Jump to content

Düşüncenin Biyolojisi


haci

Recommended Posts

İnsan beyni her gün onbinlerce düşün üretir. Düşünmeden geçen bir anımız yoktur. Düşünce insanı diğer hayvanlardan ayıran son derece önemli bir beyinsel etkinliktir. Bu etkinliği küçümsemek mümkün değildir. İnsan başarılarının tümünü düşünmesine borçludur. İnsan düşünen hayvandır. İnsan düşünebildiği için bilim ve teknolojide devrimler gerçekleştirebilmiş,  güzel sanatlarda estetiği sağlamış, edebiyatta ve müzikte yaratıcılığın doruğuna tırmanabilmiştir. Düşünen insan katı ve acımasız doğa yasalarına tabi olmasına rağmen, doğada kendine mutlu, sağlıklı, uzun ve özgürce yaşayabileceği bir niş oluşturabilmiştir.

 

Bu düşünlerin kaynağı beyindir ama hangi beyin yöreleri onlardan sorumludur?

 

Bu sorunun cevabı sanıldığından çok daha zordur. Çünkü insanda beynin en gelişmiş tabakası olan korteksin yaygın zedelenmelerinde bile insan, çevresinin daha az farkında olmasına rağmen, düşünebilmektedir. İnsanın düşün üretmesinin önüne geçmek mümkün değildir. Komaya girmeden hemen bir an öncesine kadar insan beyni düşünür.

 

Bazı beyin yörelerinin, örneğin serebral korteks, talamus, limbik sistem ve formasyo retikülarisin, düşün üreten yöreler olduğu konusunda genel bir konsensus vardır.

Buralardan aynı anda çıkan nöral sinyaller düşünmeden sorumludurlar. Bazı kaba düşüncelerin daha ilkel beyin yörelerinden çıktıkları sanılmaktadır. Örneğin ağrı ile ilgili düşünceler kaynağını beynin kortekse göre ilkel olan yerlerinden almaktadır. Korteks ağrıdan muafdır. Elektrik sinyalleri ile korteksin uyarılması ağrıya neden olmaz. Oysa hipotalamus ve mezensefalon'un uyarılması şiddetli ağrı hislerine neden olmaktadır. Buna rağmen görme duyusu korteksle ilgilidir. Visual korteksin zedelenmesi renkleri algılama ve görme duyusunun yok olmasına neden olmaktadır.

 

Düşüncenin holistik teorisine göre düşünce korteks, talamus, limbik sistem ve formasyo retükülarisin bir düzen dahilinde ve bir sıra izleyerek aynı anda uyarılmasından oluşan bir etkinliktir. Muhtemelen buraları içeriğine alan bir takım nöral devreler bu süreklilikten sorumludurlar. Başka bir deyişle beynin bu yöreleri arasında mevcut nöral devreler sürekli sinyal iletimi ile düşün  üretmektedirler.

 

Talamus, limbik sistem ve formasyo retikülarisin uyarılması, haz, rahatsızlık, memnuniyet, ağrı ile ilgili kaba düşüncelerin ortaya çıkmasından sorumludur.

Korteksin spesifik yörelerinin uyarılması ise, vücutla ilgil belli yerlerin düşünülmesini sağlamaktadır.

 

Link to comment
Share on other sites

İnsan beyni neden her an çok sayıda anlamlı anlamsız, iyi kötü, birbirleri ile çelişen düşünler üretir?

Ama onlardan yalnız bazıları günlük yaşama yön verir. Çoğu düşünüldükleri an yok olur gider. Üzerlerinde durulmaz ve anımsanmaz.

Bu ilginç durumun mantıklı bir açıklaması var mıdır?

Link to comment
Share on other sites

Mantikli aciklamasi dusunce beynin devamli hareket halinde olan alicili bir uyarisidir. Iste bu uyari devamli aldigi sinyaller ile calisir. Iste bu sinyaller sonsuz sinirsiz ve karmasiktir.

 

Bu beyni tasiyan kisinin de bunlari kullanmasi yonlendirmesi ve yonetmesi ve harekete somut olarak gecirmesi soz konusudur.

 

Iste bu kisiye ait beynin kisiye yonelik olan kismi devrededir. Bu kisinin bilincinde ya da bilincaltinda olabilir, kisi bilerek ya da otomatik hareket edebilir.

 

Dolayisi ile her beyin kendi kisisi bunyesinde degisik kullanima acilir.

Link to comment
Share on other sites

Mantikli aciklamasi dusunce beynin devamli hareket halinde olan alicili bir uyarisidir. Iste bu uyari devamli aldigi sinyaller ile calisir. Iste bu sinyaller sonsuz sinirsiz ve karmasiktir.

 

Bu beyni tasiyan kisinin de bunlari kullanmasi yonlendirmesi ve yonetmesi ve harekete somut olarak gecirmesi soz konusudur.

 

Iste bu kisiye ait beynin kisiye yonelik olan kismi devrededir. Bu kisinin bilincinde ya da bilincaltinda olabilir, kisi bilerek ya da otomatik hareket edebilir.

 

Dolayisi ile her beyin kendi kisisi bunyesinde degisik kullanima acilir.

Ben bu açıklamadan birşey anlamadım. Bilimsel bir açıklamaya benzemiyor. Sorunun cevabı değil.

 

Soru şu:

 

İnsan beyni neden her an çok sayıda anlamlı anlamsız, iyi kötü, birbirleri ile çelişen düşünler üretir?

Ama onlardan yalnız bazıları günlük yaşama yön verir. Çoğu düşünüldükleri an yok olur gider. Üzerlerinde durulmaz ve anımsanmaz.

Bu ilginç durumun mantıklı bir açıklaması var mıdır?

Link to comment
Share on other sites

Kritik ve analitik dusunceyi ve de beynin ayni kavram ve konu uzerindeki hem leyhte hem de aleyhte beyin jimnastigini ve de her bir beynin sorgulamasinin, degerlendirmesinin savunu ve karsi cikisinin, kabul ve reddinin neden bir kavramin bir ifade ucundan digerine gecisinin ne oldugunun algilanmasi lazim.

 

Bunun bir ana nedeni de insanoglu beyninin yapilandirdigi yapi ve isleyisin temelleri ve kokenleridir.

 

Herhangi bir seyin yapilandirilisi, gorunussel olarak Y linear temelli bir pozitif nokta olurken, bu noktanin karakteristigi; ikilem ve karsitlik, kendisi ve karsitidir.

 

Isleyis te bu uclu oluysturumun, TEK EM TEMELINDE HANGI UCUNUN BEYIN TARAFINDAN BENIMSENECEGIDIR.

 

Yani dortlu karakteristigin;

 

Ikilemi- karsitina

 

Karsitligi-kendisine

 

Bir ve pozitif te noktaya indirgenir.

 

Bu temelde noktalanan her hangi bir nokta, hem kendisini hem karsitini, hem pozitifi hem noktayi, hem de karsitlik ve ikilemi bunyesinde barindirir.

 

Kisaca pozitif- kendisi ve karsitlik

 

Bir-karsiti ve ikilemdir.

 

Kisaca yapilandirilmis yapi ve isleyisin noktalamasi A olsun. Bu A (em)nin hem kendisi( sym A) hem de karsiti(anti A) vardir, A ikilemdir. A var ve A nin var.

 

Ikilemi soyle de acikliyabiliriz. A varligi, A inanci, A ideolojisi v.s. Bu A varligi v.s. nin Counter A si vardir. Counter A A yi tersten tamamlayandir.

 

A nin varligi da, inanci da v.s. karsitlik icerir; var/yok v.s.

 

Kisaca aciklama insanoglu yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisidir.

Link to comment
Share on other sites

Düşüncenin biyolojisinden bahsederken ben somut gözlemlere değinmek istiyorum.

Beyin de alt tarafı somut bir organ. Gizemli bir organ değil. Ne olduğu iyi bilinen bir organ. Bazı işlevlerinin ayrıntıları bilinmeyebilir ama, genel olarak nasıl çalıştığı bilinen bir organ.

Bu bağlamda örneğin karaciğer veya böbreklerden  ve diğer organlardan farklı değil.

Onlar nasıl işlevselse, kendine ait bazı nitelikleri farklı da olsa, beyin de öyle işlevsel.

Diğer organların işlevselliklerini nasıl başardıklarına bakarak, beynin nasıl işlevsel olduğunu anlayabiliriz.

Vücudun her hücresinde aynı genetik yapı vardır. Ama bazı organlarda onların çoğu işlevsiz hale getirilmişlerdir.

Geride kalan genler organların spesifik işlevleri için kullanılmaktadır. Karaciğer hücrelerinde mevcut genlerden yalnız bazıları etkindir.

Diğer bütün organlarda yalnız bazı genler etkindir. Beyin hücrelerinde de beynin işlevlerine adapte olmuş ve özelleşmiş genler vardır.

Vücutta yer alan hücrelerin genlerinin nasıl etkinlik gösterdiğini bilirsek, beyindeki hücrelerin de işlevlerini nasıl yaptıklarını biliriz.

Bu nedenden ben önce diğer organların işlevselliği ile ilgili genetik niteliklere değineceğim.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...