Jump to content

Millet/Milliyet-Türk/Kürt Farkindalik ve Bilinc Farki -Qua Felsefesi


evrensel-insan

Recommended Posts

Tarihe baktigimizda, tarihte millet ve milliyet acisindan farkli iki gelismenin oldugunu goruruz.

"Gelismis ulkeler" denilen ulkelerde yerlesim ve burjuva olarak bilincli savaslar yasanmis, kurulan ozgur birey devletlerinde farkli milliyetlere sosyo-etik etnik ve etnisite farkliliklarinin bireysel temelde yasami iliskisi ve degerleri hak ve ozgurlukler olarak taninmistir.

Ya bir milli semsiye millet olarak tum milliyetleri vatandasi olarak kucaklamis, ya da olan bir milliyet millet adi olarak secilmekle birlikte, diger milliyetlerin de hak ve ozgurlugu taninmistir.

Kisaca devlet eliyle bir milliyetin diger milliyetler uzerinde baski ve zorlamasi olmamistir.

Felsefi olarak millet ve milliyet farkli kavramlardir.

Millet devleti ve hukumeti ve de cografyasi olan bir kavramdir.

Milliyet ise ozgur birey devletlerinde vatandas olarak yasama ve iliski kurma kavramidir.

Buna en guzel ornegi Osmanli tarihinden verebiliriz.

Osmanli'da ne bir milli ve millet ne de bir milliyet etnisite ve etnik bilgi mevcut degildi.

Iste Osmanli'nin parcalanmasi ve tarihe gomulmesinde T.C. Milli devleti dahil; tum cografi bagimsizliklar millet temelli devlet ve hukumetlerin kurulmasi ile saglandi.

Dolayisi ile tarihte VATANDASLIK/YURTSEVERLIK/MILLET OLMA Bilinci, MILLIYET/ETNISITE/ETNIK BILINCTEN oncedir.

Iste millet ile milliyet arasindaki fark ta buradan dogmaktadir.

Cunku millet bilinci TOPLUMSAL BIR BILINC iken, MILLIYET BILINCI KISISEL, SOSYAL BIR BILINC tir.

Bugun gunumuzde her iki bilincte gecerlidir.

Iste o yuzden de millet devletleri cagi kapanmistir ve yerine ozgur birey devletleri cagi acilmistir. Iste milliyet kisisel sosyal bilinci ancak yasamini kendi degerleri ile birlikte, ozgur birey devletlerinde yurutebilir.

Millet devletlerinde olan durum ise farklidir. Ya millet bunyesindeki tum milliyetleri sadece iceren degil, onlarin hak ve ozgurlugunu taniyan bir durumdadir; ya da tanimiyan bir durumdadir.

Tarihsel olarak soros ideolojisinin mikroayrimci cikarci politikasinin ajitasyon ve propagandasini bir tarafa birakirsak; SSCB ve Yugoslavyanin cokusu; MILLIYET BILINCINE ULASANLARIN KENDI MILLIYETLERININ MILLET DEVLETINI VE HUKUMETINI KURMA temelinde SSCB ve yugoslavyadan ayrilmasi ve bu iki cografi ve siyasi ismin tarihe gomulmesidir.

Ulkemize ve toplumumuza gelirsek, T.C. MILLI DEVLETI; ne bir millet ne de bir milliyet bilincine TOPLUMSAL VE SOSYAL olarak ermeden kurulmustur.

Kurulus niteligi TURKLUGU MILLET YAPMAK VE BUNUN ICIN DE COGRAFI BUNYEDE YASAYAN HER BIR VATANDASA TURK DEMEK/DEDIRTMEK tir.

Burada iki sorun vardir, Tarihi sorun ve milliyet sorunu.

Yine, emperyalizmin soros ideolojisinin mikroayrimcilik politik cikarci ajitasyon ve propagandasini bir tarafa birakirsak; TOPLUM TURK DEME VE DEDIRTME TEMELINDE YONLENDIRILMIS VE MILLIYET/ETNISITE/ETNIK SOSYO-GERCEKLIGI GOZ ARDI EDILMISTIR.

Tarihsel olarak bugunku cografya sosyo-etik temelde her turlu bir cok sesli mozayigi bunyesinde barindirir.

Iste bu gercegin getirdigi istem; HER TURLU SOSYO-ETIK FARKLARIN BILINCLENMEYEREK, ONLARA DAYATILAN SUNNI VE TURKLUK SOSYO-ETIGININ KABUL EDILMESIDIR.

Iste bu kabul edisi isteyenlerde BELKI MILLET BILINCI BU SURECTE GELISMISTIR, AMA; MILLIYET BILINCI YOKTUR.

Cunku onlar turk olmak bilinci yerine, turk demek/dedirtmek temelli millet bilinci ile yonlendirildiklerinden, ne bir baska milliyeti/etnissiteyi/etnigi kabul etmis ve distalamis ne de onlarin hak ve ozgurlugunu tanimistir.

Burada en basta MILLIYET BILINCINE ERMIS OLAN KURDLER GELMEKTEDIR.

Iste sorun bu temelde, MILLET BILINCLI TURKLER ILE MILLIYET BILINCLI KURDLER ARASINDA dir.

Turkler milliyet bilincsiz olma vasfi ile kurd varligini kabul etmemekte ve kurd varligina turk dedirtmek icin caba harcamaktadir.

Kurdlerde milliyetlerinin bilincinde olarak kendi sosyo-etik farklarinin hak ve ozgurlugunu talep etmektedir.

Iste bu celiski, ii turlu cozulur.

Ya devlet ozgur birey devleti olarak kurdler dahil tum sosyo-etik farklarin hak ve ozgurlugunu tanir, ya da milliyet bilinci olan kurdler bu bilinci MILLET OLMA DEVLET VE HUKUMET SAHIBI OLMAYA tasir. Bu da ozerklik ya da bolunmusluk ve ayrilmislik demektir.

Iste BOP projesi kendi politik cikari temelinde ayni SSCB ve Yugoslavya'da yaptigi gibi; KURD MILLIYET/ETNISITE/ETNIK BILINCINI var olduklari bes ulkede kiskirtarak BES UKLKE KURD VARLIGINI ICEREN BIR KURD MILLETI DEVLETI VE HUKUMETI kurma cabasindadir.

Bu da bu bes ulkenin, cografi sinirlarinin degisimi ve her birinin cografya kaybi anlamina gelir.

O yuzden MILLET BILINCLI TURKLERIN, MILLIYET BILINCINE VARMASI VE TURK DEMEK/DEDIRTMEK YERINE TURK OLMA TEMELINDE baska milliyetlerin de varliginin farkina ve bilincine varmasi ve kendine turk demenin yaninda, kendine kurd v.s. diyenleri de icsellestirerek onlarin milliyet temelli hak ve ozgurluklerine destek ve savunu mucadelesi gostererek dayanisma saglamalilardir.

Bu da turk olanin kendi sosyo-etik farkinin bilincli talebi ve savunusu yanina turk olmayanin kendi sosyo-etik farkinin bilincli desteginin ve dayanismasinin gosterilmesidir.

Yoksa sadece kurd varligi degil, turk varligi de tehlikededir.

Sonucta turk varliginin korunmasi ayni cografyayi paylastigi kurd varligina verilecek destek ile mumkundur. Cunku hak ve ozgurluk talebi, destegi ve savunusu; tum sosyo-etik farklarin hak ve ozgurlugu icin gecerlidir.

Ulke cografi butunlugunde KURD VARLIGININ MILLIYET BILINCININ MILLET OLMA ISTEMINE DOINUSMEMESI ancak onlarin kur milliyetini yasam ve iliskilerinde hak ve ozgurluk olarak yasatabilmelerine baglidir.

Yoksa BOP amacina erisecek, kurd varligini turk varliginda ayirma yolunda KURDLERE MILLET BILINCINI AJITE VE PROPAGANDA TEMELINDE VERECEKTIR.

__________________
Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Felsefi olarak millet ve milliyet farkli kavramlardir.

 

Millet devleti ve hukumeti ve de cografyasi olan bir kavramdir.

 

Milliyet ise ozgur birey devletlerinde vatandas olarak yasama ve iliski kurma kavramidir.

Milliyet tanımı Millet tanımının içeriğine göre değişir.

 

Sen eğer Milleti bir etnik bağlılığın bir siyasi adı haline getirirsen o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o Etnik-Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adı aynı olur.

 

Buna karşılık, sen Milleti bir etnik bağlılığın siyasi adı haline getirirmez de, vatandaşlık bağlılığının siyasi adı haline getirirp, Millet tanımını böyle yaparsan, o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o tanımla anlam kazanan Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adları birbirinden farklı olabilir.

Link to comment
Share on other sites

Milliyet tanımı Millet tanımının içeriğine göre değişir.

 

Sen eğer Milleti bir etnik bağlılığın bir siyasi adı haline getirirsen o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o Etnik-Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adı aynı olur.

 

Buna karşılık, sen Milleti bir etnik bağlılığın siyasi adı haline getirirmez de, vatandaşlık bağlılığının siyasi adı haline getirirp, Millet tanımını böyle yaparsan, o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o tanımla anlam kazanan Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adları birbirinden farklı olabilir.

Benim getirmeme gerek yok. Millet devletleri zaten siyasi devletlerdir. Milliyet de bu milletin bir ferdinin sosyo-etik degeridir.

 

Iste sorun da zaten MILLET POLITIKALI DEVLETIN HIC BIR ZAMAN MILLIYET SOSYO-ETIGINI ALGILAYAMAYACAGI ve milletini tek bir milliyet temelinde politik olarak toplumu vesayete surukluyecegi.

 

Burada konu millet ve milliyetten ziyade, TUM TOPLUMU VE FARKLI HALKLARINI TEMSIL EDECEK OLAN DEVLETIN MILLI VESAYET UYGULAMASIDIR.

 

Sorun, millet ya da milliyette degil; millet devletinin toplum uzerindeki vesayetindedir.

Link to comment
Share on other sites

Milliyet ile etnisite farki nedir?

Milliyet tanımı Millet tanımının içeriğine göre değişir.

 

Sen eğer Milleti bir etnik bağlılığın bir siyasi adı haline getirirsen o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o Etnik-Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adı aynı olur.

 

Buna karşılık, sen Milleti bir etnik bağlılığın siyasi adı haline getirirmez de, vatandaşlık bağlılığının siyasi adı haline getirirp, Millet tanımını böyle yaparsan, o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o tanımla anlam kazanan Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adları birbirinden farklı olabilir.

Link to comment
Share on other sites

Milliyet tanımı Millet tanımının içeriğine göre değişir.

 

Sen eğer Milleti bir etnik bağlılığın bir siyasi adı haline getirirsen o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o Etnik-Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adı aynı olur.

 

Buna karşılık, sen Milleti bir etnik bağlılığın siyasi adı haline getirirmez de, vatandaşlık bağlılığının siyasi adı haline getirirp, Millet tanımını böyle yaparsan, o Millete mensup olan bireyin Milliyeti de o tanımla anlam kazanan Millet adı ile anılır. Bu bağlamda o kişinin siyasi mensubiyetinin adı olan Millet adı ile sosyal mensubiyetinin adı olan Etnisitesinin adları birbirinden farklı olabilir.

Ayni seyleri tekrarlamissin.

 

Milliyet millet devleti ile olan iliskidir, etnisite ise sosyo-etik bir fark olarak toplumsaldir. Yani kendine has ozellikleri vardir. Sadece milli kokensel temeli icermez.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

Iste BOP projesi kendi politik cikari temelinde ayni SSCB ve Yugoslavya'da yaptigi gibi; KURD MILLIYET/ETNISITE/ETNIK BILINCINI var olduklari bes ulkede kiskirtarak BES UKLKE KURD VARLIGINI ICEREN BIR KURD MILLETI DEVLETI VE HUKUMETI kurma cabasindadir.

İşte bu cümlede, Milliyet Etnisite ile aynı anlamda kullanılabilir. Zira, SSCB de, Yugoslavya da birer Etnik Uluslar birliğidir. Dolayısıyla, bir bireyin bir ulusa / millete mensubiyeti hem onun Etnisitesi anlamına gelir hem de Milliyeti. Çünkü, burada her sosyo-etik farkın bir devleti vardır. Her sosyo-etik fark adı siyasallaştırılarak aynı zamanda Millet adı olmuştur.

Link to comment
Share on other sites

Bu da turk olanin kendi sosyo-etik farkinin bilincli talebi ve savunusu yanina turk olmayanin kendi sosyo-etik farkinin bilincli desteginin ve dayanismasinin gosterilmesidir.

 

Yoksa sadece kurd varligi degil, turk varligi de tehlikededir.

Türk-Kürt karşıtlığı temelinde, Türk kavramını bir sosyo-etik fark, bir etnisite haline getiren ve Kürt etnisitesine kategorik olarak eşitleyip çatıştırmak isteyen zaten emperyalizmin kendisidir ve zaten bu bağlamda Kürt etnisitesi de siyasallaşarak bir Etnik-Millet bilincini doğurmuştur.

 

Tüm sosyo-etik farkların hak ve özgürlüklerin tanınması elbette çağdaş bir demokrasinin gereğidir ve olmalıdır. Fakat bunu sağlamak, etnik temelde tanımlanmamış Türk Millet adını etnisiteye indirgemek şeklinde olamaz.

 

Zira, Türk adı zaten Cumhuriyet öncesi Anadolulu Yerleşik Müslüman anlamına geliyordu. Cumhuriyet ve Laiklikle birlikte bu tanım anlam genişletilmesine uğratılarak din-etnisite farkı gözetmeksizin tüm Türkiye halkını kapsar hale getirilerek bir MODERN MİLLET adı yapılmıştır.

 

Hak ve özgürlükler konusu ise bugünün gelişmiş çağdaş ülkeleri için bile yeni sayılan, yakın tarihte ilke ve temelleri oturtulmuş bir kavramdır.

 

Dolayısıyla, hak ve özgürlüklerin verilmemesi Cumhuriyetin kuruluşuna özgü bir durum olmayıp, o dönemin çağdaşı tüm devletler için de geçerli bir durumdu.

Link to comment
Share on other sites

Türk-Kürt karşıtlığı temelinde, Türk kavramını bir sosyo-etik fark, bir etnisite haline getiren ve Kürt etnisitesine kategorik olarak eşitleyip çatıştırmak isteyen zaten emperyalizmin kendisidir ve zaten bu bağlamda Kürt etnisitesi de siyasallaşarak bir Etnik-Millet bilincini doğurmuştur.

 

Tüm sosyo-etik farkların hak ve özgürlüklerin tanınması elbette çağdaş bir demokrasinin gereğidir ve olmalıdır. Fakat bunu sağlamak, etnik temelde tanımlanmamış Türk Millet adını etnisiteye indirgemek şeklinde olamaz.

 

Zira, Türk adı zaten Cumhuriyet öncesi Anadolulu Yerleşik Müslüman anlamına geliyordu. Cumhuriyet ve Laiklikle birlikte bu tanım anlam genişletilmesine uğratılarak din-etnisite farkı gözetmeksizin tüm Türkiye halkını kapsar hale getirilerek bir MODERN MİLLET adı yapılmıştır.

 

Hak ve özgürlükler konusu ise bugünün gelişmiş çağdaş ülkeleri için bile yeni sayılan, yakın tarihte ilke ve temelleri oturtulmuş bir kavramdır.

 

Dolayısıyla, hak ve özgürlüklerin verilmemesi Cumhuriyetin kuruluşuna özgü bir durum olmayıp, o dönemin çağdaşı tüm devletler için de geçerli bir durumdu.

Bir seyin kimin icin yeniligi degil; cagdasligi ve o cagdaslik isteminin gozlem vermesidir.

 

Yoksa "kaybet kaybet" politikasina dusmek kacinilmazdir. Bugun O.Dogu'da kendine musluman diyenlerin biri birini oldurmersi gibi.

Link to comment
Share on other sites

Mesela Kadınların seçme ve seçilme hakkı Fransa'da 1940'de, İsviçre'de 1971'de verilmiş.

 

Türkiye'de ise 1930.

Hr cagdisi bir hareket bulundugu cagin bir yeniligini uygulayabilir, bu gayet dogaldir.

 

Onemli olan bir ya da bir kac konudaki degil, tum konulardaki cagdasliktir. Yani ZIHNIYET CAGDASLIGIDIR.

Link to comment
Share on other sites

Sorun da zaten bunun olmadigiir. Iste o yuzden bilinc yoksa, tek elden gelen nitelikli guc ve iktidar devrimleri kalici olmayabilir. Cunku bu devrimler insanoglunu kendi niteligine nicelik olarak katar.

Kendi çağına göre olması başkadır, bizim çağımıza göre olmaması başkadır.

 

Devrimler de çağı yakalamak için bir zorunluluk haline gelmiştir ki olmuştur. Bu ister tepeden inme olsun isterse iç dinamiklerden kaynaklansın neticede insanlık adına getirdiği marjinal fayda hep pozitif olmuştur. Tamamlanabilenler için ise bu dediğim zaten tartışmasızdır.

 

Bugün Fransa'da Feodalite olması, insanların Serf sınıfına dahil olup topraksız köylü olarak hayat sürmesi yerine özgür bir vatandaş olmaları insanlık adına, devrimle üretilen marjinal faydanın pozitif olduğunu gösterir.

 

Zira, dünyada zararlı olmayan hiç bir eylem yoktur. Önemli olan zararının yanında faydasının daha çok ve sürdürülebilir olmasıdır.

Link to comment
Share on other sites

Kendi çağına göre olması başkadır, bizim çağımıza göre olmaması başkadır.

 

Devrimler de çağı yakalamak için bir zorunluluk haline gelmiştir ki olmuştur. Bu ister tepeden inme olsun isterse iç dinamiklerden kaynaklansın neticede insanlık adına getirdiği marjinal fayda hep pozitif olmuştur. Tamamlanabilenler için ise bu dediğim zaten tartışmasızdır.

 

Bugün Fransa'da Feodalite olması, insanların Serf sınıfına dahil olup topraksız köylü olarak hayat sürmesi yerine özgür bir vatandaş olmaları insanlık adına, devrimle üretilen marjinal faydanın pozitif olduğunu gösterir.

 

Zira, dünyada zararlı olmayan hiç bir eylem yoktur. Önemli olan zararının yanında faydasının daha çok ve sürdürülebilir olmasıdır.

Buradaki cag algisi devrim ile degil, cagin geldigi yer ile olculur. Bugun O.Dogu'da millet devletleri kurmak onlar icin "ileri" olabilir, ama cagdas olmaz.

 

Iste o yuzden osmanli gibi cagin gerektirdiklerini saglayamayan devletler yikilir. Ayrica SSCB ve Yugoslavya gibi ulkeler de "kaybet kaybet" poitikasi ile yikilir. Bu politikanin tutmasi da istenenlerin cagdas olmasidir. Yani milliyetciligin millet olma talebi.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...