Jump to content

Hangi Mustafa Kemal Atatürk


duran

Recommended Posts

Hangi Mustafa Kemal Atatürk

 

Geçen senelerde elime ince bir kitap geçti, saman kağıdı idi, siyah mürekkep kalem ile yazılmıştı köşeleri hafif hafif yırtılmıştı, üzerinde tarih yazmıyordu, üzerinde kimin yazdığı da yazmıyordu , isim ve tarih yazan yer yırtılmış olmalıydı. Yazılma tarihini, içinde yazılanlara baktığımda -kelimeler şimdi kullandığımız kelimelerden farklı ama yinede anlayabiliyordum- tarih yaklaşık olarak ortaya çıkıyordu, Kitabın başında bu yıl Adolf Hitler öldü deniyordu, yani 1945 Mayısından sonraki bir tarih idi.

 

-İçeriği genel olarak "Tarihi yazanlar ve tarihi okuyanlar tarafından nasıl kendi inançlarına/görmek duymak istediklerine göre yazdıkları, tarihi şahsiyetlerin söylediklerini gerçekten anlamak yerine istedikleri tarafları nasıl aldıklarını, tarihi olayları nasıl kendi hayal dünyalarını/inçlarını/çıkarlarını gerçekleştirmek için kullandıklarını ortaya koymaya çalışmış"

 

-Kitabın bir kısmından alıntı yapayım -alıntı yaparken günümüz Türkçesine çevireceğim kelimeleri-

 

... Öyle ki insan doğru peşinde de değildir, bir şekilde bir yere ait olmak ister, kendini anlatmak ve anlaşılmak ister, insan yalnız kalmamak için çabalar çoğunlukla. Toplumun doğru dediği şeylere doğru demeye yatkındır insan. Değerleri de sabit değildir öyle pek. Değerlerini güçlünün değerleri ile yer değiştirmeye yatkındır, güçlü olmak ister insan, ünlü olmak ister, çok kişi tarafından bilinmek ister. Çok kişi tarafından bilinmek demek, çok anlaşılıyorum demek anlamına da geliyor. Öyle ki insan çok da tarafsız değildir, eşitlikçi değildir. İnsan bir yerde uyumsuzluk/terslik hissetse bile o topluma uyum sağlamak adına bazı şeyleri görmemezlikten, duymamazlıktan, aldırmamazlıktan gelerek akla uydurmaları yaparak uyum sağlar. Bunu yapar, çünkü yalnızlığın verdiği sıkıntıyla karşılaşmak istemez. Bulunduğu çevreye uyum sağladığında kendini güvende hisseder bir nevi, uyum sağlamadığında çevresindekiler onu tam kabul etmezler içlerine, ayrımcılığa maruz kalır. İnsan öyle bağımsızlık peşinde falanda değildir ...

 

-İnsanı böyle tanımlıyor kitap ve şöyle devam ediyor,

 

... Mesela Hz Muhammedin döneminde Kuran'a yazılanlar bir tane, ama bakın şimdi her okuyan neredeyse farklı algılıyor ve bir çok fırkalara ayrılmışlar, kaç tane Kuran var diyesi geliyor insanın, Kaç tane Muhammed var. Birde herkes ben haklıyım diyor, bir birlerine kendi doğrularını kabul ettirmek için savaşıyorlar. Şekilcilikte yarışıyorlar, adeta kim daha şekilci -kendilerince kutsal atfettikleri yerleri gezme görmede...) olursa o daha çok inançlı gibi bir şeye getiriyorlar. Herkes daha önce atalarından getirdikleri inançlara, örflere göre okuduğu bilgiyi yorumluyor ve önemli bir nokta ise yukarıda insanın özelliklerini ve davranışlarını göz önüne aldığımızda bu farklı görünüşlerin nedenini anlayabiliriz...

 

-Ve kitap sonunda bir konuyu, bir şahsiyeti bir olayı olduğu gibi/göründüğü gibi değerlendirmek istiyorsak neler yapmamız gerektiğini sıralıyor.

 

Ün ve makam peşinde olmayacaksın, üretken ve gerçekler sizi rahatsız etse bile gerçeğe saygılı olacaksınız.
Bencilliğiniz ve gururunuz yüzünden hep haklı çıkma peşinde olmayacaksınız. Doğrularınızın değişebilir olduğunu ve hata yapabilirliğinizi kabul edeceksiniz.
Katılaşmış bir şekilde bir fikre bağlanmayacaksınız. Başka fikirleri dinlemesini ve eleştirilen yaklaşmasını bileceksiniz.
Bir Mezhebe bağlı olmayacaksınız. Veya bir ideolojiye bağımlı olmayacaksınız, karşınızdaki insanlara açık ortamlarda varsa mezhebinizi ve ideolojinizin sorgulanmasına izin vereceksiniz.
Bilgi kaynaklarına birinci elden edinmemeleri -nakli veya rivayet şeklinde sözlü anlatımlardan beslenmeleri- Bilgiyi kaynağından almaya çalışın, bilgiyi vermek isteyenin kelimelere nasıl anlamlar yüklediğine bakılmalı. Yorum ve bilgi karıştırılmamalı.
Zaman kısıtlılığından dolayı eksik bilgi ile karar verilmemeli. Bu konu hakkında daha bilmediklerim neler diye kendine sormalı, hangi bilim dalları bu hakkında fikir yürütmüş diye düşünmeliyiz.
Arzularımıza ve beklentilerimize göre olaya yaklaşmamalıyız.

 

-Kitaptan alıntılarım bu kadar.

 

Bu yazıyı paylaşmama neden olan gelişme, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın 10 Kasımda Mustafa Kemal Atatürk hakkında söylemiş olduğu sözleri idi, kaç tane Mustafa Kemal Atatürk var demesi idi. Erdoğan'da Atatürkün bazı yönlerini alıyor bazılarını almıyor, Kendi inançları doğrultusunda, çıkarları doğrultusunda, daha önceki inançları doğrultusunda bilgileri alıyor. Benim yukarıda yaptığım alıntıda olaylar ve kişiler nasıl tarafsız bir şekilde değerlendirilir hakkında iyi bilgiler sunuyor. Kendi mezhebinide bu dedikleri çercevesinde düşünmesini tavsiye ederim.

 

Duran Aydoğmuş.

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

Yukarıda yazdığım yazıyı sizin yazdıklarınızın altına yazsa idim daha iyi olacakmış. ama siz fark ettirmeden fark edemedim, yazınızı olumlu buldum. teşekkürler.

Rica ederim. Her iki baslikta dursun, bakarsin baska yazarlar farkli olarak katki sunabilirler. Her iki baslikta aslinda farkli farkindaliklari dile getiriyor.

Link to comment
Share on other sites

  • 7 sene sonra...

Atatürk'ü bugün ile kıyaslama gafletine düşüyorlar. Osmanlı ile kıyaslamaları gerekir. Osmanlı sömürüsü ve faşizmine göre Atatürk gayet çağdaş ve ileri görüşlü biriydi.

Osmanlı'nın halkı nasıl sömürdüğü o zaman bilinir ve Atatürk'ün ne kadar halka hizmet ettiği o zaman anlaşılır.

Bazıları çakma atatürkçüleri eleştirirken Atatürk'ü eleştirdiğini sanıyor.

 

Link to comment
Share on other sites

Osmanlı  son döneminde bilimde teknolojide  geri kaldığı için pozitivizm felsefesini Fransa dan almak zorunda kaldı.
Aynısını japonlar meici resterasyonu ile yaptılar.

japonlar birinci dünya savaşında uzak durduğu için geliştiler. Ada ülkesi olmasınında etkisi var.

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Meiji_Restorasyonu

 https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Mahmud

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tanzimat_Fermanı

https://tr.wikipedia.org/wiki/Jön_Türkler

Atatürk'ü gökten inmiş gibi gösterenler  osmanlıda aldığı eğitimi görmezlikten geliyorlar.

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, TAO yazdı:

Osmanlı  son döneminde bilimde teknolojide  geri kaldığı için pozitivizm felsefesini Fransa dan almak zorunda kaldı.
Aynısını japonlar meici resterasyonu ile yaptılar.

japonlar birinci dünya savaşında uzak durduğu için geliştiler. Ada ülkesi olmasınında etkisi var.

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Meiji_Restorasyonu

 https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Mahmud

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tanzimat_Fermanı

https://tr.wikipedia.org/wiki/Jön_Türkler

Atatürk'ü gökten inmiş gibi gösterenler  osmanlıda aldığı eğitimi görmezlikten geliyorlar.

Osmanlı'da bir çok aydın yetişti ama sarayın iktidar hırsı onların kellelerini aldı. Sonra dış güçler kâfirler ...

Takiyüddin Raşit bak bakalım kimmiş!

Osmanlı son dönemde değil her dönemde gericiydi.

Karamannis soyadının neden Yunanistan'da olduğunu bilmiyorsan araştır. Bu da Osmanlı'nın orta dönem yobazlığı yüzünden.

Yavuzun , kanuninin sarayda kaç kadın ve çocuk boğdurduğunu araştır.

Evliya padişahlarmış , preh preh...

Aptülhamit konyak fabrikasını kurduruyor alkol tüketimi çok arttığı için. Hani müslümanları böyle kandırıyorlarya..

Link to comment
Share on other sites

36 dakika önce, Kafir İmam yazdı:

Osmanlı'da bir çok aydın yetişti ama sarayın iktidar hırsı onların kellelerini aldı. Sonra dış güçler kâfirler ...

Takiyüddin Raşit bak bakalım kimmiş!

Osmanlı son dönemde değil her dönemde gericiydi.

Karamannis soyadının neden Yunanistan'da olduğunu bilmiyorsan araştır. Bu da Osmanlı'nın orta dönem yobazlığı yüzünden.

Yavuzun , kanuninin sarayda kaç kadın ve çocuk boğdurduğunu araştır.

Evliya padişahlarmış , preh preh...

Aptülhamit konyak fabrikasını kurduruyor alkol tüketimi çok arttığı için. Hani müslümanları böyle kandırıyorlarya..

Ortodoks  Türkler Atatürk zamanında da sürüldü. :)

Azınlıklar dine göre takas yapıldı.
 

 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, TAO yazdı:

Ortodoks  Türkler Atatürk zamanında da sürüldü. :)

Azınlıklar dine göre takas yapıldı.
 

 

 

 

 

 

Onlar Osmanlı'nın faşist politikalarına karşı çıktıkları için ll.Memo  döneminde sürüldüler.

Takiyüddin raşid ise tıpkı hazerfan gibi saraydaki götlerin iktidar kasıntısı yüzünden sürüldü ve çalışmaları yabancılara verildi.

Öldürülen kadınlar ve çocuklar padişahın oynaştığı cariyeler ve çocuklarıydı. Ortak çıkmasınlar diye öldürttü hepsini.

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...
On 08.08.2022 at 17:09, TAO yazdı:

Atatürk'ü gökten inmiş gibi gösterenler  osmanlıda aldığı eğitimi görmezlikten geliyorlar.

Mustafa Suphi ve eşi Meryem'in yaşadıkları hakkında ne düşünüyorsun? 

Kadın hakları diye ortalığı inletenlerin bu yaptıkları gerçekten çok ilginç.

Resmen hayattan soğudum, ülkeden tiksindim. 

 

 

Link to comment
Share on other sites

7 saat önce, Sputnik yazdı:

Mustafa Suphi ve eşi Meryem'in yaşadıkları hakkında ne düşünüyorsun? 

Kadın hakları diye ortalığı inletenlerin bu yaptıkları gerçekten çok ilginç.

Resmen hayattan soğudum, ülkeden tiksindim. 

 

 

Enver Paşa yanlısı Yahya Kahya kadın haklarını savunan biri değil.

Enver Paşa hakkında hiçbir bilgim yok.

Bir kitap yazsaydı neyi savunduğunu öğrenebilirdik.

Tarihe geçmiş bir sözünüde bulamadım.

İslamcılarda Türkçülerde savunuyorlar bu adamı ama hakkında bir bilgi bulamıyorum.

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...