Jump to content

Birey ve Birey Bilinci Uzerine


evrensel-insan

Recommended Posts

Cagmizda demokrasiden, haktan ve hukuk devletinden bahsedebilmek icin, o ulkede yasiyan halk dedigimiz kesim bireysellestirerek, bir birey bilinci tasimali ve bilinc sayesinde hak ve ozgurluklerini koruyabilmelidir. Bu da toplumda, bireylerin olusturduklari ve haklarini ariyabilecegi sivil kuruluslarin ortaya cikmasiyla mumkundur. Eger bir ulkede, birey degilde ailenin bir ferdi, toplumun bir ferdi, halktan biri, abisinin kardesi, babasinin oglu, ve saire varsa, birey yoktur. Dolayisiyla olmayan birey, ne hak ve ozgurluklerinden haberdardir, nede bulundugu toplumda dusunduklerini rahatca ifade edebilmek hakkina sayiptir. Ya baba baskisi ya mahalle baskisa ya okul baskisi ya din baskisi ya milliyet baskisi, ve buna benzer topluma yerlesik bilimum baskilarla buyur. Ya o baskilara boyun eyer, yada isyan eder. Iste 87 yildir, Turkiye'yi idare edenler, devlet eli ile ve kendi istedikleri dogrultusunda toplum yandas ve vatandas yetistirdiklerinden, birey yetistirememislerdir.

 

Ne zaman Turkiye birey yetistirmeye karar verir, ve o yetistirdigi bireye taniyacaga hak ve ozgurluklerin hukukunu yaratir, iste o zaman bireyi hur, bireysel haklarini rahatca savunabilen, bunu bir isyan veya bas kaldiris degilde bir bilinc temelinde yapan bir toplum olusur, iste bu toplumun bireyleri kendi bireysel goruslerini rahatca nasil savunabiliyorsa, karsisindaki bireyinde karsi goruslerini saygiyla karsilamayi ogrenir. Boylece bireyler arasinda saygi dayanismasi baslar, ve hicbir birey kendisine ogretilen, vede empose edilen toplumun deger yargilarini, ahlakini, dini ve milli anlayisini biribirine kabul ettirmeye calismaz. Boylece toplumun icindeki bireyler bir mozaik cesitliligi icinde ve bilincli bir sekilde birbirlerini algiliyarak, birbirlerine saygi duyarak bereberce yasamayi ogrenirler.

 

Kisaca, 87 yildir, Turkiye'nin idare sekline ne denilirse denilirsin, ne tartisilirsa tartisilsin, ana sorunu birey ve bireyin bilinci olan bireysel hak ve ozgurlukler, ve devletin gorevi olan bunu koruyucu hukukun temelindeki sivil toplum orgutlerini yaratamamasidir.

 

Bu bir baslangic yazisidir. Bu basliktan amac bu konudaki her turlu farkli kavramlar, yani ben, ego, self (kendi/lik) bencillik, bireycilik, birey, bireysellik, bireyci akilcilik, bananecilik, birey bilinci ve bireyin en ust duzeyi olan bireyin tursel bilinci islenecektir.

 

evrensel-insan

  • Like 7
Link to comment
Share on other sites

Aslinda konu felsefe konusudur.

 

Tarihde felsefi gelisme sudur: Karl Marx'in ve Friedrich Engels'in ortaklasa teorisini ortaya attigi ve Lenin'in carlik Rusya'sini yikarak pratikde uyguladigi buyuk sovyet devriminden sonra (ki bildiginiz gibi Soviet Sosyalist Cumhuriyet Birligi yerine, sadece Rusya sabit kalmak sartiyla, birsuru devletler ortaya cikmis yani 1990'larda Soviet Sosyalist Cumhuriyet Birligi parcalanmistir. Ve yine bilindigi gibi, bunu takiben Yugoslavya parcalanmistir.

 

Tekrar felsefenin tarihine donucek olursak, Fredrich Nietzsche (1844-1900) ortaya NIHILISM diye bir felsefi acilim atmis ve bu butun dunyada buyuk etkisi gorulecek sekilde (gunumuzde cokca raslanmaktadir) yayilmis ve yayilmaktadir.

 

NIHILISM kisaca, herhangibir temel, ana, esas, kok tanimayan, ve evrensel nebir dogrunun nebir gerceyin, nede herhangibir ilkenin yok olusunu genel ahlaki, geleneksel, moral, v.s gibi kulturel, toplumsal, milli, dini, v.s tum deger yargilarini sifir kokene indirgeyen bir felsefedir. Bu felsefenin diger bir yanida hayali kahramanlar yaratmaktir (Superman, Spiderman, Harry Potter, Batman v.s)

 

Gelelim onemli konuya. AMERIKAN IDEALIZMI, felsefi akim olarak, Marxism/Leninism, ve onun devami olan, ayni zamanda herseyin sonu anlamina gelen NIHILISM'in paralelinde, 1900'lerin baslarinda ortaya atilmis PRAGMATICISM, PRAGMATISM, EXISTENTIALISM, ve son olarak NEO-PRAGMATISM felsefeleri olarak gelismis, ve bugunki Amerika'nin dunyaya meydan okuyan cani istediginde istedigi ulkeyi iskal eden, ve bunuda bilumum kandirmacalarla susluyebilen, hem teorik, hem pratik, hem kulaga hos gelen, vede soyle boyle cok cazip! bir yapi kazanmistir.

 

Bugun dunyada bu idealizmi teorik olarak yenebilecek herhangibir felsefi gorus maalesef ortaya atilamamistir.

 

Oyuzden NIHILISM'den sonra dunya her yonuyle bir kaosa girmis, hem bireysel hemde toplumsal guc hem hukukun, hemde adaletin, ve maalesefki insanligin sonunu hazirlamistir. Bugun bireyler rahatca bas kaldirabilmekte, baskalarinin rahatca canina kiyabilmekte, hatta bunlari yaparken zevk aldiklarini soyluyebilmektedirler. (Hanibal filmde oldugu gibi). O yuzden artik dunyada insani vicdan rafa kalkmis, yerini vicdansiz akil almistir. Ve bu akil sadece ya bir bireye ya bir topluma ya bir zumreye hizmet eder duruma gelmis, ve bu vicdansiz akli uygulamamanin nedeni ortadan kaldirlmistir. Yani bireyler kolayca ve memlunlukla birer canavar kesilebilirler.

 

Hatrlatmak isterimki, Marksist ideoloji'deki "ulkelerin kendi kaderlerini kendilerinin tayin hakki" biraz degistirilerek "ulkelerin kaderlerinin AMERIKAN IDEALIZMI'ile tayin hakki"na donusturulmustur ve donusturulmektedir.

 

Tabii bu ideolojinin birde dini yonu vardirki, bu bilindigi gibi evangelizim'dir ve nihayi amaci Yahudi'lere hizmettir. Bunun icin yapmasi gereken Hiristiyanligin butun kollarini (Katolik, Protestan, Ortodoks) yanina alarak, once Islamiyeti ve Islamiyetin hakimiyetini dunya uzerinden silmek ve nihayi amacta Hiristiyan'ligida Yahudi'lige donusturerek, dunyayi tek din ideolojisi altinda istedigi gibi yonetmeyi amaclamaktadir.

 

 

Bilmem su soruyu hic kendinize sordunuzmu: Turkiye topraklari neden bir filozof yetistiremiyor, ve dunya'ya acilim getirecek fikirleri ortaya atamiyorda sadece ortaya atilmis fikirleri ustelik yeteri kadar algilayamadan takibe ve yoruma calisiyor, yani kisaca fikir konusunda dunyada liderlik yerine, hep takipcilik yapiyor.

 

Bu konuda bilhassa nihilizmin, bireyci akilciligi; kendi turu insanoglunu kendine rakip sectigi icin, algilanmasi gereken en onemli dusunce ve davranis seklidir. Cunku, Dunya bu konuda bir suru tarihi kisilik yetistirmis (Hitler, Stalin, Mussolini, Bush, Saddam, Kaddafi, Usame Bin Ladin v.s.) ve hala da yetistirmektedir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Bu mesajimda nihilizmin insanoglu tarihindeki yer alisinin ne oldugunu ve neler getirip/goturdugunu isleyecegim.

 

Herseyden once nihilizm, insanoglu tarihinde bir ilke imza atmistir. Bu ilk insanoglu dogal dusuncesinin, hem hicligini, hem de bu dusunceye teslimiyeti, yani dogal dusuncenin insanoglu eliyle ortaya konan en temel celiski/sorununu ortaya koymus ve CIKISI, INSANOGLUNUN KENDI KENDINI, KENDI MAHKUMUYETINE BIRAKMISTIR.

 

Nihilizm oncesi, insanoglu hem kendi turu bazinda, hem de insandisi bazindaki temel sorun ve celiskiyi ortaya koymustu. Bunlardan insanoglu eliyle yaratilani (emek-sermaye, ezen-ezilen, uretim celiskisi, uretim-tuketim v.s.), yani insanoglunu enternasyonel icerikte tam bir kutuplamayi ve yine insanoglunun insandisi celiskisi (madde-dusunce, evrim-yaratim, var-yok ) ni varlik ve olusumu (varolus) temelinde de ortaya koymustu.

 

Yalniz bir seyi ortaya koyamamisti, o da insandisi (kah insanoglu eliyle ortaya konan etiksel tabular, kah insanoglu eliyle ortaya koyan metafizik ideolojiler) dogrunun karsitini.

 

Iste nihilizmin, hiclemesi; aslinda ortaya konan seyin, tamamen bir insanoglu urunu oldugu ve insandisinin hicligiydi. Buradan da yeni bir karsitlik ortaya cikiyordu, insanoglunun en kucuk, bolunmez butunu birey ile, bu bolunmez butunlerin geldigi yer yani insanoglu turu. Iste insandisi sey temelli herseyi hicbir seye donusturen nihilizm, insanoglunuda turu ve biri olarak karsi karsiya getiriyordu.

 

Eger dogal dusuncenin, kokenini olusturan temellerini hatirlarsak, nihilizmin yaptigi, bu temelleri insanoglu turu ile biri arasinda birbirine karsit kilmakti. Yani, nihilizm bir yerde insanoglunun insandisiligini hiclerken, insanoglunu kendi bunyesinde biri ve turu olarak INSANLIKDISILIGA MAHKUM EDIYORDU.

 

Iste nihilizmin basaramadigi, INSANOGLU BIRI ILE TURUNU BIRLESTIREMEMESI, ARALARINDAKI ILISKIYI KURAMAMASI VE BIRINI DIGERINE "DUSMAN KILMASIYDI" Bu da zaten nihilizm eliyle iflas etmis, dogal dusuncenin son duragiydi.

 

Insanoglu yeni bir dusunce sistemi, yolu, yontemi, yapilanisi ve isleyisi arayip, bulacagi yerde; tarihinde gorulmemis bir IC CELISKI VE SORUNUN ICINE DUSTU.

 

Nihilizm, insandisiligin hem etiksel hem de metafizik ideolojilerini, inanclarini ve dogrularini hicleyerek, insanoglu turune degil; aksine onun biri olan bireye tam da dogal dusuncenin insanlikdisi temelleriyle kapi aciyordu.

 

Iste bireyci akilcilik olan ve dogal dusunce aklinin son duragi olan bu dusunce ve davranis tarzi, dunya ve insanoglunu herseyiyle birlikte yeni bir kaosun kucagina atiyordu. Birey bilincini, turu ile birlestiremeyen bireyci akilcilik, insanoglu tarihinde gorulmemis yeni bir insanlikdisi doneme giriyordu.

 

Bunun en belirgin uzantisi, nihilizmin yarattigi ideolojik inancsal dogru temelli izmlerin, bireyler eliyle, insanoglu turune getirdigi, baski, siddet, savas, zulum, iskence, diktatorluk, katliam, yani "benim dogrum icin ben herseyi yaparim, bana hersey mubah" anlayisinin, cikari, bencilligi, iktidari, gucu ve otritesiydi. Bu birey duzeyden, toplumsal, kitlesel ve dunya duzeyine eristi. Egitim olarak, bireyler biribiriyle yaristiriliyor, herkes "en dogru benim, benim dusuncem, izmim, yasamim, dusunduklerim" v.s. savasina tutusuyordu.

 

Insansal/evrensel bilinci alamamis ve bilincsiz birey, insandisi etiksel ve metafizik tabu, veri ve degerlerin hiclenmesiyle, yukumluluk ve sorumluluk olarak kendi kendini buyuk bir boslukta, ozgurlukte, sinirsizlikta v.s. gormeye basladi. Insanoglu tarihinde, insanoglunun bu en kucuk birimi, deyim yerindeyse, canavarlasti, toplumsallasti, kitlesellesti, sistemlesti ve buyuk bir guc ve otorite haline geldi.

 

Bunun yansisi, ana olarak iki turluydu, aktiflik ve pasiflik. Kisi eger bulundugu cografyanin sartlarindan ve dusunce yapisindan dolayi, birey olamamis ve birey olarak yetismemisse, genellikle, insandisi bir tabu, Ideoloji, inanca dogru olarak sarilarak ve kendi kisiligini bu ugurda hicleyerek, dogrusuna teslim oldu ve bu ugurda savasim verdi ve veriyor. Buna tum etiksel ideolojik inancsal dogrulari katabiliriz. Siyasal, dini ve milli konu etigin bunyesindedir.

 

Aktifligin, birey yonu ise, birey olarak yetisen fakat birey bilinci alamayan toplumlarda, bireylerin ceteler kurmasi, saga sola saldirmasi ve kendi bireyci cikari icin, topluma her turlu insanlik disi dusunce ve davranisla zarar vermesiydi, serial katiller, kovboylar, eline silah alip, okul, hastane v.s. basanlar, yolda kisilere silah zoruyla her turlu zarari verenler v.s.

 

Bunun disindaki aktif cikis, amerikan idealizminin, soros ideolojisinin evengalist orgutlenmesi, adalet, hak hukuk v.s. hice sayilarak ulke isgalleri, olum kamplari v.s.

 

Nihilizmin pasif yansisi da ulkelerin gelismisligine gore degisiyordu. Genelde birey yetisen ulkelerde bir bananecilik ve robotsallik hakim olurken, birey yetismiyen ulkelerde, kisiler ya "ben kendi hayatima bakarim, gerisi beni ilgilendirmez" temelli, ya da bosluga dusulmuslukten kaynaklanan bir psikolojik bunalim ve ne yaptigini bilmemezlik, ya da insandisi metafizik ve etiksel ideolojik inancsallara yeni bir icerik vermek suretiyle, pasif olarak bu verilen iceriklere teslim oluyordu. Bu da genellikle, dini ya da inancsal iceriklibir yeni tanricilik anlayisiydi. Cunku bu tanri ve inanc, kisiye bir gorev yukumluluk ve sorumluluk yuklemiyordu. Sadece kisiyi, pasif kiliyor ve kisi bu pasifligini, kendini inandirdigi bu insandisi tabu ile besliyor ve onu bahane ediyordu.

 

Aslinda butun bu gecmis zaman olarak ifade ettigim cumleler, gecmiste baslamasina ragmen bugunde ayni temelde ve geliserek devam ediyor.

 

Nihilizm, insanoglunun kendi kendine yapilandirdigi, sekillendirdigi ve isleme koydugu ve de "dogal" olarak kendi kendine algilattigi, dogal dusuncenin; hem aktif, hem de pasif icerigi olarak son duragidir. Yani akil bencilliginin, cikarinin son duragidir.

 

Ya nihilizm oyle veya boyle bireyin insanoglu turu yani kendi turu ile olan cikarci, bencil v.s. dusunce ve davranisini, herhangibir insandisi tabuya, ya da kendi egosuna, aktif veya pasif TESLIM ALARAK/OLARAK, yasamini surdurecek, ya da yepyeni bir ufukla; kendi birey bilincini, kendi turu ile butunluyerek ve birlestirerek, evrensel/insansal bilinc duzeyine eristirme/ulastirma savasini, kendi adina ve kendi icin, kendi devrimini yaparak kazanacaktir.

 

Oyuzden her bir kisinin, kendisine dogumdan itibaren verilen ve onu yasatan tum etiksel, metafizik ideolojik inancsal tabu, veri ve degerlerin dogrularini sahiplenip, sabitleyip onlar ugruna yasamini da hice sayarak, bir savasim vermek yerine; insan olmak ve insanlik sunmak adina, bu insandisi ve insanlikdisi degerleri sorgulamali v.s. ve de insan olmak ve insanlik sunmak ile mukayese etmeli ve insan olmak ve de insanlik sunmak adina ihtiyac temelinde degerlendirmelidir. Insan olmaya ve insanlik sunmaya engel olanlari da, kendi adina elemeli, onlardan kurtulmali/arinmalidir.

 

Tabi butun bunlar, icinde bulundugu dusunce ve davranis yapi ve isleyisinden insan ve insanligi adina rahatsiz olanlar ve zarar gorenler icindir.

 

Bu rahatsizligi duyanlar ve zarar gordugunun farkinda ve bilincinde olarak algilayanlar, kendi birlerini turleri ile birlestirebilirler ve butunlestirebilirler, iste birey bilincinin, yasami boyu yol aldigi bu hedef evrensel insandir. BIREYIN EVRENSEL INSANLIGIDIR.

 

Nihilizm "belasindan ve tikanmis dogal dusuncenin temellerinden ve kokeninden kurtulmanin/arinmanin yolu ve yontemi de budur.

 

Oyuzden nihilizmin neyi hicleyip, neyi seyledigini cok iyi algilamak gerekir. Cunku nihilizmin hiclediginin yerine koydugu sey,

 

INSAN VE ONUN INSANLIGI ADINA DEGIL; ONUN SADECE BIRI ADINADIR. BIRIN INSANDISI VE INSANLIKDISI TESLIMIYETI/CANAVARLIGI/BANANECILIGI/ ROBOTLUGU/PSIKOLOJIK BUNALIMIDIR.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Herseyden once, nihilizm ile hemfikir oldugum bir temeli belirteyim. Bu temel, dunyayi ve kendini ifade eden-ki bizde ayni cinsten oldugumuzdan dolayi algiliyoruz-insanogludur. Yani, insanoglundan baska bir ifade gucu olan varlik yoktur.-Varsa bile insanoglunun bu ifadeyi algilamasi mumkun degildir-

 

Bu baslangictan sonra nihilizm, hiccilige yonelmistir. Bu hiccilik, hem yukumluluk, hem de evrensel (gercek varlik, mustakil var olan varlik degil) temeldedir.

 

Once yukumlulukten baslayalim: Nihilizmin yukumlulugu, herseyden once yanlis bir onculden kaynaklanir.

 

Bu oncul: "Yukumlulugun kokeninin ve temelinin ya bizim kendimizin, ya da baskasinin, iradesi-niyeti-istemi-maksati-olusturur." oldugudur. Ayni oncul, nihilizm den baska iki yanlis sonuclamaya daha acilir.

 

Bunlardan birincisi:Egoizm-Bencillik-Ben ideolojisi- yukumlulugun temelini kendi istemi yapar.

 

Ikincisi:Otoritercilik- yukumlulugun temelini baskasinin istemi yapar.

 

Nihilizm ise:YUKUMLULUGU TAMAMEN ORTADAN KALDIRIR.

 

Onun bu yukumlulugu ortadan kaldirmasi-kendi deyimiyle-tanriyi oldurmesidir. Bununla birlikte butun alisilagelmis, ahlaki, geleneksel, goreneksel, toresel v.s. kurallarini da oldurmesidir.

 

Onun bu oldurumu; Hem amerikan idealizminin, dunyayi hakimiyetine almaktaki guc kullaniminin onunu acar, hemde hukuku, adaleti, hakki tanimis dunyayi 1400' lere yani gucun hakim oldugu tarihi doneme cekmesini saglar. Bu isin otoritercilik yanidir.Yani gucluye boyun ey.

 

Diger ucu ise birey yonudur.Yukumlulugun olumu bireyi tamamen serbest birakir ve onun istedigini yapma hurriyetinin onunu acar.Bu nihilizmin bireyi, birey ustu yapma-overman-onerisidir. Bu da bireylerin, baskalarina insanlik disi tavrini getirir. Ornekleri coktur. Ki bu iki yonun birlesimi, Fasizmin, terorizmin, anarsizmin ve marxismin onunu acmistir. "islam kokenli" terorun kaynagi da bu ideolojinin urunudur.

 

Benim bakis acim ise; once yanlis onculu duzeltir. Yani:Yukumluluk vardir. Burdanda su sonuca varir. Bu yukumluluk ne kendi ne de baskasinin istemidir.Iste buradan benim birey-insan ikilemim ve bireysel saygi (farkin farkina varma algisi) ve insansal vicdan (kendine ve baskasina zarar vermeme algisi) onerim cikar.

 

Isin diger yonu ise:evrenseller (gercek varlik)dir. Bu konudaki soru sudur. Dunyada yasayan her bir kisinin karsi cikamiyacagi evrensel bir deger varmidir?-herkesin kabullenecegi-

 

Bu sorunun cevabi nihilizm icin yoktur. Ki buradaki yanlis oncul:"Gercek varlik, ya oznel ya da nesneldir; ikisi birden olamaz"dir.

 

Bu yanlis onculden, cikan yalnis sonuc ise:Kavramciliktir-yani,evrensellerin sadece oznel olarak var oldugunu soyler.

 

Bu yanlis sonucta; iki tane yanlis gorusle sonuclanir. Birincisi:Realizm dir-yani,evrensellerin sadece nesnel olarak varoldugunu savunur.

 

Ikincisi:Isimselcilik-yani,evrensellerin olmadigini soyler.

 

Halbuki oncul; evrensellerin sadece oznel olamiyacagidir.Bu onculun cikaracagi sonucta-evrensellerin hem oznel, hemde nesnel olarak varoldugudur.

 

Benim bakis acim, yukarida sordugum soruya bir cevap verir. Bu cevap KAVRAM dir-kavramcilikla karistirilmasin-Yani, EVRENSELLER KAVRAMLARDIR VE BEYNIN FONKSIYONU DUSUNCEDE OLUSURLAR, YANSI VERENIN ALGISI TEMELINDE ONUNLA (OZNEL/NESNEL) OZDESLESIRLER.

 

Iste ben bu cumleden sonra, dusuncenin evrensel temelinin sorununu ortaya koyan kokeni cizimsel ve anlatimsal olarak ortaya koydum.

 

Insanoglunun zihniyet olarak insanlasabilmesinin olabilmesi ve insanligini hem dusunce hemde davranista sunabilmesi icin;bu dusunce yapisinin tamamen yenilenmesi gerekmektedir.

 

Bu konudaki ana onerim ise: evrensel dusuncenin hem disindan bakabilmek, hem de evrensel dusuncenin icsel sorunlarini notr algilayabilmek, yani icsel tartisma, atisma, kutuplasma ikna olma-etme, mudahele etme, kisisellige cekme, kendini kabul ettirme, kabul-red sinirliliginda kalma v.s. temelindeki kisir donguye girmemek, birsey uretememek sadece ya hakli oldugunu ortaya koymak veya baskasinin haksiz oldugunu gostermeye calismak v.s. den uzak kalmaktir. Bu tartismanin zaten galibi-maglubu da olmaz.Ustelik gucun gucunu kullanmasini getirir.-ki guclu olan; dogru, iyi, hakli,v.s. olsun.

 

Umarim bu yazim; hem nihilizmi tanitmis, hemde benim getirdigim insan olma ve insanlik sunma ve bunu hem bireysel hemde evrensel temelde gerceklestirme acilimlarina-ki nihilizme tamamen ters ve onun insani yoketme-bireyi robot, vatandasi kole yapma-bir giris olmustur.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Bilinc, insanoglunun; yasam ve iliskilerinde; kendisine verilenleri ve de kendisinin, kendisine verdiklerini;sadece, hafizasinda tasiyip, kullanma yerine degilde; bu ogrendiklerinin, ne oldugunu bilmeye tasimasina bilinc denir.

 

Bilinc, ogrenilenlerin ve ogretilenlerin; bir ust asamasi, yani bilme asamasidir. Insanoglu, bilinci olabilecek tek canlidir. Bir seyi, ogrenmek ve onu kullanmak; bilinc degildir.Tum, kavramlarin ve o kavramlarin, kisinin yasam ve iliskilerinde yer alisinin temeli bilinctir.

 

Ben, isciyim diyebilir ve isci olabilirsiniz. Ama, isci olma bilincine varmak; isciligin ne anlama geldigini, nasil bir ekonomiye sahip oldugunu, nasil bir gelecek kurabilecegini; hayale sapmadan nasil bir isci gibi yasayip iliski kurulabilecegini ve isci oldugunu rahatca ve gocunmadan soyleyebilmeyi getirir. Iscinin, grev hakki, iscinin sendika hakki, iscinin calisma saatleri, patronun lokavt hakki, v.s. Yani, isci olmakla ilgili, tum bilinmesi gerekenleri bilecek; ve nerede nasil isci haklarini savunulacagini bilecek ve bir isci bilinciyle, yasayip iliski kuracaksiniz.

 

Bilincler arasinda; birey bilinci, sinif bilinci, isci bilinci, meslek bilinci, aile bilinci, toplum bilinci, koruma-kollama bilinci, ekonomik bilinc, sosyal bilinc, siyasal bilinc, demokrasi bilinci, dini bilinc, milli bilinc,v.s. sayilabilir.

 

BILINCIN DUZEYI, AYNI ZAMANDA EVRENSEL INSANI DEGERLERI KOLLAMAK VE KORUMAKTAN VE BUNLARI SUISTISMAR ETMEMEKTEN VE ARAC HALINE GETIRMEMEKTEN GECER.

 

Bilincli bir kisi; yasam ve iliskilerinde; bilincli mucadelesini verdigi konuda, hem kararli, hem guvenli, hem tutarli, hemde ne yaptigini bilir olmalidir.

 

Bir kisinin, herhangibir seyin bilincine varabilmesi icin; herseyden once; o seyi, ogrenmeden bilmeye tasimasi ve o sey ile ilgili, her tutlu sorgulama ve nedenlemeyi yapmis olmasi gerekir. Bir, kisiye; eger kendisi almaya hazir degilse; disaridan bilinc siringalanamaz.

 

BILINC, OGRENILENLERI VE OGRENILECEK OLANLARI; BILMEYE TASIMA VE YASAM VE ILISKIDE; BU BILGIYI YANSITMA DEMEKTIR.

 

evrensel-insan

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra...

Bir Kisiyi, Bireysellestirmeyen "Fren" "Korku"

 

Insanoglunun duyumu ile algilayip, kavramlastirarak yansittigi, bir soyut ta korkudur.

 

Korkunun bir kisinin dusuncsine cikmasinin bir kac nedeni vardir. Bu konuya deginmeden once, korkunun nerden kaynaklandigina bakmak gerekir. Korkunun en buyuk kaynagi bilgisizlik, caresizlik, ne yapacagini bilmeme, ve savunuya gecmektir. Bunu giderecek olanda her turlu koruma ve korunma altinda oldugunu hissetmektir.

 

Bilgisizlikden gelen korkunun iki turlu cozum secimi vardir. Ya bilgilenirsin, ya da inanirsin. Cunku bu ikiside cevapsiz kalan sorularin cevaplanmasini saglayan eylemlerdir.

 

Korkunun insanogluna yansiyan iki farkli ucu; birincisi, kendisini fiziksel koruma, ikincisi ise korunmadir.

 

Fiziksel koruma; olumden baslayarak, yasam ve iliskilerdeki her turlu fiziki mudaheleye karsi kendini korumadir.

 

Korunma ise; kisinin kendi disindaki dunya da kendini emin hissetmesidir. Bunun cesitli yollari vardir. Aile, devlet ve kurumlari, kurallar ve hukuk v.s.

 

Insanoglu SOSYAL bir HAYVANDIR. Bu temelde; kendisini emin hissedecegi tek yer; yasam ve iliskisini surdugu toplumudur.

 

Buradaki ilk korku, yalnizlik, distalanma, yabancilasma, onemsenmeme v.s. temelli TOPLUM DISINA ITILME" korkusudur.

 

Bu korkunun duzeyi, icerigi, derecesi v.s. her kisinin kendine ait bilgi, bilinc, birikim temelinde degiskenlik gosterir.

 

Yalniz bu korku, kisinin direk degil; dolayli korkusudur ve psikolojiktir. En onemli sorunu da, diger korkulara nazaran; kisinin BIREY BILINCI ALMASINI, ILERLEMESINI, GELISMESINI v.s. engelleyen korku olmasidir.

 

Bir kisi; kendine ozel dusunce ve davranisi temelinde, toplumda "sivrilir", ya da topluma "ters duser" ya da toplumu "karsisina alir" v.s. duzeye gelince, bu korku baslar.

 

Soyle dusunelim. Bir yerde yasiyorsunuz ve herkes monoton, alisilagelmis, yerlesmis tabulariyla bir yasam suruyor ve siz bir konuda dusunce ve davranisiyla, toplumun bu monotonluguna "ters dusmeye" basliyorsunuz ve toplum bunu size hissettirmeye ve kendine gore uygulamalariyla sizi bir cesit "uyarmaya" basliyor. Ne yaparsiniz? Bu dusunce ve davranisiniza devam mi edersiniz, yoksa toplumun bu uyarisini dikkate alip, dusunce ve davranisiniza toplumun istedigi yonde "ceki duzen mi verirsiniz?

 

Iste bir kisinin boyle bir ikileme herhangi bir konuda dusmesi ve bu ikilemden kendine gore nasil "cikacagi" tamamen onun bir karari olacaktir.

 

Iste burada iki farkli bilinc farkli yol cizer. Eger ksi, hala toplumsal bir kisilik ve totoliter bir yasam ve iliski suruyorsa; mutlaka kendi dusunce ve davranislarini "frenleyecek" onlara "ceki/duzen" verecek ve boylece cikisi arayacaktir. Iste ilk psikolojik sorun da burda baslar. Cunku kisi, bu yaptiginin gerekcesini kendine kabul ettiremez ve yaptigindan bir cesit rahatsizlik duyarsa; iste bu psikolojik bir sorundur. Cunku kisi artik, kendi dusunce ve davranislarini degil de; sadece toplumun ondan istedigi sekilde bir yasam surmektedir. Bu kisi bu psikolojik sorununu cozene kadar da, bu ikircimli dusunce ve davranisi yasar. Ya bunu kendine kabul ettirebilir, ya da kabul ettiremeyip, normal kisilik ozelliklerine zarar verir ve konu zihinsel bir psikolojik icerik kazanir.

 

Ote yandan bir kisi eger birey bilincini almis ve kendini toplum icinde kendi dusunce ve davranisiyla oldugu gibi kabul ettirebilecek; bilgi, bilinc, birikim, gozlem, deneyim ve oz guven, ozsaygi oz direnc v.s. temelli oz karakterini guclendirmis ve ne yaptiginin ne dediginin bilincinde ve bunu savunabilecek bilgi ve birikimde ise; iste o zaman o kisinin yaptigi veya yapacagi; TOPLUMUN ISTEDIGI GIBI BIRI OLMAK DEGIL; TOPLUMA KENDISINI OLDUGU GIBI KABUL ETTIRMEKTIR.

 

Bu kisi, basta saydigimiz "yalnizlik, distalanma, onemsenmeme, kendini ortaya koyamama, algilanamama, yaancilasma" v.s. temelli duyumlarin birini ya da birkacinida yasayabilir ve yasamasi da buyuk olasidir.

 

Iste her turlu oz saglam ve guclulugu de bu duyumlari aldiginda lazimdir. KENDI KENDINE YETEBILECEK BIR BILINCE ULASMIS OLMASI buradaki kilit duzeydir.

 

Iste boyle bir duzeye gelmis bir birey bilincinin, kendini topluma kabul ettirme korkusu kalmaz cunku, bilirki; toplum onu kabul etmeyecek; o topluma kendini kabul ettirecektir.

 

Sonucta bir kisi, hem birdir hemde turunun bir parcasidir. Ama sonucta, bir bir olarak "korkusuz/endisesiz" bir yasami yoksa; iliskilerinde de bu korkusuzluk/endisesizligi yansitamaz.

 

Sonucta "boyle dersem anlamazlar, karsi cikarlar, kizarlar, terslerler" v.s. temelli bir dusunce; belki kisiyi topumunda rahat yasatir ama; bu fren kisinin kendi kendine zarar verir.

 

Oyuzden bir kisi once birey bilincinin birey ozgurlugunun bilgi, bilinc, birikimini saglamali ki; kendi saglamliginin topluma da bir faydasi olsun.

 

Eger bir kisinin kendisi boyle direk degil de; dolayli korkudan dolayi, kendi dusunce ve davranis ozgurlugune bir fren bir kisitlama getiriyorsa; bilmelidir ki, kendine zarar verenin; sonucta baskasina da bir faydasi olmaz. Belki tek kari toplumun icinde tutunmaktir ama; ne toplumda bir yeri olur, ne de kendine oz bir dusunce ve davranisi.

 

O yuzden secim sizin. Korkulariniz ve endiseleriniz yuzunden dusunce ve davranis ozgurlugunuzu topluma uygun frenleyecek ve kisitlayacakmisiniz?, yoksa birey bilinci ile; tum dusunce ve davranis ozgurlugunuz ve onun topluma ters dusen duzeyiyle kendinizi topluma kabul mu ettireceksiniz?

 

Unutmayin ki, sadece ikinci yol; sizin surekli bir sekilde, bilgilenmeniz, bilinclenmeniz, yenilenmeniz, ilerlemeniz ve gelismenizin yoludur.

 

Birinci yol ise; basta kendinizi psikolojik rahatsizliga sokma ve bu rahatsizligi baskalarina da empoze etme yoludur. Yani siin icin topluma ters gelenlerin dusunulup, davranilmasi; yapilmamasi gereken seyler olacak ve siz iliskide olduklariniza ayni kendinizi farenlediginiz ve kisitladiginiz gibi ve de bunun farkinda ve bilincinde olmadan; frenleme ve kisitlama getirecek, ustelik bu yaptiginizinda yararli bir sey oldugu dusunccesini kendinize bahane edeceksiniz.

 

"Bu dusunce/davranisi, toplum kaldirmaz; o yuzden uygulamamaliyim ve kimsenin de uygulamasina musade etmemeliyim, uygulamak isteyenleri de uyarmaliyim" Iste bu icerikteki korku/endise dusuncei, hem sizin gelisim ve bilinclenim freniniz, hem de iliskide olduklariniza "iyi niyetli" verdiginiz zarardir.

 

Zaten boyle bir mudahele, genelde birey bilincini almis kisilerden de karsilik gorur.

 

Tabi bu karsiligi onleyen geleneksel dusuncelerde yok degildir "buyugume karsi gelmeyeyim, o bu konuda benim iyiligimi istiyor, o benden daha bilgili/tecrubeli, dedigi dogru, hakli," v.s. temelli gelisimi frenleyici yerlesmis dusuncelerdir.

 

Oyuzden korku ve endiselerimizi sorgulayalim, kaynagini bulalim ve hem kendi hem de iliskide olduklarimizin sagligi ve selameti icin; bu "yersiz" korku ve endiselerimizden kurtulmaya, birey ozgurlugumuzu bilincli olarak yasamaya gayret edelim. Tabi ki bilinclenmek, gelismek, ilerlemek ve gelisen dunya ve dusunceye ayak uydurmak istiyorsak; yok tutucu ve muhafazakar ve geleneklerimize s1k1 s1k1 bagliysak, o zaman isimiz imkansiz ve bu imkansizi zora cevirmek icinde "kendini kendin yapma" bilinci dusunceye cikmali.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Bireysel Hak ve Ozgurlukler Ile; Bireyin Hak ve Ozgurlugu, Farki

Bugune kadar, yukaridaki baslikta belirtilen farka ve bu farkin farkina varma bilincine deginmemistim. Bunun ana nedeni; ulkemizde ne bir birey egitiminin, ne de bir birey anlayisinin, ne de bir birey bilincinin olmamasiydi.

 

Ulkemizdeki vatandaslarin ve kisilerin genelde yetistirilme ve egitilme sekli; toplumsaldir. Dolayisi ile, bir kisi; toplum ile birlikte vardir, toplumsal kisilige sahiptir. Toplumsal degerler tasir ve toplumsal degerlerin dogruluk savasini verir.

 

Bu yuzden baskasina, empoze, baski ve yonetim ve yonlendirim uygular. Bu uygulamayi one cikaranlarinda; mutlaka, bir veya kendine gore uyumlu ideolojik inancsal dogrulari vardir. Bu dogrulari da; herkesin almasi icin mucadele eder.

 

Ama; gercekte; bu mucadele tek dogrulu degildir. Cunku baska ideolojik inancsal dogrular da vardir ve boylece kisi eliyle, toplumsal dogruluk savasi baslar.

 

Bunu dinde de, milliyetcilikte de, ahlak ve etikte de, gelenek, gorenek, torede de, egitim-ogretimde de, ve herturlu ailesel yetistirimde de, v.s. gorebiliriz.

 

Bu temelde bakildiginda; iste kisisel hak ve ozgurlukler, aslinda toplumsaldir. Kisiden ziyade; belirli bir toplumsal yerlesmis, alisilagelmis, sabitlenmis ve sahiplenilmis bir toplulugun, halk kitlesinin, partinin, ideolojik inancsal dogrularin bir urunudur.

 

Kisi bu hak ve ozgurlukleri; icinde bulundugu toplumun toplu bir istemi olarak sunar, yani toplumun bir cesit o hak ve ozgurluklerdeki sozcusudur. Oyuzden de; terim olarak, kisiseli kullandim, bireyseli degil. Cunku kisi toplumun bir ferdidir.

 

Birey ise; bireysel olarak; kendi dusunce ve davranisiyla kendini topluma kabul ettirendir. Yani toplumsal olmak yerine; kisiligini bireysel olarak ortaya koyandir.

 

Iste bu temeldeki bireysel hak ve ozgurlukler, toplumsal bir icerik icermez. Ama ulkemizde, birey olmadigindan ve bireysel bilinc temelli hak ve ozgurlukler olmadigindan; kisilerin ortaya koydugu hak ve ozgurlukler, toplumsal olarak ortaya konur ve oyle algilanir.

 

Bir ornek verirsek; Turkiye de, turban takma hak ve ozgurlugu isteyen bir kisinin, istemi; tamamen toplumsal bir istem olarak algilanir ve kisi de birey olmadigindan bu algi dogrulanabilir ve bu istemin arkasinda her turlu sosyal-siyasal-toplumsal bir ideolojik inancsal dogru ortaya konusunun algisi vardir.

 

Halbuki gelismis ve birey yetistiren ulkelerde; boyle bir istem; tamamen bireysel hak ve ozgurluk olarak algilanir ve hic bir toplumsal algiyi dolayisiyle, ideolojik inancsal dogruyu icermez. Sadece kisinin kisiligini ve kimligini olusturan bir somut deger olarak algilanir ve firtinalar kopmaz.

 

Cunku bunun hem hukuk guvencesi vardir, hem de devlet bireyi icin vardir. Ulkemizdeki gibi; vatandas devlet icin yoktur.

 

Eger bu temelde; kisiselligin toplumsalligi ile; bireyselligin tekligi algilanirsa, iste o zaman ancak; bireyin hak ve ozgurlugunun, bireysel hak ve ozgurluklerden farki da algilanir.

 

Cunku sonucta bir bireyin bireysel hak ve ozgurlukleri, baska bireyler tarafindan, saygi ile karsilanir ve desteklenir. Cunku, destekleyen de; sesini duyurabilmek icin; kendi bireysel hak ve ozgurlugunu alma mucadelesinde destege ihtiyac duyacaktir. Bu yonuyle; bireysel hak ve ozgurlukler, bireyler arasi farklarin farkina varma ve farklari koruma dayanismasina donusur.

 

Bireyin hak ve ozgurlugu ise; tamamen bireyseldir ve toplumsal hic bir yani yoktur, destek te istemez. Tum istedigi; kendi istedigi gibi yasayabilmek ve iliski kurabilmektir. Bunun topluma ters gelisi veya yanlisligi soz konusu degildir.

 

Iste bu temelde; milli kokeninin uygulama hak ve ozgurlugunu isteyen bir bireyin; bireysel hak ve ozgurluguyle; bir bireyin; bu konudaki dusunce ve davranisini, ne kadar ters veya algilanamaz olursa olsun; tabi ki baska bireyin hak ve ozgurlugune dokunmadan ortaya koyabilmesidir.

 

Burada istenen destek-kostek degil; sadece kendi dusunce ve davranisini; serbestce ve hic bir engelle ve karsi cikisla karsilanmadan ortaya koyabilmektir.

 

Kisaca; kisisel hak ve ozgurlukler, toplumun bir kismi icindir ve toplumsaldir. Bireysel hak ve ozgurlukler, bireyseldir, fakat toplum desteklidir. Bireyin hak ve ozgurlugu ise; tamamen bireysel ve bireyin hangi konuda olursa olsun, toplumun tepki veya etkisini goz onune almadan, dusunce ve davranisini; kendi gorusu ve yansisi olarak ortaya koymaktir.

 

Ama, bunlarin hicbiri; bireyci akilciligin; guce, iktidara, otoriteye, cikara v.s. yonelik; baska kisi, birey veya toplumlari kendi dogrusuna zorla veya gucle kabul ettirilmesiyle; yani dikta ve zorakilikle ve bencillik, bananecilik ve egoizm ile asla karistirilmamalidir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Ben/Birey/Bencillik, Bagi/Farki ve Fark Algisi;

Genelde birbiri ile, kavram anlam, ifade ve icerik olarak "karistirilan bu uc kelimenin, aciklanmasi; kendi aralarindaki farklarin farkina varilmasi, Tarihte yapilan, Darwin'in "guclu olan ayakta kalir" aciklanmasinin, ters algilanip; sosyal Darwinizmi ve hatta fasizmi yaratmasinin sonucunu, bir yerde onlemek icin; Dawkins'in "Gen bencildir" aciklamasini ve Ayn Rand'in "Ben" aciklamasini ve Nihilizmin Birey aciklamalarini, cok iyi algilamak ve Darwin'de dusulen yanlis algilamasina dusulmemek gerekiyor. Cunku bir insanoglunun yaptigi bir aciklama, hele hele yanlis ve ters algi ile degerlendirilip, kitlesellesince; toplumsal insandisi ve insanlikdisi dusunce ve davranislar kacinilmaz oluyor.

 

He seyden once, bu uc kelimenin birlestigi ortak bir yapiyi ortaya koymak gerekir. Bu yapi, mustakil var olan varlik olarak DOGAN bir yapidir.

 

Her bebek, tabulu rasa olarak, yani 0 dusunce ile dogar. Dogan bir bebegin neden agladigi, onun mustakil var olan varlik olarak YASAMINI DEVAM ETTIRMESININ bir isaretidir. Yani, bir mustakil var olan varlik, YASAMAK ICIN DOGAR. Iste dogan bir mustakil var olan varligin, beslenmesi en basta onun yasamasinin geregidir. Yine bir bebek, mustakil var olan varligi bu yasamsal anlamda bir rahatsizlik duyarsa, aglar. Mesela, genirmek istediginde, yani gaz cikariminda, altini kirlettiginde, susadiginda, aciktiginda, bir yerinde agri hissettiginde v.s.. Iste bebegin, mustakil var olan varlik olarak; yasamsal rahatsizligini dile getirmesi ve bunun giderilmesi; BEBEGIN BENCIL, BIREY VE BEN oldugu anlamina gelmez. Istersek, mustakil var olarak dogan bir canlinin, bu yapisini, DOGAL/EVRIMSEL YASAMI olarak telaffuz edebiliriz.

 

Eger biz bu duruma "bencillik kavrami eklersek, bebegini yasatmak icin, ona karsiliksiz bakan annesinin, ya da baska canlilarin baska bir canliya karsiliksiz YASATMA YARDIMINI aciklayamayiz.

 

Dolayisi ile, mustakil var olarak dogan bir canlinin yasamini surdurmesi ve yasamini surdurmek icin rahatsizlikarini dile getirmesi, beslenmesi v.s. BIR BENCILLIK DEGIL; DOGUMUN YASAMIDIR.

 

Yukarida basligi olusturan uc kelime de, insanoglu mustakil var olarak dogan varligi adina, yasamda ogrenilen, anlam ve icerik yuklenen soyutlama eliyle, soyut/somutlastirilan kavramlardir.

 

Bu uc kelime de, insanoglu tarihi acisindan nihilizm sonrasi, felsefe ve psikoloji de anlam ve icerik kazanmistir.

 

Peki nihilizm oncesi, ben/birey ve bencillik yok muydu? Bunu soyle aciklayabiliriz.

 

Birincisi, mustakil var olan varligin dogarak yasamini surdurmesinin bencillik olmadigini belirtmistik.

 

Soyle bir soru soralim. Eger bir mustakil var olan varlik, dogumuyla birlikte yasamini surdurmek icin yasiyorsa; nasil oluyorda, toplumsal olarak bir etiksel ve metafizik ideolojik inancsal dogru icin canini feda edebiliyor, nasil oluyorda yasaminin onune etiksel, metafizik inancsallari koyabiliyor?

 

Iste bu sorular bile, mustakil var olan varligin, ne kendi mustakil varliginin bilincinde oldugunu, ne yasamin onemini algiladigini, ne de kendi yasamini kendisinin yasayip, yonlendirdigini acikliyor.

 

Cunku eger oyle olsaydi, hic bir mustakil var olan varlik; kendi yasamini, kendisine verilen bu etiksel ve metafizik inancsal degerler icin feda etmezdi.

 

Iste, insanoglunun bu toplumsal yasam olarak ortaya attigi bu etiksel ve metafizik inancsallar eliyle kurulan duzenler, sistemler v.s. olamazdi.

 

Dolayisi ile, insanoglu nihilizme kadar; sadece kendisini dil olarak ortaya koyabilmek icin, 3. tekil sahis zamiri "ben" i kullanmistir. Tum yaptigi da, kendi turu arasinda, yine kendi yarattigi bu etiksel ve metafizik ideolojik inancsallar ugruna arasinda dogru savasi vermis, kendisini bu degerlerle yonetmis ve yonlendirmistir.

 

Yani nihilizm oncesi, bilincli ve farkindalikli olarak, ne bir ben, ne bir bencillik, ne de bir birey bilinci yoktur.

 

Simdi gelelim, bu uc kelimenin, nihilizm sonrasi nasil bir anlam ve icerik farki kazandigina.

 

Eger, mustakil var olan varligin, dogumu, yasamak ise; bu bencillik degildir.

 

Peki bencillik nedir? Bencillik, mustakil var olan bir varligin, bilincli olarak BASKA BIR VARLIGIN YASAMINA, MUDAHELESI VE KENDI CIKARI ICIN BASKA BIR VARLIGI KULLANMASIDIR.

 

Yalniz, buradaki, cikar; etiksel veya metafizigin getirdigi ideolojik inancsal dogrularin, dogrular arasi savasimi degil; direk, BEN'IN KENDI BIREYSEL CIKARIDIR.

 

Sonucta, etiksel ve metafizik degerler icin dogruluk savasimi veren, zaten bu savasim adina, yasamini ikinci plana almistir ve ne beni, ne de bir birey olmasinin bilincinde ve farkinda degildir. Oyuzden de bencillik soz konusu degildir.

 

Oyuzden herseyden once, bir kisi, ben ve birey bilinbcini almis olmali ve farkinda olarak bencillik yapmalidir. Yani MUSTAKIL VAR OLAN VARLIGININ HEM BILINCINDE, HEM DE FARKINDADIR. Dolayisiyle, bu mustakil var olan varligi, yani ben'i kendi yasatacak ve kendi yasamina yon verecek bilinc ve farkindaliga sahiptir. Iste bir mustakil var olan varligin, bu bilinc ve farkindaligi, BENIN BIREYSELLIGIDIR.

 

Bencilllik ise; benin bireyselliginin farkinda ve bilincinde olan bir birin; sirf kendi beni ve bireysel cikari icin, baskasinin ben ve birini kendi beninin bireyselligine alet etmesi, kullanmasi ve kendi beni icin, "herseyi mubah" kilmasidir, yani bireyci akilciliktir.

 

Iste bu temelde, mustakil olan varligin, ben ve birey bilinci; onun bencil oldugu anlamina degil; sadece kendi benini bireysel olarak kendi yasattigi anlamina gelir. Kendi dusunce ve davranisiyla. Iste bu bilinc ve farkindaligin, sirf bir cikar ugruna, baska benlere mudahelesi, yani onlarin hak ve ozgurluklerini, kendi bireysel beni icin, kullanmasi ve harcamasi, bencilliktir ve bireyci akilciliktir.

 

Iste bu temelde "genin bencilligi" ve Ayn Rand'in "Ben" i cok iyi algilanmalidir. Tum bunlar, ayrica, ego, super ego, alter ego, v.s. temelli insanoglu algi gelistirimini icerik olarak ta ne oldugunu algilamaya yardimcidir.

 

Birey bilincinin, iste bu baska benlere mudahele etmeme bilinci ise olmasi gereken evrensel insansalliktir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Peki nihilizm oncesi, ben/birey ve bencillik yok muydu? Bunu soyle aciklayabiliriz.

 

Nihilizmi milat mı kabul ettin :)

 

Nihilizmden önce nihilizmden sonra? :)

 

Nihilizmden Önce 400 yılında bencillik çok yüksekti... Çok tuhaf duruyor , bakalım hatamız nerede?

 

Nihilizm nedir ? Hiç ve hiççilik.

Hiçten önce diye birşeyden bahsetmek tamamen karmakarışık birşey olur.

 

Yani biz zaten nihilistiz. Nihilizme ilerlemiyoruz nihilizme dönüyoruz.

 

Her canlı hiçtir.

Ben kimim sorusuna cevap ver örnegin hiç oldugunu farkedersin.

Hiçin üstüne yazıyorsun herşeyi.

O yüzden yazacağın şeyler insanimi insanlık dışımı ben karışmam.

Ama dönecen dolaşacan hiç olacaksın.

Bilincin yere düşen bardak gibi paramparça olucak.

:)

 

Bunu bilerek hiç tarlasın bitki ek.

 

"Absürdizm."

Link to comment
Share on other sites

Hiccilik ten ne algiliyorsunuz?

 

0 1 2 3 4 5 diye say.

Buradaki 0 nihilizmdir.

Başlangıç noktası.

Herşeyin temeli.

 

Binanın zemin katı.

 

Boş defter.

Sen gidersin defterin üzerine birşeyler yazarsın...

 

Bakin siz mesaj atabildiginize gore, bir varliginiz var.

 

Varlığımın temeli hiç değil mi :)

 

Bak mesela kendime soruyorum.

Sen kimsin diye.

Sonra cevap veriyorum.

 

Adım "x".

Yaşadığım şehir "y".

Sevdiğim insanlar "Annem" "Atatürk"

 

Ben ne yaptım?

Boş bir zihni doldurdum.

Sonra doldurduğum şeyler ile kendimi tanımladım.

 

Bir nevi özümle değilde kıyafetlerimle kendimi tanımlıyorum.

Özüm herkeste aynı olan , birşey.

 

Yani boş defterin doldurulması.

 

Ben dogmadan önce neydim?

"Özne" olarak hiç.

Yarın birgün geberince ne olcam ?

Özne olarak "hiç"

 

Evren varoluşunun tabanı nedir?

Yani herşeyin tabanıdır hiç.

 

Hiç hiçbirşeydir de diyebiliriz :)

Yüksek değerlerin gözden düşmeside diyebiliriz.

 

Peki benim gözümde yüksek değerler gözden düşmüşse gelip bu yanlıştır vs. diyebilirmisin?

Diyemezsin.

 

Ben herkes nihilist olsun diyormuyum ?

Demiyorum.

 

Nihilizm tamamen zevk meselesi.

Kafama göre nihilist olurum , varoluşcu olurum daldan dala zıplarım.

Anlam meseleleri bunlar.

Varlığa verdiğin anlam değer meselesi.

 

Var olduğumu kabul etmekle ilgili bir sıkıntım yok benim.

Ben var olmayabilirim falan demek delilik olur zaten.

Link to comment
Share on other sites

Evrensel-insan,

Nihilizme düzdüğün övgüler veya Nihilizmi savunman bile Nihilizm açısından gereksiz ve saçmadır.

Anlam ifade etmez.

Nihilizm insanlarda alev çaktıracak bir şey değildir.

Nihilizm tüm çakan alevleri söndüren bir şeydir.

Konu varklık olduğunda, nihlizmde varlık yokluk karşısında anlamsızlaşır.

Konu anlam olduğunda, anlam anlamsızlaşır.

 

Yani yukarıda yazdığın yazılar Nihilizm açısından hiç yazılmamışlarla eşdeğerdir :)

Link to comment
Share on other sites

Saygideger nihilist;

 

Bos defter derken, tabulu rasa'yi mi kastediyorsun?

 

Dolayisiyle, nihilizm deki 0 dan kastin, dogumdan itibaren verilen her turlu degerin sifirlanmasi mi?

Peki yerine ne koyacaksin, hareketinin yonlendiricisi olan dusuncenin temelini ne teskil edecek?

 

Nasil akil yuruteceksin, nasil kararlar alacaksin? v.s.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger Ateist Bakis;

 

Ben nihilizme ovguler duzmuyorum, aksine; nihilizmin insanoglu turu biri ile turunu karsi karsiya getirdigini ve birin,bireyci akilcilik olarak kendi egosal ve ayrimci cikarlari icin, baskalarini kullandigini ve harcadigini soyluyorum. Yani, bir cesit "gen bencildir" anlayisi.

 

Insanoglu turu bunyesinde birin,mher yonuyle one cikarilisiundan bahsediyorum. Bu da bir ovgu degil; aksine, insanoglu butununun kendi bunyesindeki sorunu.

 

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Dolayisiyle, nihilizm deki 0 dan kastin, dogumdan itibaren verilen her turlu degerin sifirlanmasi mi?

Peki yerine ne koyacaksin, hareketinin yonlendiricisi olan dusuncenin temelini ne teskil edecek?

 

Sen boş deftersin.

Yerine istedigini koy.

Ahlaksal olarak birşeyi koy sil yerine başkasını koy.

Defter defterdir.

 

Bak şimdi sen selülozda üretiliyorsun fabrikada sonra hayatın boyunca yaptıgın o defteri doldurmak.Birgün geliyor ve o defter doluyor sonra yanıyor gidiyor.

Burada anlatmak istediğim şu annenden yumurta babandan sperm geliyor birleşiyorlar bir özne getiriyorlar meydana. Daha sonra o özne hayatı boyunca birşeyler yapıyor ve yok oluyor.

 

Nihilizme bir sürü tanım getirmiştir herkes.

Herkes farklı birşey anlar.

Bazıları senin gibi tü kaka derler nihilizm için :)

 

Bak şimdi.

Herşeyin temelinde bir hiç var.

Herşey bu hiçlikten doğuyor.

Hiç madde-enerjiye temel oluyor.

Burada cansız maddede içerisinde canlılığı barındırıyor.

Sonra canlılığa geçiş oluyor.

 

Burada evreni yorumlayan değerlendiren cansız maddeden canlılıga geçen o sistemin evrimsel süreçte gelişmesiyle oluşan bizleriz.

 

Birgün evren içine çöker hiç olur.

Bu böyle sonsuza dek sürmez.

 

Bu oluşuma ters olduğu için ünlü nihilistler en çok dinler ile uğraşmıştır.

 

Nihilizm denince boş , anlamsız depresyonlar vs. gelmemeli akıla.

Şimdi bu noktada Nietzschenin tanımladığı birşeyden yararlanmak istiyorum.

 

Pasif nihilizm:

Aktif nihilizm:

 

İnsan pasif nihilistse anlamsızlığa tam anlamı ile teslim olur.

Yada aktif nihilist olur , bu anlamsızlık içerisinde "harikalar diyarı" na ulaşır.

 

Yani nihilizm depresyon türü gibi birşey degildir.

İnsanlığın birey bilinci üstüne anlattığın zararlarla alakası yok.

 

Nihilistlein meselesi "insanla" ya da "insanlık"la değil, "insancılık oynayarak yaşamın kıyısına vurmuş boş yumurtalar"ladır! Zira yaşamı kilitleyen asıl virüsler bunlardır ve bu kirli kanı temizleyecek en etkili panzehir, bu hatırı sayılır virüsleri yok edecek en etkili anti-virüs programı da.

 

Yani nihilizm , insanlıga zarar veren değil önünü açan yaklaşımdır.

 

Çünkü temeldeki hiçlik, ölümün kaçılacak bir son değil en derindeki özümüz olduğunu, aslolanın 'uyanmak' ya da rüya değil derin bir uyku olduğunu anlatır bize.

 

Ölümden korkmayı bırakınca, bu korkusuzluk hayata karışınca bambaşka bir kişi ortaya çıkıyor.

 

Tanrının senin bedeninde uyanıp hayata karışması gibi haz veren bir duygu. Kendini hayatın içinde değil, hayatı kendi zihninde akar gibi hissetmek...

 

Ve ben burada istek ve arzularını sonsuza bölen degil 70-80 e bölen bireyim.

 

Temeldeki hiçliğin üstüne kat attığımın farkındayım.

 

Farkın farkındayım :) hihihihi...

Link to comment
Share on other sites

Saygideger nihilist, bir seyi bilincli silmezsen, soonunda yerine koyacagin da sildigine pasralel olur.

 

Sildigini bir daha tekrar yerine koymak istemezsen, sildiginin bilincinde olacaksin ve insanlik disinda kalan, ayrimci, cikarci, bencil v.s. etik degerleri sileceksin.

 

Mesela, farzedelim ki; milliyetcilik degerini sildin, yerine ne koyacaksin ve koydugunun sildiginle ayni frekansta olmadigini nasil bileceksin?

 

Ya da tanriyi oldurmek ne demek?, tanriyi silmek anlamina gelir mi?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger nihilist, bir seyi bilincli silmezsen, soonunda yerine koyacagin da sildigine pasralel olur.

 

Ne oldu ya?

 

Ne silmesi.

Neyi sildik şimdi.

 

Ben sana birşeyi sil başka birşey yaz falan demedim ki.

Silsende silmesende defter defterdir ve bi gün hiç olması nedeniyle hiçtir dedim.

Sil yaz kafana göre takıl bunlar "nihilizmi" bağlamaz.

 

Nihilizm temeldeki hiçliği ve sonunda karşılacağın hiçliği söyler.

Nihlizim din değil ki sana herşeyi sil desin.

Herşeyin temelinde hiç var ona göre yaşa diyor.

 

Neyi silip yazıyorsan bu faktöre göre belirle.

 

Hiçten geldin hiç olacaksın.Bi tanrı falan yok. Sen bunu esas al ona göre hayatını yaşa. He ben hiçlige ragmen ırkçı olcam ırkcılık için mücadele edecem diyorsan mesela , bu şu anlama gelir "Ben hiçligin bilincindeyim.Yaptığımın gereksizligini , bir gün bilinç olarak söneceğimi biliyorum ama yinede yapıyorum."

 

Nihilizim sana kurallar koymuyor. Seni sınırlandırmıyor şunu yap bunu yap şu ahlaksal değeri sil diye.

Sen nihilizmi farklı kulaktan tutuyorsun.

 

Baştaki maddeyle ilgili söylediginde benim söyledigimle alakasızdı. Sen idealizmle karıştırıyorsun nihilizmi.

 

Kişisel yorum istiyorsan nihilizmimden bağımsız ona göre yorumlarım ahlaksal değerleri , ama bunun bu konuyla hiçbir alakası yok.

 

 

Ya da tanriyi oldurmek ne demek?, tanriyi silmek anlamina gelir mi?

 

Tanrı öldü diyerek Nietzsche , Metafizik geleneğin sonuna işaret eder.

Metafiziğin sonunun geldiğini söyler.

Buda onun nihilizmine denk gelir.

 

Tanrı öldü , metafizik gelenek son buldu.

Kendi üzerinde bi dayanak olmadan kendi ayaklarının üzerinde durabilmelisin der.

 

Anlaştık?

Link to comment
Share on other sites

Saygideger nihilist;

 

Silmek demek, sifirlamak demektir.

 

Sahi sen algiladigin su nihilizmi bir anlatsana.

Sifirlama nedemek ve neyi sifirliyorsun.

 

Bak sana milliyetciligi ve tanri kavramlarini sormustum, cevap vermemissin.

 

Eger ben senin nihilizmden ne algiladigini bilmezsem, konuyu tartisamayiz.

 

Ayrica hic baska sifirlamak baskadir. Hic bir durus bildirirken, sifirlama bir yuklemdir ve is, hareket bildirir.

 

Once hic nedir ve hice nasil ulasilir?

 

Eger hicin bir anlami varsa, ki vardir; hic bir kavram olarak POZITIFTIR ve sadece anlami negatiftir.

 

Ayrica hicin olabilmesi icin, bir seyin olmasi gerekir.

 

Ben sana listeyi vereyim.

 

Sey, birsey, herhangibirsey, hersey, hicbirsey, yani SEY KAVRAM OLARAK OLMAZSA, SEYEBAGLI TURETIMLER GERCEKLESEMEZ.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Eger ben senin nihilizmden ne algiladigini bilmezsem, konuyu tartisamayiz.

 

Bak şimdi dogmadan önce neydin.

Özne olarak...

Madde var olmadan önce ne vardı...

 

Sen ne olcaksın öldükten sonra.

 

Cevapla.

 

 

Biz senle anlaşamıyoruz.

Sabahtan beri nihilizm anlatıyorum sen hala nihilizm herşeyi siler atar insalık dışıdır diyorsun.

Dedigim gibi konuşma , uslub , kendini ifade etme yetenegin 0.

Anlama yeteneginde.

Hakaret olsun diye söylemiyorum.

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

Dogmadan once bir embriyoydum. Embriyo olmadan once de, oldukten sonra nasil evrenin parcalarina karisacaksam, evrenin parcalarindan embriyo olabilecek ve embriyolar arasi yarisi kazanarak dollenebilecek bir durumdaydim, bunlarda dogal secilimdi.

 

Yani embriyo olmadan once,dogal secilim olarak embryo adayiydim.

 

Yani degistim, donustum, baskalastim ve dogum ile olustum, yasamda degisiyorum, olumle donusecegim, sonra evrenin diger parcalarinin birer parcalari olarak onlarin baskalasim ve olusumlarinayardimci olacagim.

 

Yani dogal secilime ve mutasyona katilacagim.

 

Madde var olmadan once fenomen vardi.

 

Sen bana tanri kavramini ve elma kavramini hiclesene.

 

Anlasmak icin, her iki tarafinda algilama cabasi gostermesi gerekir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Dogmadan once bir embriyoydum. Embriyo olmadan once de, oldukten sonra nasil evrenin parcalarina karisacaksam, evrenin parcalarindan embriyo olabilecek ve embriyolar arasi yarisi kazanarak dollenebilecek bir durumdaydim, bunlarda dogal secilimdi.

 

Özne olarak seni sordum ben.

Özne birey...

 

Yani birey olarak , kişiligi olan karakteri olan düşünebilen vs. birşey yoktu.

Hiçtin var oldun.

 

 

Sen bana tanri kavramini ve elma kavramini hiclesene.

Googleye elma yazıyorum.

Aplle marka telefon çıkıyor (Emperyalizm)

Tanrı yazıyorum hiçbirşey çıkmıyor.

Yani zaten Tanrının hiç oldugunu google bile biliyor :)

 

Şaka bir yana ben diyorum ki.

 

Evren hiçten var oldu bir gün hiç olmayacak mı?

 

Bütün herşey evrenle birlikte var olduğuna göre elmayıda ayıramayız bundan.

Dolayısı ile madde hiçlikler arasındaki zamanın oluşum sebebidir.

 

Biz sadece yaşayan ve hiç olacak olan canlılarız.

 

Bunun aksini savunuyorsan idealist olman gerekir.

 

Tanrı , matriks felsefesi gibi uçarı anti-bilimsel saçmalıklara tutunmalısın.

 

Yarın evrenin kendi içine çöktügünü düşün.(Hızlandırıyoruz bu çöküşü...)

Sen ne oldun o zaman?

 

Ya dinsel bi saçmalıkla tanrının yanında bi adam oldun.

Yada gerçek net bi algılama ile hiç oldun...

Link to comment
Share on other sites

Saygideger nihilist;

 

Hic kavramini tanimlarsan, sozlukten de bakabilirsin, o zaman hic in sey den turedigini de algilarsin.

 

Kisaca sey olmadan, hicbirsey olmaz. Varlik olmadan hiclik olmaz.

Hicbirsey, seyin negatif anlamlisi; hiclik te varligin negatif anlamlisidir.

 

Yani varligin karsiti degil; karsitlarindan negatif olanidir, pozitif anlam tasiyan da sey olandir seyin ne oldugu da seyin ne ile ozdeslesecegine baglidir.

 

Oyuzden ne tanriyi, ne maddeyi nede kavramlasmis herhangi bir seyi hicleyemezsin.

 

Cunku hicleyecegin BIRSEY VARDIR, O DA KAVRAMIN NEGATIF IFADESIDIR.

 

Ayrica enerjinin sakimi kanununu unutma "hic bir sey yok olmaz, yoktan da var olmaz"

 

Yani once sey olarak varladigini ancak hiclersin. Kendi kendine yok ta olmaz, hic te olmaz kisaca negatif anlam da olmaz. Negatif anlam, kavramin negatif ifadesidir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...