Jump to content

İnsan mükemmel değil


somebody

Recommended Posts

3 saat önce, Kafir İmam yazdı:

Tasarım adaptasyon ve denge değildir ki.  Yine anlamadan yazmış etmişsin. Yok yok anlayamamışsın.

Tasarlanan birşey olmadan önce bilinir ama denge ve uyum olduğunda bilinir.

Hiç anlayamayacaksın.

Allah tasarladıysa bu planın öncesi ve sonrası olmalı. Neye göre tasarlamış da yapmış. Tasarlayamadıkları neymiş ne olmuş?

Anlayabilirsin cevap ver ama anlamadan yazma

 

Tasarım: denge ve adaptasyon değildir diyorsunuz ancak sürece yayılmış bir tasarım sürecinden bahsediyorum. Yani adaptif olanlar hayatta kalıyordur buraya kadar doğru ancak adapte olanların zihinsel doğrulara ulaşacağı kesinliği denge ve adaptasyondan çıkmıyor maalesef. Ancak ve ancak bu denge veya adaptasyon sürecini kasıtlı bir sonuca götürmeyi dileyen bir şey olursa " varlık, kişi" o halde bu sizin deyiminizle " denge ve adaptasyon" un bir süreç olarak kendisi zaten tasarımın bir versiyonu olacaktır.

2. Olarak; tanrı tasarladıysa bu planın öncesi sonrası olması gerekiyor savı desteksiz çünkü; bu argümanda tanrının tasarımının taslaklarını bildiğimizi değil ancak olgu dünyasında araştirabildiğimizi savunuyorum. Ayrıca bir şeyin ancak tasarımlanarak amaca dönük olması sonucu daha güvenceli bir bilgi verecekse(sa-se) onun yapılmadan önceki tasarımının aşamalarını bilmemiz gerekmez.

Link to comment
Share on other sites

8 dakika önce, Ali yazdı:

Tasarım: denge ve adaptasyon değildir diyorsunuz ancak sürece yayılmış bir tasarım sürecinden bahsediyorum. Yani adaptif olanlar hayatta kalıyordur buraya kadar doğru ancak adapte olanların zihinsel doğrulara ulaşacağı kesinliği denge ve adaptasyondan çıkmıyor maalesef. Ancak ve ancak bu denge veya adaptasyon sürecini kasıtlı bir sonuca götürmeyi dileyen bir şey olursa " varlık, kişi" o halde bu sizin deyiminizle " denge ve adaptasyon" un bir süreç olarak kendisi zaten tasarımın bir versiyonu olacaktır.

2. Olarak; tanrı tasarladıysa bu planın öncesi sonrası olması gerekiyor savı desteksiz çünkü; bu argümanda tanrının tasarımının taslaklarını bildiğimizi değil ancak olgu dünyasında araştirabildiğimizi savunuyorum. Ayrıca bir şeyin ancak tasarımlanarak amaca dönük olması sonucu daha güvenceli bir bilgi verecekse(sa-se) onun yapılmadan önceki tasarımının aşamalarını bilmemiz gerekmez.

Anlamamışsın ki ,

İnsan mükemmel değil diyorum başından beri. Eğer Tanrı tasarladıysa bir çok hata var , hangi kurala göre tasarladı , tanrı çuvalladı mı, yoksa o da belli kurallara mı uymak zorunda.. işte bu noktayı aydınlatıver.

Tanrı deney mi yapıyor ?

Link to comment
Share on other sites

15 dakika önce, Kafir İmam yazdı:

Anlamamışsın ki ,

İnsan mükemmel değil diyorum başından beri. Eğer Tanrı tasarladıysa bir çok hata var , hangi kurala göre tasarladı , tanrı çuvalladı mı, yoksa o da belli kurallara mı uymak zorunda.. işte bu noktayı aydınlatıver.

Tanrı deney mi yapıyor ?

Farklı şeylerden bahsettiğimiz için anlamamış olarak düşünüyorsunuz sanırım beni. Konudan sapmamak için ben argümanı sunuyorum yalnızca. Ayrıca insan mükemmel değil derken de doğal süreçlerin amaçsızca oluşturduğu ve doğru akıl yürütmenin garantisini bilemediğimiz bir düşünceyle bana karşılık vermektesiniz sürekli! Bu sizi radikal skeptizme götürebilecek bir argumanken siz hala insan mükemmel değil ya da hatalar var diyorsunuz ilginç.

Link to comment
Share on other sites

56 dakika önce, Ali yazdı:

Farklı şeylerden bahsettiğimiz için anlamamış olarak düşünüyorsunuz sanırım beni. Konudan sapmamak için ben argümanı sunuyorum yalnızca. Ayrıca insan mükemmel değil derken de doğal süreçlerin amaçsızca oluşturduğu ve doğru akıl yürütmenin garantisini bilemediğimiz bir düşünceyle bana karşılık vermektesiniz sürekli! Bu sizi radikal skeptizme götürebilecek bir argumanken siz hala insan mükemmel değil ya da hatalar var diyorsunuz ilginç.

Anlamamışsın henüz.

Doğada akıl yürütme yok bu yüzden tanrıyı savunamazsın diyorum. Ne diyeyim başka.

Tanrı akıl yürüttüyse hatalardan da sorumludur o zaman çuvallamıştır diyorum.

Evet insan mükemmel değil hatalar var. Uyum sağlama devam ediyor evrim bitmediki. Siz kendinizi son model olarak görüyorsanız ben napıyım?

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Kafir İmam yazdı:

Anlamamışsın henüz.

Doğada akıl yürütme yok bu yüzden tanrıyı savunamazsın diyorum. Ne diyeyim başka.

Tanrı akıl yürüttüyse hatalardan da sorumludur o zaman çuvallamıştır diyorum.

Evet insan mükemmel değil hatalar var. Uyum sağlama devam ediyor evrim bitmediki. Siz kendinizi son model olarak görüyorsanız ben napıyım?

Doğada akıl yürütme yoksa siz doğada yaşamıyor musunuz? Bu yaptığınız bir tür akıl yürütme değil mi zaten? Tanrıyı neden savunmamıyorum akıl yürütme ile iyimisin?

Tanrı hatalardan sorumlu olabilir veya başka bir amaçla yapmıştır vs. Fakat bundan öncesi sizin için problemli diyorum hala anlamıyorsunuz. İnsan hatalı,insan kusurlu dediğiniz şeyi yine kesin doğru sonuçlara oluşturacağının garantisini veremeyeceğimiz beyninizle yapıyorsunuz? Çok basit şekilde dedim ki eğer bu evrim(uyum denge vs.) süreci belirli bir amaç taşımıyor ve arkasında bilinçli bir tasarımı ( buna takılma diye tekrarlayayım: Tasarım dedigim sürece yayılmış şekilde de olabilir.Hala devam edecekte olabilir. Gerek bugüne geldiğimiz halimize hem de bundan sonra nereye evrileceksek farketmez.)öngörmüyorsa o halimize de güvenmek icin sezgisel ve deneyimsel güvencemiz ve referansınız yok diyorum varsa referansınızı gösterin? Fakat insan mükemmel değil teranesini tekrarlama! Ondan öncesi sorun zaten.

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, Ali yazdı:

Doğada akıl yürütme yoksa siz doğada yaşamıyor musunuz? Bu yaptığınız bir tür akıl yürütme değil mi zaten? Tanrıyı neden savunmamıyorum akıl yürütme ile iyimisin?

Tanrı hatalardan sorumlu olabilir veya başka bir amaçla yapmıştır vs. Fakat bundan öncesi sizin için problemli diyorum hala anlamıyorsunuz. İnsan hatalı,insan kusurlu dediğiniz şeyi yine kesin doğru sonuçlara oluşturacağının garantisini veremeyeceğimiz beyninizle yapıyorsunuz? Çok basit şekilde dedim ki eğer bu evrim(uyum denge vs.) süreci belirli bir amaç taşımıyor ve arkasında bilinçli bir tasarımı ( buna takılma diye tekrarlayayım: Tasarım dedigim sürece yayılmış şekilde de olabilir.Hala devam edecekte olabilir. Gerek bugüne geldiğimiz halimize hem de bundan sonra nereye evrileceksek farketmez.)öngörmüyorsa o halimize de güvenmek icin sezgisel ve deneyimsel güvencemiz ve referansınız yok diyorum varsa referansınızı gösterin? Fakat insan mükemmel değil teranesini tekrarlama! Ondan öncesi sorun zaten.

Evet doğada akıl yürütme yok. İnsan da beyninin tamamını  kullanamıyor sadece oluşan şartlar arasındaki bağlantıları bulmaya çalışıyor. En zeki insan bile beyninin %10 unu kullanıyor.

Bu da bir evrim sürecidir. Beyin enerjisini büyük oranda bedensel faaliyetleri yürütmek için kullanıyor. Yani hücreleri canlı tutmak için çalışıyor.

Ama anlamıyorsun. Kesin sonuç vardır diyen ben değilim ki. Bunu dinciler söylüyor.

Şartlara göre değişkenlik söz konusu. Nasıl bir hayal görüyorsun sen?

Evet mükemmellik yok. İnsan da mükemmel değil , mükemmel bir yaratıcı da yok ve şuanda da mükemmel değiliz. Bütün konunun özeti bu. Neresi zor geliyor acaba?

Senin akıl dediğin şey nedir ki? 500 yıl önceki insanları beyni saatte 300 km yi hayal edemiyordu bile. Ama şimdiki şartlarda bu hıza adapte olup onu kontrol edebiliyor. İşte akıl denen şey bu. Beynin şartları kullanma özelliğidir. Ama kusursuz değildir.

Tanrıdan yola çıkarsan anlayamazsın tabiki.

Link to comment
Share on other sites

5 saat önce, Ali yazdı:

Neyi leş?

Leş olmayan tarafı yok.

Art niyetli bir leş benim gözümde. Elime geçse ıslak odunla döverim.

Senin pazarlamaya çalıştığın da dahil, argümanları da çocuksu. Yazdıklarını kendin mayınlıyorsun farkında değilsin. Bi kere "beynin", iş evreni anlamaya geldiğinde çok matah bir şey olduğunu da nereden çıkarıyorsun ki, onu ancak tanrısal bir tasarıma layık görüyorsun? Ben tanrı olsam bunu hakaret addederim. Sen kimsin lan? 

Biz ve beraberinde beynimiz avcılık ve toplayıcılık için evrimleşti. Bu evreni anlamak için değil. İşte tam da bu yüzden sittin senedir göbeğimiz çatlamasına rağmen mevzuyu hala anlayamıyoruz, kuantum fiziği deyince amuda kalkıp, onu genel görelilikle birleştiremiyoruz. Planck seviyesine değil inmek, yanına bile yaklaşacağımız şüpheli. İşte o yüzden başlangıç, son, hiçlik vb. kendi ürettiğimiz ancak evrende karşılığı olmayan kavramlar üzerinden sürekli tongaya düşüyor, hatta bunun sonunda tanrı adında bir yanılgıya dahi düşüyoruz. Dış kelimesi nedir? Peki evrenin "dışı" nedir? İç dış nitelemeleri evren için geçerli değildir. Bu evren senin anlaman için orada değil, z.kinde bile değil belli ki. Senin beynin de onu anlamak için orada değil. Makro evrene programlanmış, ona adapte olmuş bir araç işte. Evrende yeterli alt ölçeğe indiğinizde, onu atom bulutu ya da kuantsal bir çorba şeklinde görebildiğinizde, (matrixteki neonun 1-0 -1 kodları gibi algılayabildiğinizde örneğin) ortada ne bir başlangıç ya da son görmeyeceğiniz, onun yerine hep devam eden bir süreç göreceğiniz yerde, üst ölçekte şekil ve formalara dayalı başlangıç ile sonlar atayan, daha sonra bunun tüm evrene ontolojik olarak içkin olduğunu zannedip da tongaya düşen gene o beyin değil mi?

O beyin avcılık ve toplayıcılık için evrilmiş olduğunun her bir belirtisini, bu evreni anlamak için bir üst lige çıktığında sana gani gani, kafana vura vura anlatıyor ya zaten?! Sen daha kalkmış epistemik güvence diye sayıklamaktasın. İn bakalım atom altı seviyeye ya da çık bakalım evren ölçeğine de damı götü nasıl dağıtıyor o beyin? Beynimize güvenecez diye götümüzden tanrı mı uyduracaz? Komik. Ayrıca aksi durum güvenmemek de değil. Neyse o. Hepsi bu. 

Ayrıca referans noktanız nedir? Esasen tanrı tarafından gerçekten daha ulvi bir amaç için tasarlansaydı bundan daha iyi olmayacağına dair garantiniz, veyahut milyarlarca yılda doğal seçilimle determine olmuş bir beynin bundan daha iyi ya da daha kötü olması gerektiğine dair güvenceniz? Dayanağınız?

Bu argüman en az beş ayrı koldan yıkılır. Öyle ki, her vurduğunda ikinci boşa gider.

Senin beynin avcılık ve toplayıcılık için gelişmiş olmanın getirdiği tüm sorunları bu evreni anlama aşamasında yaşıyor, yaşatıyor zaten. Bunlara insansı, yani antropik yanılgılar diyoruz. Ama bu siyah ya beyaz demek değil. Yavaş ve sancılı da olsa ilerliyor, bilim sayesinde. Peki bunun daha iyi bir versiyonu olabilir miydi? Daha çabuk ve daha net kavrayacak, hatta bilime vb. hiçbir aracıya ihtiyaç duymayacak bir zihin? Einstein ya da günümüzdeki en büyük zihinler dahi defalarca kere yanılmış, hatta komik duruma düşmüş, onu bırak dünyada zihinlerin eşdeğerlilikle alakası yok. Bir tarafta Niehls Bohr, öbür tarafta sokaktaki ahmet efendi. Bu evreni anlama algılama şansı nedir? Sen daha hala kalkmış tasarımdan bahsediyorsun. Böyle bir tasarımı, böyle bir düzenlemeyi anca bir mal yapar. Tanrı böyle mi tasarımlamış, dünyanın 10.000 de biri anlasın, (o da ne zaman anlayacaksa) geri kalan mal değneği gibi ortada gezsin. 

1- Nihai olarak ben diyorum ki; doğal seçilimle oluşmuş olan bir beyin, tam da bu kapasitede çalışıp tam bugünkü başardıklarımızı bugünkü düzey ve sürede başarır. Evreni anlamakta da tam da bu düzeyde zorlanır. Aksini kanıtlasana bunun hele bi?

2- Tanrı tasarımlasaydı ve ortada bir amaç olsaydı çok daha iyisi ve çok daha adili olurdu. Aksini kanıtlasana hele bi? 

 

Link to comment
Share on other sites

@Ali

Şöyle mi olmalıydı;  


Taş devrindekiler ormanın ortasında önce  Rolls Royce motoru icad etmeli sonrada tekerleği bulmalıydı.  


Akıl dediğin şey insanın deneme yanılma ve yararlanma özelliğidir.

Şuan bir zaman makinası ile 10 bin yıl öncesine ampül götürsen o dönemin en saçma ve faydasız eşyasına sahip olursun. Çünkü o şartlarda yararlanabileceğin bir alet değil. Bunu da o dönemin insanlarına asla anlatamazsın.  


1400 yıl öncesine gidip Muhammed şizofren bir delidir. Çevresi tarafından kullanılan bir zavallıdır dersen kimseyi inandıramazsın. Adam haklı , çok akıllı demezler. Çünkü o dönemin şartları buna müsait değil. İşte akıl denen şeyi buradan ölç.  

 

Link to comment
Share on other sites

6 dakika önce, müftü yazdı:

Leş olmayan tarafı yok.

Art niyetli bir leş benim gözümde. Elime geçse ıslak odunla döverim.

Senin pazarlamaya çalıştığın da dahil, argümanları da çocuksu. Yazdıklarını kendin mayınlıyorsun farkında değilsin. Bi kere "beynin", iş evreni anlamaya geldiğinde çok matah bir şey olduğunu da nereden çıkarıyorsun ki, onu ancak tanrısal bir tasarıma layık görüyorsun? Ben tanrı olsam bunu hakaret addederim. Sen kimsin lan? 

Biz ve beraberinde beynimiz avcılık ve toplayıcılık için evrimleşti. Bu evreni anlamak için değil. İşte tam da bu yüzden sittin senedir göbeğimiz çatlamasına rağmen mevzuyu hala anlayamıyoruz, kuantum fiziği deyince amuda kalkıp, onu genel görelilikle birleştiremiyoruz. Planck seviyesine değil inmek, yanına bile yaklaşacağımız şüpheli. İşte o yüzden başlangıç, son, hiçlik vb. kendi ürettiğimiz ancak evrende karşılığı olmayan kavramlar üzerinden sürekli tongaya düşüyor, hatta bunun sonunda tanrı adında bir yanılgıya dahi düşüyoruz. Dış kelimesi nedir? Peki evrenin "dışı" nedir? İç dış nitelemeleri evren için geçerli değildir. Bu evren senin anlaman için orada değil, z.kinde bile değil belli ki. Senin beynin de onu anlamak için orada değil. Makro evrene programlanmış, ona adapte olmuş bir araç işte. Evrende yeterli alt ölçeğe indiğinizde, onu atom bulutu ya da kuantsal bir çorba şeklinde görebildiğinizde, (matrixteki neonun 1-0 -1 kodları gibi algılayabildiğinizde örneğin) ortada ne bir başlangıç ya da son görmeyeceğiniz, onun yerine hep devam eden bir süreç göreceğiniz yerde, üst ölçekte şekil ve formalara dayalı başlangıç ile sonlar atayan, daha sonra bunun tüm evrene ontolojik olarak içkin olduğunu zannedip da tongaya düşen gene o beyin değil mi?

O beyin avcılık ve toplayıcılık için evrilmiş olduğunun her bir belirtisini, bu evreni anlamak için bir üst lige çıktığında sana gani gani, kafana vura vura anlatıyor ya zaten?! Sen daha kalkmış epistemik güvence diye sayıklamaktasın. İn bakalım atom altı seviyeye ya da çık bakalım evren ölçeğine de damı götü nasıl dağıtıyor o beyin? Beynimize güvenecez diye götümüzden tanrı mı uyduracaz? Komik. Ayrıca aksi durum güvenmemek de değil. Neyse o. Hepsi bu. 

Ayrıca referans noktanız nedir? Esasen tanrı tarafından gerçekten daha ulvi bir amaç için tasarlansaydı bundan daha iyi olmayacağına dair garantiniz, veyahut milyarlarca yılda doğal seçilimle determine olmuş bir beynin bundan daha iyi ya da daha kötü olması gerektiğine dair güvenceniz? Dayanağınız?

Bu argüman en az beş ayrı koldan yıkılır. Öyle ki, her vurduğunda ikinci boşa gider.

Senin beynin avcılık ve toplayıcılık için gelişmiş olmanın getirdiği tüm sorunları bu evreni anlama aşamasında yaşıyor, yaşatıyor zaten. Bunlara insansı, yani antropik yanılgılar diyoruz. Ama bu siyah ya beyaz demek değil. Yavaş ve sancılı da olsa ilerliyor, bilim sayesinde. Peki bunun daha iyi bir versiyonu olabilir miydi? Daha çabuk ve daha net kavrayacak, hatta bilime vb. hiçbir aracıya ihtiyaç duymayacak bir zihin? Einstein ya da günümüzdeki en büyük zihinler dahi defalarca kere yanılmış, hatta komik duruma düşmüş, onu bırak dünyada zihinlerin eşdeğerlilikle alakası yok. Bir tarafta Niehls Bohr, öbür tarafta sokaktaki ahmet efendi. Bu evreni anlama algılama şansı nedir? Sen daha hala kalkmış tasarımdan bahsediyorsun. Böyle bir tasarımı, böyle bir düzenlemeyi anca bir mal yapar. Tanrı böyle mi tasarımlamış, dünyanın 10.000 de biri anlasın, (o da ne zaman anlayacaksa) geri kalan mal değneği gibi ortada gezsin. 

1- Nihai olarak ben diyorum ki; doğal seçilimle oluşmuş olan bir beyin, tam da bu kapasitede çalışıp tam bugünkü başardıklarımızı bugünkü düzey ve sürede başarır. Evreni anlamakta da tam da bu düzeyde zorlanır. Aksini kanıtlasana bunun hele bi?

2- Tanrı tasarımlasaydı ve ortada bir amaç olsaydı çok daha iyisi ve çok daha adili olurdu. Aksini kanıtlasana hele bi? 

 

Teşekkürler teflon özlemişim bana fırça kaymalarını.

Link to comment
Share on other sites

  • 1 sene sonra...
On 10.11.2021 at 15:42, Kafir İmam yazdı:

Dini savunanlara vereceğiniz ilk cevap bu olmalıdır.  İnsan mükemmel değildir. Çünkü açlık korku hastalık barınma gibi bir çok temel sorunları var. İnsanı doğadaki canlılarla kıyasladığımızda daha fazla ihtiyaç içinde olduğu çok açık.

 

Örneğin dincilerin asagiladigi bir hayvan olan domuz insandan daha mükemmeldir. Çünkü yaşamak için yemeklerini pişirmeye , yazlık kışlık elbiseye , apartmana , hizmetçilere , sigortaya , bakıcıya ,egitime ihtiyacı yok. Üstelik beslenme çeşitleri bizden daha fazla ve vücudu  her ortama daha dirençli ..

 

Şimdi bu hayvanı aşağılık yapan şey sadece Kuran'da yazması mi?

 

Bunun gibi çoğu canlı insandan daha üstün donanımlara sahiptirler. Eğer biz de domuzla aynı özelliklere sahip olsaydık bugün çoğu ihtiyacımızı bağımsız olarak karşılayabilecektik. Bu kadar üremeyecek ve savaşmayacaktık. Para denen şeyi kullanmayacaktık.

Daha önceden tartışılmış bir konu

Link to comment
Share on other sites

insan mükemmel değil ama mükemmelliyetçi, hayalperest,aciz bir varlıktır.bu yüzden ultra süper güçleri olan tanrilari icat etmiştir.

daha bi kaç ay önce kalan son bir kaç dişimden birini daha toprağa verdim.kulak duymur, göz görmür, el ayak titremesi... . iki bardak çay içiyorum hemen işeme ihtiyaci araz oluyor.kemiklerim,basim, gözüm, karnım eklemler filan ağiriyor.vucut dökülüyor.suya dokununca kaşinti geliyor.kulaklar killaniyor.ulan kulakta kıl çikar mi be.ama işte yaş geçtimi çikiyor.kaş uzanasi da cabasi.sorsan tanri bizi en iyi mükemmel bir şekilde yaratmiş.hepsi neyse de bu diş dökülmesi nedir arkadas ya.bari döküyorsun yerine yenisini çikart.tam kafayi yemelik bu hayat.sorsan imtihan.tanri gelsin kendini imtihan etsin böyle.bir gün dayanamaz.
 

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

  • moderator başlığı İnsan mükemmel değil olarak değiştirdi

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...