir okulda bir anma gününde saygılarını sunan çocuklar, bir hatıra parkı veya bir yüzer adaya sizlerin tarafına ithafen bir ad, bir sembol verilir.

Şu anda yaşadığınız hayat esaret dolu.

İnançlıların her yeri ele geçirdiği bir medeniyet anlayışının esareti.

Yok edilmeli.

Şiddete neden olan aptallıktır.

Bilgi şiddete neden olmaz. Çözüme neden olur.

İnsanlık için nüfusun %90’nı yok etmeye gerek yok . Bunu bilgine güvenerek mi yoksa başka yerine güvenerek mi  söyledin bilmem. Yok edilmesi gerekenler sırayla şunlardır;

1 Uyuşturucu üretici ve satıcıları

2 silah kaçakçıları

3 Çocuk tacizcileri

4 Çocuğunu satan anne babalar

5 yolsuzluk yapan herkes

6 tarafsız kalamayan hakim ve savcılar

7 kumarhane işletmecileri ve 1000 dolar üzeri kumar oynayanlar

8 Yalan reklam yapanlar

9 organ mafyası

Bunları yok edilirse insanlık zaten kurtulur

Sonra aşamalı olarak kural ihlalleri yapanların hile yapanların yıllık değerlendirmeye göre kısırlaştırılması yeterlidir.

İnsanlığın %90'nını yok etmek tanrı kaynaklı fışkılarla beslenen tiplerin ortak görüşüdür. Bakın mitoloji hep toplu yokediş hikayeleri ile doludur. Bunu savunanlar da aslında tanrının dışkısını kutsayanlardır.

Link to comment
Share on other sites

On 26.03.2022 at 08:36, Kafir İmam yazdı:

İnsanlık için nüfusun %90’nı yok etmeye gerek yok . Bunu bilgine güvenerek mi yoksa başka yerine güvenerek mi  söyledin bilmem. Yok edilmesi gerekenler sırayla şunlardır;

 

1 Uyuşturucu üretici ve satıcıları

 

2 silah kaçakçıları

 

3 Çocuk tacizcileri

 

4 Çocuğunu satan anne babalar

 

5 yolsuzluk yapan herkes

 

6 tarafsız kalamayan hakim ve savcılar

 

7 kumarhane işletmecileri ve 1000 dolar üzeri kumar oynayanlar

 

8 Yalan reklam yapanlar

9 organ mafyası

 

Bunları yok edilirse insanlık zaten kurtulur

 

Sonra aşamalı olarak kural ihlalleri yapanların hile yapanların yıllık değerlendirmeye göre kısırlaştırılması yeterlidir.

İnsanlığın %90'nını yok etmek tanrı kaynaklı fışkılarla beslenen tiplerin ortak görüşüdür. Bakın mitoloji hep toplu yokediş hikayeleri ile doludur. Bunu savunanlar da aslında tanrının dışkısını kutsayanlardır.

 

Katılıyorum. Sorsan herkes barış istiyor ama tüm devletler canhıraş biçimde silahlanma gayretinde. 

Birde işin biyolojik boyutu var. Saydığın tüm bu maddeler tek bir noktaya indirgeniyor; Kötülük. İnsanın evrimsel sürecinde bunlar bir avantajdı ancak günümüz dünyasında daha çok ölüme, cinayete, kavgaya sebep oluyor. İnsanda doğuştan var olan bu içgüdüsel sürecin önüne geçebilirsek o zaman kime kötülük yapmaz. Bununda bilinçli bir eğitim süreciyle gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Link to comment
Share on other sites

On 27.03.2022 at 12:04, aFikir yazdı:

Katılıyorum. Sorsan herkes barış istiyor ama tüm devletler canhıraş biçimde silahlanma gayretinde. 

Birde işin biyolojik boyutu var. Saydığın tüm bu maddeler tek bir noktaya indirgeniyor; Kötülük. İnsanın evrimsel sürecinde bunlar bir avantajdı ancak günümüz dünyasında daha çok ölüme, cinayete, kavgaya sebep oluyor. İnsanda doğuştan var olan bu içgüdüsel sürecin önüne geçebilirsek o zaman kime kötülük yapmaz. Bununda bilinçli bir eğitim süreciyle gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Yönetimi işgal eden kadrolar işlerine geldi mi kiminnnerde ne yaptığını çok iyi biliyorlar. Ama işlerine gelmediği zaman '' bulamıyoruz, bağlantı kayıp'' gibi laflarla toplumu oyalıyorlar.

Şu savcıların klişe lafı vardır. Suçluyu polis yakalar savcı bırakır. Çünkü kaynağını araştırıyorlarmış. Bu güne kanar kaç tane suç kaynağına dokunulmuş ki? İdam edilen yada ocağı dağıtılan kaç tane suç baronu var. Sıfır...

Tek tek uğraşmak yerine kaynağını kurutma iddiası tamamen zaman kazanma ve oyalama yöntemidir.

Evet tek tek uğraşılmalıdır. Böylece kaynak beslenemez ve suç azalır.

Bakın akp Tayyip Erdoğan aleyhine konuşan çoluk çocuk , yaşlı genç ne varsa tutukluyor. Sonuç ortada , muhalefet bile eleştiri yapamaz hale geldi.

İşte bu tek tek uğraşma yöntemini kötüler kullanıyor, iyiler de kullanmalıdır. Saf olmamalılar.

Link to comment
Share on other sites

Bu konuları tartışmak eğlenceli, kafesin önündeki ödül gibi. Kafese girdiğinizde ise tek istediğiniz çıkmak olacak. Gerçekleri görebilirsiniz, bunları kabul etmek ve içselleştirmek ise çok daha farklı bir yetenektir. Yok etme temelli rüyalar yerine göz ardı etme temelli uyanışların peşinden gidin. Dışarısı değişmez ama iç değişebilir.

Link to comment
Share on other sites

On 27.03.2022 at 12:04, aFikir yazdı:

içgüdüsel sürecin önüne geçebilirsek

Böyle bir şeyin mümkün olduğuna inancım sıfır. En fazla kısıtlı bir süre zarfında bastırabilirsiniz, ancak o baskının bir patlaması olacaktır muhakkak. İnsana neden bu kadar yükleniliyor anlamıyorum. Kötülük ve iyilik kavramları yalandan ibaret şahsımca. İnsan kendini çok zeki, her şeyin farkında ve özgür sanıyor ancak bunlar birer yanılgı. Her hayvan kadar salağız, her hayvan kadar mahkumuz. Söz edebileceğimiz, kanıtlayabileceğimiz bir irademiz var mı? Dolayısıyla insan da her hayvan gibi bencildir; iç güdüsünü dinler, bağırsaklarının emrinde yaşar ve uçkuruna düşkündür. Yaptığı her hareketin de sebebi olacağı için (dış koşullara bağlı), her daim suçsuzdur. Bunlar biz basit canlıların önüne geçebileceği şeyler değildir. Zihinsel evrimin en başlarındayız, belki evren daha fazla gelişmesine izin vermeden yok oluruz. (Burada evren, üst bir güç değil sadece kurallar ve koşullardan bahsediyorum.) Yani gitmeyin insanların üstüne, diğer hayvanlardan farkımız yok. Bunlar kötülük değil, içgüdü. Doğal şeyler, elle değişecek şeyler de değil. 

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

44 dakika önce, Plütoncu yazdı:

her daim suçsuzdur.

Dediklerinin diğerlerine katılsam da bu kısma katılmıyorum. Çünkü birinin suçlu olabilmesi için illa ki o şeyi yapmayı özgür bir şekilde seçmiş olmasına gerek yok. Sadece o eylemi yapmış olması o kişinin suçlu olması için yeterlidir. Ne de olsa özgür bir iradeye sahip olmasak da bir iradeye sahibiz.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...