Jump to content

Lafargue

Members
  • İçerik sayısı

    34
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Sitemizdeki itibarı

2 Neutral

Profile Information

  • Gender
    Not Telling

Son profil ziyaretçileri

Son ziyaretçiler bloğu devre dışı bırakıldı ve diğer kullanıcılara gösterilmiyor.

  1. Lafargue

    Zaman Nedir?

    Saygideger Panteidar`in sorusu gozden kacmis ama oldukca onemli ve ilginc bir soru kanimca. Bir kac makaleye ulastim ,okudum. Konu ozelinde mantik yurutecek ve ya kurgu yapacak kadar donanimli degilim. O nedenle sadece ilginc buldugum bir kac makaleyi paylasmak isterim. Dogs Perceive Time Modeling time perception in rats Are animals stuck in time
  2. Saygıdeğer evrensel-insan, Size daha önce acizane bir önerim vardı ,hatırlatmak isterim. "Yer çekimi" üzerine fikir mübadelesi etmiştik. Teklifim geçerli ,buyurun kendinizi karşıdaki binadan atın ,adına yer çekimi dediğimiz , insan iradesinden ve düşüncesinden ,insan oğlunun türlü türlü yapılandırılmışlığından bağımsız bilimin adına kuvvet dediği şey sizinle diyaloğa geçecektir! Dostlukla
  3. Saygıdeğer evrensel-insan; Işık teorisinde ,şu bilindik iki oyuktan geçme fenomenini anımsayalım. Işığın hem parçacıklar gibi hem de dalgalar gibi hareket ettiği çok hassas deneylerle gözlemlenebilmiştir. Fotonun hareketi için her ikiside söylenebilir. Fotonların nasıl ve neden böyle davrandıkları henüz açıklanamamış ya da açıklanmış fakat ben bilmiyor olabilirim. Aslında fotonlar tam olarak kendilerine özgü hareket ediyorlar. Bilim insanları bunu kuantum mekaniksel hareket şeklinde tasvir ediyor. Foton bize elbette "ben hem böyle hareket ederim ,hem de böyle" diyebilecek şekilde "bilinçli" bir harekete sahip değil ,ama biz ne dersek diyelim bu deneyde gözlemlendiği gibi değişik bir şekilde hareket ediyor. Gözlemlediğimiz bu fenomeni modellendirmişiz ve kuramsallaştırmışız. Böyle diyerek ne fotonu hareket ettiren bir bilinçten ne de fotonun kendi bilincinden bahsetmiş olmayız. Doğaya sizin deyiminizle kanun vermemiş ya da yine sizin deyiminizle nasıl davranacağını söylememiş insanoğlu. Siz bilimin üzerinde deney yaptığı ,hareketini gözlemlediği ve genelleştirerek adına madde(enerji) dediği "şeyleri" yine bilim adına hiçe sayıyorsunuz. Daha doğrusu "insan oğlu ve onun birinin düşüncesi ,düşüncesinin yapılandırılmışlığı olmasa sizin üzerinde deney yaptığınız şeyde olmayacak" diyorsunuz. Fotonun hareketine dair bilimin açıklamalarına şüphe ile yaklaşmak ,değişik methodlarla bu düşünceyi sınamak başka bir şeydir. Binbir kelime oyunuyla bilimin üzerinde deney yaptığı ve adına madde(enerji) dediği şeyleri reddetmek başka bir şeydir.
  4. İnsanoğlu kendisine ,etrafını saran şeylere madde/enerji dedi. Gördüğünü ,duyduğunu ,algıladığını sonra kavramlaştırdı. Farzedelim ki madde değilde başka bir şey dedi ,bu onun niteliğini değişitirmiydi ? Şeylerin isimlerini değiştirerek yada başka başka soyutlayarak onların niteliklerini değiştiremezsiniz. Yapabiliyorsanız ki düşüncede yapabiliyorsunuz ancak o zaman inanıyorum gelecekte sizin felsefeniz yeni bir tanrı yaratmayada muktedirdir! Gerek yok şu an elimizde fazlasıyla var!
  5. "Doğal Seçilim"den bahsettiğimizde burada seçen bir bilinçten ya da bu seçilimin bilinçli bir amacı olduğundan mı söz ediyoruz ? Bundan söz etmediğimiz gibi doğa yasalarından söz ederken yine bir bilinçten bahsetmiyoruz. Benim itirazım düşüncenin ,kavramların soyutlanmış olmasına değil ,bu konudaki tanımınıza katıldığımı bildirmiştim. Sizin algınız ise cevap olarak sorduğunuz soruyla ,sorunuz ise yine felsefenizle oldukça uyumludur. Çünkü siz ; “Her şeyin temeli” diyorsunuz “tabanı ,yapılandıranı insanoğlu ve düşüncesidir”! Yine buna paralel olarak soruyorsunuz "O halde doğa yasaları kim/ne tarafından verilmiştir ?" Şimdi bu soruyla benim sorumu mu yanıtlamış oluyorsunuz? "kütle çekimi"den bahsediyoruz ,biz koymuyoruz o yasayı ya da maddeler arasındaki böyle bir ilişkiyi oluşturan bir bilinçten bahsetmiyoruz. Gözlemimizden/deneyimizden yola çıkarak maddeler arasındaki bir etkileşimi soyutlayarak ,modelliyoruz. Siz ise "Yasa diyerek doğaya insansal özellikler yüklediniz" şeklinde eleştiriyorsunuz. Karşınızdaki binanın tepesinden atın kendinizi ,neye göre ,kime göre olduğunu anlayacaksınız ? Soru net hatta daha basitleştirerek sorayım: "Doğa insandan önce var mıydı?" Dostlukla
  6. Bu söyledikleriniz ancak Hegel’e dipnot olarak düşülebilir. Hegel düşünceyi ,insan beyninin yaşam sürecini, “bağımsız bir özneye” dönüştürür. O’na göre “nesnel dünya” ideaların “dışsal ve görüngüsel biçimi”nden başka bir şey değildir. O’ndan farklı olarak siz madde ve düşünce arasında bir bağ kuruyor ancak nihayetinde Hegel’in sistemini açıklarken başvurduğu “kendini düşünen düşüncenin düşüncesi” ne saplanıp kalıyorsunuz. Fenomenlerin gözleminin sınırlarının ötesindeki şeylerin ,örneğin materyalizmin madde ve düşünce arasındaki öncül ilişkisini ,metafizik olarak ilan ediyorsunuz. Daha ileri giderek ,bağımsız bir özne olma ve öznelerin evrensel-insan düşüncesi altında evrensel bir öznede birleştirilmesi iddiasıyla , her şeyin temelini insanoğlunun “duyumlarına” indirgiyorsunuz. Bu önermelerde öncüllerini daha Berkeley’de bulabileceğimiz daha sonra Mahc ve ardıllarında görebileceğimiz türden yaklaşımlardır. İnsan oğlu henüz yokken ve ondan bağımsız olarak işleyen ve bunu yaparken bir insan duyumuna ,gözlemine ihtiyaç duymayan “doğa yasaları” yok muydu ? Ya da o yasalar biz ne dersek diyelim ya da bizim soyutlamalarımızdan bağımsız olarak bulunmuyorlar mıydı ? Elbette insanoğlu olmazsa düşünce olmaz ,madde olmazsa insanoğlu olmaz! Fakat ,insanoğlu gözlemini ve soyutlamasını yapıyor onları kavramlaştırıyor diye madde vardır gibi bir sonuca ulaşabilir misiniz ? Aynı saçmalık duyumları maddenin bir özelliği gibi göstermekle birdir. Buradan basitçe Berkeley’in ifadesindeki “Dünya insanoğlunun tasarımından başka bir şey değildir”e ulaşılır. Çünkü siz ; “Her şeyin temeli” diyorsunuz “tabanı ,yapılandıranı insanoğlu ve düşüncesidir”! Felsefeniz iddia ettiği gibi “bağımsız” değildir. Üzülerek söylüyorum bazı etiketlemeleri siz, Berkeley’in felsefesini kotarmaya çalışırken kendiniz giyiyorsunuz ,ben yapıştırmıyorum! Berkeley’in idealizmi Mach’ın agnostizmi ve Hegel’in diyalektiği işte “evrensel-insan felsefesi” ,meta-felsefe iddiasındaki düşünce çorbası. Dostlukla
  7. Saygıdeğer evrensel-insan; Buradaki sorgulamayı kişileştirmenizi anlamıyorum. Felsefenizin (belki siz farkına varamamışsını) argümanlarının agnostizme malolduğunu söylüyorum. Ne diyelim ? "Yok canım ,dostumuz bir şey ispatlamak ve ya çürütmek için yazmıyor bunları ister alırız ,ister almayız" böyle mi diyelim? Ben demeyeceğim ,kişisel algılamayın ,felsefenizle tartışıyorum. Ayrıca agnostism felsefede sizin çizdiğiniz o dar anlamıyla değerlendirilmez. Ben sizin tanrı inancınızı sormadım, merakta etmiyorum, şimdilik. Agnosticisim
  8. Saygıdeğer evrensel-insan; Evrensel-insan'nın köşesi adresinde "kurmacanızı" açıklarken şöyle bir ifade kullanmışsınız : Sizden ,alıntıladığım yukarıdaki cümleyi açıklamanızı rica edeceğim.
  9. Saygideğer evrensel-insan; Eğer sizde bir fenomenseniz ,özne olarak felsefenizi kuruyorsanız nasıl oluyorda meta-felsefe iddiası getirebiliyorsunuz ? İnsanoğlunun alternatifsiz olduğuna katılmakla beraber eğer onun dışında bir yerde durmuyorsanız nasıl oluyorda olaya bakanın kendisinin olay içinde olmadığını ,yer almadığını iddia edebiliyorsunuz? Her türlü sorunu sorgulayıp (kanıtlamaya,inanca,ispata,doğruya v.s endekslemeden), sorunların evrensel ve bütünsel kökenine inmeyi amaçlayan felsefeniz bunları "nedenlemeye" başladığı anda olayın içerisinde hatta artık kendisi olay olmuştur. Felsefe üstü iddianız sırf bu nedenle geçersizdir ,bu felsefe bilimin "sahte felsefesi"dir ,sinsi bir agnostizmdir!
  10. Radyoaktivite nedir ,radyoaktif madde nedir? Bu sorunun bilimsel olarak cevabı vardır. Hatta bu açıklama iyiki bir "Noktalama"dır! Yoksa bu kavramlar ,aslında bilim bunun hakkında ne dediğini bilemeyiz bir süreçtir ,diyerek elimize plütonyum parçacığını alabiliriz. Hiç bir ideolojiye ,sabitlemeye ,metafiziğe ,materyalizme ait olmadığını dile getiren ,karşı çıkışlarına "bilim gözlemler ,insanoğlu sadece seyreder" gibi bir itiraz yönelten utangaç ve sinsi bilinemezci bu felsefenin sonuçlarını "gözlemlediğim" bir örnekle anlatmak isterim. Şantiyenin birisinde kaynak radyografilerini çeken bir arkadaşımız işlem sonrasında düşen çekirdeği eliyle alıp atmıştır. Kendisi akciğer kanseridir ,günden güne erimektedir. Şanslıdır henüz ölmemiştir. Aynı zamanda teknik okul mezunudur ama bu onun ahmaklığını ,cahilliğini engellememiştir. Belki de kendisi salaktır ,gözlemim sonucu ancak böyle diyebilirim. Bilimin felsefesi diye ona yutturulan bu "sahte felsefeler" sayesinde salaklaşmıştırta diyebilirim. Siz ne diyordunuz?
  11. Saygıdeğer evrensel-insan , İnsanoğlundan bahsediyoruz elbette. Cevap olarak bana slogan ve sürekli tekrarladığınız bu retoriği öne sürüyorsunuz. Sorularıma cevap alamamışım. "Oradan değil ,buradan başlayalım" şeklinde nasihat almışım. Not : Yazılarınızı takip ettiğimi ,okuduğumu belirtmiştim yine de verdiğiniz link için sağolun.
  12. “ Evrensel-insan zihniyeti” makalenizi diğerleri gibi okudum ,bir daha okurum sayın evrensel-insan. Şeyleri her türlü metafizik dayanaktan uzak (fakat siz materyalizmi de ideoloji temelinde aynılaştırdığınız için buna dahil ederek) olarak açıklama iddiasında bir zihniyet. Ama “bilimin felsefesi nedir”in açıklama cüretine girdiği anda bu kendi ile çelişir. Çünkü ;kendisini yalnızca kendinden öncekilerin öznel yargılar olduğu tahakkümü üzerinden yapılandırır. Bunu ne yanlışlayabiliyor ne doğrulayabiliyoruz. Felsefenizin bunun gibi öznel bir durum yaratmayacığını nasıl açıklıyorsunuz ? Kaldı ki bu teolojinin nedensellik sorununda sınıfta kaldıgı sorunun bir benzeridir. Gözlemden ve insan zihninden bahsediyorsak ,şeylerin değil ama, bir öznellikten her zaman söz edebiliriz. Temel sorum budur. Bir diğer husus: Gerçeğin göreceliği ya da asla bilinemeyeceği sadece onun fenomenlerinin gözleneceği üzerine kurulu felsefenin bir diğer sorunu yine kendi ile çelişir. Bilimsel teorilerin ya da toplumsal gelişimin keskin çizgilerle teorize edilmesini ideoloji olarak adlandırırken fenomenlere dayalı gözleminiz bize “bilimin felsefesi bu olabilir”i tembihliyor. Nasıl oluyorda sadece “evrensel insan zihniyeti” kendi eleştirisinden dokunulmazlık payesini alıyor ? Aklın ideolojik sınırında nasıl oluyorda evrensel-insan felsefesinin böylesi bir sınırı olmuyor? Öyle ki felsefeniz insanoğlu temellidir ve bahsettiğiniz kategorilerin içerisine sırf bundan dolayı dahil olmak zorundadır. Son soruda ,bunu savunmanın dürüstlükle açıklayamayacığınız bir nihilizm olduğunu görmelisiniz!
  13. Bütün eleştiri ve tezleri "genelleştirerek" aynılaştırıştırıyorsunuz. Fakat nedense sizin felsefeniz bir şekilde yukarıda saydığınız kategorilerin birisine dahil olamıyor? Ortaya koyduğunuz tezi yalnızca yine ortaya koyduğunuz yaklaşımlarla tanımlayabiliyoruz. Neden sadece bu felsefe yanlışlanamazlık mührüne sahip oluyor? İdealizmin büyük sorunlarından biridir ,kendi ile çelişmesi. Bütün fikirler bir şekilde dogmatik ve ya ideolojik olurken nedense bu olamıyor? Diğerleri yadsınırken bu felsefenin yadsınamaması garip değil mi? Yeni bir din gibi ,ne ilginç!
  14. Saygıdeğer evrensel-insan; Foruma astığınız yazıyı okudum ,yazıda referans gösterilen kaynaklara ulaşmak zor oldu. Enine boyuna bir yazı hazırlamak zaman alacak ,mazur görün. Şimdilik kaynaklarımı ,notlarımı derlemekle meşgulum. Dostlukla
×
×
  • Create New...